• ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm |
41
|
|
|
|
Bazen, bir Nedim gazelinde tebessüm edersin. An gelir Itri’nin tellerinde naðme naðme inlersin. Güzellik seni ihtiva ettiði için mesrur, özetisin sümbülün,lâlenin…/ O yüzden güller lâl,,,,,
|
|
42
|
|
|
|
Biliyor musun, sesin çok güzel kokuyor” dedi, bir gün. Kalakaldým. Aptallaþtým. Ýki üç kez, içimden yineledim, dediklerini. Yine de anlamsýz bir boþluðu delemedi söz.
|
|
43
|
|
|
|
Bu onunla son buluşmamız olacaktı. Gönderdiği mektupta ailesinin isteğiyle bir akrabasıyla evleneceğini ve son kez buluşacağımızı yazmıştı. Onu zaten hiçbir zaman çözememiştim |
|
44
|
|
|
|
Beklenmedik bir anda gelen ayrýlýk insaný sarsýyor. Ama bundan daha zor olan bir þey var ki, o da ayrýlýðý kabullenmek... |
|
45
|
|
|
|
Aziziye camiinde bir sela veriliyor. Aklýma ölümüm geliyor. Ölüm sensizlikten daha sýcak geliyor.
|
|
46
|
|
|
|
- gel, / benim yüreðim seninkinden az yalnýz deðil,
gel, / az hasretli deðil, gel, / sevdalarýn hepsi sana ait, /
sen onlarý toplamadan / onlar seni toplayacak / gel...
|
|
47
|
|
|
|
Adýnda gül sözcüðü tüter gülden ziyade
Her seher kokusundan ilham alýr turnalar
Görenler tutkunu ya duyanlar da üftade
Onun adýný söyler þarký diye kurnalar.
|
|
48
|
|
|
|
Coþkun, geçen her dakikanýn onu istenmediði bu sona doðru biraz daha yaklaþtýrdýðýný biliyordu. Bunu engellemek için çareler düþünüyorsa da bir çözüm yolu bulamýyordu. Galiba kabullenmekten baþka bir çaresi yoktu! Irmak’ýn varlýðýný düþünerek, onunla geçirdiði mutlu anlarý hatýrlayarak teselli bulmaya çalýþýyordu. Fakat birden bu mutlu anlar kayboluyor ve tekrar zihnini Irmak’ýn olmadýðý acýmasýz bir hayat görüntüsü kaplýyordu. Hazdan eleme, elemden hazdan geçiþ yapýp duruyordu.
|
|
49
|
|
|
|
Sýcacýk bir yaðmur siner
kara gecenin içine,
toprak somun gibi kabarýr.
Tak tak vurulur kapýma,
kiþner kapýmda kýr atým,
dünyam gümüþler kuþanýr.
|
|
50
|
|
|
|
Küçük küçük dörtlükler yazmalýyým, bu küçücük koridorlarda, bu küçücük odada, bizi anlatmak için büyücek sözlere gerek yok derken öteki yarýsý, bir tek haber göndermemiþti, yazdýðý onca karalamaya raðmen tek bir kelime dahi. Buna komadaki ayrýlýk diyordu, bitkisel hayat hali, acý yok , duygu yok , öfke yok ... |
|
51
|
|
|
|
"Ben de öyle sanmýþtým bir zamanlar. Senin günün birinde bu kadar zengin olacaðýný bilseydim belki sonsuza kadar kendimi de seni de kandýrabilirdim, ama nerde bende o akýl?"
"Peki küçükken sana hiç öðretmediler mi, hikaye, masal kitaplarýnda okumadýn mý hiç?"
"Neyi?"
"Hazineler hep viranelerde saklýdýr."
|
|
52
|
|
|
|
Kýz gözlerini kapattý ve "Sense þu ana kadar gördüðüm her þeyden daha güzelsin." dedi. |
|
53
|
|
|
|
Aþk bir ihtiyaçtýr ve zamaný vardýr týpký soðuk su gibi. Yazýn ararsýn, kýþýn yüzüne bile bakmazsýn ... Atakan Korkmaz |
|
54
|
|
|
|
Güneþ, alacakaranlýðýný býrakýp gitmiþti. Mars, yüzünün yarýsýný saklayan Ay’ýn peþine düþmüþtü. Bu zamanlarda, hep böyle yapar, Ay’a iyice yaklaþýrdý. Ýkisi de göz kýrptý, bu garip kuþlara. Onlar da gülerek selamladýlar, bu kadim, vuslatsýz aþýklarý. |
|
55
|
|
|
|
Güldüðünde kenarlarýnda çizgiler oluþan ela gözlerini, hayatý basite indirgediðini gösteren yürüyüþü... Asla gözümün önünden gitmeyecek. |
|
56
|
|
|
|
Cehennemin kapýsýndayým ben þimdi. Evet evet cehennem olmalý burasý. |
|
57
|
|
|
|
Bir keresinde annem, ''bazen, insanlar birbirlerini o kadar çok sever ki, sorun onlarda olmaz. Sorun sevgilerini taþýyamamakta olur güzel kýzým.'' dediðinde... Allah'ýn bana benim taþýyamayacaðýmdan fazla aþk verdiðini düþünür, O'na da kýzardým.
|
|
58
|
|
|
|
Aþka nedense bazen burun kývýrýyoruz.Sevildiðimiz an bunun farkýnda olmuyoruz.Aþký daha farklý"benliklerde" arýyor ve özlüyoruz.Bu öykü Etna'nýn eteklerinde gerçekten yaþanmýþ olduðunu söylerler. Yýllar önce posta gazetesi Ýtalyan asýllý bir köþe yazarýndan okumuþtum bu öyküyü. Aklýmda kaldýðý kadarýyla aktarmak istedim.Keyifli okumalar... |
|
59
|
|
|
|
Yazýyý yazan bir "aþýk" olunca, baktýðýnda neyi gördüðünü, gördüðünde neyi sevdiðini bilince "aþk"ý anlatan kaleminden de mürekkep yerine "aþk" damlar. Bu defa Aþk'a dair bir-iki satýr da benden... |
|
60
|
|
|
|
Bavullarýmýzý bagaja yerleþtirip taksiye bindiðimizde içim içime sýðmýyordu. Tarýk’ýn yanaðýna kocaman bir öpücük kondururken “öyle sevinçliyim ki!” diye kýkýrdadým. “Biraz sonra evimizde olacaðýz.”
“Allah Allah! Hepi topu bir haftacýk yoktuk.” dedi yarý þaþkýn, yarý kýrgýn gülümseyerek. “Yoksa balayýmýzýn bittiðine seviniyor musun? Ne de çabuk býktýn benden!”
“Ay, saçmalama!” diyerek kaykýldým üstüne. “Hem daha ay bitmedi ki! Süzme bal damlayan üç haftamýz var daha yaþanacak. Mmmm! Yeme de yanýnda yat!”
|
|