Atatürk"ü Unutmalı Mıyız?
Türkiye Cumhuriyetinin en önemli insanının 64. ölüm yıldönümü. Kendisi de ülkesi gibi içeriden ve dışarıdan hala yıkılmaya çalışılıyor.
"“Yazarlık, kelimeleri o kadar iyi uyutabilmektir ki, onlar sabah uyandıklarında sizi şaşırtırlar.” – Franz Kafka"
"“Yazarlık, kelimeleri o kadar iyi uyutabilmektir ki, onlar sabah uyandıklarında sizi şaşırtırlar.” – Franz Kafka"
Türkiye Cumhuriyetinin en önemli insanının 64. ölüm yıldönümü. Kendisi de ülkesi gibi içeriden ve dışarıdan hala yıkılmaya çalışılıyor.
Sakin sakin oturdukları barda birden kavga çıkarıyorlar. Devamlı siyah giyiniyor, bazen silah taşıyorlar. Agresifler; kendilerine asılan kadınlara bile kötü davranabiliyorlar.
Düşünmenin nasıllığı üzerine yazılmış bir tefekkür denemesidir.
Metinde değişiklik var. Yazıyı daha önce okuyanlardan bir kez daha açmalarını rica ediyorum. Demokratikleşme sürecinde arayışlar belli kalıplar içine yerleşmeye ve açıklığa kavuşmaya başladı. Haftalık toplantılarına katıldığım bir grubun hazırladığı bu yazı bana ait değildir. Burada görüşlerinize açılmasını istedim ve kandi yorumumu ekledim.
Belleği zayıf bir toplum olduğumuz söylenir durur. Eğer sahip olduğumuz değerlere ilişkin bilgileri zamanında ve düzenli olarak kayda alabilseydik; bugün yaşadığımız bilgi fukaralığının yarattığı kargaşayı daha az hissedebilirdik.
Dünyada tüketilen SİSAL'in büyük kısmı Meksika ile Antil Adaları arasındaki YAKUTAN'da yetişirdi... SİSAL, kenevire benzeyen, büyük yapraklı, bol elyaflı dokuma sektöründe kullanılan bir bitkiydi... Dediğim gibi, bu bitki sadece YAKUTAN'da üretilirdi! Taşlı, sert ve faydalı organik maddesi az toprağa bayılırdı! Amerikalı bir şirket bu bitkiye duyduğu ihtiyacı kolayca
Yazarı İkbal Gürpınar , kitabının adı; içimden geldiği gibi.
Gerçekten de öyle bir kitap.Onu ilk ekranda gördüm şiirleri öyle manalı okuyordu ki etkilenmemek olamazdı. Böyle insanlar da varmış dedim sevgiyi gerçekten bilen ve hisseden , karşısındakinin n
Doğrusu bu ya, konu demokrasi olunca, yıllarca çaba harcadığımız ama bir türlü ciddi anlamda kökleştiremediğimiz bu çetrefilli konuyu nasıl anlatmalıyım, diye düşündüm. Yurtdışı deneyimlerimi burada sergilemenin zamanı geldi dedim, içimden.
Her insanda olduğu gibi uçkur yada kadın, adına ne derseniz deyin dindarların da en büyük zaaflarındandır. Yaratılıştan gelen bu zaaf huri özlemleriyle de birleştiğinde dünyada belirli bir maddi imkan, güç ve yetkiye ulaştığında dindarlarımız maalesef cenneti bekleme zahmetinde bulunmuyor. Cennete ulaştığını ve her nimeti tatmanın artık hakkı olduğunu
Kuran adına konuşmak kolay ve zahmetsizdir. Asıl önemli olan ve doğru olan da Kurandan konuşmaktır. Eleştirmeyi bilmeli, eleştirilmeye de açık olmalıyız. Olay ve olgulara tabiri caizse at gözlüklerini çıkarmadan yaklaşmak, sadece tahribatlara sebep olur. Kim veya ne adına eleştirdiğimiz ve eleştirildiğimiz de çok büyük önem arz etmektedir. Hiçkimse
“Bilgisayarla çalışmanın kırk altın evresi”
Çıktığın yolu, taşıyacağın yükü iyi bil! Her işin gereğini vaktinde yap! Açık sözlü ol!...