Kabak Tadı Veren Dünya ve Kabak Kafalı Kayınço
Bu kabak tadı veren hayatta bir de bizim kabak kafalı kayınço ve 6 çocuğu bizim eve sığınmasınlar mı ?
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Bu kabak tadı veren hayatta bir de bizim kabak kafalı kayınço ve 6 çocuğu bizim eve sığınmasınlar mı ?
Ateşli silahın icadından sonra Aşk Tanrısı Eros kırık oku ve görünmez pegasusu ile sokaklarda avare avare dolaşmaya başladı...
Hayatta her hikaye pembe değil...
Reşat Nuri Güntekin
Geçmişte gençlerin davranışlarına egemen olan kısıtlayıcı gururun, yaşlılıkta nasıl çözüldüğünü, kaçırılan olanakların nasıl giderilmez bir sızıya yerini bıraktığını küçük bir öykünün dar çerçevesi içinde vurgulamaya çalıştım.
Luise Rinser'in öykülerinde ve düzyazı yapıtlarında insana dair saptamalar.
bizi adeta büyülemişti sanırım odada tütsü niyetine kafa yapıcı bir şeyler yakılıyordu çünkü hoca yerde bu dumana mağruz kalmıyordu ve biz ayakta durduğumuz her saniye içimize çektiğimiz bu tütsü kokusuyla dumanı başımızı döndürüp dilimiz damağımız kuruyordu bizi biraz ayakta beklettikten sonra yere oturttu. Ben hiç konuşmuyordum arkadaşımla öyle
Sinan, bıyıgı terlemiş genç yagız bir delikanlıdır. Köyde gece okullarına giderek okuma yazma ögrenmişti. Ailesinin maddi durumu iyi degildi. Sinan okula devam edemedi. Sinan evin en büyük ogludur. Babası gurbette çalışır,bayramlarda gelirdi. Evde görülen işleri yapar,işi olmayıncada keçı otlatırdı daglarda. Sinan sessiz pek konuşmayan biriydi.Akşam eve gelince annesinin
Sigarasından derin bir nefes daha çekti. Sigarası da olmasa ne yapardı?
Sıkıntılı olduğu anlarda en çabuk sarıldığı tek şey oydu. Günde iki, üç paket kadar içiyordu. Arabasını evinin önüne park etti
Şehrin kedi ve köpekleri, çocuklar ve yoksul insanlar boş arazilerde kesilip parçalara ayrılan hayvanların etrafında yutkunarak günlerdir süren bu kutsal şöleni en küçük ayrıntısına kadar takip ettiler.
El eleydik birlikte olduğumuz her dakika da, her saniye de… Birbirimize dokunmak nefes almak gibi gerekliydi, zorunluydu adeta bizim için, hayat buluyorduk birbirimizin gözlerine derinlemesine bakmaktan, doyulmaz bir haz alıyorduk dudak dudağa konuşmaktan… Aşk-sevgi denilen şeyin ta kendisiydi yaşadığımız, hem de görenleri kıskandıran, nazarlara davetiye çıkaran türden bir
Bu arada söylemiş miydim ben bir köpeğim !
"Ruhunun bir cilvesiydi bu sana. Onları unutmuştun son zamanlarda belki de.. Ben de bilemem." dedi ses. "Sorunun cevabını kendi içinde ara." ...
Peyami Safa