Pek çok doktorun yardýmý ile ölüyorum. -Büyük Ýskender |
|
||||||||||
|
Bir akþam çok sevdiðim bir dostumla yemek yerken duydum bu sözleri. Gençlikten, bizim zamanýmýzýn farkýndan konuþurken, aslýnda çokta uzun zaman olmadýðýný düþünüyorduk bu deðiþim için. 28 yaþýndayýz ikimizde ama “ bizim zamanýmýzda…” sözlerini söylemeye baþladýðýmýzý fark ettik. Teknoloji, hýzla deðiþen yaþam tarzýmýz, çocuk istememe, aþktan ümidi kesme derken Soner bir anda bunlarý söyledi: -“ Bak, 82'lilerden aþaðý inildikçe her þey saçmalayama baþladý. Bizim zamanýmýzda flört vardý, peþinde sürünmek, köpek olmak vardý. Bir heyecaný vardý bu iþlerin. Sevgilinle yaþardýn her þeyi, sonrasýný planlardýn, emek verirdin. Þimdi bakýyorum, ilk geceden hoopp yatakta millet. Bu kadar geniþ mezheplilik olur mu? Bundan sonrasýnda ne yaþayacaklar? Evliliðe ne býrakacaklar, hadi onu geçtim, bu daldan dala atlamalarýn altýnda kocaman bir boþluk var, onun bile farkýnda deðiller. Ýlk gece benle olmayacak hatun bulayým, anýnda evlenme teklif edeceðim.” Çok haklýydý, bunca zamandýr gençlerle bir arada çalýþýyorum. Biz zamanýnda emek verirdik, sabrederdik, þimdi her þey hazýr geliyor önlerine. Tüm suçu teknolojiye atamam elbette ama biraz da olsa payý var. Telefon, bilgisayar, facebook, msn derken dokunmadan, gözüne bakmadan aþklar yaþanýr, dost gezmesi yapýlýr oldu. Kim kýzabilir ki þimdi onlara teknolojiye doðdular ve bu sanallýk onlarýn gerçeði oldu diye? Ödevler bile copy-paste yapýlýyor. Araþtýrma ruhunu ciddi anlamda kaybettik, çalýþýrken geç saatlere kadar mesai yapmak yeni gençlere çok tuhaf gelmeye baþladý. Onlar daha sabahtan akþamki programlarýný yapýyorlar, ekstra kendilerine katký saðlayacak bir tek kitap açtýklarýný görmedim. En aklý baþýnda dediðimiz stajyerler bile iþlerini yalap þap yapýp kaçma derdindeler. Hemen maaþ konuþmak, hemen sorumluluk almak istiyorlar. Hýz, yaþamýmýza da hýzla girdi ve biz “eskiler” buna ayak uyduramadýðýmýz gibi onlarý da anlayamýyoruz. Çocuk sahibi olmayý uzun zamandýr istemiyorum, bu olaylarý duydukça iyice soðudum. Nasýl yetiþtirilir ki bir çocuk bu kadar farkýn olduðu bir ortamda. Ben yemem ki “Ayþelere gidiyorum akþam” lafýný, yemesen ne olacak hoþ, el mahkum yollayacaksýn, peki üç gün sonra el bebek gül bebek büyüttüðün kýzýn kafasýna esti diye bir adamla yataða girip, piþman eve döndüðünde ne yapacaksýn? Sanal aþklara ne demeli, göz göze bakmadan verilen sözler, buluþunca yýkýlan hayaller. Bugün gazetede okudum robotlarla aþk yaþama ihtimalimiz artýyormuþ, insan benzeri robotlar yapmýþlar, oluruz oluruz onlarla da birlikte, ne farký var ki msnde aþýk olmaktan? Geçiþ dönemi yoktur bu ülkenin, hiç olmadý, yokluktan bolluða zýrt diye geçtik, ev telefonundan blackburrylere hýzla geçtik, aradaki süreci, sindirmeyi kimse yaþatmadý bize, dayadýkça dayadýlar sanal gerçeklerini bize. Amerika’daki “heceleme” yarýþmalarýna gülerdim, bakýyorum bizde de baþladý þimdi “Güzel Türkçe konuþma yarýþmalarý”, ezberden mongolluða geçiþimiz de hýzlý oldu. Ýnsan kendi dilini, tarihini, dinini nasýl sorgulamadan öðrenirmiþ, sonrasýnda nasýl kafasý karýþýrmýþ görüyorum þimdi. Bilgi Üniversitesi sýrf bu yüzden eðitim sistemini deðiþtirmiþ. Gençlerin konsantrasyon ve motivasyon eksikleri nedeniyle internet üzerinden blog sistemleri ile ödevler vermeye, oyunlarla oryantasyon yapmaya baþlamýþ. Tamam, en azýndan 3 yaþýndaki çocuklara oyun oynatýrken bir þey öðretme sistemini kocaman çocuklar üzerinden yapýyorlar ve en azýndan çalýþmalarýný saðlýyorlar ama yine ayaklarýna giden, tepside sunulan, emeksiz eðitim deðil mi bu? Kimse bu ülkenin gençlerinden ayaklanmalarýný, yaþananlara baþ kaldýrmalarýný beklemesin derim. Çünkü vatana, topraða saygý duymak için dökülen kanýn, emeðin öðrenilmesi ve sahiplenilmesi gerekiyor. Bunun için de sanatýndan, müziðine, örfünden, ananesine kadar öðrenilmesi lazým. Küçük olaylarla baþlýyor deðiþim, bayramda tatil yapmak, iþten erken kaçmak, el öpmeden mesaj atmak, evime girmediði ve yansýmadýðý sürece yoksulluktan bana ne demek, asgari ücretle geçinen evde converse ayakkabý istemek. Atam üzgünüm, emanet verdiklerin markalara deðiþilir oldu. Bu saatten sonra da geri dönüþ yok gibi. Özür dileriz, biz fark edene kadar birileri bize bizi unutturdu. Ve Atam sanýrým býraktýðýn miras birkaç çift çaputa çok yakýnda satýlacak. Ve benim elimden bunlarý burada haykýrmaktan baþka bir þey gelmiyor.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ESRA BAYKAL ÇETÝNKAYA, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |