"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Yorgun Şairin Büstü

"Yorgun Şairin Büstü" şiiri, taşlaşmış bir şairin sessiz isyanını anlatıyor. Yorgun ve kirli sakallı bir büst üzerinden, içe dönük acıları, dışa vuran sessizliği resmediyor. Mezarlıklar şairinin ruhu, kargaların eşliğinde, dikenli sınırlar içinde bekçilik yaparken, söylenmemiş sözlerin yasını tutuyor. Şiir, en güçlü ifadenin bazen susmakta gizlendiğini hatırlatıyor.

yazı resim

Yorgun Şairin Büstü

Bırakın bu büste baksınlar, yorgun ve kirli sakallı,
Ne bir gülümseme kaldı, ne de bir telaş.
Arkamda İSYAN yazılı taş, önümde sessiz ve acı.
Karga sırtıma konmuş, her tüyü bir yoldaş.
Bu dikenli çember, benim Yorgun Demokrat sınırlarımdır;
Ne içeri giren anlar, ne dışarı çıkan görür.
Mezar taşlarıma sinmiş, yarım kalmış sızımdır:
Yıkılmayan ruhumun, SESSİZ bekçiliği yürür.
Bir keman çalar şimdi, yağmur ıslatır toprağı,
Ben ki söylenmemiş sözlerin, yutulmuş yasıyım.
Gözlerim der ki: "Ne varsa yalandır, bu çağın odağı,"
Ve o kara kanatlar, benim göğe uzayan nârasımdır.
Mezarlıklar Şairi bu, taştan bir duruş;
Çünkü en büyük şiir, bittikten sonraki sus.

MEZARLIKLAR ŞAİRİ / DOĞUŞ KILINÇ

KİTAP İZLERİ

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

Peyami Safa

Acının ve Istırabın Edebiyatı Peyami Safa'nın "Dokuzuncu Har-iciye Koğuşu", hastalığın pençesindeki insan ruhunun zamana meydan okuyan bir keşfi olmaya devam ediyor. Edebiyatın en temel işlevlerinden
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön