• ÝzEdebiyat > Öykü > Toplumcu |
321
|
|
|
|
Ýþsiz bir gencin küçücük odasýnda çaresizce beklerken, anýlarýný anýmsar. Küçükken Fýrat'ýn öbür yüzünü ölümüne merak etmiþtir.
Bir gün dayýsýyla gider, ama cebinde de bir aynasý vardýr. Günah olduðu için kýrýp atmak ister. Dayýsý baþka köyde bir inak alýp ona teslim eder.dönüþte uyur ilginç bir rüya görür. |
|
322
|
|
323
|
|
|
|
Bir kaldýrýmdan diðerine koþarak geçen yalnýzlýðý, musalla taþýna sahipsiz bir tabut gibi yatýrdý. Ellerini can çekiþirmiþçesine yanlarýna düþürüp baþýný arasýna aldý.
Týkýþ týkýþ otobüsleri ve dolmuþlarý düþündü. En arkada sýkýþarak oturan kendisinin týpatýp aynýsýydý. Yüzündeki giz ifadeye dönüþüp ortalýða soru iþaretleri yýðýyordu.
|
|
324
|
|
|
|
Küçük bir öykü.Keyifle okumanýz dileklerimle... |
|
325
|
|
|
|
Gözden kaybolan yaþlý kadýndaki bir damla sevinç; yürümek, güneþte ýsýnmak, insanlarla konuþmak, geçmiþin güncellenmiþ kaydýný orada-burada dile getirmek, gökyüzüne bakmak, az önce olduðu gibi azýcýk dinlenmek gibi bir þeydi. Bir damla su gibi. Salt var o |
|
326
|
|
|
|
Böyle daðýlýyordu bir aile...Bir akþam çektiði eziyetlere,yediði dayaklara dayanamayarak baba ocaðýna sýðýnýyordu ve insan olduðunu unutmamak için geri dönmek istemiyordu.Yer sofrasýnda yedikleri akþam yemeðinden sonra mutfakta annesiyle konuþtu.Anne daha öncelerden bilmekteydi bu hikayeyi ve o korkuyla gitme diyerek destek çýkamamýþtý kýzýna.Annesinde aradýðý cesareti bulamasa da dönmeyecekti.Oturma odasýna geçti ve babasýyla konuþmaya baþladý.Ufak kardeþi her ne kadar ders çalýþýyor gibi görünse de kulaðý söylenenlerdeydi ama küçüktü,herkesin gözünde çocukken kim onu dinlerdi? |
|
327
|
|
|
|
Eðer çocuk istedi diye her önüne gelen köpek alýr, çocuðu býktýðýnda sokaða salýverirse Onca köpeðe barýnak nasýl saðlanýr bilemem |
|
328
|
|
|
|
Etrafýma tüm dikkatimle bakýyordum ve o anda yanýma orta yaþlarda,kýr saçlý,mavi gözlü bir abi gelip oturdu.Elini omuzuma attý hiç konuþmadan,peþine yüzümü ve saçlarýmý okþadý gülerek.O gözlerini ayýrmadan beni süzdükçe suç iþlemiþ ama saklamýþ ufak bir çocuðun utangaçlýðý dolmuþtu içime.Ruhlarýn ve boþ bakan gözlerin arasýnda salýnýmlardaydý yüreðim.Elimdeki su þiþesine takýlýp kalan ve gitme kal der gibi bakan o kýz yanýma gelerek suyu verip veremeyeceðimi sordu,hafif bir tebessümle þiþeyi kendisine uzattým.Teþekkür ederek ayrýlýrken yanýmdan cebinden kurumuþ bir çiçek çýkardý,önce okþadý sonra öptü.Þiþenin kapaðýný açarak avucuna yatýrdýðý çiçeðin üzerine döktü,yüzüne öyle bir mutluluk bulaþmýþtý ki bir kaç metre gidiyor ve tekrar dönüp teþekkür ediyordu.
|
|
329
|
|
330
|
|
|
|
Mera demiþler hayvancýlar yakmýþ ormanlarý. Tarla açacaðýz demiþler yakmýþlar ormanlarý |
|
331
|
|
|
|
Benim çocukluðumda, atalarýmýzdan kalan bu dünya tertemizdi |
|
332
|
|
|
|
Milletin vekiline ayda 800 milyon zam, emekliye ise tüfe endekslerine göre yüzde 1.8 yani iki milyon ile üç milyon arasý zam yapýlmýþ oluyor. |
|
333
|
|
|
|
Cevat Þakir Kabaaðaçlý'nýn Bodrum'daki sürgün yýllarýnda, Büyük bir köy görümündeki Bodrum, |
|
334
|
|
|
|
On beþ gün sonra yavrumuz uçuþ talimlerine baþladý. Ýki gün sonra masanýn üstünde bizimle yemeye baþladý |
|