Gel Bana... Benim... Bana... Bende... Sadece Benle...
ve kirli bir dünyanın içinde direnen mavi ışıkların
uzantısındaki okşayan gülüşlerde tattım renginin sevda yeşilini.
"Yazmak, varoluşsal krizin en zarif, en pahalı ve en az etkili çözümüdür." George Bernard Shaw (kurgusal)"
"Yazmak, varoluşsal krizin en zarif, en pahalı ve en az etkili çözümüdür." George Bernard Shaw (kurgusal)"
ve kirli bir dünyanın içinde direnen mavi ışıkların
uzantısındaki okşayan gülüşlerde tattım renginin sevda yeşilini.
Gördüm de böylesini görmedim. Daha çok gençtin, 19 mu 20 ya da 18 mi? Aile kızıydın değil mi, belirli bir saati geçtiğinde evine bile tek başına gidemiyordun, akşam on biri geçirmek zaten yasaktı, benim evim de kalman zaten düşünülemezdi. İyi de güzelim bir şeyi anlayamadım, sen bu kentin
....Bu sabahta seni bir önceki sabahtan daha çok sevdiğimi düşünerek uyandım. Seni bekliyorum..Gel artık!!
Avuçlarıma değemiyorsun. Koyuluğuna kapanamıyorum sensizliğimin kekremsi, acı tadlı zamanlarımda.
Kendimizi yasak aşklara alıştırmaya başlamış. Daha da ötesi onları sahiplenip evlatlarımız gibi kalplere zincirlemeyi ve sımsıkı kelepçelemeyi de unutmamışız .
Yeni bir gri başlıyor gözlerimin önünde, aşk hiç olmadığı kadar hüzünlü bu zamanlar. Yanlış günlerden geçip giderek bıraktığımız mutluluk kokulu dokunuşların ardında artık o zamana hiç güneş doğmayacak...
En kötü gidiştir sessizce olanı. Arkanda bir cümle bırakmadan gitmektir. Bir hoşçakalı bile bırakmamaktır geride. Gidişin soğukluğunu katmerler işte o derin sessizlik. Çünkü acılar sessizlikte büyür. İnsan yalnızlığının sessiz doğasında boğuşur acılarıyla. Ve sesleri azaldıkça yüreğinin acıları çoğaltır zaman...
Herkesi Sevebilirim! / Ama hiç kimseye aşık olamam! / Aşkı ben sana tutsak ettim! / Aşk..Sensin Sevdiğim!!!...
......Onun kollarının arasında olmak, kendimi güvende hissetmek, ondan bir şeylerin kopup bana karıştığını hissetmek, gözlerimi kapamak, yalnızca ve yalnızca sıcaklığını duymak. Ne yağmur, ne kalabalık, ne ses.. Çıt yoktu, olmadı o saniyelerde,....
Birbirinin içine girmiş iki daire olabilmeli aşkı kaldırabilmiş iki yürek. Üstünlük gelmemeli ki akla, zedelenmesin incelikler ve dahi kalınlıklar. Birbirine güvenir birbirine yaslanır iki daire... üst üste gelince birmiş gibi görünen aslında bir olmayan iki daire... Hem bir hem iki daire...Yani niceliğinin müşkülat yaratmadığı mutlu daireler...
Sevmiştim demek ile ben karşımdaki nesneyi seviyorum demenin arasında bir maddesel dünya kanunun olduğunu unutmayalım.