Paradoks
Çok küçükken 'İnsan Ne İle Yaşar' adlı kitabı okuduğumda, yazar Leo Tolstoy'un bu soruya cevabının "insan sevgi ile yaşar" olmasına anlam verememiştim. İnsan neden sevgi ile yaşardı ki?
"Ben bugüne kadar doğru dürüst hiçbir şey başaramadım. Ama en azından, herkesin saçmalıklarını not ettim." - Mark Twain"
"Ben bugüne kadar doğru dürüst hiçbir şey başaramadım. Ama en azından, herkesin saçmalıklarını not ettim." - Mark Twain"
Çok küçükken 'İnsan Ne İle Yaşar' adlı kitabı okuduğumda, yazar Leo Tolstoy'un bu soruya cevabının "insan sevgi ile yaşar" olmasına anlam verememiştim. İnsan neden sevgi ile yaşardı ki?
Gece bir vakit aşkların geldiğinde aklına
şerefe demelisin yaşadıklarına...
İsyan bayrağı çekilmeli oysa arada hayata! Nasıl bağımsızlığını ifade ediyorsa bir ülke bayrağını özgürce dalgalandırınca kendi sularında, öyle şahlandırılmalı bir bireye ait yaşam düşüncesi kendi sınırsızlığında!
Seni seviyorum sözü yanlızca sevgiliyemi söylenir, hayır diyen kaç kişi yakınlarından ailesinden ayrılmadan onların acılarını yaşamadan önce bu sözü söylüyor.
"Yolculuk esnasında camdan bakmak, candan bakmak gibidir. O an içinden geçenler gözlerinden dışarı doğru akar gider." Yani yolculuk candır, kıymetini bilene...
Namaz kılarak, makineleşerek, el öperek, yalnız, etek yalayarak, ölerek, sevişerek, bakire, yalnız, gülerek, samimi
Dinsel açıdan da böyle değil mi? Devamlı Tanrının hoşnutluğunu kazanmak için ömür boyu yaptığımız tüm dinsel uğraşılar, aslında sevap biriktirmek için değil mi? Yani, gelecekte cennette huzur içerisinde yaşamak için yapılmıyor mu tüm bunlar? Aslında cennet ulaşılacak bir yer değil, yaratılacak bir şeydir. O da, dünyada iken cennete
Hayatı beş topla oynanan bir oyun olarak düşünün. Bu beş top, işiniz, aileniz, sağlığınız, arkadaşlarınız ve ruhunuzdur. Bunların hiçbirini yere düşürmemelisiniz.
Gençliğim ve umutlarımla asılmıştım dallarına.
Bir baktım;
Gençliğimi ve umutlarımı asmışsın dallarında
...Sarılıp birbirlerine keyifle ağladılar; adamın topladığı üzümleri takıp oltanın ucuna kırmızı balıklar yakaladılar…
Kendimizi kaybettiğimiz bir karanlık odaydı radyo bir zamanlar. İçine girince ışıkları yakmak istemezdik ve öylece kalakalıp müzikle başbaşa, inmek isterdik derinlerimize duyduğumuz her notada biraz daha..
Artık kuruyemişlerin tek tek isimlerini biliyorum.Dahası yeni yılın eve davet ettigimiz biri olmadığını...Yakıcılığını...
Uğurladığım yılları düşündüğümde, önüme açılan bir yaşam kütüphanesi.. Hangi kitabı karıştırsam olumsuzluklar, hangi sayfaları çevirsem hüzünler..
Attığım adımlarda, düğümlenmiş sorun yumakları..
Sayfalara bıraktıklarım 'Satıcı tezgahındakileri satar'
Hamdi Koç