Usta Oyuncu Oktay Gürsoy"la "Öyle Sevdim ki Seni" Filmi Üzerine…
“Oyunculuk magazinlerde, ya da gece kulüplerinde boy göstermek değildir…”
"“Bir kitabı yüz kez okumak, yeni bir kitap yazmak kadar zahmetlidir; çünkü okuyucu, yazardan çok yorulur.” – Mark Twain"
"“Bir kitabı yüz kez okumak, yeni bir kitap yazmak kadar zahmetlidir; çünkü okuyucu, yazardan çok yorulur.” – Mark Twain"
“Oyunculuk magazinlerde, ya da gece kulüplerinde boy göstermek değildir…”
Sizinki de dert mi hanımefendi bizimkinin yanında? Gün yapmışsınız komşularınızı toplayıp masada bir kuş sütü eksikmiş, sonunda ne yapıp edip kuş sütünü de Kuş Sütçüsü bir yerden bulmuşsunuz ne kadar güzel. işte biz o kuş sütçüsünün yerini bir türlü bulamadığımızdan misafirlerimize mahcup olduk efendim, kuş sütü bulma konusunda
Adressiz Mektuplar-14
Andırın'da anlatılır bu hikaye: "Bir dağ köyüne bir kaymakam gitmiş. Ormanlık bir dağ köyü. Tabii oralarda en kral yetkili, ormancı. Ormancıların bu kesimlerde her dediği adeta ferman hükmündeymiş. Ve kaymakam başlamış anlatmaya... "Vatanımıza, değerlerimize, milli kültürümüze sahip çıkalım... Birbirimize mutlaka yardım edelim. Böylesi yerlerde bu şart. Önce kendinize
Oğlunla bayram namazı...
Nietzsche'yi bir daha okumak...
Eski kasa Lada Niva almak...
En az üç gamzeden 'an' içmek...
Limon ağacının altında uyumak...
Nasıl da her gün her gün tükürüp, çöp attığımız bu sokaklarda birikmiyor bu pisliklerimiz ?
Ah zaman ! Sen, meğer ne acımasız, ne gaddar, ne şeytan, ne doymaz bir canavarmışsın... Ömrümü yedin bitirdin yine de bana mısın demedin... Gençliğimi aldın elimden, bir defacık olsun benimle olmadın... Hep kaçtın... Hep önümde oldun... Bir türlü yakalayamadım, tutamadım elinden...
Buradan okuyucularımın şahsında ‘buz gibi su’ değiş sıcak sımsıcak çorba akan vatandaşlarımıza bu hizmetin ücretsiz olduğunu belirtmek istiyorum
Hani olur ya, ben bu köşede anlatırken birilerinin canı çeker, çorba akan çeşmeden çorba içmek isteyenlerin üzerinde parası-marası olmayabilir.
Olmasın.
Ya da parasını o
Bir garip bedendeyim? Ben bedenimin neresindeyim?Dudaklarım sigaraya sarılırken, gözlerim dumanların içinde kör sevdalarda. Ellerim kalemi oynatırken kağıt üzerinde, parmaklarım kağıttan uçaklar yapıp sevgiliye haber uçurma peşinde. Yüreğim bir fırtınanın içinde annesinin ellerini kaybetmiş bir çocuk gibi, nereye gideceğinden habersiz yüreğim. Beynim bir çam ormanında yanan bir kibrit çöpü
Tam çemberi döneceğim... Gözüm ister istemez çemberin etrafını belirli aralıklarla saran, siyah yelekli 3-5 bayana takılıyor. Kara yeleklerinin üzerinde, beyaz yazılarla yazılmış sloganlar var. Gözüm ister istemez bu yazılara takılıyor... Okumaya başlıyorum...
Sen Beni̇m Gönlüme Siğan Ömrüme Siğmayansin
“Ey şehir!” dedim.
Biliyorum benim çocukluğumu, gençliğimi ve buraya kadar yaşayabildiğim ömrümü sana verdim, sana verdiğim kayıp yıllarımı geri vermeyeceksin.
Sevgimi, heyecanımı, bitmez tükenmez sandığım o enerji dolu günlerimi, çocukça coşkularımı, sevinçlerimi/hatta acılarımı bile geri vermeyeceksin, biliyorum.
Vermeyeceğini bile bile -şu fani