Ne Yapsam Olmuyor
Zaman kendini kovaladı. Mevsimler geldi çattı. İklimlerin dengesi bozuldu. Yazları bile üşür oldum. Hoş, gidişinden sonra hep üşüdümya.
"Yazmak, varoluşsal bir bunalımın, en azından bir süreliğine, başka bir varoluşsal bunalıma dönüşmesidir." - Franz Kafka"
"Yazmak, varoluşsal bir bunalımın, en azından bir süreliğine, başka bir varoluşsal bunalıma dönüşmesidir." - Franz Kafka"
Zaman kendini kovaladı. Mevsimler geldi çattı. İklimlerin dengesi bozuldu. Yazları bile üşür oldum. Hoş, gidişinden sonra hep üşüdümya.
Şimdi durup yüreğime sorduğumda tüm bunları bilseydin yinede atarmıydın o son adımı diye bırakın cevabı sesimin yankısını bile duyamamaktayım; ama adını aşk koydum bu oyunun bir sonraki adımın bana nelere malolacağını peşin bir hükümmüş gibi çakıp alnıma, aldanıyorum birkez daha bu masala...
-Bütün yazdıklarımın ne kadarına alınırsın, nasıl yorumlarsın bilemem. Ama mektubumun kendini imha edebilmek gibi bir yeteneği yok. Yine de sen bilirsin…-
Aşk her günün bir gecesi, her gecenin bir sabahı olduğunu öğretti. Sonsuzluk bize ait değildi. Acıdan öleceğimi zannettiğim gecelerin sabahı oldu. Hem de hepsinin...Sabaha varmayan hiçbir gecem olmadı. Yüreğim 'Bu sefer dayanmaz' dediğim her geceye, bana
Bazen de umarsızca sevdiğini , onun da senin kadar seni özlediğini umarak beklersin. Aynen şu an benim yaptığım gibi.
Sokağında yürümeye çalışan ve esasında o sokağın kendisidir. Ve sokağın en yakın arkadaşıdır. Ve el vermiştir sokağa sanırsınız çıkmazdı...
Bir dokunuşunun bile titreyen hesapları var gecelerimde.Gözümün önüne gelen her renk siyaha akıyor. Sokak aralarında büyüttüğüm kocaman bir sokak çocuğu oldu bu sevda. Ne çocukluğunu bildi, ne yetişkinliğini. Ellerime bırakıp gittiğin kokun, uçuk maviyle
Seni beklerken nice deli nehirler doğurdum ben...Sensiz nice sabahları katlettim ben...Sen sandığım yıllar devrildi üzerime...Yanıldım...Kanatıldım....Seni beklerken....Nice kelimeleri susturdum ben...Büyüdüm seni beklerken...Irmaklardan süzdüm geçmisimi...Sonra vurdum alnımdan tüm sözcüklerimi....Uykusuzluğumu uyandırdım kaç kez.. Kaç kez sen sandım “mimsiz karanlığı...Senin gülüşlerin diye kaç kez karların üzerine serdim ateşimi..Üşüdüm...Üşüdüm...Kaç kez sorgulandım Filistin sorgularında...
Gözleri parkın girişinde, düşünceleri çıkmaz sokaklarda dolaşırken, serseri kurşun gibiydi yolunu bulamayan.
“Özlediğim...! ” diye haykırırsın rüzgarlara verip sesini. Duyar da belki yüzünü sana çevirir diye. Nafile olduğunu bilsen de sesini rüzgara emanet edip usanmadan seslenirsin. “Özlediğim...!”
gel, sen koksun sokaklar yine, bırak baharı şehre, çiçeklerin kokusu toprağı sulasın, sen yanımda ol da gerekirse hiç çiçek açmasın bir daha....
Her insanın bir parça yalnızlığı vardır. Herkesler bunu göremez. O herkeslere de acır.
Enis Batur