Hala göçmen kuþlar var biliyor musun bu þehrin üstünde uçan ; kýzýla dönen gökyüzünde yönü belli oklar gibi uçan göçmen kuþlar...

Bir yanda lacivert gökyüzünü aydýnlatan hilal, diðer yanda hala orada olduðunu belli etmek istercesine kýzýla boyadýðý gökyüzüyle güneþ var. Ve tam arada bir gökkuþaðý gibi rengin bin bir tonu var.

Ýstanbul sýrf bu yüzden katlanýlasý ya...Herkesin en layýk gördüðü sýfatla : “ Orospu “ olan bu þehir sýrf bu yüzden , sýrf denizi , sýrf gökyüzü , sýrf albenisi yüzünden katlanýlasý...Bin bir çatýdan , bin bir duman ve binlerce yaþam göðe yükselirken , ve aslýnda o dumanlar siyakken bu þehir sýrf gökyüzü , sýrf ay ve güneþi için katlanýlasý.

Her nefret ediþimde , her gidesim geliþinde her ihanette ve her acýda beni burada tutan sadece bu deniz ve gökyüzü.

Lacivert yoðunlaþýrken bir yanda , diðer yanda beliren ve hatta inatla belirginleþen sarý , futbolsal sevdam yüzünden katlanýlýr kýlar bu þehri...Soðuðunda titremek , sýcaðýnda tütmek gelir içimden...

Bir þehir ancak bu kadar kývýrýr yaþamý . Görünenin ötesinde yaþanan ,bakmadýkça anlaþýlamayan tek þehir belki de Ýstanbul ‘dur. Cilveli bir sevgili gibi, gösteren ama kolay kolay vermeyen ... Verdiðinden fazlasýný alan bir sevgili gibi Ýstanbul...Burada doðmanýn , yaþamanýn , ölmenin en büyük þans ve þanssýzlýk olduðu bir þehir...Tezatlarla dolu ve tezatsýz asla güzel olamayacak tek þehir...

Tarih kokan , ama egzoz dumanýyla örtülen , deniz kokan ama kahverengiye karýþmýþ , aþk kokan ama ardýndan hüzün veren , korkutan ama cezbeden bir orospu Ýstanbul...

Ve hiçbir ölümlünün çarkýn dýþýnda yaþayamadýðý , bir süre sonra Ýstanbullaþtýðý bir girdap...Kaçtýkça daha da batýlan , battýkça daha da vazgeçilmez olan , cennetin ve cehennemin bir arada yaþandýðý , Tanrý ‘nýn en büyük sýnav sahasý Ýstanbul...

Ve bu sýnavýn kazananý da kaybedeni de Ýstanbul ‘ a mahkum....