Göl Kuşları ve Hayat
Savunmalar içinde savunma...
Aylardır yazmak yerine yazılanları okudum...
"Her yeni gün, içinde keşfedilmeyi bekleyen sonsuz bir yaratıcılık ufkudur."
"Her yeni gün, içinde keşfedilmeyi bekleyen sonsuz bir yaratıcılık ufkudur."
Savunmalar içinde savunma...
Aylardır yazmak yerine yazılanları okudum...
Nereye kadar susacak , nereye kadar kaçacaktı. Kaçtığı yerdeki kilitli kapıları ona kim açacaktı içerden. Kim yakacaktı ona ateşleri ısıtmak için yeniden buz tutmuş hislerini
Sanırım bunca yılın verdiği olgunlukla ağaran saçlarım öğrendi de bir gün o güzelim rengini kaybedeceğini,ben öğrenemedim yitişlerdeki anlamsızlığı.
Lamartine, 'Göl' şiirinde ne güzel anlatmış içindeki fırtınayı! Cansızlardan - dağdan, taştan, dereden, esen rüzgardan- mı hatırlamalarını umacağız yaşanan aşkları?
Sevgi, suskunluğu tercih etmek mi hayatı pahasına, hükmü verirken acele etmek mi? Abartılı sözlerin arkasına saklanarak, bildik bir hayatı kabullenmek mi yoksa?
Dönülmez akşamın ufkundan dönüyor bir kez daha sana... Sana ait olmayacağını bildiğin birşey için tutuşmak cennet ile cehennem arasında git gel gibi. İşte o yüzden med cezir diyorum ben sizdeki bu duruma. İçindeki aşk ile cennete düştüğünü sanıp gerçeklerle cehennemi boyluyorsun.
kendi içinizde yolculuğa çıkarken dikkatli olun sizi de ziyaret edebilirler.
Kendine idi en büyük yalanların. Veda vakti geldiğinde Gitme! dedin. Yine en büyük yalanı kendine söyledin. Çaresizlik ve imkânsızlıktı seni besleyen. Yaşananları bırak artık geride. Acılar yaşamış olsan da yaşadığın güzel anlar hatırına hakkını helal et geçmişe. Ve sar artık yaralarını.
Kadın saçını topladı aynanın karşısında. Oysa ne hayaller kurmuştu o aynaya en son bakışında .
Bir piç hiç şüphesiz karşısındakine ibne diye hitap eder. Aslında bilmez ki o neyse kendisi de aynıdır. Sadece kelimeler arasında nüans farkı vardır. Ne garip değil mi? İnsanlar az bir farktan dolayı, büyük ayrıcalıklar yaratmak istemekteler kendilerine. Orospuya orospu deyip, onunla sevişenler genelevden adam gibi çıkmaktalar. Kocasının yatağında,
Bir sınır vardır ya hani pişmanlıkla zevk arasında. Genç adam düşmek üzereyken o sınırlara ; kadının eli tutuverdi onu havada ve çekiverdi yeniden günahların olduğu tarafa.
Yarın, seviyor iseniz ve sevginizi tüketmemiş iseniz Seni Seviyorum. der misiniz? Zorlanmadan ve içinizden gelerek Yürekten söylenmiş bir sevgi sözü olduğunu hissettirerek. Ben bugünden söyleyeyim: Sevdiceğim, seni seviyorum. Yaşamıma anlam katanım. Yüreğinden öpüyorum seni.
bazen gerçekleri kendimize bile söyleyemediğimiz anlar olur ve cevaplayamadığımız sorular?peki kim verebilir bu soruların cevabını?artık öyle bir insan var mı hayatımızda?
Gizli sevişmeler yapıştırdık gecenin anlına. Gölgemizi orda unuttuğumuzu bilemedik. Kimse görmeyecekti ya öpüştüğümüzü izimiz kalmış meğer herkes gördü biz göremedik.