"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Gül Ezgi

Gitmek Dediğim...

... kimse olmadığında yanında ve dilsiz kaldığında adını bile bilmediğin bir şehrin sokak aralarında, yalnızlık sardığında dört bir yanını ve özlemi tüttüğünde geldiğin toprakların,koyup elini usulca göğsüne gitmeliydim diyerek avunabilmek… gitmeliydim…

Gelmeyişini Beklerken

Unutulan tenhalarında bir aşk çıkmazının, boğulan ıslaklığında kendi göz yaşının… kimim ve nerdeyim? Hangi sözünle düştü son kalem de yoksa suskunluğun muydu yaratan bu enkazı? Kimsin ve nerdesin? Ne zaman ağır geldi taşımak bir sevdanın yükünü yoksa varolmayan bir sevda mıydı yaşadığım,yaşattığın?

Eğer...

Bügün gözlerinle buluşmak istemeyecektim. Bir zamanlar içinde kendimi gördüğüm gözlerde, görüşümü engelleyen bulutlar yaratmana rağmen tek bir damla yağmuru sensizlikle kuruyacak toprağıma çok görmeseydin eğer…

Herşey Sensin

Ölene dek yalnızca senin olayım. Düşlerime bile başka renkte iki göz düşmesin, tenim başka hiçbir tene değmesin, kalbim kimseyi sevmesin. ‘seninim’ diye haykırdı ‘senin’. Sen olmasan bile senin. Hala erkeğimsin sen…

KİTAP İZLERİ

Engereğin Gözü

Zülfü Livaneli

İktidarın Göz Kamaştıran Işığı ve Bir Hadımın Gözünden Saray Zülfü Livaneli’nin, okurunu XVII. yüzyıl Topkapı Sarayı'nın loş ve entrika dolu koridorlarına davet eden romanı "Engereğin
İncelemeyi Oku
Başa Dön