Güle Güle Anneanne
Bir kanat takıp omzuna uçtun sen anneanne!Şimdi eşyalarda izin,sen yeni yerinde,ben uykusuz..Seni yatağına bakıp özlemek de varmış!
"Her yeni gün, yaşamın sayfasına umut ve hayal ile yazılmış taptaze bir şiirdir."
"Her yeni gün, yaşamın sayfasına umut ve hayal ile yazılmış taptaze bir şiirdir."
Bir kanat takıp omzuna uçtun sen anneanne!Şimdi eşyalarda izin,sen yeni yerinde,ben uykusuz..Seni yatağına bakıp özlemek de varmış!
Hayır beni üzdüğün için değil. Hayır yalan söylediğin için değil. Hayır hemen yeni sevişmelere, sevişlere, öpüşmelere koştuğun için de değil. Hani birlikte çektirdiğimiz bir resim vardı ya, hani fotoğrafçının camekanında duran.
Nedir yalnızlık? Bir başına mı kalmaktır sessizliğin ortasında yapayalnız? İçinizdeki depreşen duyguları hapsedip onları sindirmek midir? Yoksa kalabalıklar arasında yürürken dışarıda olanları umursamayıp kendi içimizdeki sesi mi dinlemektir?
..Kimsenin keyfi yok bu saatte! Bu saatte balık yemini aramakta, adam da karısını, yorgun bir çocuk yatağını... Kimsenin endişesi yoktur bu saatte, varsa arada mekik dokuyacak bir işi, işine gider, işinden gelir birileri... Kimsenin haberi yoktur bu saatte... Belki de yağmurlu ve cıvık bir günde gözler açılmıştır kapaklarından,
Aşktan aldığımız yaralar süsler göğsümüzdeki nişanı, imrenerek bakar, imrenerek yaşarız hayatımızı...
Basitti her şey adam için. Zordu kadın için hayat ama olsundu…
Kıskanç insan, Allah’ın yarattıkları üzerindeki kontrolünden gaflettedir; kendini ve etrafını Allah’tan bağımsız zanneder. Güzelliği, aklı, zenginliği kişiye ait sanır ve kendisiyle kıyas ederek kıskançlık duyar. Bu özelliklere sahip olduğunda üstünlük elde edeceğini düşünür. Oysa her şey Allah’a aittir ve her şey O’nun denetimindedir.
Hayat bana ne hissettiriyorsa yalnızca onu döktüm ben kağıda...Ne daha eksik ne de daha fazla!
Çok güzel bir pakete sarıp, üzerini ilginç kurdelelerle süslediğin paketi bıraktığında avuçlarına, bir anda yıkılıvermişti tüm dünyam.
Sevdan başlangıcım olsun istiyorum,sonra ardından üç nokta(...)koymak istiyorum. Bir kaz daha görüyorum aynalarda parladığını gözlerimin veyansımamı tüm gülen gözlerde , sen bilmesende..
Her insanın yaşamında yarım kitapları vardır, ne okuyabiliriz ne de atabiliriz. Kitaplıktan öylece bakarak içimizde derin yaralar açarlar. Ya okunmalı ya da atılmalıdır, yoksa gerisi bunalım. Yaşamımızdaki ilşkiler de böyle değil midir? Yarım kalmaya hiç
bu yazıyı yaşadım da yazdım.sakin ve yalnız başımayken sadece çektiğim dert ve acılardan yararlanarak duygulandım ve yazma gereğini duydum.evet okuyanların beni anlayacağını sanıyorum ve umut ediyorum.sanırım siz de bu yazı hakkında bana hak verirsiniz.
Sevdası seçimlere bağlı, ama karar kılınamayan, bağdaş kurulamayan aşkları olan Dioryalar ağlamaya dururlar bu yaşamın içinde...
Siz benim dedikleri mi bir uygulayın.
Aman efendim. “Aman” demeyin.
Sonucu harika olacak.
Tanrı biz affetmemek için gelinceye kadar...Belki de varsa, sonrasında da...
....olaya Fransız kalışımız sanırım kelimenin kökeninin Fransızca oluşundan kaynaklanır ki asla doğru zaman ve doğru yerde buluşulamaz…