• ÝzEdebiyat > Öykü > Toplumcu |
261
|
|
|
|
Bana deli derler. Hikâyelerini burada kesip biçtiðime inanmadýklarýndan… Oysa ruhsuzdurlar, ruhlarý, bedenlerinin kemikleri þu gönyenin ucunda bekler, haberleri yok. Olmamasý da muhtemeldir. Bilenler var ama var hocam var… Siz de bilecekmiþ gibi yapýn, ötesi önemli deðil. Kurmaca aklýnýzda yeni isimler bulun. Buldunuz da. Farkýndayým. Ýnsan denilen þu yaratýklar, þimdi akþamýn farkýna varýp perdelerini kapatacaklar. Beni buradakilere benzetmediniz. Doðrudur. Hikâye biçenlerin, sizin inanmadýklarýnýz yani, oralý deðildir. Onlarý ki mesela beni, bir yere koyamazsýnýz. Hadi düþün hoca! Ne diyor, ne anlatýyor bu adam? Daha sabah, sýkýntýdan patlýyordun, ötemle arana boþluklar koydun, ben de onu anlamadým. .. |
|
262
|
|
|
|
Cezaevi, nakil (ring) aracýnda uyku sersemliði içinde düþünüyorum. Nakil aracý pek de rahat deðil. Yýllardýr taþýdýðý binlerce askerin, binlerce mahkumun pisliði, kokusu, nefes almayý zorlaþtýrýyor. Su içtiðimiz pet þiþelerin tamamý sidikle dolmuþ. Pantolonumuz, ellerimiz sidik kokuyor.
|
|
263
|
|
|
|
Meryem, bir taraftan orayý burayý silip süpürürken, konaðýn penceresinden de Ýbrahim Aða’nýn yolunu gözetliyordu. Gayesi ne temizlik yapmak ne de pencereden bakmaktý. Ýbrahim Aða’ya ne diyecek onun gazabýndan bu kez nasýl kurtulacaktý. Bu düþüncesini daðýtmak için oyalanýyordu. Ýbrahim Aða, çakmak taþý kadar sert, biber gibi acý biriydi. Bu kez kesin bir þeyler olacaktý. Önce irkildi. Ardýndan alamuklu bir aðrý beynine oturdu, ordan da bütün vücuduna hükmetmeye baþladý. Gözleri bulandý, baþý döndü. Neredeyse sendeleyip düþecekken kendini pencere kenarýndaki kanepeye zor attý. |
|
264
|
|
|
|
"Bak evladým, boþuna direniyorsun. Burada, senin gibi niceleri direnip, yenik düþtüler. bizi yorma, kendini de üzme. Bizim de senin gibi evlatlarýmýz var. Sana eziyet etmeye hevesli deðilz; ama bizi mecbur ediyorsun. O gün toplantýda baþka kimler vardý, neler konuþtunuz, ne karalar aldýnýz? Anlat... |
|
265
|
|
|
|
“Yavaþça yutuyorum hapý. Önce bir belirsizlik ve karmaþa hâkim. Bir boþlukta gibisin. Sonra yavaþ yavaþ terlemeye baþlýyorum. Sýrtým, kollarým ve bacaklarým… Yorgunluk üzerimden çekiliyor ve dýþarý sýçramak isteyen bir ateþ bütün bedenimi sarýyor. Az önce |
|
266
|
|
|
|
Doðuran ana olur, her doðan da zincirin bir halkasý. Üç kadýnýn, üç farklý halkanýn öyküsü. |
|
267
|
|
|
|
Cahillikten inleyen yüreðe, fetvasý dünden okunmuþ küçük bir sesleniþtir gece.
...
Kalemde kuruyan pýnardan çaðlarken hasret, mürekkepsiz medeniyet kalýr elimde.
__ Aðlamýyorum ki... |
|
268
|
|
|
|
Bazý anlar ,hiç beklemediðiniz bir zamanda ,beklemediðiniz bir olay, alýr sizi, yýllar önceki yaþanmýþlýklara götürür. |
|
269
|
|
|
|
"Lan tutun þunu..Çevirin lan korkmayýn..Oðlum siz ne ödlekmiþsiniz..Haydar oðlum, Cafer sen nirdesin...Çabuk tüfeði verin bana" |
|
270
|
|
|
|
Traktörlerini elden çýkaran üreticiler, tarlalarýný da elden çýkarmanýn çabasý içindeler |
|
271
|
|
|
|
_O þimdi yaþamýn, bütün kalleþliði ve bütün güzellikleri ile tam ortasýnda yer alýyordu. Biliyordu ki cesur olduðu müddetçe ve yaþamý yorumlamaya-anlamaya devam ettiði sürece hep ayakta kalacaktý. |
|
272
|
|
|
|
Diþçilik Fakültesinden mezun olmuþ ve Anadolu’ nun kuþ uçmaz, kervan geçmez bir ilçesinin sözde hastanesine tayinim çýkmýþtý. Okula baþladýðým gün olduðu gibi heyecanlýydým. Onca yýlýn sonunda hayalime kavuþmanýn sevinciyle yola çýktým. Hiç görmediðim bir coðrafyaya doðru ilerliyordum. Ýstanbul’ da doðup, büyümüþ biri olarak gideceðim yerde yaþayacaðým sýkýntýlarý göz ardý ediyordum.
|
|
273
|
|
|
|
Bez ayakkabýlarýndaki ýslaklýðý hissetti,omzundaki büyük resim çantasýnýn askýsýný tutuyordu sol eliyle,yürürken sanki destek alýyordu,bir þeye ihtiyacý vardý ama neye ihtiyacý olduðunu o da bilmiyordu,yalnýzca acýlarýný törpülemeye,ruhunu bir an olsun iyileþtirmeye çabalýyordu.Sahte gülüþleri býrakýp kahkahalar atmak istiyordu,feri parlayan gözler arýyordu.Oradaydý iþte yine,gizemli yerine gelmiþti yine.Kimse yoktu üstelik bu sefer,biraz ötede birkaç genç gitar çalýp,þarký söylüyordu.Kulaklýklý bere takýp,kapþonlu ceket ve garip çizmeler giyen marjinal tiplerdi.Hoþ bir ezgisi vardý ya gitarýn, o da yeterdi.Gençler kafasýný çevirdi genç kadýna,omzundaki resim çantasý dikkatlerini çekmiþ olmalýydý.Genç kadýn yürüdü emin adýmlarla,’sert kadýn’ dediler O’na. |
|
274
|
|
|
|
Ýki damla çýktý gözlerinden. Biri gözpýnarýnýn hemen yanýnda, diðeri ise yanaðýnda donmuþtu... |
|
275
|
|
|
|
“ Geliyorum tabii ki. Hiç cenneti kaçýrýr mýyým. Ne þanslý ineklerin var. Hem onlara bedava tatil ýsmarlýyorsun, hem de cenneti gezdiriyorsun. Kaçýrýlýr mý bu fýrsat? “
|
|
276
|
|
|
|
yaþamý göstermek riske atmaktýr bazen en sevdiðini
bunu veremediðniz için evlenmiyor sizin kýzýnýz
geçen gün bað evine gittik en sevdiðim yanýmda soba var kömür var odun var yakamadým |
|
277
|
|
|
|
Gerçek hayatlar apaçýk dururken kurguya ne gerek ver ki... Hayatýmýzdan yansýttýklarým zaten yeteri kadar çalkalayýcý, hýrpalayýcý ve yongalayýcýyken... |
|
278
|
|
|
|
Adam elindeki gazeteyi býrakýp giderken,gözünde Doðu Türkistanlý adamýn yüzü canlandý,sanki kendisiyle konuþur gibiydi;
-Saðol gardaþ,saðol...saðol...
Ýçinin burkulduðunu hissetti. |
|
279
|
|
|
|
Maddi ve manevi birçok deðerimizi yitiriyoruz. |
|
280
|
|
|
|
sadece birkez daha düþünelim hatta düþünebildiðimiz kadar .......ne düþündüðümüzü bilerek. |
|