Umutlar Hiç Bitmemeli
Onu gördüğümde parkın bir köşesinde bankta, ellerini yüzüne koymuş kara kara düşünüyordu.
"Mantıkla şarap arasında bir fark yoktur. İkisi de başlangıçta umut verir, sonunda baş ağrısı." - Oscar Wilde"
"Mantıkla şarap arasında bir fark yoktur. İkisi de başlangıçta umut verir, sonunda baş ağrısı." - Oscar Wilde"
Onu gördüğümde parkın bir köşesinde bankta, ellerini yüzüne koymuş kara kara düşünüyordu.
Musa bu ne zaman ne yapacağını kestirmek zordur. Bazen neşe içinde, bazen Karadeniz de batan gemileri sahiplenir. Aynı dönem aynı okulun iki ayrı bölümünde iki toy taşra öğrencisi... Musa ve ben... Gözümüz açılmadan elimizde valiz Ankara yollarındayız. Kayıt sırasında tanıdım ilk kez onu. Tanışma o tanışma, uzun süren
Kurnadan aldığı bir maşrapa kaynar suyu göbek taşına boca edip deriden yapılmış göbek taşı yastıklarını atıyor ortaya ve bize “Yatın!” diyor. Hayatımda ilk defa bu kadar buyurgan bir ses ve tavır ile karşılaşıyorum ve kuzu kuzu bu aldığım emre itaat ediyorum.
Boyalı suratlar sıkışmış fotoğraf albümüme,boyası yüzüyle birlikte akmış suratlar...İlk sayfada ben varım;bir kolum havada bir elim boşluğu sarıyor gibi duruyorum,sanki kendi omzuma elimi atıp kendimi sarmışım yıllar boyunca.
Ne zaman bir yolculuğun sol tarafına otursan,
Baktığın pencereden bir şeylerin hayatına girdiğini fark edersin ..
Apansız bir bakışın kuyusuna düşer ya insan, kaybolmuş bir ruhun karmaşık labirentinde bulur kendini. Öyle tarifsiz ve dehşetli bir boşluk ki gördüğü, kaçıp gitmek ister, kıpırdayamaz. Sonra gölgelerin arasından ilahi ışığı fark eder, bir "hoşçakal" fısıltısıyla kayıplara karışan ruhun ışığı. Boşluk darmadağın olur...
İnsanları tanımadan görmeden ne olduklarını nasıl olduklarını bilemeyiz ve ön yargılarımızdan kurtulmanın tek yolu bence önyargılı olduğumuz insanlardan insanlık öğrenmektir ..
Köşe başında karanlık bir adam belirdi ..
Etraf sessizdi ..
Sokak bomboştu ..
Ve meydan çöplerin etrafındaki kedilere kalmıştı ..
Yağmur sonrası ağaçların yapraklarından süzülen son damlacıklar olanca gürültüsüyle
Elli bir yıl önce millet oyuna konulan ilk vesayet, Türk Siyasetinin dönemeç noktası ve Milletçe taziyemiz.
'Gün Aşımı, Ankara Anıları kitabımdan alarak birkaç paragraf ekledim. Saygılar.
Sadece birkaç saat geçirdim orada. Ama aklıma kazındı işte... Aklıma kazındın...
1970'li yılları anlattığım çok nefis diye taltif edilen bir öyküm
Turuncu bir sonbahardı yaprakların yerde uçuşarak dans ettiği.Ağaçlar kılıçlarını çekmiş var gücüyle rüzgarlarla çarpışıyordu ve tam bu fırtınanın ortasından çıkıp sen geliyordun.
Ramazanda iftar çadırları ful şekilde bir hizmet veriyor. Önemli buluyorum yapılan hizmeti fakat hala 20. yüzyılda dünyada toprakları ve kaynakları kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biri olduğu söylenen Türkiyenin eğer iyi yöneticeler tarafından yönetilmiş olsa idi bir görenek olmasının dışında o iftar çadırları hiç olmaması gereken yerler olacbilecekti.Umudum
Şehri, kendimi ve onu “bir” olarak gördüm… Ben o, oldum… O şehir oldu. Ben O’na tutuldum.
Ağustos’un ilk günleriydi, sevgilimle Ayvalık’ta buluşacaktık, ben İstanbul’dan, o İzmir’den geldi, Ayvalığın merkezinde bir pastanede buluştuk, kahvaltı ettik. Daha önce kararlaştırdığımız gibi Cunda adasına gitmek üzere yola çıktık.