Şinasi Özdenoğlu'nun Türkiye Sevdası
Son dönem Türk şiirinin köşe taşlarından birisidir Şinasi Özdenoğlu!....Gümüşhaneli’dir köken olarak!...Şairliğinin yanında yazardır da…Güçlü bir kalemi vardır.
"Yazmak, aslında hiçbir şey anlamadığımızı ilan etmenin en iddialı yoludur." — Umberto Eco (kurgusal alıntı)"
"Yazmak, aslında hiçbir şey anlamadığımızı ilan etmenin en iddialı yoludur." — Umberto Eco (kurgusal alıntı)"
Son dönem Türk şiirinin köşe taşlarından birisidir Şinasi Özdenoğlu!....Gümüşhaneli’dir köken olarak!...Şairliğinin yanında yazardır da…Güçlü bir kalemi vardır.
Biz hep Darwin’i yanlış anladık ya, ben hep ona yanarım. Darwin’in evrim teorisini hep reddettik ya, bende geçen gün uzunca bir düşününce anladım Darwin’i. Hani demişti ya bize insanlar maymundan türemiştir diye. Hani anlatmıştı ya bize ortak atalarımız olduğunu…
Bir Çin atasözü der ki, "Yazları uzun okuyun, kısa yazın."
Yıl içinde derslerimin yoğunluğu nedeniyle çok fazla okumaya zaman ayıramadığım için bu yazı okumaya, özellikle de Çağdaş Türk Edebiyatı üzerine yoğunlaşmaya ayırdım.
Yıl içinde okumayı düşünüp de okuyamadığım kitap sayısı 70'i geçmiş. Ne yazık
Kısa bir ömür sürmesine rağmen adından çok söz edildi Sabahattin Ali’nin…Çünkü dolu dolu yaşadı.Sözünü hiç sakınmadı.Dobra dobra konuştu.
Seni çok iyi biliyor, çok seviyoruz ve rahmetle anıyoruz. Bu sevgi ‘İstiklal Marşı’n okundukça yurdumun ufuklarında al bayrak dalgalandıkça hiç eksilmeyecek,yüreklerde sonsuza dek yaşayacak.
Kalem ve kâğıdın yolculuğu, yüreğin rehberliğinde yol alır. İnsan çoğu zaman, yazdıklarından kendisini yansıtır. Kurgu bu oluşumun içinde; olmazsa olmaz denecek kadar önemli bir yere sahiptir.
Osmanlı Devleti’nin altı yüz yıllık uzun ömrü,bütün dünya devletlerinin ilgisini çekmiştir.Bir devletin bu denli uzun müddet yaşaması dikkate şayandır.Bunun sırrı,sözkonusu devletin köklü ve âdil bir adalet mekanizmasına sahip olmasında aranmalıdı
afka (Alman edebiyatçı Franz Kafka’yı diyorum) mutsuzdu; ben de…
Kafka yazdıklarını beğenmiyordu; ben de yazılarımı beğenmiyorum…
Kafka sağlığında değer görmedi; ben de…
Kafka öldükten sonra anlaşıldı; ben henüz ölmediğim için ne zaman anlaşılacağımı bilemiyorum.
Kafka bir Yahudi çocuğuydu; ben (elhamdülillah)
Şiirin okulu olduğuna inanmıyorum. Dünyaya bazı insanların şair olarak geldiğine inanıyorum.
Milan Kundera tarafından Kafka ve roman üzerine derinlemesine bir bakış açısı.
Fransızcadan çeviren
ÖZDEMÝR ÝNCE
bak tam karşımızda gecenin mumu
damla damla nasıl eriyor
nasıl doluyor ağzına kadar uyku şarabıyla
gözlerimin simsiyah kadehi
senin ninnilerini dinlerken /
Edebiyatımızın duayenlerinden Üstat Necip Fazıl Kısakürek bile bu gafletten kendini kurtaramamıştır.
Bakın bir şirinde ne der şairlerin sultanı:
“Sonsuzluk Kervanı, "peşinizde ben/Üç ayakla seken topal köpeğim!” diyor...
Hutbelerimizde bile şiirlerini okuduğumuz şairler sultanı böyle derse…
“Dört koyundular/ İlkini kestiler önce/ İkincisini haklarlarken tam/ Kaçmayı denedi üçüncüsü/ On metre gitti gitmedi..
“Mustafa’yla görüşüyor musunuz?” dedim. Bana “Hangi Mustafa? Filiz’in abisi mi?” diye sordu.
Her şey bir şiir yorumuyla başladı. Sokrat, şiirde aynasıyla yüzleşiyordu.