..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþamak ne güzel þey be kardeþim. -Nâzým Hikmet
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Levent Ölçer




24 Haziran 2012
Althar'ýn Akýncýlarý: Altýngöl ve Ejderha (3. Bölüm)  
Dalgalar ve Dalgakýranlar

Levent Ölçer


Törensel, kýrmýzý ve altýn iþlemeli koca bir pelerine bürünmüþ kemm liç, elinde koca yakut topuzlu kudret asasýyla ve mumya sargýlarý üzerinde giydiði büyülü yüzüklerle, madayonlarýyla yürüdü. O yürürken silikleþen bedeni ayný anda baþka bir yerde maddeleþiyordu. Piramidin görünen zemininden çok daha aþaðýdaki katlardan birindeki bir gizli bölümde, o vardý. Xalazoph-Kheem. Ýncilideniz'in Borasý.


:ACHI:
Gölün Ahtapotu'nun fareadam filosunun ucuyla ilk temasýndan üç saat sonra savaþ kýzýþmaya baþlýyordu. Kýlýçkasaba önlerinde guruplaþmaya baþlayan korven taburlarý ile kasabanýn kahraman süvari bölükleri arasýnda küçük ölçekli ama çok þiddetli çarpýþmalar yaþanmaya baþlanmýþtý. Gilmos'un evlatlarý kahraman generallerinden aldýklarý ilhamla destan yazar gibi çarpýþýyordu. Fareadam öncü taburlarý ardý kesilmeyen dalgalar halinde savaþ meydanýna kudurmuþ bir sel gibi akarken, kahramanlar bu seli sürekli taciz edip kanatlardan karýþtýrýp buduyorlardý.

Bu karýþýklýðýn en büyük faydasýný görenler Kýlýçkasaba'nýn gececi mangalarýydý. Sinsi vurucu mangalar, bu erken hareket esnasýnda disiplinlerini büyük ölçüde kaybedip korvence bir coþku ve açgözlülükle ileri atýlan, fareadam birliklerinin arkasýna rahatça sýzmýþtý. Kuþatma vagonlarýný ve cephane taþýyýcýlarý hedef alýyorlardý. Mühendis büyücülerin arasýnda ölülerin sayýsý süratle artmaya baþlamýþken yetiþen fareadam geceavcýlarý olmasa durum tam bir katliam halini alacaktý.
Erken baþlayan korven saldýrýsý yüzünden Rorklutch'ýn güçleri istediði formasyonda ve istediði çeþitlilikte birliklerden oluþmuyordu. Bu ilk saatlerde büyük bir zaafiyet yaratýyordu savaþ alanýnda. Çok acemice ve aceleyle ilerliyordu korvenler.

Karadan þu anda parça parça ve tam savaþ formasyonunu alamadan ilerliyordu bu ordu. Ama havzaya yayýlan bu hastalýklý bir yangýn misali ordu, hala tam bir kabuslar topluluðuydu. Ordunun ana gövdesi piyade korvenlerden oluþuyordu. Boylarý 1.60'dan 2.20'ye kadar deðiþen bu fareadamlar yaðmalanmýþ ya da ordan burdan edinilmiþ farklý tiplerde silah ve zýrhlarýyla karýþýk görünüþlü ve ürkütücü bir topluluktu. Saldýrýrken vahþi ve yýkýcý, hareket ederken ve kaçarken de fýrtýna gibi hýzlý olmalarýyla ünlüydüler. Diþ, pençe ve çelik kadar ateþ ve hastalýðý, dumanlý silahlarý da iyi kullanan bu askerler, savaþ alanýnda teke tekte çok korkutucu olmasa da korven ordularý genelde bire üçten daha az üstün olduðu kavgaya pek girmediðinden, burada oldukça sinir bozucu bir güruhtular.
Piyadeyi destekleyenler sinsi ve ölümcül, özenle seçilip eðitilmiþ seçkin gece avcýlarý bölükleriydi. Bu fareadamlar gececi katiller, iz sürücüler ve casus sabotajcýlardý. Ünleri dehþetliydi. Sessiz ve süratli, ölümcül ve acýmasýzdýlar.
Seçilmiþçene olarak bilinen ve korven tanrýsýnýn kutsadýðý korvenler ise devasa cüsseleri ve inanýlmaz acý güçleriyle ünlü yýkýcý þampiyonlardý. Bir kez rahiplerin ve mühendis büyücülerin büyüleriyle, tasarýmlarýyla desteklendiklerinde çok yenilmez ve karþý konulmaz hale gelebilmeleri ile birer kabustular.
Rahipler üzerlerinde taþýdýklarý gölgeli ve hastalýklý yýkým güçleri, ateþ güçleri ile düþmana olduðu kadar dostlarýna karþý da tehlikeliydi. Fareadam saflarýný, içten yakýp tüketen hastalýk haleleriyle kutsadýklarýnda hem düþmaný hem dostlarý öldüren bu rahipler pek de sevilmeyen ama çok korkulan ordu unsurlarýydý.
Büyücüler korven ordusunda genelde mekanik ve mühendisilik bilimleriyle de uðraþan çok yönlü savaþ ve yoketme üstadlarýydý. Korven kuþatma makineleri büyü ve simyanýn tehlikeli ve yýkýcý bir birleþimi olmalarý ile kötü ve korkurtucu bir þöhrete sahipti. Sadece belli baþlý bir iki büyüyü ya da büyülü nesneleri kullanabilen "büyü kullanýcýlarý" da ordu içine serpiþtirildiklerine olmadýk yerlerde ve zamanlarda olmadýk tatsýz sürprizleri yaratmalarýyla ünlüydü.
Etdevleri ise boylarý beþ metreyi bulabilen kocaman fareadamlardý ve bunlar büyücülerle savaþ mühendislerinin beraberce ürettiði canlý savaþ silahlarýydý. Fareadam cesetlerinden ve metal savaþ ganimetlerinden, kimi zaman da büyülerle desteklenerek yaratýlan bu iki ayaklý fareadam "yapýlar", savaþ alanýnda hissiz iblisler gibi acý ve hasara aldýrýþ etmeden parçalayýp yoketmesiyle ünlüydü.

Ýþte bu kabus gibi güruh, karadan olanca hýzýyla koþturuyor ve tozu dumana katýp çelikten bir çýð gibi sesler çýkartarak ilerliyordu.

Savaþ denizden de süratle havzaya yayýlýyordu. Korven filosu hastalýklý sisin ardýndan çýkýp Altýngöl'e yayýlmaya baþlýyordu. Kýlýçkasaba önlerine kývrýlan bir filo koluna karþýlýk bir diðer kol süratle Kabukada yolunu tutuyordu. Daha buna bir tepki kararlaþtýramadan Beþ Þehirliler bir diðer kolun Kristalköy yönüne döndüðünü görüyordu. Ve hemen sonra da Hastalýk Limaný'ný çevreleyen sisin arkasýndan akmaya devam eden gemilerden bir koca kol ortaya çýktý. Bu en büyük koldu. Bu kolun rotasý doðrudan Derindere önlerine gidiyordu...

Bu saldýrý þu haliyle bütün ilk tahminleri boþa çýkartan bir saldýrýydý. Bu korvence olmayan bir saldýrýydý. Ayný anda dört hedef üzerine yürüyordular. Korven ordusunun gücü yüz elli bin ila iki yüz bin civarýnda bekleniyordu ki bu büyük, hem de çok büyük bir rakamdý.

Beþler konseyi toplanmýþ ve Kristalköy'ün Görüþ Kulesi'nden savaþ alanýnýn yansýmalý bir canlý haritasýný deðerlendiriyordu. Konuþmalar uzuyor ve tartýþmalar oluyordu. Ýlk deðerlendirmeler esnasýnda hararetli atýþmalar yaþanmýþtý ve þimdi nasýl tepki verileceði üzerine yürütülen fikirler esnasýnda ise sesler açýkça çok yükseliyor, duygular þiddetleniyordu.

Beklenmedik bir hal tarzý içinde ve son yirmi yýlda görülen en büyük korven ordusu þeklinde olsa da Beþler bu krizin hala yönetilebilir olduðu yönünde sonuçlara varýyordu. Tek sorun bu krizin ne þekilde yönetileceðiydi.
Busenger'in sözleri yine her zamanki gibi politik ve bürokratik yasal manevralardan oluþuyor ve duygusal sömürüden, istismardan güç alarak yalanlara da baþvuruyordu. Busenger sözlerinin satýr aralarýnda haykýrýyordu; Bu savaþta hedef alýnmamýþ þehrinin gücünü mümkün olduðunca savaþ dýþýnda tutmaya ve kendini koruyup savaþ sonunda daha güçlü konuma gelmeye kararlýydý. Bu iðrençti ama þartlar buna katlanmayý gerektiriyordu... Bir yere kadar...
Busenger tam babasýnýn oðluydu. Ne yazýk ki Uðultuluþehir yönetimi ve halký talihsiz bir çifte kuþak yaþýyordu. Hem ölmüþ babasý ve hem de oðlu tam birer pislikti ve üstelik bunu halktan saklamakta çok iyiydiler. Busenger de týpký babasý gibi koca kitleleri tatlý yalanlar ve hilelerle büyüleyip gayet iyi biçimde sömürüyor ve istismar ediyordu. Zavallý aptal kalabalýk, beyinsiz bir biçimde, bu önüne kusulan pis yalanlarý yalamadan yutuyor ve silip süpürüyordu.

Neekor tartýþmayý alevlendirmenin bir yerde artýk anlamsýz olduðunu düþündüðünden Kristalköy ve Kýlýçkasaba sözcülerinin Busenger'e yüklenmesine gücünü katmamýþtý. Bunun zamaný deðildi. Kabukada'lý Tutez de öyle düþündüðünü onaylar biçimde Neekor'a baþýný hafifçe sallamasýyla ifade etmiþti. Þimdi ayrýlýk ve kendi içinde kavga sýrasý deðildi. Herþeyin bir zamaný vardý.

Neekor toplantýda bazý düþüncelerini saklamýþtý. Tartýþma ateþi ya da kavganýn ilk saatlerinin ateþi, sorumluluklar ve yaðdýrdýklarý emirler nedeniyle diðer temsilcilerin henüz görmediði ama yakýnda göreceði þeyi o çoktan görmüþtü. Sadece saldýran güçlerin nitelik ve niceliðine bakmak bile yeterli ipucu saðlýyordu. Üç hedef göstermelikti. Asýl hedef dördüncüydü. Ve amaç tekti.

"Ne düþünüyorsun?" diye Amirine sordu Neekor. Þimdi yanýndaki Þehir Amiri ile Derindere'deki savaþ salonundaydýlar ve yanlarýnda üçüncü kiþi olarak Tutez vardý. Siyahlara bürünmüþ, siyah sarýklý çöllü bir savaþçý eskisi olan, gözlerinin altlarý dövmeli yönetici, masa üzerindeki harita üzerinde kýsaca göstererek cevapladý. Amir Kessim Derindere'de on beþ yýldýr danýþman ve yönetici olarak görev yapan çok kýymetli bir kiþiydi. Neekor'un yerine günlük þehir yönetimi iþleriyle o ilgilendiði gibi ordu iþleri ve savaþçýlýk konularýnda da bir albay kadar yetiliydi.
"Asýl hedef biziz. Derindere. Diðerlerini oyalamaya çalýþýyor ve bize yýldýrým gibi geliyor. Onlarý sadece bize desteðe gelemeyecek kadar tetikte ve meþgul tutmayý hedefliyor. Ama bizi ezmek için gelecek."
Neekor onaylayarak baþýný salladý ve ayný fikirde olduðunu belirtti.
"Neden?" diye sordu Tutez. Bu mantýksýz geliyordu ona. Beþ Þehirin arasýna dalýyordu korven ordusu.
"Konseyde neler olduðunu görmedin mi Tutez? Korven saldýrýsý konumlara ve askeri gücümüze göre þekillenmemiþ. Tam þu anda yaþadýðýmýz duruma göre þekillenmiþ. Bu fareadam zihninin ürünü bir saldýrý deðil. Bu her kimse... Fareadam gibi düþünmüyor. Ne düþündüðünü ve ne istediðini þu anda bilmiyoruz," diyerek durakladý. Bir süre sessizce adýmladý ve iyice düþündü. Aklýndakileri toparladý Neekor.
"Bizi tanýyor. Bizi biliyor. Busenger'i tanýyor. Onu çok iyi tanýyor. Korkutucu derecede iyi hazýrlanmýþ bir saldýrý. Liderlerin nasýl tepkiler vereceði üzerine kurulu bir plan. Önce Derindere düþecek. Bu esnada Busenger yardým etmeyecek. Son adamýmýza kadar çarpýþacaðýmýzdan þüphe etmeyecek. Korven zayýflasýn diye düþünecek. Bekleyecek. Ama çok bekleyecek o aptal. Çok geç olacak. Sonra teker teker diðer þehirler de düþecek. Tek bir yere saldýrmaktansa üç yere saldýrarak güçlerimizi bölüyor, bizi zayýflatýyor ve kendisi hala çok güçlü oluyor. Çünkü ordusu çok kalabalýk ve o üreme hýzýyla çöpe atacak çok fareadamý var oysa bizim her kýlýcýmýz çok deðerli."
"Ne yapacaðýz?" diye sordu Tutez. Neekor'un sözleri bu mantýksýzlýðýn içinde kulaða mantýklý geliyordu ve ona güveniyordu korsan eskisi.
"Savaþacaðýz. Bu planý boþa çýkaracaðýz," dedi Neekor inançla. Ama sesinin çýktýðý kadar inançlý deðildi. Ýçinde büyük þüpheler ve endiþe vardý. Görüldüðü gibi olmayan þeyler vardý burada.

***************

Altýngöl'den ve Yeþilçukur'dan uzakta ama hala komþu bir bölgede...
Burasý gizlenmiþ ve uzun zamandýr mühürlenmiþ bir bölgeydi. Büyü ile mühürlenmiþ ve gizlenmiþ bu karanlýk bölge, bir zamanlar ejderha ordularýnda askerlik yapmýþ kertenkele adamlarýn; Kemmlerin, sýr yuvalarýndan biriydi. Birkaç yüzyýl önce, ork kralý Gogan gücünün doruklarýndayken, akýncý ordularýndan bir tanesi burayý tesadüfen bulmuþ ve boyunduruðu altýna almaya çabalamýþtý. Ama o zamanýn þartlarýnda ordu tam anlamý ile baþarýlý olamamýþ ve hareket etmesi gerektiðinde de bu bölgeyi ve içindeki þehri güçlü muhafýz lanetlerle mühürlemiþti. Mühür uzun yýllar tam gücü ile etkin kalmýþ ve içeridekileri içeride tutmuþtu. Derken yýllar sonra bir gün bir fareadam akýncý ve keþif kolunu bu gizlenip mühürlenmiþ bölgeye dair izler bulduðunda kader aðlarýný örmeye baþlamýþtý.
Bölgedeki üstünlük ve yayýlma savaþlarýnda elinde daha fazla koz isteyen fareadamlarýn Dikensýrt aþireti bu fýrsatýn üzerine atlamýþtý. Eski efsaneler bu bölgde bir yerde büyük ork ve kemm savaþlarýndan, büyük güçlü eþyalarýn saklandýðý cephanelik ve hazine salonlarýndan bahsediyordu. Açgözlü ve tezcanlý korvenler buna balýklama atlamakta duraksamamýþtý. Fare kapana girdiðini çok geç anlayabilmiþti.
Korven lideri Rorklutch ve Albay Duumkla yanlarýnda güvenilir ve güçlü rahip Leþkesen ile akýncý taburun baþýnda keþfe katýlmýþtý. Bulduklarý tüneller onlarý zayýflamýþ bir gizli kapýya getirmiþti ve ondan sonra ise keþiflerinin büyüsü açgözlerini kamaþtýrmýþtý. Güç, zenginlik, ihtiþam ve fetih rüyalarýnda yüzerek terk edilmiþ kemm þehrinin sokaklarýnda ilerleyip þehir piramidine ulaþmýþtýlar.
Piramidin mühürlü kapýsýný açacak mühür kýrýcý büyüyü hazýrlamak zaman almýþtý ama sonunda devasa ölçülerdeki piramidin mührü kýrýlmýþtý. Kapý açýlmýþtý.
Rorklutch ve Duumkla gibi temkinli ve normalüstü fareadamlar bile Rahibin güç rüyalarýnýn girdabýna kapýlmýþtý ve temkin nedir unutarak piramidin içlerine yürümüþlerdi. Hazine ve güç arayýþlarýnýn sonunda bulduklarý yaþlý ve öfkeli bir þeydi. Bulduklarý kendi tuzaklarý, kendi lanetli esaretleriydi.

***********

Yenilgiden sonra aðýr yaralý olarak da olsa hayatta kalmasýný saðlayan ve sonra da onu iyileþtiren þey sadece ve sadece aralarýndaki bað idi. Esir edilmiþ bu kudret yaratýðýnýn boynunu ve ayaklarýný, kuyruðunu, kanatlarýný kýskývrak yakalamýþ büyünün zincirleri onu bir yandan da eski rahibe baðlýyordu. Ve o bað rahibi ölümden belki kurtaramamýþtý ama onu varoluþ düzleminde bir Liç olarak tutmaya yardýmcý olmuþtu. Hem de kuvvetli bir Liç.
Liç kemm Auruz Vektashi, bir zamanlar yani hayattayken hizmet ettiði güçler adýna bu þehri caný pahasýna severek savunmuþtu. Ama güçlerinin sýnýrlarýna dayandýðý o günde büyük ölçüde baþarýsýz olmuþtu. Yenilmiþti. Ordusu katledilmiþ ve daðýlmýþtý. Hayatta kalanlar çekildikleri bu piramidin içinde, onun yaralý bedeninin çevresinde son bir savunma için saflaþýrken, beklenmedik biçimde bu devasa þehir piramidin içine hapis edilmiþtiler. Büyü içeriden kýrmak için çok güçlüydü ve dýþarýda bunu kýracak güçte kemm büyücüsü ya da rahibi kalmamýþtý. Zaten ork akýnlarýndan kurtulan kemm artýklarý da bir kaç nesil sonra efsaneleþmiþ bu þehri unutup hayatta kalma savaþýnda çarpýþmaya baþlamýþtý.

Adý Auruz Vektashi olan mumya kemm, piramidin gölgeli ama hala loþ ýþýkla aydýnlýk koca taht salonunda savaþýn gidiþini izliyordu. Leþkesen faydalý bir aracý beden olarak komutasýnda iyi iþler çýkartýyordu. Liç memnuniyetle baþýný salladý. Olacaktý. Bu korvenlerin beceriksizliðine ve havzadaki yüzey mahlukatlarýnýn sinir bozucu karþý koymalarýna karþýn yine de olacaktý. Ýstediði ölümleri ve hayattan temizlenmiþ açýk bir rotayý alacaktý. Liçin istediði buydu. Krallýðýný bu aracýlarla geniþletmek ve yüzey dünyasýna ulaþmak istiyordu. En kýsa ve en stratejik yol Altýngöl havzasýndan geçiyordu. Bu rotada ve yolun ulaþtýðý yerde karanlýk ölüm enerjileri ve yukarýdaki soðuk mevsimin negatif enerjileri çok çok uygundu. Enerjilerin akýmlarý son derece güçlü ve berraktý. Doðru yer burasýydý. Zamaný gelene kadar Auruz Vektashi'nin güçlenerek ve kýymetli bir kul olarak -efendisi Seephill'i- bekleyeceði yer burasýydý.
Törensel, kýrmýzý ve altýn iþlemeli koca bir pelerine bürünmüþ kemm liç, elinde koca yakut topuzlu kudret asasýyla ve mumya sargýlarý üzerinde giydiði büyülü yüzüklerle, madayonlarýyla yürüdü. O yürürken silikleþen bedeni ayný anda baþka bir yerde maddeleþiyordu. Piramidin görünen zemininden çok daha aþaðýdaki katlardan birindeki bir gizli bölümde, o vardý. Xalazoph-Kheem. Ýncilideniz'in Borasý.
Muhteþem güzellikte ve korkutucu, kadim bir mavi ejderha! Kocaman, muazzam ve dehþetengiz. Esir ve zincirli. Uykuda. Son Büyük Savaþ'tan sonra o da diðer büyükler gibi "uyku" ile lanetlenmiþti ve o zamandan bu yana uyuyordu. Ama uyku sorun deðildi. Ýstenileni o uykudayken de alabiliyordu Liç. Bu ikisi arasýndaki eþsiz baðýn sonucuydu. Ejderha'nýn özü ve kudreti, yüzyýllardýr burada esir tutularak, kemm savaþçýlarýný geliþtirmek ve güçlendirmek için karanlýk ayinlerde kullanýlýyordu.
Hayranlýkla ejderhanýn çevresinde bir tur attý liç. Bu muhteþem yaratýða duyduðu aþka yakýn sevgi karanlýk ve kötücül kalbinde nasýl da sýrýtýyordu. Varsýn olsundu. Bu konuda elinden gelen bir þey yoktu. Sonuçta Auruz da Xalazoph-Kheem'in bir çocuðu sayýlýrdý. Liçin mavi kemm özünü güçlendiren "özmiras", ejderhanýn esaretinin bir sonucu olarak kemmlere büyülü yolla aktarýlýyor ve onlarý deðiþtirip daha da güçlü klýyordu.

*********

Gölün Ahtapotu'nun ilk kaný akýtmasýndan yaklaþýk on sekiz saat sonra savaþ artýk þehirlerin üzerine tam anlamýyla çöküyordu. Kuþatan güçler þehirlerin çevrelerindeki yollarý tutmuþ ve çemberi daraltýp kuþatma silahlarýný uygun konumlara oturtmaya koyulmuþtu. Bu iki taraf için de sert ve kanlý kavga anlamý taþýyan bir hamleydi. Þehirler kuþatmacýlara kolayca kuþatma imkaný vermemeye kararlýydý. Bir bedel tahsil edilecekti ve ödeme olarak kabul edilen tek ticaret birimleri "can ve kan" idi.

Kristalköy'lü bir cadý olan Radorna haným ve diðer üç büyü kullanýcýsý bir golemin içindeydiler. Kaplumbaða ilhamý ile yapýlan koca golem sivri kristal bloklardan bacaklarý ve kuyruðu olan kristal kolonileri ile kaplý gri, metal bir kütleydi. Sekiz koca araba cüssesindek bu golem yaklaþýk 16 metreye 16 metre ve 7 metre ölçülerinde bir kaplumbaðaydý ve golemin sýrtýnda kule gibi yükselen sekiz metrelik bir kristal vardý. Kaplumbaða Golem Kulesi adýyla anýlan bu savaþ aracý daha önce sadece bir kez bu havzada savaþ yüzü görmüþtü ve o zaman sadece bir tane olan sayýlarý bugün üç idi. Þu anda sadece bir tanesi savaþ alanýndaydý. Golem havadaki savaþýn içinde korven zeplinleri ile kapýþýyordu. Altýngöl üzerinde havada ýþýktan mýzraklar ve ateþli mermiler uçuþuyordu!

Yerde Kristalköy'ün 150 metrelik bir ana kuleye baðlý daha alçak kuleler topluluðundan oluþan kuleler kasabasý kuþatma altýnda dövülüyordu. Kristalköy'ün savunucularý þimdilik sadece þehrin kalkanýnýn gerisinden þehir kulelerinin ateþi ile karþýlýk veriyordu. Küçük ama diþli kasabanýn kalkaný inmeden hiçbir ordu duvarlarýna tek bir taþ atamazdý ve bu kalkaný indirmek de o kadar kolay deðildi. Ama bunu zorlaþtýrmak isteyen kasabalýlar her fýrsatta düþman kuþatma makinelerinden haklayabildikleri kadarýný haklýyordu.
Ýþte Kaplumbaða bu görevde idi. Zeplinlerin koruma ateþi ile tepelerin arkasýndan saldýran kuþatma vagonlarýna kaleden müdahale etmek pek etkili olamýyordu. Birilerinin oraya gidip o kuþatma silahlarýný yok etmesi gerekiyordu. Zeplinler havada onlarý korurken bunu yapmak da biraz zordu.

Kýrmýzý ve oldukça kumaþta cimri bir kýlýk giyen Radorna çöl diyarlarýnda, Kumdenizi topraklarýnda doðmuþtu. Kara tenli ve yakýcý güzellikteki cadýnýn üzerinde büyülü donaným olarak bir madalyon ve bir yüzük ile bir hançer vardý. Açýk saçýk ve küçücük tek parça giysisinin üzerinden omzuna çapraz asýlý bir çantanýn içinde neler taþýdýðýný sadece Radorna bilirdi. Belindeki kemerinde sallanan kýlýflarda yarým düzine savaþ deðneði vardý ve onlarý savaþ alanýnda kýyýcý bir biçimde kullandýðýný onu tanýyan herkes bilirdi.

Radorna dümenci silah arkadaþýnýn becerikli bir konumlamasý ile mükemmel bir atýþ açýsý yakaladýðýnda duraklamadý. Kulenin niþancýsý cadýydý ve kulenin sihri onun emri ve niþaný ile saldýrdý. Kristal kuleden çakan kýzýl þimþekli kýzýl ýþýn demeti fare zeplinlerine bindirdi, ilk zeplini delip geçti ve sonra ikinciyi de deldi. Üçüncü zepline de vurdu ve orada kaldý. Üç zeplini þiþe geçiren bu vuruþ ile zeplinler alevlerle parçalanarak yere dökülmeye baþlamakta hiç gecikmediler.
Bu esnada arkaya dolanan bir diðer üçlü savaþ gurubu da kaplumbaðanýn üzerine mor ateþten oklar olan top atýþlarýný yaðdýrýyordu. Büyülenmiþ top mermilerinden gelen salvonun yarýsý boþa gitmiþti ama diðer yarýsý da hedefi bulmuþtu. Kaplumbaðanýn uçuþu darbeler ile dengesini kaybetti ve toparlayana kadar zor bir uçuþla göl yüzeyini teðet geçip su yüzeyini köpüklü uzun bir yarýk ile yaraladý.

"Bir tur daha Emogio! Ondan sonra geri dönüp diðer kaplumbaðayý alacaðýz. Bunun kalkanlarý sýnýrlarýna dayandý."
"Bunu ne kadar sürdürebiliriz Radorna? Kalkanlarýn þarj edilmesi kuþatma bu hýzýyla giderse bu ritimde saldýrmamýza yetiþmeyecek. Bir þeyler yapmalýyýz," diyerek konuþtu dümenci büyü kullanýcýsý.
"Biliyorum. Ama þimdilik elimizdeki bu. Hava gücü her zaman kilittir Emogio. Onlarýnkini ne kadar kýrabilirsek o kadar iyi. Durmak yok, bir tur daha haydi!" diye ateþli ateþli söyledi sert cadý.
Dümenci itaat etti ve zeplinlerin arasýna hýzlý bir dalýþla girdiler.
Bir atýþta iki tane ve sonra bir iki tane daha... Sonra teker teker inen üç zeplin daha ama iþler giderek ýsýnýp zorlaþýyordu. Güzel bir açýnýn peþinde keskin bir dönüþ ve hýzlý bir yükseliþ ile dans ediyordu kaplumbaða golem. Atýþ aný geldiðinde tek atýþta yine iki zeplini vurdu ve yeni bir ava döndü avcýlar.
Derken Radorna bir an için çok iyi bir fýrsat gördü ve kuþatma makinalarýndan bir bölüðün yakýnlarýndan geçerken Kaplumbaðanýn kristal yumurtalarýndan dört tanesini yere býraktý.
Karpuz büyüklüðündeki kristal yumurtalar yere çarptýklarý anda içlerindeki büyü ile süratle deðiþtiler. Dört kristal yumurtadan 6 metre uzunlukta dört kaplumbaða adam golem doðmuþtu. Ýki ayaktaki bu kocaman ve inanýlmaz kristal golemler kararlý bir yürüyüþ ile bir insanýn koþu hýzýyla korven saflarýna arkadan bindirdiðinde yaþanan kýyým eþsizdi. Büyüye aþýrý dirençli bu devlerin karþýsýnda durabilen etdevleri bile aðýr kayýplar veriyordu ve bu golemler kuþatma makinelerinin canýna okumakla meþgul olurken büyücülerin elinden bir þey gelmiyordu.

Cadý tam gülümserken kaplumbaða bir seri top atýþýyla vuruldu! Golemin uçuþu sarsýldý ve yere doðru yalpaladý. Bir tümseðe ve bir taneye daha çarptýktan sonra bir takla attý. Bir takla daha ve bir süre göl kenarýna kadar sürüklendi. Golem gölden az ötede sürüklenmeyi býraktý ve durdu.

Radorna çarpýþmadan koruma büyüleriyle yüklü týlsýmlý küçük kýlýðýnýn yardýmý ile hasarsýz kurtulmuþtu. Hemen yanýndaki diðer arkadaþlarýný kontrol etti. Onlar da korumalar içindeydi ama yaralarý da vardý ve yarý baygýn haldeydiler. Arkadaþlarýnýn üzerine iyileþtirme büyüleri yaptý cadý.

Golem yan yatýk ve yaralý haliyle inliyordu. Kendini tamir büyüsünün yüklü olduðu sandýða yürüdü ve çalýþma emrini fýsýldadý Radorna. Golemin uçacak ve buradan kendini kurtaracak seviyeye kadar kendini tamir etmesi için biraz zaman gerekliydi. Cadý bu kadar zamaný olduðundan þüpheliydi. Silahlarý çalýþmaz haldeki golemin içinde kapana kýsýlmýþ halde bekleyecek son kiþiydi güzel Radorna.
Dýþarý çýktýðýnda bir korven gurubunun goleme doðru geldiðini görmek onu hiç þaþýrtmamýþtý. Yaðmacý ve hýrsýz, fýrsatçý ve de açgözlü bir topluluk olan korvenler böyle deðerli bir yaðma fýrsatýný kaçýrmazdý. Bir düþman golemi ve düþman büyücüleri vardý burada...

Radorna duruþunu güçlendirdi ve kýsýlmýþ keskin gözleriyle ölüm vaad ederek gelen daðýnýk ama sayýda kalabalýkguruba baktý. Gelen çapulcularýn arasýnda gece avcýlarý, etdevleri, piyade fareler ve bir savaþ sürüsü vardý. Bu güzel bir kavga olacaktý. Radorna'nýn o ünlü kendini beðenmiþ gülümsemesi dudaklarýnda kývrýldý. Güldü tehlikeli cadý. Bir kahkaha ile ilk büyüsüne baþladý. Radorna yakýn kavgayý ve savaþýn ölüm kokan sýcak atmosferini seviyordu. Bu ona kendini yaþýyor hissettiriyor ve heyecan veriyordu.

Güruh üzerine kapanýrken karaderili cadý ateþ gibi yanan kýzýl gözleriyle altýn ve gümüþten iki çemberin içinde yerden bir metre kadar yükseldi ve ilk büyüsünü emretti.
"Schleepan Dee Veeladd," diye seslendi. Uyu seni kötülük tohumu diye emretti. Elliye yakýn sürü faresi ve onlarýn çobaný þimdi yere horlayarak yuvarlanýyordu. Saatlerce hiçbir uyandýrma çabasýnýn etki etmeyeceði derin bir uykuydu bu. Radorna sonra hemen diðerlerine döndü. Kýyýnýn bu kesimindeki nisbeten yüksek tepecikler ve kayalýklar yüzünden kendisine yaklaþma saðlayan dört ana geçit bölgesi vardý. Buralara doðru büyüsünü niþanladý ve gönderdi. Zaman kazandýrýcý örümcek aðý tuzaðý görülmez biçimde dört boðazý týkýyordu þimdi ve ilk kurbanlarýn ulaþmasýna az kalmýþtý. Ama onlar yaklaþmadan gurubu biraz daha budamaya kararlýydý kýrmýzýlý cadý.
Safýna çekme büyüsünü kullanmaya baþladý ve piyade farelerden iki gurubu birbirine düþürdü. Fareadamlar birbirine girmiþti ve kan gövdeyi götürüyordu. Radorna'nýn fareadamlarý sayýca azdý ama korkusuzca, kendilerini tüketen bir atýlganlýkla sayýlarýndan daha etkili biçimde çarpýþýyordular.
Gece avcýlarýnýn tuzaklardan birini aþarak geldiðini gören Radorna güldü. Bunu bekliyordu. Bu katiller çok iyiydi. Ama o kadar da iyi deðil.

Cadýnýn baþýnýn üzerinde, soðuk dumanlar mavi beyaz bir ýþýltýyla ve çýtýrdayan melodiler fýsýldayarak dönmeye baþlamýþtý. Minicik ve buzdan arýkuþlarý Radorna'nýn baþýnýn üzerinde ýþýldayarak, soðuk dumanlarla tüterek dönüyordu. Bu dans çok sürmedi ve kuþlar cadýnýn emriyle koca bir rüzgar olup ileri atýldý. Beyaz ve soðuk ve de keskin, sivri bir rüzgardý bu. Bu bir ölüm tipisiydi. Rüzgar ve kuþlar gece avcýlarýna vurduðunda etkisi çok dehþetliydi. Buz beyazý ve kan kýrmýzýsý, siyah güruhun cansýz düþen bedenleri üzerinde yerlerini almýþtý.
Diðer üç istikamette aða yakalanmýþ korvenleri görüyordu þimdi Radorna. Ölü korvenlere bir emir gönderdi ve ölülerin üzerindeki etler dökülürken iskeletleri ayaða kalktý. Ýskeletler parçalara ayrýlýp havada süzülen bir dans ile kýsa sürede birleþti ve daha büyük, daha kýyýcý bir iskelete; bir iskeletdevine dönüþtü.
"Öldür," diyerek emretti Radorna ilerideki aða sinek gibi yapýþmýþ korven guruplarýndan birini gösterirken. Ýskelet dev yürürken korvenlerin yaklaþan bu deve verdikleri ciyaklayan dehþete düþmüþ tepki kulaklarý yaralýyordu. Neyse ki bu sesler uzun sürmeyecekti.
Kadýnýn çevresi hala kalabalýktý ve Et devleri biraz daha yavaþ olmalarýna karþýn iþte þimdi onlar da geliyordu. Bu lanet yaratýklar gelmeden önce yakýndaki sinekleri temizlemeliydi. Aða yakalanmýþ bir guruba döndü ve kesen kýlýçlarla yüklü bir haykýrýþ ile ölüm çýðlýðýný attý. Uðursuz bir þarkýnýn nakaratý gibi üç kez bu çýðlýðý tekrarladýðýnda aða yakalanmýþ tek bir canlý kalmamýþtý. Cesetler paramparça ve darmadaðýndý.
Etdevlerinden önce hala üzerine gelen sinsi bir piyade gurubu vardý ve aradaki mesafe taþ atým menziline inmiþti. Üzerine oklar yaðmaya baþlamýþtý ama bunlar kalkanýna vurup orada kalýyordu.
Büyüsünü süratle hazýrladý ve emretti cadý. Patlayan bir þok dalgasý, dar bir koni þeklinde ilerleyip korven gurubuna vurdu. Kemikleri, kafataslarýný parçalayarak onlarý silip süpürdü attý. Okçular ve koþucular artýk ölüydü.

Radorna artýk etdevleri ile yüzyüze sayýlýrdý. Ve arkadan gelen üç fareadam gurubu daha vardý. Seri halde yaptýðý büyülerden sonra kaný iyice ateþlenmiþti ve gülüyordu. Gelsinlerdi bakalým. Ölü fareadam guruplarýný hedef alan bir þarkýya baþladý cadý. Uðursuz ve karanlýk, tüyler ürperten bir þakýydý bu. Soðuk bir rüzgar süratle ölüleri buluyor ve etlerini sýyýrýp iskeletleri dans ile ayaða kaldýrýyordu. Ýskeletler dans ederek birleþiyor ve daha büyük iskeletlere dönüþüyordu. Savaþ alanýnda þimdi ilk iskeletdevden sonra iki iskeletdev daha vardý.
En yakýn etdevi, üzerine çullanan Radorna'nýn iki iskeletdevi ile þiddetli bir kavgaya kapanýrken diðer üç etdevi geliyordu. Birisi çok yakýn ve diðer ikisi neredeyse iki farklý yönde ama eþit uzaklýktaydý. Radorna yakýn olana odaklandý. Ellerini ileriye uzattý ve ellerinin çevresinde amber rengi kýzgýn bir ýþýk çemberi büyümeye baþladý. Çember bir metre çapa ulaþana kadar süratle büyüdü ve sonra cadý iki elini havaya kaldýrýp süratle etdevine doðru indirdi. Çember elinden, yayýndan fýrlamýþ bir ok gibi, fýrladý ve etdevini tam göðsünden vurdu. Kýzgýn ve sarsýcý bir rüzgar iðrenç bir yanýk kokusuyla birlikte patlayýp esti geçti. Etdevi inledi ve içindeki büyüler çatýrdadý. Varlýðý gelen daðýlmanýn korkusuyla acý bir haykýrýþ koyverdi. Sonra bir anda patladý ve etrafa et ve kemik parçacýklarý olarak saçýldý. Güçlü bir devdi ama Radorna daha güçlüydü.
Cadý sýradaki diðer iki deve baktýðýnda gözucuyla iskeletdevlerinin muzaffer olduðunu ve korven guruplarýný kovaladýklarýný gördü. Bu esnada önünde savunma yaptýðý kaplumbaða golemi sarsýldý ve süratle kendini düzeltti. Radorna zihninde o sesleniþi duyduðunda rahatlayarak gülümsedi.
"Diðerleri de uyandý. Tek baþýna oynamayý sevdiðini bildiðimizden biz onarýmý hýzlandýrmaya odaklandýk," dedi ve kulenin ateþ gücü ile bir etdevini parçalayýp buharlaþtýrdý Emogio.
"Zeplinler uyandýðýmýzý görmeden bu yaralý kaplumbaðayý eve götürelim. Ýçeri gel Radorna."
"Yeterince oynamýþtým zaten. Bugünlük bu kadar yeter," diye gülümseyerek konuþtu güzel cadý.
"Ýyi kýz," diye gülümseyerek aynen cevapladý Emogio.

*******

(devam edecek)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn fantastik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
2012: Ölülerin Ýntikamý
Althar'ýn Akýncýlarý: Altýngöl ve Ejderha (9. Bölüm - Son - )
2012: Ölülerin Ýntikamý (3)
Yeþilgözlü Þeytan'ýn Gecesi
Güneþ ve Ölüm (Giriþ)
Yaþam Hasatlayan Smir
Güneþ ve Ölüm (3. Bölüm)
Cennette Bir Sabah
Althar'ýn Akýncýlarý: Altýngöl ve Ejderha (6. Bölüm)
Yaþam Hasatlayan Smir (2)

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tatlý Sert
Zeytin Karasý
1996 Yýlý
Ufuklar: Kýrmýzý Bölge - 18
Kovan Savaþlarý (1. Bölüm)
Kovan Savaþlarý (2. Bölüm)
Yaz 2011
Ufuklar: Diversity Antalya
Ufuklar: Bronz'un Mesajý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Barbar Conan'ýn Ölüm Þarkýsý [Þiir]
Her Ýnsan Öldürür Sevdiðini [Þiir]
Kovan Savaþlarý Öyküleri [Roman]
Uzun Yol (1. - 100. Sayfalar) [Roman]
Sevgi, Mutluluk, Özgürlük ve Hayat Üzerine Felsefe [Deneme]
Tanklamak Ne Demek? [Deneme]
Ya Ýstiklal Ya Ölüm [Deneme]
Ölüm / Kalým [Deneme]
Uyanýklýk [Deneme]
Uzayda Hayat Var mý? [Deneme]


Levent Ölçer kimdir?

Fantazyada büyü, teknoloji ve aksiyon Ýldar'da buluþuyor. 07/10/2017 tarihinde þimdi diyebilirim ki neredeyse 2 senedir tek kelime yazmadým. . . 2 senedir yazar tarafým ölü. oysa oldugum þeyler içinde olmayý en sevdiðim þey yazar olmaktý :) Topraðý bol olsun.

Etkilendiði Yazarlar:
Süpermen, Robert E. Howard, Tolkien, Salvatore, Jules Verne, Battalgazi, David Eddings, Michael Moorcock.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Levent Ölçer, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.