..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Matematiðe, yalnýzca yaratýcý bir sanat olduðu sürece ilgi duyarým. -Godfrey Hardy
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Erotik > Levent Ölçer




11 Aðustos 2012
Tatlý Sert  
18 Yaþýndan Büyüklere. Kýrmýzý Noktalý

Levent Ölçer


Aslý masadan aþaðý kaydý. Eteði daha da yukarý sýyrýlýrken düzeltmek için bir þey yapmadý. Engin dalgýnca ve kontrolünü kaybetmenin eþiðinde tatlý tatlý, zevkle sallanarak izledi. O kalçalarýn sallana sallana gidiþi, eteðinin neredeyse bacak arasýna kadar edepsizce sýyrýlmýþ hali kaldýrabileceðinden çok fazlaydý. Aslý buradaydý, Engin de buradaydý. Ýki artý iki dört ederdi. Ateþ ile barut yan yana geldiðinde olacaklarý bilmek için dahi olmaya gerek yoktu.


:EBJC:
(Sýrasýyla 1996 Yýlý ve Zeytin Karasý öykülerimin devamý niteliðindedir. Ayrýca okunabilir ama hikayeyi daha iyi anlayabilmek için baþtan okunmasýný tavsiye ederim)


*****

Aslý sadece birkaç öðrencinin bulunduðu zemin kat koridorunda yürüyordu. Yalnýz ve sýkýcý bir gündü. Cem arkadaþlarýyla bilardo oynamaya kaçmýþtý. Piç. O... çocuðu. Aslý kaçamamýþtý çünkü raporu henüz hazýr deðildi ve devamsýzlýktan kalmanýn eþiðindeydi. Küfürler edip homurdanarak yürüyordu kumral güzeli. Hiç tadý yoktu. Iþýklarý sönmüþ ve pek ýþýk almayan gölgeli koridorda kýzlar tuvaletinden çýkmýþ yürüyordu. Herþeyin üstüne bir de bu tuvaletin pisliði tüy dikmiþti. Bu alt sýnýflar ne kadar iðrenç ne kadar da pisti be...
Böyle öfkeli öfkeli söylenip öðretmenler tuvaletine doðru yol alýrken arkadan yaklaþanýn farkýnda bile deðildi. Aslý balýk etli sayýlmazdý ama dolgun hatlarý ve muhteþem yuvarlak kývrýmalarý ile sýska hiç deðildi. Kalçalarý sallana sallana yürürken ceket giymediði zamanlarda bütün erkeklerin bakýþlarýný arkasýndan esir alýyordu. Aslýnda Aslý ceket giymediðinde -hatta giyse bile- önden de erkeklerin bakýþlarýný esir alýyordu. Tam mükemmel büyüklükteki dolgun ve dik göðüslerini gören erkek kýsmýnýn hipnotize olmuþ gibi orada takýlýp kalmasý iþten deðildi. Göðüsleri, gören her erkekte avuçlama ve sýkma isteði uyandýran kýþkýrtýcý göðüslerdi. Aslýnda poposu da þu ceketini koluna asmýþ taþýyan halinde ayný hisleri uyandýrýyordu. Birisi bu hisse karþý koyamamýþtý.

"Yavrum yerim seni. Hepsi senin mi," diye iþtahla ve þehvetle fýsýldayan ses popoya alttan yukarý þap diye geçen beþ parmak ile desteklendiðinde, Aslý gözleri dehþetle açýlarak adeta havaya zýpladý. "Aaayyy!" diye bir küçük çýðlýðý yutttu. Bu sesi çok iyi tanýyordu ve bu kaltaða bunun hesabýný soracaktý. O iki orta parmak iç çamaþýrýný zorlayýp biraz fazla derine inmiþti. Eðer bakire olsaydý Aslý kesinlikle þu anda bekaretini kaybetmiþ olmaktan endiþe ederdi.
"Edepsiz fahiþe. S...min kaltaðý, koridorun ortasýnda ne yapýyosun lan öyle!" diye sesini alçak tutmaya çalýþarak baðýrdý Aslý.
Serap afacanca ve neþeyle gülüyordu.
"Napýyým kýz. Dayanamadým. Öyle bir salýna salýna yürüyodun ki. Maþallah popon da tam kývamýnda. Fýstýk gibisin bugün yine. Orospu, harikasýn lan."
"Pis kancýk, azgýnlýðýn üzerinde bugün yine. Noldu dün vurdurmadýn mý Hakan'a?"
Ýki kýz birden çapkýnca kahkahalarla güldüler. Bu aðzý bozuk pis konuþmalarla þakalaþmayý ikisi de seviyordu.
"Yok be. Salak dersten kaçarken yakalanmýþ. Boþuna bekledim bir saat. Hevesim kursaðýmda kaldý," diye yalandan dudak bükerek konuþtu Serap. "Neyse ki duþta geçen bir saat imdadýma yetiþti. Yalnýz dünden sonra bir daha herhangi bir salatalýða asla eskiden baktýðým gibi bakamayacaðým," diye kahkahalarla gülerek konuþtu afacan sarýþýn.
Aslý sarýþýn afeti süzerken aðzý yarým açýk þaþkýnlýkla gülümsüyordu. Bu þýllýk gerçekten bunu yapmýþ mýydý yani.
"Dalga geçme lan? Cidden mi? Salatalýkla mý?"
"Ne var bunda be? O anda kesinlikle içime girip beni dolduracak bir þeye ihtiyacým vardý. Salatalýk da gözüme tam uygun ölçüde göründü. Þöyle kocaman, sert, kavradýðýnda avucunu dolduran harika bir his veriyordu."
"Sapýk seni," diye gülerek konuþtu Aslý. Bu atletik ve bebek yüzlü güzel hatunun çýlgýn olduðunu bütün okul biliyordu ama sadece Aslý ne kadar çýlgýn olduðunu biliyordu ve o bile bugün hala bazý zamanlar dilini yutma derecesinde þaþýrmaktan geri kalmýyordu. Elbette Aslý da pek öyle masum bir kýz deðildi ama Serap baþkaydý be...
Serap da hemen Aslý'ya döndü yürürlerken ve gülerek lafý gediðine koydu.
"Bana diyene bak. Bana arka kapýyý kullanmayý öðreten sen deðil miydin? Hangimiz daha sapýk merak ediyorum?" diyerek neredeyse kýzýn aðzýnýn içine girerek konuþuyordu Serap. Aslý güldü. Serap'ýn bu deli bakýþlarýný biliyordu ve þimdi öðretmenler tuvaletine girdiklerinde arkalarýndan kapýyý kapatmasýyla birlikte gülümsüyordu. Sýradakini de çok iyi biliyordu. Ceketini yandaki askýya asýp suyu açtý. Ellerini biraz ýslattý ve salýnýk uzun kumral saçlarýný arkasýna doðru toparlayýp düzeltmeye koyuldu.
Serap bu fýrsatý bekliyordu zaten. Elleri arkadaþýna arkadan yaklaþýp göðüslerini sarýp avuçlarken dudaklarýndan vahþi bir hýrýltý þehvetle çýktý.
"Kýz orospu, bitiyorum senin göðüslerine," diyerek sýmsýký sýkýp avuçlamaya, meme uçlarýný ararken dairesel hareketlerle onu okþamaya baþladý. Aslý elinde olmadan inledi ve alt dudaðýný ýsýrarak gülümsemesine engel olamadý. Cem iki gündür uzaktaydý ve iki gündür tesadüf bu ya Aslý alev alev yanýyordu. Bu dokunuþlar hem aç diþiliðini daha da azdýran bir iþkence, hem de zevk veren tam kývamýnda okþamalardý.

Bir süre Aslý buna izin verdi. Dikleþmiþ meme uçlarýný bulan parmaklarýn o meme uçlarýný sýkýp burmasýna, çekiþtirip yumuþak okþamalarla taciz etmesine izin verdi. Serap'ýn onu arzuyla okþamasýna ve ensesine, boynuna ateþli sýrýlsýklam öpücükler kondurmasýna, bir eliyle kalçasýna ve hatta bacaklarýnýn arasýna þehvetle ilerlemesine izin verdi. Ama sonra Zil çaldý.
Ýkisi de kurumuþ dudaklarý ve derinleþmiþ nefesleri ile birbirlerine döndüler. Dudaklarý birbirine çok yakýndý. Ýki genç kýzýn dudaklarý buluþtu. Kýsa bir an için çekingenlik duydu Aslý. Sonra dili Serap'ýn aðzýndan içeri hücum etti ve sarýþýn bu dili þehvetle diliyle karþýdý. Sonra arzuyla emdi ve emdi.
Öpüþmeleri uzayabilirdi ama yakýnlardaki sýnýfýn kapýsý açýlýp öðrencilerin baðýrýþ sesleri koridora hücum edince ikisi de süratle geri çekildi. Yaramaz ve biraz da utangaç, heyecanlý gülümsemelerle güldüler. Az sonra da kahkahalarla gülüyordular.
"Orospu," diye gülerek itham etti Aslý. Bu kadarýndan öteye gitmemiþtiler hiç ama bazen bu sarýþýn bebeðe teslim olmayý gerçekten hayal ediyor ve bu onu çok sapýkça biçimde heyecanlandýrýyordu. Cem'i düþünürken heyecanlandýðýndan çok daha fazla heyecanlandýrýyordu özellikle bu aralar.
"Sen daha orospu," diye aynen gülerek cevapladý Serap. Gözleri hala ateþlerle yanýyordu. Serap Aslý'yý yatýrmayý cidden istiyordu. Öyle lezbiyen filan deðildi ama Aslý'yý istiyordu. Bu iki çýlgýn kýz senelerdir hep beraber gezen çok iyi iki arkadaþtý ve aralarýndaki bað çok güçlüydü. Paylaþtýklarý çýlgýn tecrübeler ikisi arasýnda tarifi ve açýklamasý zor bir þey inþa etmiþti. Tuvaletten bahçeye çýkarken bir yandan hala gülüþüyor ve þakalaþýp açýk saçýk þeylerden fýsýltýyla söz ediyordular.
Bahçeyi kesip kurban arar gibi alt sýnýflarý inceliyordular. Çoðu daha çocuktu ama aralarýnda bir iki tane dikkat çeken hoþ kurban adayý da vardý. Aslý için deðildi tabii bu kurbanlýk arayýþý, o iþlere Serap bakýyordu.
Serap'ýn babasý eðer kýzýnýn okuldaki ününü duysa büyük ihtimalle onu kurbanlýk gibi yatýrýp keserdi; Öyle sert, biraz tutucu ve aþýrý korumacý bir babaydý. Neyse ki annnesi babasýndan daha rahattý ve babasý üzerinde çok büyük ölçüde etkiliydi de kýzýný koruyabiliyordu. Yine de Serap babasýyla bir kavgadan diðerine yelken açýp duruyor ve sürekli öfke nöbetleri ve aðlama krizleriyle odasýna kapanýp duruyordu. Ev ne kadar kapan ise okul da bu tatlý sarýþýn için o kadar kaçýþ ve özgürlüktü.

"Engin hakkýnda ne düþünüyorsun?" diye damdan düþer gibi sordu Serap. Bahçenin bir köþesinde durmuþ kapýdan uzaklaþan iki kýza el sallýyordu Engin. Bunlar Sumru ve Buket idi. Ýkisi de harika görünüyordu.
Aslý bir süre durdu ve kýzlarla Engin'i izledi. Gözleri dikkatle ve derin bir yoðunlaþmayla izlemiþti
"Aloo, dünyadan Aslý'ya? Cevap ver Aslý?" diye gülerek konuþtu Serap.
Kumral afetin dudaklarýna yayýlmýþ gülümseme çapkýnca ve çok sinsi bir gülümsemeydi.
"Kokuyu alýyor musun Serap?"
"Ne kokusu hayatým?" diye gülerek sordu sarýþýn.
"Taze çiçek kokusu bir tanem. Birileri çiçek açmýþ görmüyor musun? Dikkatli bak."
"Biliyorum hayatým. Senden önce dikkatimi çekti." diye gülerek ve ah ederek cevapladý Serap. Serap Engin'e biraz yanýktý ama Yeþim denen o orospu yüzünden bir türlü yaklaþamýyordu. Engin hep kibarca ve kararlýlýkla onu anlamazdan geliyor, arada arkadaþça bir mesafeyi koruyordu. Bütün bu dayanýklý direnç, bu kaçýþ ve yakalanmama halleri de Serap'ý daha beter çekip esir alýyordu. Engin'i senelerdir kesiyordu ama þu son bir senedir resmen aþýk olmuþ gibiydi. Serap adeta Engin'i görünce þapþallaþýyordu.
"Dikkatini çekmesine hiç þaþýrmadým," diyerek güldü Aslý. Durumun o da farkýndaydý. Engin öyle çok göze batan bir çocuk deðildi ve yakýþýklý çocuklar anketinde pek yüksek puan da almýyordu ama kýzlarýn kendi aralarýnda yaptýklarý itiraf konuþmalarýnda hep "tatlý çocuk, hoþ, iyi birisi," diye yüksek not alýyordu. Bu konuþmalar daha sonra utangaç gülüþmeler ve kahkahalarla kesiliyordu. Engin'in bir týlsýmý vardý ve okuldaki kýzlar arasýnda bir gurup açýklanamaz biçimde bu týlsýmýn etkisiyle ona farklý bir ilgiyle bakýyordu.
"Son günlerde Yeþim pek ortalarda yok." dedi Serap.
"Evet. Rapor almýþ galiba. Sýnava çalýþacakmýþ filan diye duydum," diye cevapladý Aslý
"Evet ama Engin okulda. Ýyi güveniyor valla. Ya da umursamýyor mudur nedir. Ben olsam kýskanýrdým. Bir ara Sumru'yla atýþmalarýna þahit olmuþtum istemeden. Sumru Engin'e iyi davranmýyorsun diye fýrçalýyordu Yeþim'i. Sumru'ya isterse onu alabileceðini söylemiþti. Ne kadar salak bir kýz lan bu Yeþim," diyerek konuþtu Serap. Baþýný onaylamaz biçimde iki yana sallýyordu.
"Ben Sumru'nun yerinde olsam bu izin üzerine hemen harekete geçerdim," diye gülerek konuþtu Aslý.
"Engin sana geçit vermezdi," diye dudak bükerek ve bilmiþçe gülümseyerek cevap verdi Serap.
"Ben bundan artýk pek emin deðilim caným. Dikkatli bak Serap. Havayý kokla. Kokuyu duyacaksýn," diye son derece kendinden emince konuþmuþtu Aslý.

Bu konuþmalar sürerken Engin bu iki tatlý genç kýza doðru dönmüþ ve kapýya doðru yaklaþmýþtý. Þimdi tam bu iki hoþ hanýmýn yanýndan geçerken onlara selam veriyordu.
"Naber kýzlar?" diye selam verirken ne Engin'in ne de kýzlarýn çýkan rüzgara yapabileceði bir þey yoktu.

Olan olmuþtu ve etekler havalanmýþ, çýðlýklar koyverilmiþ, dudaklar gülümseme ile kývrýlýp utangaç kahkahalar patlamýþtý.

Engin yanlarýndan geçerken sessizce fýsýldadýðýnda Aslý bu fýsýltýyý yakalamýþtý ve yüzü bir anda ateþ gibi yanmaya baþlamýþtý. Engin uzaklaþýrken Aslý da arkasýndan avcý gözlerle onu izliyordu.
"Kýz Serap, ben bunu yerim. Tam kývamýna gelmiþ bu," diye sýkýlý diþlerinin arasýndan neredeyse kendini koyvermiþ bir þehvetle fýsýldýyordu Aslý. Sesi neredyse vahþi ve aç bir hýrýltý kývamýndaydý.
Serap þaþýrmýþ ve küçük bir þaþkýn kýkýrtýyý koyvermiþti.
"Seni þýllýk, senin çýktýðýn var..."
"Orospu. Bana diyene bak. Sana biraz gülse hemen önünde külodunu indirip domalýcaksýn."
"Hayatým bana biraz gülse ben onun yanýnda hep külotsuz gezerim, emin ol yani..." diye kendinden emin ve kabadayýca söyledi Serap.
Ýkisi de bu edepsiz sözlerin üzerine kýkýrdýyordu. Oyunbazca ve çapkýnca atýþmalarla izlediler içeri giren Engin'i. Aslý'nýn ve Serap'ýn gözleri ayrý ayrý, uzun uzun süzdü uzaklaþan Engin'i. Ýkisi de akýllarýnda planlar ve hayaller kurarken buldular kendilerini. Hisleri, okulun son haftalarýna gelmiþ olmalarýnýn bilinci, önlerindeki üniversite sýnavý ve hayatýn yeni bir sahne açmasý, aileleri ve sevgilileri ile sorunlarý, ikisinin de Yeþim'den hoþlanmamasý ama Engin'e ilgi duymasý akýllarýndaki ve yüreklerindeki tasarýlarý þekillendiren unsurlardý. Gelen günler biraz da þans ve çaba ile çok ilginç olabilirdi.

"Ben gidiyorum," diyerek Aslý'yý merdivenlerde býraktý ve arkasýný dönüp uzaklaþmaya baþladý Serap. Aslý sarýþýna koþup kolundan yakaladý.
"Nereye lan þýllýk?"
Serap çapkýnca güldü. Dudaðýný ýsýrdý. Aslý güldü.
"Orospu. D...züþmeye gidiyorsun di mi? Lan nasýl utanmaz bir kaltaksýn sen ya. Kýzým oðlanýn seni arkadaþlarýna peþkeþ çekmediði kaldý. Ne yaptýysanýz anlatýyor arkadaþlarýna, sen de biliyorsun. Hala gülerek gidiyosun o... çocuðuna," diye gülerek azarladý Aslý.
"Aman, biliyorum be. Hem bu dediklerin biraz hoþuma bile gidiyor. Geçenlerde göz ucuyla yakaladým. Biz s..þirken kalorifer dairesine baþkalarýný da almýþ. Kenardan köþeden ne kadar karanlýk delik varsa aç kurtlar gibi gözler ýþýldýyordu, farketmediðimi sanýyor salaklar," diye gülerek, dudaklarýný ýsýrarak anlatýyordu Serap.
Aslý'nýn aðzý açýk kalmýþtý.
"Orospuuuu," diye þaþkýnlýkla, ne diyeceðini bilemez halde, gülerek konuþtu Aslý. Sarýþýnýn bundan hoþlanmýþ halde konuþmasý cidden Aslý'yý þoke etmiþti. "Ya çýkýp hepsi birden üzerine çullansaydý nolcaktý lan. Korkmadýn mý hiç?! Manyak!"
"Þey," diye biraz yalandan utanarak, çapkýnca ve þehvetli bir gülümsemeyle aðzýný açtý Serap, "aslýnda çýkýp hep birden üzerime çullanmamalarý beni hayalkýrýklýðýna uðrattý diyebilirim. Öylesi çok daha ilginç ve eðlenceli olabilirdi..."
Aslý'nýn bunun üzerine söyleyecek pek fazla bir sözü yoktu. Nutku tutulmuþtu.
"Sapýk seni... Manyak kaltak, hastasýn lan sen," diyebildi sadece ve arkadaþýyla karþýlýklý kahkahalarla gülmeye baþladýlar. Bir süre katýla katýla güldüler.

Az sonra Aslý aklýnda düþüncelerle farkýnda olmadan öðretmenler tuvaletine doðru yürürken Serap da ikinci bloktaki kalorifer dairesinin arka kapýsýna doðru yola çýkmýþtý. Hakan kalorifer dairesinin ön kapýsýnýn kilitli olmasýný ve arka kapýsýnýn anahtarýnýn da sadece kendinde olmasýný ayarlayabilecek kadar harçlýk alan bir aða çocuðuydu. Gurbette okurken oðlunun bir dediðini iki etmeyen babasýndan gelen paralarý Serap için bonkörce harcýyordu delikanlý. Kýza fena tutulmuþtu, yok öyle aþýk deðildi ama kýzýn ateþli kimyasý baðýmlýlýk yapmýþtý. Alan memnun veren memnun durumu varken aþk o kadar da umurlarýnda deðildi zaten.
Genç kýzýn küçük külodu þimdiden sýrýlsýklam olmuþtu. Rüzgar yüzüne ve bedenine önden vururken ceketi geriye savrulmuþ ve avuç içini dolduran diri þeftali göðüsleri serin rüzgarda öne çýkmýþtý. Atýþtýran hafif yaðmur taneleri ince gömleðini kýsa sürede þeffaflaþtýracaktý ama buna gerek kalmadan meme uçlarý þimdiden çok belli ve dimdik ortadaydý. Serap sabýrsýzlýkla inledi. Çok kötü tahrik olmuþtu. Önce dün geceki hayalkýrýklýðý ve salatalýk macerasý, sonra az önce Aslý ile tuvalette oynaþmalarý ve Engin'le ilgili fantazilerini hatýrlamasý... Hepsi içini adeta yangýnlara salmýþtý. Ateþ gibi yanýyordu Serap. Bu çocuðu gizlice izleyen herkesin önünde bu defa öyle bir s..ecekti ki buradan onu kollarýnda taþýmak zorunda kalacaktýlar. Yaramazca kýkýrdadý ve neþeyle bir þarký fýsýldamaya baþladý sarýþýn. Þanslý bir piçti þu Hakan.


****

Necla ile geçirdiði günün ertesi gününde Engin sabaha yine kütüphanede baþlamýþtý. Futbol sahasý ve kütüphane Engin'in hayatýndaki iki kutsal mekanýydý. Bu aralar kendini daha ziyade kütüphanede buluyordu Engin. Herkes oraya buraya okuldan kaçarken ya da okula gelmezken Engin gelmesi gerekmeyen günlerde bile okula geliyordu ve pek okulu asmýyordu. Okulu asmak istediði kiþi pek ortalýkta olmayýnca okulu asmanýn bir anlamý yoktu. O þarký geldi farkýnda olmadan dudaklarýna "okulu asardým, dünyaya küserdim, dalýp da giderdim, gözlerinin içine," Aylin Livaneli þarkýsý aradan yýllar geçtikten sonra bile çok sevdiði þarkýlardan biri olarak aklýna kazýnmýþ kalacaktý.
Ne diyorduk. Evet. Engin'in okula gelmek gibi zorunluluðu pek yoktu. Sýnýf baþkaný yýllanmýþ sýra arkadaþýnýz, en iyi arkadaþýnýz ve kral bir delikanlý olunca girmediðiniz derslerde bile var gösterilmeniz çocuk oyuncaðýydý. Engin Ýnkýlap, felsefe ve sosyoloji derslerine neredeyse hiç girmemesine karþýlýk devamsýzlýðý sýfýra yakýndý. Okula yeni gelmiþ ve derslerine giren bazý hocalar Engin'i gördüklerinde þaþýrýyor ve onu yeni bir öðrenci bile zannediyordu. Engin sadece gülümsüyordu. Murat çok kral bir sýra arkadaþýydý. Sayesinde Yeþim ile rahat rahat gezip tozduðu güzel zamanlarý gülümseyerek andý.
Yeþim... Yeþim yine aklýna gelmiþti iþte. Aslýnda hiç aklýndan çýkmýyordu. Güne Yeþim ile baþlýyor, Yeþim'le yaþýyor, gün biterken Yeþim ile bitiyor ve rüyalarýnda bile Yeþim ile uyuyordu. Bu kadarý belki de hastalýklý bir sevdaydý ama bu tutkulu sevda hoþuna gidiyordu; boþ ve zindan misali karanlýk gönlüne bir mavilik olup doðuyordu Yeþim'in gözleri..
Her ne kadar son zamanlarda iþler iyice rayýndan çýkýp mutluluktan çok mutsuzluk ve kavga ortalýkta olsa da Engin hala çýlgýnlar gibi, körkütük aþýktý. Bu bazen canýný çok yakýyor ve içini parçalayýp onu yok ediyordu. Bazen sadece uzun bir yol çýkmayý ve sadece durmadan koþmayý ve koþmayý istiyordu. Herþeyi arkasýnda býrakmayý ve bitmeyen bir yolculukta durmadan ileri gitmeyi, yolda olmayý istiyordu.

Þu son bir iki hafta içinde yaþadýðý olaylarý ve içindeki deðiþimi düþününce aklý yine karýþtý. Hem de çok karýþtý. Bir türlü kafasýný rahatlatýp boþveremiyordu. Boþvermesi gerekiyordu oysa. En azýndan bir süre için buna ihtiyacý vardý. Olan olmuþtu ve geri dönüþü yoktu. Sumru ile açýlan kapýdan Buket ve sonra da Necla geçmiþti. Bunun geri dönüþü yoktu. Aklýnda bir þeyler deðiþmiþti. Çok þey deðiþmiþti. Bazý þeyler hala yerinde olsa da onlarýn yanýna artýk baþka þeyler de gelmiþti. Engin artýk eski Engin'den daha baþka ve daha fazla düþünüyordu. Yeþim aklýnda sabit kalýrken aklýndaki diðer bazý þeyler hiç sabit deðildi ve sürekli bir deðiþim içini yýkýp inþa ederek yeniden þekillendiriyordu. Engin günden güne baþka biri oluyordu. Ya da aslýnda kendi içinde gerçekte olduðu kiþiyi bulmaya yaklaþýyor ve daha çok kendi oluyordu zamanla ve tecrübe ile...

"Engin abi, bunlarý hangi rafa koyayým," diye soran Eda idi. Eda'nýn sesi Engin'i düþüncelerden çekip çýkarmýþtý.
Kýzýn elinde üç kitap vardý ve bunlar yeni gelen kayda iþlenmemiþ kitaplardý. Engin'in gözü bir an kitaplarda bir an sonra da daha uzuuun bir an boyunca Eda'nýn üzerindeydi. Eda bu sabah içeri geldiðinde sadece baþýný kaldýrmadan arkasý dönük biçimde günaydýn demiþ ve sonra da koltuðuna gömülüp gözlerini kapatarak düþüncelere dalmýþtý. Oysa þimdi Eda'yý görüyordu.
Saçý çok deðiþmiþ ve itinayla çok güzel yapýlýp arkadan moda bir stille örülmüþtü. Yüzünün sað yanýndan dökülen küçük bir örgüyle çok tatlý görünüyordu. Kravatsýz beyaz gömleði açýk iki düðmesiyle oldukça havadar ve afacan görünüyordu. Eteði kýsacýk pileli bir etekti ve Engin þimdi görüyordu ki suni olarak katlamalarla kýsaltýlmýþtý bu etek. Bu pek Eda deðildi normalde ama Eda da büyüyordu sonuçta. Hatta 15 yaþýnda olduðunu bilmeyen birisi rahatlýkla bu kýza 18-19 diyebilirdi. Öyle alýmlý ve hoþ görünüyordu þu anda...
Evet, kýzlar erkeklerden daha çabuk olgunlaþýyordu bu doðruydu. Ama kýlýk kýyafet tarzý ve makyajýn etkisi de çok dehþetliydi hani. Engin birden çok defa, yaþýný bildiði küçük kýzlarýn nasýl bu kadar olgun ve büyük gösterdiðine hayret eder bulmuþtu kendini. Kafasýný çevirip baþka tarafa bakmaya kendini zorlamasý epey zorlamýþtý Engin'i hani. Tamam Engin'de pek büyük sayýlmazdý ve aradaki iki üç yaþ, bu yaþ aralýðýnda çok büyük bir fark deðildi belki ama aklýndaki sýnýrlamalarda hala bu yaþ farkýný tedirgin edici ve sakýnýlasý olarak görüyordu. Yine de Eda'ya burada bakarken yaþ farký meselesi aklýnda biraz daha silikleþmeye baþlar gibi oluyordu. Eda büyüyordu ve çok güzelleþiyordu. Ablasýnýn þöhretini bile geçecek bir þöhret edinmesi pek mümkündü. Eda'daki o saf ve masum yüz ifadesinin arkasýndaki zeki prýltýlý gözler çok etkileyiciydi. O mavi gözlerde büyük bir derinlik ve çekici bir enginlik vardý.
Engin kendine aklýnda bir tekme attý. Nereye bakýyosun sen öyle Engin? Napýyosun olum sen? Karþýndaki kýzkardeþin sayýlýr lan. Eda lan oðlum o. Kendine gel lan sapýk herif. Uçan kaçan bitti de sýra Eda'ya mý geldi, diye kendine sýký bir "hööööst" çekmiþti Engin. Elinde olmadan gülümsedi Engin bu yaþadýðý içsel karmaþaya.
Bu gülümsemeye karþý Eda da gülümsedi farkýnda olmadan.
"Engin abi?" diye cevabýný bekledi ve bir yandan da neden gülüyosun diye sordu Eda.
"Ah, Edacýðým. Kusuruma bakma dalmýþým. Sabahtan beri yeni fark ediyorum, bu sabah ne kadar tatlý göründüðünü. Caným, çok harika olmuþsun lan. Bu okulun zavallý erkek nüfusu senin elinden çok çekecek güzelim," diye saf ve masum iltifatlarýyla konuþtu Engin. Bu tatlý kýzý çok seviyordu. Bir kýzkardeþi olsa böyle bir kýzkardeþi olsun isterdi. Eda ona hep çok iyi davranmýþ, çok yardýmcý olmuþ ve hep saf bir sevgi ile yaklaþmýþtý. Eda þu üç yýl boyunca en iyi arkadaþlarýndan biri olmuþtu. Aradaki yaþ farký yüzünden herþeyi konuþlamýyordular belki ama beraber çalýþmalarý ve sessizliði paylaþýp þakalaþmalarý bile aralarýnda saðlam bir sevgi baðý oluþmasýný saðlamaya yetmiþti.
Eda yapýlan bu tatlý iltifatlara hem mahçup, hem memnun; hem utangaç hem de kendine güvenen bir gülümseme ile cevap veriyordu.
"Engin abi yaa, öyle deme be. Ben kimseye bi þey çektirmem," diyerek gülüyordu tatlý kýz.
"Ýlerde sana sorarým çektiriyor musun çektirmiyor musun," diye gülerek cevap verdi Engin. "O kitaplarý dosya dolabýnýn yanýna býrakýver. Ben ilgilenirim."
"Tamam. O zaman ben þu kalan birkaç kutuyu hemen dersten önce yerleþtireyim. Ýkinci dersten sonra okulu asabilirim," diye utangaç biçimde gülerek konuþtu Eda."
"Kurtlara dikkat et demiþtim. Aklýnda deðil mi?" diye gülerek dokundurdu Engin.
Eda kýzardý ve utangaç biçimde tatlý tatlý gülerek cevap verdi yine.
"Çok kötüsün sen Engin abi."
Engin de güldü. "Ýyi eðlenceler küçük haným. Tadýný çýkar bugünlerin. Yýllar ne kadar hýzlý akýyor. Daha dün gibi senin yaþlarýnda olduðum zamanlar."
"Abi sanki benden yirmi yaþ büyüksün gibi konuþtun. Yine moda girdin," diye azarlayan tatlý sert bilmiþ ifadesini kuþandý Eda. Ýkisi birden kahkahalarla güldüler buna.
Engin elindeki kitaba doðru baþýný çevirirken Eda da raflara doðru yürüdü. Eda yürürken Engin'in bakýþlarý elinde olmadan kitabýn sayfalarý üzerinden Eda'ya doðru kaydý. Eda'nýn silüeti gerçekten þimdiden çok hoþtu. 18lik haliyle bu kýzý düþününce derin ve sessiz bir iç çekmekten kendini alamadý Engin. Kafasýný iki yana sallayýp aklýndaki düþünceleri silkelemeye çalýþtý Engin. Yine de gözleri hala kýzýn hoþ poposundan, kýsacýk eteðinden aþaðýya inen biçimli bacaklarýna doðru kaydý.
Eda bir an için geriye dönüp Engin'e baktýðýnda Engin'i yakaladý. Engin yakalandýðýný fark ettiðinde pek bozuntuya vermedi ve sadece gülümseyip "napýyým, güzele bakmak sevaptýr," dercesine biçimde vücut diliyle dosdoðru anlattý. Eda sadece gülümseyerek cevap verdi onun bakýþlarýna. Üst raflara uzanmak için sandalyeyi çekti. Sandalyenin üzerine çýktý. Engin sadece kýsa bir iki saniye daha arkadan süzdü Eda'yý. Sonra baþýný kararlýlýkla salladý, derin bir iç çekmenin ardýndan kitabýn sayfalarýna geri döndü.

Eda bir iki dakika içinde süratle iþini bitirmiþti ve þimdi yine düþüncelere dalmýþ dünyadan kopmuþ Engin'in karþýsýndaydý. Tatlý kýz Engin'i iyi tanýyordu. Engin þu anda Yeþim'i düþünüyordu. Bu aralar bu çocuðun aklýný bu kadar karanlýklara bürüyen tek þey Yeþim'le iliþkisiydi. Eda bu yüzden Yeþim'den nefret ediyordu. Engin'i bu kadar üzdüðü için bu kaltaktan nefret ediyordu.

Eda Engin'in tam karþýsýna masaya oturdu.
"Ne iþ? Sorun yine Yeþim abla mý?" diye sordu.
Engin baþýný kaldýrdý ve dalgýnlýðýndan sýyrýldý. Masaya oturmuþ kýsacýk etekli tatlý Eda'yý karþýsýnda görünce farkýnda olmadan gözleri þöyle bir süzdü kýzý. Bu oturuþ þekli ve etek boyu kýzýn siyah çoraplý bacaklarýný dizin epey üstünde bir yere kadar gözler önüne sermiþti ki bu normalde çok dikkat daðýtýcý bir sahneydi. Ama Engin þu anda hiç normal bir halde deðildi. Aklý derinlerdeydi.
"Yeþim. Evet." dedi Engin. Eda dinliyordu. Yine o dertleþmelerden biri vardý burada. Engin tam aðzýný açýp derdini ortaya sermeye baþlayacaktý ki kapý açýldý ve kütüphaneden içeriye Gül girdi. Ýngilizce sýnýfýndaki Gül ayný zamanda Yeþim'in mahalleden arkadaþýydý.
"Günaydý millet," diyerek selamladý sarýþýn ve hep neþeli genç kýz. Engin gülümseyerek cevap verdi. Gül'ü severdi. Gül çok tatlý ve güleryüzlü bir kýzdý. Þakalaþmalarý ve birbirlerini kýzdýrmalarý ikisinin de hoþlandýðý oyunlardý.
"Günaydýn Gül."
"Günaydýn Gül abla,"
"Napýyosunuz bakalým?"
"Tam Engin abiyi dertleþme kývamýna getiriyordum sen geldin. Yine suratý asýk abla," diye hemen cevabý yapýþtýrdý ve þikayet etti Eda.
Gül'ün suratý elinde olmadan üzgün ve özür dileyen bir hal almýþtý.
"Bir mektup getirdim sana Engin. Yeþim önümüzdeki birkaç gün gelemeyecek. Rapor almaya çalýþýyordu, galiba oluyormuþ, onunla uðraþacakmýþ. Bir tanýdýklarý varmýþ doktor."
Engin içinden küfürleri sýralamakla meþgul oluyordu. Zaten okulun son haftalarýydý ve Yeþim'i gitgide daha az görür olmasý ise bu aslýnda daha çok görüþmek için fýrsat yaratmalarý gereken bir zamanda hiç iyi olmuyordu. Engin üzgün ve öfkeliydi. Engin'in aklý derin ve engin bir karanlýðýn içinde duygularýn fýrtýnasýnda kurþun gibi aðýr aðýr süzülüyordu. Karanlýk ve öfke içindeydi.

Engin bir cevap vermedi. Sadece teþekkür eder biçimde baþýyla selamladý. Gül tebessüm etmeye çalýþarak üzgün biçimde aynen selam ile karþýlýk verdi, Eda ile de selamlaþýp derse doðru gitti.

Engin mektubu açtý ve okudu. Yeni bir þey yoktu. Sýnav için hazýrlýk, rapor, annem istiyor napýyým, telafi ederiz, görüþmek üzere, falan filan, vesaire, bir dolu saçmalýk bile olamayacak kadar kýsa ve dandik bir mektup. Ne sevgi sözcüðü ne de samimi bir özre dair bir iþaret vardý. Ya da Engin o kadar öfkeliydi ki okurken bu sevgi sözcüklerini ve özrü gözden kaçýrmýþtý! Yok artýk, daha neler...

Eda'yý karþýsýnda masanýn üzerine yan yatmýþ ve cenin þeklinde kývrýlmýþ halde gördü Engin. Kýzýn öfkeli sesi bir nutuk tonunda konuþuyordu. Dikkatini verdi bu ses.
"Seni çok üzüyor. Kýymetini bilmiyor," diyordu o dalgýn ve gölgeli bakan maviþ gözler. Engin baþýný onun baþýyla ayný þekilde bakmasý için yana yatýrýrken gülümsedi. Öfkesi kýrýlmýþ ve teselli edip paylaþan bu ses tonu bir anda yangýna dökülen su gibi içindeki kýzgýnlýðý ortadan kaldýrmýþtý. Bu neredeyse sihirli bir etki gibiydi. Engin'in yüzü gülümseme ile aydýnlanýyor ve içi saf bir sevgiyle ýþýldýyordu. Gerçekten çok güzel ve çok tatlý insanlar da vardý dünyada. Dünyada sadece onu inciten insanlar yoktu. Güzellik ve nezaket, þefkat ve samimiyet de vardý bu dünyada.
"Oysa kýymetini bilecek bir sürü hoþ hatun piyasada Engin abi. Biraz gözünü açsan neler olacak," diye konuþurken gülümsüyor ve masadan doðrulup iniyor, raflardaki ceketini almak için salýna salýna yürüyordu Eda.
Engin tatlý tatlý, sevgiyle gülümsedi bu teselli etme ve iyileþtirme çabasýna. Bir yandan "nasýl konuþuyor lan bu kýz böyle," diye düþünürken bir yanda da bu dünyada iyilik ve güzellik var hala diye kendine söyleniyordu.
"Teþekkür ederim Edacýðým. Bu sözlerini aklýmdan çýkarmayacaðým," diyerek samimi biçimde teþekkür etti Engin. Seviyodu lan Eda'yý. Eda gülümseyerek cevap verdi.

Aslý çantasýný sýnýfa atýp etrafa þöyle bir bakýndýktan sonra adýmlarýnýn yönünü hemen kütüphaneye doðru çevirmiþti. Bütün gece aklýnda o kýsacýk anda Engin'in dudaklarýndan okuduðu o edepsiz kelime yankýlanýp durmuþtu. Bunu Engin'den duymanýn onu bu kadar tahrik edip etkilemesi son derece saçma ve bir o kadar da þiddetliydi. Bunu þaþkýnlýkla karþýladýktan sonra kýsa sürede zevkle kabul etmiþti Aslý. Bütün gece aklýnda plan yapýp durmuþtu.
Kütüphane kapýsýna geldiðinde içeriden gelen seslere bir süre kýsaca kulak kabarttý Aslý. Ýçeride Eda ve Engin vardý. Konuþmalarýný kýsaca dinledi. Gülümsedi ve kapýyý çalýp içeriye yürüdü.

Eda tam çýkarken açýlan kapýdan içeri gireni görünce kocaman gülümsedi. Aslý hem ablasýnýn çok iyi bir arkadaþý hem de çok sevdiði, hayran olduðu bir rol modeliydi. Küçük yaþtan bu yana Eda'ya büyük bir sevgi ve ilgi yaklaþmasýnýn sonucu olarak bu kýz tarafýndan çok seviliyordu Aslý.
Ýki tatlý hanfendi hemen kocaman gülücükler ve Aslý Abla!!! Eda!!! çýðlýklarýyla kucaklaþýyordu.

"Ne hoþ hatunsun yav Aslý abla. Kahramanýmsýn valla," diye samimiyetle ve imrenerek söyledi
Eda. Aslý saçý ve yüzüyle, duruþuyla muhteþemdi ve muhteþem de kokuyordu bu sabah.
"Caným benim, çok tatlýsýn," diyerek ayný samimiyet ve sevgiyle cevap verdi Aslý.
"Cidden be abla. Piyasada senin gibisi yok. Biraz gözü açýk her erkek yavrusu üstüne atlar," diyerek, yan taraftaki Engin'e kaçamak bir bakýþ atarak konuþtu Eda.
Engin gülümseyerek ama bir cevap seslendirmeden Eda'ya bakmýþ sonra da kýsaca Aslý'yý süzüp karýþýk kafalý bir gülümsemeyle iç çekmiþti..
Aslý kapýdan girmeden önce duyduðu sözlerle Eda'nýn þimdi söylediðini birleþtirdiðinde içi kývýlcýmlarla parlayarak gülümsedi. Talih sana fýrsat sunduðunda hazýr olmak böyle bir þeydi demek. Gülüþü çapkýnlaþtý.
"Burada erkekler var Edacým. Bir de onlarýn fikrini almak lazým tabii. Daha tarafsýz bir not verebilirler," diyerek kapýyý zorlamýþtý iþte Aslý.
Engin sözünü esirgemeden otomatik pilotta cevabý verdi hemen.
"Cem zaten notunu vermiþ Aslý. Yine de benim de fikrimi söylemem icab ederse, Eda haklý hani. Çok hoþ bir hanfendisin. Çok hoþ," derken okul arkadaþýnýn hatununa söylenebilecekten biraz da fazlasýný söyler biçimde söylemiþti bunu. Cem'le o kadar yakýn arkadaþ filan deðildiler ve bazen ona çok uyuz oluyordu ama ne olursa olsundu hani.

"Teþekkür ederim Engin Bey," diye gülümseyip hafif bir reveransla selamladý Aslý. Kumralýn içi kýpýr kýpýrdý. Engin'in eski savunmalarýnýn yerinde yeller esiyordu. Birisi ya da bir þeyler o savunmalarý yerle bir etmiþti, savunmadan eser yoktu. Kaçýþtan eser yoktu. Ýçi heyecanla kýkýrdarken yüzü de kocaman gülüyordu Aslý'nýn.
"Bi þey deðil efendim," diye cevapladý Engin.
"Abla ben derse gidiyorum. Görüþürüz," diyerek sarýldý ve Aslý'nýn yanaklarýna þapýrdayan kocaman ve ýslak öpücükler kondurdu Eda.
"Görüþürüz caným. Kendine iyi bak fýstýk. Ablana da selam söyle, yavrum benim, offf," diyerek ufaklýðýn poposunu mýncýlayýp bir þaplak atarak uðurladý Aslý. Eda neþeyle gülüp kýkýrdayarak kütüphaneden dýþarý çýktý.

"Ne hoþ bir kýz deðil mi þu Eda. Ne kadar harika."
"Evet. Çok tatlý bir kerata. Onu çok seviyorum. Çok özleyeceðim," diyerek samimiyetle saf sevgisini söyledi Engin. Masumca bir sevgiyle çok kocaman seviyordu bu ufaklýðý. Yýllar geçtikçe bu duygular hiç deðiþmeyecekti içinde.
"Gün geçtikçe ablasýna benziyor. Küçük yosma tam bir afet olacak. Þimdiden harika bir vücudu var," diye iltifat ve sevgiyle, kendine has üslubuyla Eda'dan konuþtu Aslý.
"Ehemm," diyerek öksürdü. Engin. Konunun geldiði yere ve üsluba bir uyarý koymak istemiþti.
"Ayyy Engiiiin. Ne var be. Böyle dar kafalý olma. Sanki gözlerin kör. Görmüyor musun fýstýk gibi hatuna dönüþüyor gözünün önünde. Fark etmedim deme!" diyerek yemem ben bunu diyen bir ifadeyle dürüst olmaya zorladý kumral hatun.
"Etmesine ettim de o gözle bakmak için biraz ufak olduðundan kafamý pek o yana çevirmemeye çalýþýyorum. Hem Eda kýzkardeþim gibi senelerdir biliyorsun,"
"Çevirmemeye çalýþlýyorsun," diye gülümseyerek yakaladýðý açýktan hücum etti Aslý. Ve ekledi, "kýzkardeþin filan da deðil Engin. Aranýzda kan baðý filan yok. Bugün bir gözle baktýðýna yarýn baþka bir gözle bakamazsýn diyen bir yasa yok. Kimse bunu zorlayamaz. Aileden biliyorum, yakýn çevremde yaþamadýðým þey deðil. Abla kardeþ dediðimiz aile dostlarýmýzdan bazýlarý sonradan evlilik yoluyla gerçekten aileye giriyor. Bunda bir yanlýþlýk yok."
Engin kravatýný biraz gevþetti hafif bir sýkýntýyla. Konunun geldiði yerler biraz aklýný zorlamaya baþlamýþtý.
"Burasý sýcak mý olmaya baþladý."
"Evet. Þimdi sen söyleyince fark ettim de... Aslýnda biraz sýcak oldu," diyerek fýrsattan istifade ceketini çýkarmaya baþladý Aslý. Gizlice gülümsedi.

Daha o ceketini çýkarmaya baþladýðý anda Engin'in bakýþlarý hipnotize olmuþ biçimde genç kýzýn memelerine odaklanmýþtý. Aslý dudaklarýnda kývrýlan gülümsemeyi sadece biraz gizlemeye çalýþtý ve Engin'in yüzündeki sýkýntýlý ve arzulu ifadeyi zevkle izledi.

Engin Aslý'nýn iç çamaþýrýný olanca açýklýðýyla görebiliyordu. Bu incecik beyaz gömlek içindeki sütyenin ne kadar küçük ve daracýk olduðunu açýkça gösteriyordu. Gösterdiði bir diðer þey de kumral bombanýn dimdik havaya kalkmýþ mermi gibi sert meme uçlarýydý. Engin bir an içinde o memeler ve meme uçlarýyla yapmak istediklerine dair bir sürü hayal kurdu aklýnda. Farkýnda olmadan kuruyan dudaklarýný yaladý ve sessizce inledi.
Burasý cidden çok sýcak olmuþtu. Pantalonunun içinde bir çadýr da süratle büyüyordu. Bunu gizlemek için masanýn arkasýna doðru yürüdü ve bir sandalyeye oturup önüne kayýt defterini açtý. Sayfalarý çevirir gibi yapmaya çalýþýyordu ama beceriksizliðinin içinde aslýnda sadece karþýsýndaki bu genç kýz bedenini izliyordu.
Aslý ceketini yavaþça çýkartýyor, katlamaya filan çalýþýyormuþ gibi duruyor, sanki ortaya mý koysam buraya mý koysam, þöyle katlasam daha mý iyi olur gibi yapar gibi yapýp aslýnda kendini bir güzel teþhir ediyordu. Bunu çok iyi yapýyordu. Çok çok iyi yapýyordu. Engin bu daracýk gömlek ve dolgun memeleri izlemekten asla yorulmazdý. Ýnce beli dolgun hatlarýna tezattý ve çok çekiciydi. Karnýnýn hafif yuvarlaklýðý ne kadar da çekiciydi. Kalçalarýnýn dolgun ve yuvarlak hatlarý yakýcýydý. Bacaklarýnýn hatlarýný gösteren bu yandan duruþu ve diz üstündeki etek boyu nefes kesiciydi.

Engin oturduðu yerde kývranýp sessizce inlemekten kendini alamadý. Nefesleri derinleþmiþ ve pantolonundaki çadýr rahatsýz edici ölçüde büyüyüp yükselmiþti. Bütün bu teþhir sahnesinde Aslý'nýn sarhoþ edici kokusu kütüphaneye iyice dolmuþ ve sinmiþti. Engin baþýnýn döndüðünü ve aklýnýn yanmaya baþladýðýný hissetti. Aklýnda sayýsýz düþünce birbiriyle çarpýþýrken þu anda tek istediði kapýyý kilitleyip Aslý'nýn üzerine atlamaktý. Bu kýzý burada çýrýlçýplak soymak ve onun içine girip onunla çýlgýnlar gibi d..üþmek istiyordu. Engin neler düþünüyordu böyle. Kafasýný salladý farkýnda olmadan. Aklýný daðýtmaya ve kendisini toparlamaya çalýþtý. Aslý bunu fark etmiþti. Gülümsedi kumral bomba.
"Ýyi misin Engin. Bir þey mi oldu?" diye sordu imalý bir ses tonuyla ve gülümseyerek.
"Olmaz mý. Ýyi oldu. Hatta biraz fazla iyi oldu," diye gülümseyip itham ederek konuþtu Engin. Aslý'nýn ne yaptýðýnýn farkýndaydý da neden yaptýðýný bilmiyordu. Aklýnýn bir kenarýnda bir düþünce "ulan bütün hatunlar kokuyu mu aldý, bu adam artýk yoldan çýktý, ihanete çok müsait, diye... Benim görmediðim bir tabela filan mý sallanýyor boynumda," diye düþünüyordu.
Aslý gülümsedi. Biraz daha yaklaþtý Engin'e doðru ve az önce Eda'nýn oturduðuna benzer ama çok daha cesur bir biçimde Engin'in karþýsýna masaya oturdu. Engin elinde olmadan yutkundu ve gözleri epey bir sýyrýlan eteðe doðru kaydý. Sýyrýlan etek Aslý'nýn bacaklarýnýn diz üstünde kalan oldukça büyük bir bölümünü göz önüne seriyordu. Bunlar dolgun, biçimli ve ýþýldayan güzel bacaklardý. Siyah çoraplarýn içinde daha bir albenili ve seksi duruyordular. Engin ellerini onlarýn üzerinde uzun uzun dolaþtýrdýðýný, bacaklarýn içine ve daha yukarýlara doðru ilerlediði düþündü. Daha ileri gitti ve bacak arasýna girdi parmak uçlarýyla. Engin bir kez daha baþýný salladý. Dudaklarý kurumuþtu. Neler düþünüyordu burada böyle. Üstelik kapý da kilitli deðildi.

Ayný anda Aslý'nýn da gözleri parlamýþ ve yüzüne çok tehlikeli bir gülümseme yerleþmiþti. Avýnýn bütün kaçýþ noktalarýnýn kapandýðýný gören memnun bir avcý gülümsemesiydi bu. Bu çok vahþi ve aç bir gülümsemeydi.
Aslý masadan aþaðý kaydý. Eteði daha da yukarý sýyrýlýrken düzeltmek için bir þey yapmadý. Engin dalgýnca ve kontrolünü kaybetmenin eþiðinde tatlý tatlý, zevkle sallanarak izledi. O kalçalarýn sallana sallana gidiþi, eteðinin neredeyse bacak arasýna kadar edepsizce sýyrýlmýþ hali kaldýrabileceðinden çok fazlaydý. Aslý buradaydý, Engin de buradaydý. Ýki artý iki dört ederdi. Ateþ ile barut yan yana geldiðinde olacaklarý bilmek için dahi olmaya gerek yoktu.
Aslý kapýyý kilitlediðinde ve arkasýný kapýya yaslayýp neredeyse zalim bir gülümsemeyle, neredeyse yamyamca bir þehvetle güldüðünde Engin buraya kadar diyerek ayaða kalktý. Ceketini çýkardý. Pantalonundaki çadýrý gizleme gereði duymadý. Aslý'nýn bakýþlarý hemen oraya kaymýþtý zaten. Çapkýn gülümseme dudaklarýnda hala parlarken dudaklarýný yaladý genç kýz.
"Sen Cem'le çýkýyorsun," diye basitçe söyledi Engin. Sadece durumu söylüyordu.
"Sen de Yeþim'le çýkýyorsun. Bir þey mi var bunda?"
"Sen söyle," diye cevap verdi Engin. Biraz kaçamak oynamýþtý ama olsundu. Gülümsedi.
Aslý gülerek cevap verdi. Yeþim'i hep züppe ve kibirli bulmuþtu ve þu anda ondan çalýyor olmak düþüncesi, ona gol atýyor olma düþüncesi bile tek baþýna harikaydý. Ama bir yandan da Cem ile de aralarý pek öyle muhteþem deðildi ve ondan da intikam almak istiyordu. Çok sýkýcý, aþýrý kontrol delisi, kaba ve itici olabiliyordu Cem. Aslý bazen bu iliþkinin çok yanlýþ olduðunu biliyor ama bazen de buna bayýlýyordu... Karýþýk... Bu kelime bu yýllarda bu genç ruhlarýn en çok aklýnda aðýrlaþan kelime idi belki de. Her þey çok karýþýk geliyordu.
"Seni istiyorum, sen de beni. Önceden olsa burada olmazdýk Engin. Ama çok deðiþmiþsin. Þimdi çok daha iyi görüyorum. Yeþim burada yok. Cem de yok."
Engin aslýnda cevabýný biliyordu ama yine de dudaklarýndan farkýnda olmadan sözcükler döküldü.
"Bilemiyorum Aslý,"
Aslý güldü. Engin aslýnda bal gibi biliyordu. Bedeni, bakýþlarý, nefesi bunu haykýrýyordu. Bir iki adým daha attý ve ellerini dudaklarýna götürüp yavaþça dudaklarýndan aþaðýya kaydýrdý. Boðazý boyunca aþaðýya indirip göðüslerinin üzerinden akýttý ve taa bacaklarýnýn arasýna kadar indi. Bu seksi hareket karþýsýnda Engin neredeyse hayvani bir hýrýltýyla inledi.
"Dün Necla ile çok iyi biliyordun Engin," derken sesi oyunbazca gülüyordu.
Bu Engin için þoke edici bir cevap olmuþtu. Noluyodu lan. Bu ihanet iþlerinde elbette bir tecrübe küpü deðildi ama bu son haftalarda hem kütüphanesi hiç olmadýðý kadar deþifre olmuþ hem de daha ilk ihanet anýndan itibaren her ihanetinde birilerine yakalanýr olmuþtu.
Engin'in þaþkýn haline içtenlikle ve neþeyle eðlenerek güldü Aslý. Þimdi Engin ile aralarýnda hiç mesafe kalmamýþtý. Bedenini Engin'in bedenine yaslayýp boynuna seksi bir pozla sarýlmýþtý. Dudaklarý genç adamýn boynunda ve dudaklarýnýn yakýnlarýnda kýzýþtýrýcý oyunbaz dokunuþlarla dolanýyordu.
"Sadece biraz tesadüf," diye açýklama gereði duydu Aslý. Bu kadarýný borçluydu sanki. Biraz da rahatlatmak istedi Engin'i. Gülümsedi. "Yanýna gelip seni biraz yoklamak istemiþtim. Ama tam kapýdayken içeriden gelen sesleri duydum. Necla'nýn sesleriydi. Aðlýyordu. Ýlk baþta ne yapacaðýmý bilemedim. Herþeyi göze alýp bir süre orada dinledim. Baktým ki kýsa süre sonra Necla halinden hiç de þikayetçi deðil... Ben de oradan uzaklaþtým. Biliyorsun, Temel Bey durumu iþte..."

Engin ne diyeceðini bilemiyordu.
"Ne diyeceðimi bilemiyorum," dedi Engin.
"Bir þey deme. Çok özel bir andý sizinkisi. Necla'nýn sana nasýl tutkun olduðunu hepimiz biliyoruz. Böyle sonlandýrmanýz beni nasýl mutlu etti bilemezsin desem belki garip kaçacak ama, teþekkürler Engin," diye samimi bir tonda ciddice cevapladý Aslý. "..ve sýrrýnýz benimle güvende. Unuttum bile," diyerek kýsaca güldü Aslý.

Engin gülümsedi. Baþýný anlayýþla ve memnuniyetle salladý. Aslý ne kadar da tatlý ve hoþ görünüyordu. Dudaklarýna çapkýn bir gülümseme geldi. Dudaklarýný yaladý. Aslý ile bakýþlarý kývýlcýmlar çýkartarak çarpýþtý. Aslý da dudaklarýný yaladý. Bir saniye geçmeden neredeyse koçlarýn kafa kafaya toslaþmasýný andýran bir þiddetle dudaklarý birbirine geçti. Kýsa bir iki an içinde kütüphane içinde dudaklarýn þehvetli ve ýslak þapýrtýlarý adeta müzik gibi çýnlýyordu.

*****

Aslý bir çýlgýndý. Hem ateþli hem de çok yaramazdý. Engin'in þimdiye kadar karþýlaþtýðý kýzlar içinde sadece Sumru bu cadýyla yarýþabilirdi. Hangisi daha çýlgýndý bunu þu anda bilemiyordu Engin ama ilerleyen günlerde öðreneceðini düþünüyordu. Þimdiden çok önemli bazý ipuçlarý yakalamaya baþlamýþtý Aslý cephesinde. Bu kýz tam bir canavardý.

Elinde olmadan öpüþme esnasýnda aklýna Yeþim geldi. Bütün bu þehvet ve heyecanýn arasýna Yeþim yine yolunu bulup girmiþti. Burada, kollarýndaki Yeþim olmalýydý aslýnda... O zaman herþey çok daha farklý olabilirdi. Engin aklýnýn kararýp sertleþtiðini fark edemeden dudaklarýndan bir sözcük kaçtý.
"Orospu," diye tutkuyla, þiddetle, öfkeyle, hem de þehvetle; Çok yoðun bir duyguyla dudaklarýndan döküldü bu net kelime. Hedefi Yeþim'di ama...
Aslý'nýn baygýn bakan gözlerinin aralýðý bir anda daha bir geniþlediðinde, Engin aðzýndan çok yanlýþ bir þey kaçtýðýný düþünüp neredeyse açýklamaya çalýþacaktý ama...
Aslý'nýn açýlmýþ gözlerinde kývýlcýmlar arzuyla, delice çakýp duruyordu. O gözlerde kýyamet gibi bir ateþ yanýyordu. Aslý inleyip daha bir sarýldý Engin'e, daha bir eridi Engin'in kollarýna. Sesi inledi ve dudaklarý teslim olan þehvetli bir ifadeyle aralandý. Dudaklardan çýkan kelimeyi duymak Engin'in aklýný da dinamit gibi ateþleyecekti.
"S...k beni," diye inliyordu Aslý'nýn sesi. Baygýn ses çok tutkulu ve þehvet doluydu. "S...k beni Engin. Nolur s...k beni..." diye pis aðýzla konuþuyordu Aslý. Bu aðzý bozuk konuþma tarzý ve Aslý'nýn þehvetli teslim oluþu Engin'i hiç olmadýðý kadar tahrik etmiþti. Genç adamýn aklý yangýnlarla yanýyordu. Nefesi derin ve güçlüydü. Kalbi deli gibi atýyordu. Bacaklarýnýn arasýndaki erkekliðinin sertliði pantolonunu yýrtmak istersesine dýþarý doðru çýkýyordu.
Engin kendini kontrol etme çabalarýný tamamen býraktý. Buraya kadardý. Kavgayý býraktý. Býraktý içindeki duygu seli bütün bentleri yýkýp geçsin, taþsýn. Býraktý kendini duyduðu hislerin çýlgýn dalgalarýna.

Çýlgýn bir dans baþladý bu andan sonra. Ýki genç kendilerini bedenlerinin akýntýsýna býrakmýþtý. Sert ama çok tatlý bir dans baþlamýþtý þimdi burada.

Kollarý birbirine sarmaþýklar gibi dolandý. Ýçiçe geçti iki vücut adeta. Dilleri birbirinin aðzýný vahþice iþgal etmek isteyen bir saldýrý ile çarpýþtý. Uzun uzun düello etti iki dil. Erotik bir danstý bu ve ikiside inleyip hýrlýyor, nefessiz kalýp zevkte boðuluyordu. Nefesleri derin ve çok aralýklýydý. Kalpleri deli gibi atýyordu. Elleri þehvetle, þiddetle diðerini sarýp sýkýyordu. Aslý'nýn parmaklarý Engin'in saçlarýný arasýna geçip kafasýný bir mengene gibi yakalamýþtý. Dudaklarýn ve dillerin ýslak, çýldýrtýcý düellosundan sonra þimdi yavaþ yavaþ aþaðýya, boynuna doðru yönlendiriyordu onu.
Engin Aslý'nýn boynuna iþtahla, sertçe kapandý. Öpücükler, yalayan dil darbeleri ve þehvetli ýsýrýklarla, teninde kaydýrdýðý ýslak dudaklarýyla dans etti genç kýzýn boynunda. Aslý'nýn dudaklarýndan inlemeler ve zevk dolu vahþi hýrýltýlar birbiri ardýna kaçýyordu. Yüzünde memnun, hayvani bir gülümsemeyle inliyordu Aslý.

Genç adamýn elleri de boþ durmuyordu. Elleri kýzýn sýrtýnda arzuyla dolanýyordu. Sonra sýrtýndan daha erotik yerlere doðru deðiþti ellerin rotasý. Önce sýyrýlmýþ eteðinin altýna doðru kaydý eller ve eteði daha da sýyýrýp Aslý'nýn muhteþem kalçalarýný avuçladý. Daha ilk temeasla birlikte Engin'in aðzýndan vahþi bir hýrýltý kaçtý. Elleri daha bir þehvetle avuçlayýp sertçe sýktý popo yanaklarýný. Hamur yoðurur gibi yoðurmaya baþladý iççamaþýrý giymeyen popoyu. Aslý külot giymemiþti...

Engin'in elleri Aslý'nýn iniltilerinden aldýðý cesaretle göðüslerine süratle kaydý. O bütün okulun hayran olduðu göðüslere ellerini iþtahla kapattýðýnda derin bir nefesle inledi ikisi birden. Aslý daha bir eridi Engin'in kollarýna. Engin dudaklarýný Aslý'nýn dudaklarýna kapatýrken elleriyle kýzýn memelerinin üzerine þehvetle kapandý. Aslý kocaman inledi. Derin bir nefes aldý. Bu dokunuþ genç kýzý açýkça sallamýþtý. Sert ve ayný anda da yumuþak olan dokunuþ, dairesel okþamalar ve yoðurmalarla memelerini ele geçirdiðinde Aslý daha fazla dayanamadý ve elleriyle Engin'in bacak arasýna hücum etti. Sert erkekliði bir süre pantolonun üzerinden boylu boyunca sývazlayýp okþadý. Bütün uzunluðunun üzerinde dolandý parmaklarý ve açlýkla ona dokundu. Ama bu yeterli deðildi. Elleri süratle pantolonun fermuarýna uzandý.

Kýsa bir iki saniye içinde Engin daha ne olduðunu anlayamadan Aslý'nýn tecrübeli elleri baþarmýþtý. Engin'in kazýk gibi sertleþmiþ erkekliði bütün uzunluðuyla pantolunun fermuarýndan dýþarý çýkmýþtý. Engin'in erkekliði iki becerikli ve þehvetli elde okþanýp sývazlanýrken genç adamýn elleri de Aslý'nýn gömlek düðmelerini açmýþtý.

Engin gömlekle vakit kaybetmedi. Aslý'nýn þimdi ellerini tükürükleyerek ýslattýðý erkekliðini düzenli bir ritimle sývazlamaya baþlamasýndan sonra kalbi iyice hýzlý atmaya baþlamýþtý. Ýçinde bir yük büyüyordu. Elleri hemen beyaz ve dantelli sütyenle kaplý memeleri sardý. Sýmsýký avuçladý iki muhteþem küreyi de. Ne kadar da dolgun ve diriydiler. Ne kadar da kýþkýrtýcý ve güzeldiler. Sütyenden mermi gibi dýþarý fýrlamaya çalýþan meme uçlarý nasýl de tahrik ediciydi. Engin'in elleri hemen uzandý ve sütyenin içine dalýp iki memeyi arzuyla kavradý. Dudaklarýn vahþi bir hýrýltý kükredi. Aslý buna memnuniyetle gülümseyerek cevap verdi.
Engin memelerin ikisini birden sütyenden ve gömleðim örtüsünden çýkarýp ortaya serdi. Elleriyle Aslý'nýn kalçalarýna uzandý yeniden ve o popo yanaklarýný sýkýp okþamaya baþladý.
Ortadaki bu muhteþem göðüslere hayranlýkla baktý Engin.
"Muhteþemsin. Harikalar. Çok güzeller," diyerek birden açlýkla kapandý bu memelere Engin.
"Ayyyy," diye bu tamasla inledi Aslý, "Teþekkür ederim... Ahhhh... Ohhhh... Ayne öyle... Devam et..." diyerek cevap verdi Aslý'nýn þehvetli sesi. Engin'in dudaklarý göðüslerinin üzerine açlýkla kapanmýþtý ve çok iyi bir iþ çýkartýyordu o dudaklar. Necla'nýn o kadar memnun sesler çýkarmasýnýn boþuna olmadýðýn ilk elden tecrübe ile biliyordu þimdi Aslý. Memnunca gülüümsedi ve daha bir þevkle sývazlamaya baþladý Engin'i.
Küçük öpücükler süratle kocaman öpücüklere dönüþmüþtü. Engin'in dudaklarý memelerin üzerinde, yumuþak aylalardýnda ve sonunda da meme uçlarýndaydý. Emen dokunuþlarýn ýslak temaslarý dalga dalga zevk vuruþlarýyla Aslý'nýn aklýna hücum ediyordu. Küçük ýsýrýklar ve meme uçlarýný çekiþtirmeler kýzýn çýlgýn gibi baþýný saða sola savurmasýyla etkisinin þiddetini gösteriyordu. Aslý'nýn sývazlamalarý da iyice þiddetleniyor ve Engin'i iki taraftan her an daha çok tahrik ediyordu.

Engin'in memelere sýrayla ve uzun uzun uyguladýðý ýslak ve doymak bilmeyen saldýrý sürerken bir eli de yoðurduðu kalçalarýn yanaklarýndan aþaðýya ve öne doðru kayýyordu. Aslý Engin'in iki parmaðýnýn bacak arasýna doðru kaymasýna derin bir nefesle zevkle inleyerek cevap verdi. Yüzü güldü genç kýzýn.
Engin Aslýn'nýn sürprizi ile karþýlaþtýðýnda inledi ve þehvetli bir hýrýltýyla iki memeye birden vahþi, hayvani bir açlýkla yumulup genç kýzý daha bir þiddetle yedi. Aslý'nýn külotlu çorabýnda tam orasýnda hazýrlanmýþ bir delik vardý.
Engin'in parmaklarý içeriye girmeden kýzýn bacak arasýnda önce kýsa bir süre dolaþtý. Dýþ dudaklarý bu kadar oyundan ve tahrik olmaktan zaten iyice açýlmýþtý ve iç dudaklarý da ortaya bir çiçek gibi açýlýyordu. Engin daha ilk temasýyla iç dudaklardan dere gibi sularýn süzüldüðünü hissetti. Bu genç adamý daha da tahrik etti. Sanki bundan daha fazla tahrik olmasýnýn imkaný varmýþ gibi. Aslý onun için sýrýlsýklam süzülüyordu. Parmaklarý bir süre kýzýn klitinin üzerindeydi. Daha ilk dokunuþla birlikte Aslý ayakta adeta sýçramýþtý ve baþýný Engin'in omzuna süratle düþürüp gömmüþtü. Nefesleri kesik ve çok süratliydi þimdi. Ýnliyordu. Sesi titriyordu. Anlaþýlmaz sesler çýkarýp inliyor, hýrýldýyor ve kývranýyordu. Parmaklar arasýnda tatlý tatlý ezilip sürtünen, okþanan klitin gönderdiði dalgalar arda arda vuruyordu Aslý'nýn zihnine.
Ýki parmak bir dakika sonra içerideydi ve yumuþak hareketlerle içeride daireler ve sekizler çizerek hafifçe girip çýkýyordu. Aslý buna bitiyordu. Engin de bitiyordu iþin gerçeði. Ýkisi de sonunda buý ritme tamamen kendini kaptýrmýþtý ve þimdi derin nefeslerle ve iniltilerle bu pozisyonda kilitlenip kalmýþtýlar.
Genç kýz daha fazla dayanamadý. Önce dizleri titredi sonra dudaklarýndan bir çýðlýk kaçtý. Derken derin ve güçlü hýrýltýlarla bir zirveye ulaþtý. Bacaklarýnýn arasýndan sular süzülürken aslý kendini tamamen Engin'in kollarýna býraktý.
Kýzý kollarýnda yakaladý ve zorlanmadan bu yarý baygýn haliyle kaldýrýp masanýn üzerine serdi Engin. Aslý hala kesik nefeslerle inliyor ve bedeni küçük kasýlmalarla seðirirken yüzünde memnun gülücüklerle gözleri kapalý kývranýyordu. Bu harikaydý. Bu ikisi için de harikaydý.

Engin bir süre sadece izledi. Bu muhteþem bir manzaraydý. Eteði beline kadar sýyrýlmýþ ve bacaklarýný edepsizce yanlara açýp diþiliðini sergilyen bu haliyle; Göðüsleri sütyeninin ve gömleðinin dýþýna fýrlamýþ bu haliyle Aslý muhteþem görünüyordu.
Engin farkýnda olmadan elleriyle kendini sývazlýyor ve Aslý'yý izleyerek biraz daha sakinleþmiþ nefesini yeniden ateþliyordu. Burada Aslý'yý bu halde izleyerek bile doyuma ulaþabilirdi ve bundan þikayet etmezdi.
Ama bu durumu kýsýk gözlerinin arasýndan farkeden Aslý'nýn baþka planlarý vardý.
"Yok öyle yaðma, gel bakalým ellerime," diyerek masada baþý Engin'e doðru gelecek þekilde sýrtüstü yattý. Engin masaya yaklaþýrken Aslý iyice duruþunu ayarladý ve baþýný masadan aþaðýya, tam Engin'in erkekliðine doðru aþaðý sarkýttý. Bacaklarýný kendine çekti ve ayak tabanlarý masanýn üzerine basacak þekilde durdu. Bir elini bacak arasýna kaydýrdý ve usulca kendiyle oynamaya baþladý. Bir yandan da Engin'i aðzýna alýyor ve boþtaki eliyle en doðru pozisyonu almasý için onu yönlendiriyordu.

Kýsa bir süre sonra Engin'in erkekliði Aslý'nýn eliyle yönlendirdiði bir hýz ve derinlik ayarýyla kýzýn boðazýna kadar girip çýkýyordu. Aslý arada bir öðürüp Engin'i durduruyor ama sonra ayný yerden devam ediyor tekrar ve tekrar bütün uzunluðuyla onu boðazýnýn derinlerine kadar içine alýyordu. Aslýnýn aðzýndan Engin'in erkekliðine sular süzülüyordu. Engin bu derin ve sýký sývazlanma karþýsýnda kendini kaybetmenin eþiðindeydi. Aklýnda kývýlcýmlar patlýyordu. Aslý onu gitmediði zirvelere taþýyordu.
Bu sýký, sýcak ve ýslak temas, bu sývazlama, yalama ve tatlý tatlý ýsýrma hisleri Engin'in aklýný baþýndan almýþtý. Bir anda aklý artýk yoktu ve çok içgüdüsel, çok ilkel, çok basit bir hale inmiþti bütün düþünceleri. Hayvani bir hýrýltýyla þehvetle inledi genç adam ve biraz ileri doðru kendini hafifçe yeniden konumlandýrýp baþýyla kýzýn bacak arasýna daldý. Dili hemen yolunu bulmuþtu ve Aslý'nýn klitinin üzerine yalayan, emen saðdan solda vuran darbelerle kapanmýþtý. Þimdi ikisi de yeniden inliyor ve hýrýldayýp derin derin soluyordu. Aslý bu saldýrý karþýsýnda kývranýyor ve kývranabildiði kadar kývranýyordu. Engin'in diliyle yaptýklarý karþýsýnda çaresizdi. Tatlý bir iþkence üzerine çökmüþtü ve Aslý neredeyse boðulup bayýlmanýn eþiðindeydi. Bu bütün bunlardan daha da büyük bir zevk almasýna neden oluyordu.

Ýkisi de ateþlerde yanýyordu ve ikisi de giyinik halleriyle ter içinde sýrýlsýklamdý. Aslý'nýn içine hem erkekliði hem de diliyle hücum eden Engin bu zevk bombardýmanýna çok fazla dayanamadý. Dayanmasýnýn da pek bir yolu yoktu. Sonunda Aslý da iþte geldiðini hissediyordu ve aslýnda genç kýz da neredeyse ikinciye doyuma ulaþmanýn eþiðinde sallanýyordu. Bu ne çýlgýnlýktý bilmiyordu ama Engin onu burada zirveden zirveye kolaylýkla taþýyordu. Ýþte Engin'in erkekliðinin sanki daha bir büyüyüp þiþtiðini ve o anýn geldiðini hissettiðinde Aslý da tam bunu düþünüyordu.
"Geliyorum.... Ahh... Aslýýýý..." diye inleyerek haber vermeye ve kendini Aslý'nýn içinde çekmeye çabaladý Engin ama ne konuþabildi ne de Aslý onun dýþarý çýkmasýna izin verdi. Engin sonunda içinden yükselen dalganýn erkekliðinden yol buluþunu duydu. Erkekliði adeta kocaman þiþti ve taç kýsmý sanki büyüyüp patladý. Sonra bu hissi dalgalar takip etti ve bir iki iç derken ardý ardýna dolu vuruþlar içinden Aslý'nýn aðzýna boþaldý.
Ýlk dalga en þiddetlisiydi ve sýcak semeni boðazýnýn arka duvarýnda hisssedince Aslý inleyerek sadece baþý içeride kalacak þekilde elindeki erkekliði biraz daha dýþarý çýkardý. Memnuniyetle ve doyumla inleyerek Engin'in bütün semenini büyük bir çabayla emdi ve emdi ve emip yuttu Aslý. Sadece baþýný aðzýnda tuttuðu erkekliði iki eliyle birden sývazlarken bir yandan da iþtahla ve kuvvetle emiyor; Adeta Engin'i vahþice saðýyordu genç kýz. Engin bunda hiç mi hiç þikayetçi deðildi. Düþünme noktasýný çoktan arkasýnda býrakmýþtý ve bedeninin hislerine teslim olmuþ ilkel bir akýl seviyesinde zadece bu zevki köküne kadar yaþýyordu. Bu his, bu ýslaklýk ve sýkýlýk, bu sýcak sarmalanma hissi, bu arzuyla ve açlýkla emilme hissi hem fiziksel hem de duygusal olarak çok büyük bir tatmindi. Engin dizlerinde derman kalmamýþ halde masadan kuvvet alarak ve sarsýntýlarla titreyerek ayakta zorlukla duruyordu ama halinden bir damla þikayetçi deðildi. Yüzü gülüyordu.

Yüzü gülen tek kiþi de Engin deðildi. Dudaklarýnýn arasýndan bir kaç damla semen sýzan Aslý da gülümsüyor ve çapkýnca Engin'i izliyordu. Bu harikaydý. Aslý oral sekse bayýlýyordu. Bundan daha güzel çok az þey vardý. Hem fiziksel hisleri hem de duygusal karþýlýklarýyla birini yemek ya da biri tarafýndan yenilmek; Birinin içine boþalmak, birinin senin içine boþalmasý inanýlmaz idi. Karþýndakinin seni bütün benliðiyle kabulü, senin de karþýndakini bütün benliði ve özüyle kabulündü bu. Diðerini herþeyiyle istemen ve diðerinin seni herþeyinle istemesi gibi derin bir duygusal karþýlýðý vardý belki de. Belki de tamamen sahip olmak ve tamamen sahip olunmakla ilgiliydi. Aslý bilmiyordu. Bildiði yemeyi ve birisinin onu yemesini çok sevdiðiydi.

Birkaç dakikka gülüþüp fýsýldaþarak küçük öpücüklerle öpüþtüler, koklaþtýlar. Birbirlerini okþayýp daha çok öptüler. Az sonra ikisi de yeniden hayvanlar gibi vahþice, þehvetle öpüþüyordu. Engin bir yandan kravatýný ve gömleðini süratle çýkarýrken diðer yandan gülümseyerek emretti.
"Soyunsana," diye söyleyen emre dudaðýný ýsýrýp gülümseyerek ve emri hemen uygulayarak cevap verdi Aslý.
Beyaz tenli kumralýn muhteþem memeleri ve kusursuz dolgun hatlarý þimdi gözler önünde ýþýldýyordu. Traþlý ve tertemiz, tüysüz bacak arasý çok güzel görünüyordu. Göðsü her nefeste inip kalakarken memeleri ve dimdik kalkmýþ sert meme uçlarý Engin'in gözlerine hücum ediyordu.
Az sonra erkeðin kýlýcý kýzýn karnýna yaslanmýþtý. Dudaklarý ve dilleri yine þehvetle þapýr þapýr çarpýþýyord, dans ediyordu.
Engin kýzý havaya kaldýrdý ve masaya oturttu. Yaklaþtý ve içine girmek için erkekliðini eliyle yönlendirmeye baþladý.
"Hayýr," dedi Aslý. Gülümsüyordu. Engin þaþýrdý.
"Ordan deðil. Arkadan istiyorum."
Engin daha da þaþýrdý. Aklý dumanlýydý ve önünde nabýz gibi atan erkekliði yüzünden zaten iyi düþünemiyordu. Arkadan derken köpekleme girmemi istiyor diye düþünüyordu Engin ama merakta kalmadý. Aðzý bozuk ve þehvetli biçimde açýkladý Aslý. Sesi neredeyse vahþi bir hayvan gibi hýrlýyordu.
"Beni g...ümden s..k Engin. Arkadan vurmaný istiyorum. Seni istiyorum. Hem de köküne kadar istiyorum."
Engin ne söyleyeceðini bilemedi. Erkekliðini sývazlayan arzulu elleri ve dudaklarýný dilini emen þehvetli aðzýyla bu kýza karþý ne diyebilirdi. Bu durum bir tabuydu elbette çoðu kiþi için. Cinsel, toplumsal, dinsel, týbbi yönden bir sürü soru ve sorun kaynaðýydý anal seks. Erkeðin aklý aðýrlaþtý ama düþünceden deðil kararsýzlýktan.
Genç kadýn bu kararsýzlýða gülümsedi. Taciz eden, tahrik eden yaramaz ve masum kýz konuþmasýyla kuþattý Engin'i.
"Cem çok istedi. Ama ona vermedim. Sana vereceðim. O gerizekalý bundan anlamazdý. Ama sen anlarsýn. Bana nazik olursun deðil mi Engin? Beni tatlý tatlý g...den s..ceksin deðil mi Engin?" derken zehirli bir yýlan gibi sokulmuþ ve Engin'in boynun, kulak memesini yalayýp öpmeye baþlamýþtý Aslý. Elleri yumartalarýný okþuyor ve bacakarasýndan aldýðý sularýyla ýsladýðý erkekliðini þapýrtýlarla sývazlýyordu.
Engin zaten çoktan kývama gelmiþti ve sevgiyle yapýlan hiçbir þey yanlýþ olamaz noktasýndaydý. Hem iki taraf da istiyorsa gerisi kime neydi be. Kendini ikna etmek için çabalýyordu ve bütün bu yoðun tahriklerin içinde sertleþmiþ haliyle aslýnda çok zor bir þey de deðildi þu anda kendisini ikna etmesi. Tek derdi bunu nasýl yapacaklarýydý. Bildiði kadarýyla bu iþ normal düzüþmekten biraz daha farklý bir teknik istiyordu. Bir iki kez buna dair konuþmalara þahit olmuþtu. Öyle külodu sýyýr, çubuðu sok içeri gibi deðildi bu iþ. Kurallarýna uymazsan zevkten çok sýkýntý kaynaðý olabilecek bir mevzuydu bu.
"Ben, nasýl yapýlcaðýný bilmiyorum Aslý. Seni incitirim," diye samimice söyledi Engin. Deli gibi istiyordu onunla her þeyi yapmayý ama canýný yakmayý hiç istemiyordu.
Aslý gülümseyerek þehvetli bir öpücüðükle cevap verdi. Dudaklarý arzuyla çarpýþýp birbirini yalayýp yuttu.
"Dert etme, sana öðreticem. Sana her þeyi çok iyi öðreticem," diye neredeyse bir annenin þevkatiyle ve sevgiyle konuþtu Aslý. Öpüþtüler.

Aslý Engin'e ders verir gibi anlattý. Anal seksin tabu olmasý bir yana; Bu ayrý bir konuydu, ama bu iþ yapýlacaksa doðru yapýlmalýydý ve bunu Aslý'ya öðreten tecrübeli, yaþça büyük bir aile dostlarý bu konudaki kurallarý uygulamalý olarak çok iyi öðretmiþti.

Bir defa kayganlaþtýrýcý ve bol ama bol bol miktarda kayganlaþtýrýcý asla unutulmamasý gereken bir kuraldý. Asla yeterince kayganlaþtýrýcý diye bir þey yoktu. Bolca kullanýlacaktý. Ön seviþme ve bölgeyi içeri girecek yabancýya hazýrlamak þart idi. Bir iki parmak ve bir iki dakika bu iþi görebilirdi. Bir de kesinlikle bu deliðe giren þey ya kýlýfla kaplý olacaktý ya da yýkanmadan baþka bir yere deðmeyecekti. Bu da çok önemli bir kuraldý.
Evet, bunu Aslý'ya öðreten bir doktordu ama bu iþin kuralý da buydu. AIDS tek rahatsýz edici hastalýk deðildi ve bu bölge narin bir bölgeydi. Doðru yapmayý öðrenene kadar kanama ve tahriþ olma gibi, acý gibi yan etkiler vardý. Yine de doðru önlemler alýndýðýnda ve herþey doðru yapýldýðýnda bu iki aþýðýn cinsel hayatýný yeni bir noktaya taþýyan bir dönüm noktasýydý. Erkekler için bu bölge çok daha hýzlý ve þiddetli bir zirveyi garantilerken kadýnlar için de yaþanan deneyim hem vajinal seksten farklý hem de çok daha baþka zevklere gebe bir yöntemdi.
Bazý kadýnlara göre deðildi bu elbette ama bazýlarý da bunu denedikten sonra baðýmlýsý oluyordu. Bu bölgedeki sinir uçlarý ve vajinaya içerden taþan baský nedeniyle anal orgazmýn sonuçlarý çok daha þiddetli ve derin olabiliyordu bazýlarý için. Aslý da bu bazýlarýndandý. Ýlk defasý Aslý için müthiþ geçmiþti ve ondan sonra da her fýrsatta -güvenilir bir arkadaþýyla- bunu denemekten geri kalmamýþtý.

Hýzlandýrýlmýþ dersi can kulaðýyla dinlerken Engin heyecanla daha bir tutuþmuþtu. Bu birkaç yönden yanlýþ, hem de çok yanlýþ gelirken ayný anda da çok tahrike edici ve heyecan vericiydi. Bu baþ döndürücüydü.

"Bunlardan baþka benim payýma düþen bir temizlik kýsmý var. Ama merak etme, ben gelmeden o iþi hallettim. Senin için yolu pýrýl pýrýl yaptým. Biraz sabun ve uzun bir orta parmak. Bolca da su," diye edepsizce gülerek konuþtu Aslý.
Engin'in önünde diz çökmüþtü ve bütün bu konuþmalardan tahrik olup kazýk gibi sertleþmiþ kýlýcýna bir kýlýf geçiriyordu. Aslý hazýrlýklý gelmiþti. Bunu bütün gece aklýnda kurmuþtu. Yanýnda kayganlaþtýrýcýdan prezervatife ve temizlik için ýslak mendillere kadar malzemesi tamdý. Engin hem þaþýrmýþ hem de bütün bu hazýrlýk karþýsýnda çok etkilenmiþ ve daha da tahrik olmuþtu. Böyle harika bir hatunun onu avlamak için bu hazýrlýklara ve zahmetlere girmesi gurur okþayýcýydý doðrusu.
Aslý kayganlaþtýrýcýyý kýlýfýn üzerine bol bol sürdü. Sonra masanýn üzerine çýktý sýrtüstü uzandý. Ceketini kasýklarýný havaya kaldýracak þekilde poposunun altýna koydu. Engin heyecandan titriyordu. Aslý da farklý bir durumda deðildi. Okulun kütüphanesinde çýrýlçýplaktýlar, birkaç metre ötelerinde tenefüs vardý ve birkaç metre ötelerinde müdürün odasý vardý. Az önce kapý çalýnmýþtý tam prezervatifi paketinden çýkarýrken. Aslý az daha þakýnlýktan çýðlýk atacaktý ve kendini zor tutmuþtu. Heycandan kalbi güm güm atýyordu. Ýkisi de boncuk boncuk ter içindeydiler. Loþ ýþýklý, gölgeli kütüphanenin içinde, arkadaki kirli ve çalýllarla örtülü pencereden vuran zayýf ýþýklarýn altýnda ýþýldýyorlardý.

Engin yaklaþtý ve kýzýn dudaklarýndan baþladý. Öpücükleri boynuna doðru ilerledi. Yavaþça daha aþaðý indi. Islak öpücükleriyle ve uzun uzun yalayan dil darbeleri ile kýzýn muhteþem iri göðüslerinde acele etmeden vakit geçirdi. Aslý inlemeleri ve kývranmalarýyla, dudaklarýndan cömertçe saçtýðý güzel gülücüklerle ona cevap verdi ve eliyle saçlarýný çekiþtirip baþýný sürekli daha aþaðýlara inmesi için zorlayýp durdu. Engin direndi ve yavaþ hareket etti.
Aslý'nýn karnýna doðru indi. O güzel göbeðinin çevresinde, biçimli karnýný üzerinde acele etmeden dudaklarý ve elleriyle dolþatý durdu. Öptü, okþadý, yaladý. Küçük ýsýrýklar ve emme darbeleriyle üzerinde gezindi. Bir yandan da boþa çýkan elleri düzenli olarak kýzýn göðüslerine uðruyor ve kalçalarýna doðru gidip geliyordu. Aslý þimdiden derelerle süzülmeye baþlamýþtý.
Engin dudaklarýný önce klitine kapattý. Dil darbesi boylu boyunca, dýþ dudaklarý aþaðýdan yukarý sýrýlsýklam yaladý ve klitin üzerine vurup emen bir vantuz misali dokunuþla hedefe yapýþtý. Yapýþmýþ emen ýslak dudaklarýn arasýndan sinsice uzanan dili önce yanlardan vurmaya baþladý klite. Sonra yukarýdan aþaðýya yalamaya baþladý. Derken dudaklarýn arasýna sýkýþmýþ dil dudaklar tarafýndan tatlý tatlý, uzun uzun ezildi. Aslý yattýðý yerde nefes nefese kývranýyor ve hýrlayýp inliyordu. Masanýn üzerinde kendini daðýtýyordu.
Engin'in dudaklarý yavaþ yavaþ aþaðýya kayarken Aslý baþýný kaldýrdý ve nefesini tuttu. Dudaklarýný beklenti ve heyecanla ýsýrdý. Yüzünde sabýrsýz bir gülümseme kulaklarýna kadar yayýldý. Engin de gülümseyerek karþýlýk verdi. Ve arka deliðin üzerine küçük öpücüklerle kapandý. Daha ilk öpücüklerle birlikte Aslý'nýn kukusunun tatlý baþdöndürücü kokusuna karýþan diðer kokuyu duydu. Þeftaliydi bu.
"Þeftali?" diye gülümseyerek sordu Engin.
"Þeftalili sabuna bayýlýyorum. Hem hoþuna gider diye düþündüm," diye gülerek cevapladý genç kýz.
Engin de gülerek cevap verdi.
"Bayýldým," dedi ve dudaklarýyla deliðin üzerine ve çevresine ýslak öpücükler yaðdýrmaya koyuldu. Az sonra öpücükler yeme kývamýnda koca öpücük ýsýrýþlara dönüþmüþtü ve dili sahneye çýkmýþtý. Poposunun her bir yaný sýrýlsýklam ýslanýp Engin'in tatlý tatlý yoðuran elleriyle okþanýrken Aslý kendinden geçmeye çok yaklaþmýþtý. Ve daha içine girmemiþti bile bu çocuk. Aslý hayvani bir hýrýltýyla inlerken güldü. Bu çocuk napýyordu ona.
Engin'in ýslak dili yavaþ yavaþ deliðin çevresindeki kuþatmayý daralttý ve sonunda deliðin üzerine kapandý. Öpücükler ve yalamalar þeftali aromasyla karþýlþýnca daha da þiddetlendi ve þevklendi. Dil zorlandý ve direnç gördü ama yýlmadý. Deliðin aðzýndaki boðumu zorladý. Tatlý tatlý ýslak ve kaygan bir saldýrýyla içeri doðru itti ve itti.
Aslý büyük bir beklenti içinde inliyordu. Arka deliðinden karþýlaþtýðý bu baský karþýsýnda heyecandan kalbi deli gibi atýyordu. Memeleri çok hassaslaþmýþtý ve elleriyle memelerin avuçlayýp meme uçlarýný sýkýp burarken zevkle inliyordu. Diðer eli kukusuna kaymýþtý ve baþ parmaðý klitini okþarken iki parmaðý deliðinden içeri girip saðlý sollu daireli sekizli darbelerle o yerini çok iyi bildiði zevk noktasýyla oynuyordu.
Derken Aslý'nýn arka kapýsý geçit verdi. Engin'in dili ilk direniþi aþtý ve içeri ucuyla girdi. Aslý bu engelin aþýlmasýyla derin bir iniltiyle inledi. Hýrlarken eliyle masaya yumruðunu vurdu farkýnda olmadan. Sonra dýþarýdaki gürültüleri hatýrlayýnca daha da heyecanlandý ve biraz panikle elini yumruk sýkýp aðzýna kapattý. Yumruðunu ýsýrdý. Engin gülümsedi. Hiç durmadan devam etti.
Birkaç dakika böyle devam etti ve sonunda Engin sýrýlsýklam ýslanmýþ arka deliðin içine sokmak için iki parmaðýna birden kayganlaþtýrýcý sürdü. Önce tek parmaðýný sokmayý düþündü ama Aslý'yý görebiliyordu ve bunu kaldýrabileceðini biliyordu. Ve iþin aslý Engin hiçbir þekilde bir uzman deðildi ve hiç tecrübesi bile yoktu ama Aslý'nýn onu þu anda ve bütün uzunluðuyla içine alacak kývamda hazýr olduðuna bahse girerdi. Yine de kuralýyla, Aslý'nýn öðrettiði gibi oynadý.

Oynamaya çalýþtý. Önce bir parmaðý soktu. Yavaþça. Direniþ vardý ama daha azdý. Giriþteki o baskýyý kýrýnca parmaðý rahatça ilerledi. Aðýrdan alýyor ve santim santim, duraklayarak ilerliyordu Engin.
"Engin," diye inledi Aslý'nýn sesi., "diðer parmaðýný da sok," diye þehvetle emretti.
Engin baþýný salladý ve diðer parmaðýný da içeriye yavaþ yavaþ soktu. Ýki parmaðý da içeri sokabildiði kadar soktu. Aslý bunu rahatlýkla ve zevkle aldý. Masanýn üzerinde derin derin soluyor ve baþýný saða sola savurarak zevk iniltileriyle kendinden geçiyordu.
Genç adam iki parmaðýný da dýþarý çýkardý. Aslý inledi ve hafifçe kývrandý. Engin kýzýn bacaklarýný tuttu ve kaldýrabildiði kadar yukarý kaldýrdý. Sýrtüstü konumdaki Aslýnýn poposu havalandý ve vücudu neredeyse iki kat oldu. Kayganlaþtýrýcýyý henüz çýkmýþ iki parmaktan sonra tam toparlanmamýþ yarý açýk delikten içeri bol bol sýktý Engin. Aslý bu soðuk ve kaygan hisse kýkýrdayýp inledi. Küçük tatlý gülücüklerle güldü.
Engin prezervatifli kýlýcýna bolca kayganlaþtýrýcý sürdü. Aslý'nýn bacaklarýný tuttu ve omuzlarýnýn üzerine attý. Aslý daha rahat olmak için oyunbaz gülücüklerle ayaklarýný omuzlarýndan çekti ve ayak tabanlarýný Engin'in sporcu göðüs kaslarýna yasladý. Bu çok daha iyiydi. Tamamen gevþemiþ yumuþacýk rahatlamýþtý. Aslý hazýrdý. Engin de çok beklemedi.

Engin daha fazka kýzýþtýrmakla uðraþmadý. Ýkisinin de durumu zaten ortadaydý. Erkekliðini doðrudan deliðin üzerine yavaþça getirdi. Yavaþ yavaþ itmeye baþladý. Aslý beklenti ve zevkle inlemeye baþladý daha ilk anda. Büzücü kaslarýn ilk doðal direniþi çok uzun sürmedi. Delik geçit verdi ve Engin'in baþý içeri girdi. Bu an ikisi için de çok inanýlmnazdý.
Engin vajina içine girme hissiyle bunu karþýlaþtýramazdý. Aslý burada çok sýcak ve çok daracýktý. Buradaki kaslarla Engin'i sýmsýký sarmýþtý ve Engin ilerledikçe onu daha sýký sarýp sarmalýyor, okþuyor ve adeta sývazlayýp saðmaya çalýþýyordu. Engin santim santim ve Aslý'yý zorlamadam içeri kayarken bu sýkýlýk hissiyle aklý baþýndan gidiyordu.
Birden çok defa Aslý alýþsýn ve vücudu kendini içeri giren bu yabancýya uydursun diye deðil sadece kendi patlamasýný önlemek için durdu. Burasý çok sýkýydý. Erkeklerin anal seks konusunda neden böyle þeker görmüþ çocuk gibi çýldýrdýðýný þimdi anlýyordu.
Aslý ilk giriþten sonra yaþadoðý rahatlama ile adeta bulutlarýn üstüne çýkmýþtý. Engin yavaþ yavaþ içine girerken ve normalde boþ olmasý geren yerleri varlýðýyla doldururken içindeki bu doluluk hissi, bu baský, bu sýcaklýk Aslý'nýn aklýnda dinamitler patlatýyordu.
Engin yavaþ yavaþ ve alýþtýrarak, acele etmeden ilerliyordu. Neredeyse bir usata gibiydi ve Aslý halinden çok memnundu. Bütün o ön seviþme, parmak oyunlarý ve kayganlaþtýrýcýlardan sonra þimdi mükemmel bir birleþme ile zirveye doðru gidiyordu. Bu harikaydý ve buna çok fazla dayanabileceðini sanmýyordu.

"S...k beni. Þimdi... S...k beni. Evet. Aynen öyle. Tam öyle. Devam et. Devam et. Ýþte bu. Devam. Daha hýzlý. Evet. Öyle. Daha hýzlý. Daha hýzlý. Daha sert. Ahh, Evet. Daha sertt. Daha derin. Dibine kadar .. Ahh. Evetttt Eveeet. Öyle Ahhhh.." diye kendini kaybetmiþ geveze bir orospu gibi konuþup duruyordu Aslý. Bir anda çenesi düþmüþtü. Bir yandan bu çok tahrik edici ve çok harikaydý ama diðer yandan kapýnýn öte yanýnda koca bir okul vardý. Engin eliyle Aslý'nýn aðzýný kapatmak zorunda kaldý. Bu Aslý'yý hem þaþýrttmýþtý hem de görünüþe göre daha da tahrik etmiþti. Kýzýn bakýþlarý hayvani bir þehvetle kýsýlmýþ ve derin nefesleri sýklaþýp kuvvetlenmiþti. Aslý zirveye yaklaþýyordu.

Engin bu manzara karþýsýnda kendisinin de zirveye yaklaþtýðýný hemen fark etti. Boylu boyunca taa baþýna kadar Aslý'nýn içinden çýkýp tekrar süratle bir defada içeri girmeye baþladý. Bu Aslý'yý tam on ikiden vurmuþtu ve kýz çýldýrmýþtý. Bu sert ve derin, uzun darbelerin ilk çiftinden sonra Aslý kendini masanýn üzerinde daðýtýyor ve zevkle kývranýyordu. Aslý titriyor ve þiddetle kasýlýyordu Engin'in altýnda.
Engin uzun ve derin darbelerle içeriye girip dibi buluyor, orada bir kýsa an duruyor ve sonra baþýna kadar dýþarý çýkýp tekrar içeri bir defada vuruyordu. Bu þekilde belki bir dakika sürdü ve sonunda Aslý pes etti. Altýndaki genç kýzýn inleyip daðýlarak titediðini, kasýlýp tatlý bir ölümle bittiðini görüyordu Engin. Aslý ard arda gelen darbelerle zirveden daha küçük zirvelere süzülüyor ve bir seri orgazmla inleyi kývranýyordu. Bu mest edici bir andý.
Bu orgazmlarýn Engin'in kýlýcýný sýkýp sarmalayan kasýlma ve titemeleri olmasa bile Engin de zaten tükenmiþti ve sonunda patladý. Sýmsýký sarmalayan bu sýcak deliðin içine sonuna kadar gömüldü ve koca bir dalga ile içindekini boþatmaya baþladý. Ýlk vuruþu ikincisi izledi ve sonra üçüncü ile diðerleri. Engin aklýnda patlayan havayi fiþekler ve ýþýk þenlikleri ile sarsýldý. Titredi ve inleyip hayvani bir sesle hýrladý. Ýçinden dalgalar taþýp Aslý'nýn içine vururken hýrlamaya devam etti. Titereyip kasýlkarak Aslý'nýn üzerine doðru güçsüzce düþtü. Bitkin kollarýndan güç almaya çalýþlýrken en az kendisi kadar daðýlmýþ halde olan Aslý'nýn göðüslerinin üzerine düþtü baþý... Ýki bitkin ve zevk sarhoþu beden gülücüklerle ve yarý bilinçli bir kucaklaþma ile öylece birbirlerine sarýldýlar.


Birkaç dakika sonra biraz daha toparlandýklarýnda Engin kýzýn üzerinden kendini yavaþça kaldýrdý ve bacaklarýnýn iki yana daha rahatça açýlmasý için geri çekildi. Aslý tatlý bir ölümün kucaðýnda baygýnca gülümsüyordu. Bacaklarýnýn arasýndan orgazmlarýnýn diþilik suyu dýþarý sýzýyordu. Aslý'nýn bu dolu ve süzülen hali Engin'i yeniden tahrik etmeye ve uyandýrmaya baþlýyordu. Bu kýz çok azdýrýcýydý. Engin yeniden uyanmaya baþlayan kýlýcýna uzandý ve kýlýfý çýkarýp kenara attý. Islak bir mendil alýp elini temizledi.
Aslý da kalkýp gelmiþ ve Engin'e arkadan sýmsýký sarýlmýþtý. Ýçinden sular süzülürken ve kendini çok daha muhteþem ve iyi hissediyordu genç kadýn.
"Bakýyorum yine uyanmýþ seninki, harika bu," diyerek eliyle uzandý ve arkadan okþayýp sývazlamaya baþladý Aslý.
Engin bir þey demeden sadece gülümsedi ve kendini Aslý'ya býraktý.
Aslý önünde diz çöktü ve Engin'i aðzýna aldý. Engin bu muamele karþýsýnda süratle tam boyutuna büyümeye ve kývamýnda sertleþmeye baþlamýþtý bile.
Bir þey hissetti Engin. Aslý'nýn elleri arkadan poposunun yanaklarýný sýkarken bir eli ve parmaklarý daha farklý bir yere doðru kayýyordu. Aslý'nýn eli arka kapýsýna doðru kayýyordu. Engin'in gözleri bir anda dört açýlmýþ ve irkilmiþti.
"Hoop dedik," diye gülerek Aslý'nýn elini tuttu Engin.
"Hoþuna gidecek. Bir numara biliyorum," diye gülerek konuþtu Aslý.
Engin geçit vermedi.
"Kusura bakma Aslý, bir erkeðin bazý sýnýrlarý olmalý," diye cevap verdi.
Aslý yalandan surat asýp kýzýdý.
"Beni g...tümden s...erken iyiydi ama dimi. Oyunbozanlýk yapma lan. Senin de hoþuna gidecek bir numara. Acýmayacak."
"Yok caným, saðol. Biz erkek milletinin arka taraftan içeri bir þey almakla ilgili ciddi ve kalýn kýrmýzý çizgilerimiz var ve ben benimkileri korumaya kararlýyým," diye gülerek konuþtu Engin.
Aslý da güldü ve baþýný sallayarak kýþkýrtartak cevap verdi.
"Homofobik. Peki lan öyle olsun. Ama ne kaybettiðini bilmiyorsun. Bir ara yine deneyeceðim bunu senin üzerinde, bayýlcaksýn, valla," diye konuþtu gülümseyen Aslý.
Engin farkýnda olmadan sesli düþündü.
"Bir ara?" dedi, yani bunun devamý da mý olacaktý Aslý ile? Aslý bunu mu diyordu.
"Bu kadar müthiþ bir d...üþmeden sonra seni bir kereyle býrakacaðýmý sanmýyorsun heralde Engin. Benimle iþin daha bitmedi yavrum. Daha çok s...þicez seninle," diye konuþtu ve dudaklarýyla Engin'in erkekliðine kapandý Aslý.
Engin þaþkýnlýðýný çok çabuk geride býrakmýþ ve fiziksel bir neþenin girdabýnda çok çabuk kendini akýntýya koyvermiþti. Az sonra sadece gülümsüyor ve Aslý'nýn daha, daha, daha içine girebilmek için iki eliyle kavradýðý kýzýn saçlarýný kendine çekip kasýklarýný ona doðru itiyordu. Aslý'nýn yüzünü kelimenin tam anlamýyla s...yordu. Genç kýz da bundan hiç þikayetçi deðildi bir yandan elleriyle onun poposunu avuçlayýp elleriyle yoðururken diðer yandan boðazýnýn derinlerine kadar þehvetle inleyerek çekiyordu Engin'i.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn erotik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Zeytin Karasý
1996 Yýlý

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
2012: Ölülerin Ýntikamý
Ufuklar: Kýrmýzý Bölge - 18
Althar'ýn Akýncýlarý: Altýngöl ve Ejderha (9. Bölüm - Son - )
Kovan Savaþlarý (1. Bölüm)
2012: Ölülerin Ýntikamý (3)
Yeþilgözlü Þeytan'ýn Gecesi
Güneþ ve Ölüm (Giriþ)
Yaþam Hasatlayan Smir
Güneþ ve Ölüm (3. Bölüm)
Kovan Savaþlarý (2. Bölüm)

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Barbar Conan'ýn Ölüm Þarkýsý [Þiir]
Her Ýnsan Öldürür Sevdiðini [Þiir]
Kovan Savaþlarý Öyküleri [Roman]
Uzun Yol (1. - 100. Sayfalar) [Roman]
Sevgi, Mutluluk, Özgürlük ve Hayat Üzerine Felsefe [Deneme]
Tanklamak Ne Demek? [Deneme]
Ya Ýstiklal Ya Ölüm [Deneme]
Ölüm / Kalým [Deneme]
Uyanýklýk [Deneme]
Uzayda Hayat Var mý? [Deneme]


Levent Ölçer kimdir?

Fantazyada büyü, teknoloji ve aksiyon Ýldar'da buluþuyor. 07/10/2017 tarihinde þimdi diyebilirim ki neredeyse 2 senedir tek kelime yazmadým. . . 2 senedir yazar tarafým ölü. oysa oldugum þeyler içinde olmayý en sevdiðim þey yazar olmaktý :) Topraðý bol olsun.

Etkilendiði Yazarlar:
Süpermen, Robert E. Howard, Tolkien, Salvatore, Jules Verne, Battalgazi, David Eddings, Michael Moorcock.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Levent Ölçer, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.