Dengeli bir rejimde yemeðin yeri çok önemli. -Fran Lebowitz |
|
||||||||||
|
Ýlk zamanlar çok eðlenceliydi, her muhabbetlerinde yanlarýnda beni de isterlerdi. Çünkü bir nevi mutasyon bir bünye vardý karþýlarýnda, kadýn ama anlýyor, onlar gibi konuþuyor icaabýnda, akýl veriyor, en uygulayabileceklerinden, öyle Ýpek Ongun kýlýklý, yapýlabilitesi düþük, mutluluk vaadlerinde bulunmuyor, aman da ne güzel kankamýz var diyorlardý. Sonra yaþ ilerledikçe, -“ Ulan, hatun dediðin bunun gibi olur, keþke sevgilim olsa...” dönemleri baþlýyor ki bu çok sakýncalý çünkü sizin kafanýzdaki konumlandýrma hala; -- “ Onlar benim arkadaþým, birlikte büyüdük, bir nevi kardeþler...” Eh, böyle de olunca iliþkiler zarar görmeye ve yalnýz kalmaya baþlýyorsunuz. Sonra bir de bakýyorsunuz ki geçen yýllar içerisinde hiç kýz arkadaþ edinememiþ ve hatta kendilerinin tiksindiði bir þey olmuþsunuz. Eziksiniz yani kýzlara karþý, aman onlarýn istediði gibi konuþayým, beni sevsinler deseniz de olmuyor, sevmiyorlar sizi. Arada 1-2 tane yakaladýklarýnýza da köle olmaya baþlýyorsunuz. Zaman akýyor, geliyorsunuz binbir badirelerle 25 yaþýna, ama bu kadar hayat olunca iþin içinde pekte 25 durmuyorsunuz, ucundan 30+. Bu daha da berbat bir durum çünkü yaþýtlarla iletiþim kurma ihtimaliniz yok, erkek çocuklarla oynayacak yaþýnýz geçmiþ, sevgililerinizin bile gençliðinde ne haltlar yediðini yakinen biliyorsunuz, iþte “En çekici ama mümkünse benim sevgilim olmasýn” kadýn halindesiniz. Çevreniz geniþ, ortamlara kolay adapte oluyorsunuz, iþinizde de baþarýlýsýnýz. Tiksinir erkekler sizden. --“ Ben bu kýzla baþ edemem, hatun sabun gibi elimden kaçar, çokta þey biliyor bununla baþ edilmez. Aslýnda güzel ve onunla olmak eðlenceli ama, gözüme baktýðýnda içimi okuduðunu düþünüyorum, çok tehlikeli. Nerde, var mý yakýnlarda en mülayiminden, mümkünse beyni sarýþýn bir hatun ben onla idare edeyim ama bu kýz da pek içimde kalacak ayrý...” Ben anlmýyorum ki bu kadar idealsek madem, ne diye korkuyorsunuz?! Dýþardan kadýn içerde denge iþte, nedir ki sorun? Maça da gideriz, tavla da oynarýz, evde de gayet güzel yemek, çamaþýr iþinden anlarýz, güzeliz de...Arkadaþlarýn da sever...Ama yok, “Bu kadar iyisiyle ben uðraþamam sonra benim açýklarým falan çýkar ortaya” diyor erkekler. Þimdi ben kime kýzayým, babama mý beni böyle yetiþtirdiði için, hayýr ne var hatýrlama 87 senesinde kim þampiyon olmuþ, kim kimi transfer etmiþ. Anneme mi kýzayým; kadýn dediðin evde anne, dýþarda arkadaþ, yatakta kadýndýr dediði için? Ne oldu sonuçta, ahanda kaldým mý evde? Erkekler bakýp beðenip, konuþtuðumda; “ Sen çok akýllýsýn, ben korkuyorum” diyorlar. Bu ne ki; ben de korkak erkek sevmiyorum. Çünkü erkek dediðin þey bana, cesur, þövalye ruhlu, ne bileyim sahiplenici falan diye öðretildi. Bir arkadaþým vardý; ortaokulu liseyi birlikte okuduk, ben üniversiteye girdiðimde onu niþanladýlar uzak akrabalardan birisiyle. Kýz yukarda bahsi geçen model kadýnlardan. Bir iki ay sonra niþanlýsý, kýzýn annesini arayýp niþaný atmak istediðini söylemiþ. Nedenini sorduklarýnda da: -- “Senin kýzýn çok entel, ben yaptýðý esprileri bile anlamýyorum, ben uðraþamam “ demiþ. Daha komik kýsma gelmedik, kýzýn ailesi böyle salak bir damattan kurtulduklarý için sevineceklerine, kýza bir iki sene hayatý zehretmeyi seçtiler. Elaleme rezil olduklarý gerekçesi ile, kýzýn sinema, tiyatro, kitap okuma, bizimle gezmek gibi tüm sosyal aktivitelerini kýsýtlayarak, çaylara, altýn günlerne falan götürmeye baþladýlar. Sonunda evlendi bir adamla ama þimdi de yaptýðý esprileri biz pek anlayamýyoruz. Bir de daha korkunç modeller var ki onlar da kendi eksikliklerinden kaynaklanan sýkýntýlarla þiddete baþvuranlar. “ Kapýlardan geçen kadýnlar“ diye bir kitap vardý, kocalarýndan dayak yiyen kadýnlar genelde “Kapýya çarptým” derlermiþ. Bunun üzerine yazýlmýþ bir kitaptý; erkekler karizmalarý veya donanýmlarýyla kadýn üzerinde otorite kuramadýklarýnda birden ilkelleþiyorlar. Kaybetme korkusu, özgüven eksikliði, toplum baskýsý kadýnlarýn hayatýna þiddet olarak geri dönüyor. Bir iki senedir de “Metroseksüel” diye birþey var, o da erkeðin korkaklýðýný, kýrýlganlýðýný, cesaretsizliðini kabul etmiþ hali... Bir arkadaþýmýn dayýsý Karadeniz'de yaþýyor en güzelini o söyledi: --“ Çocuðum Ýstanbul’da metroseksüel diye birþey varmýþ, metroda sex falan yapýyorlar herhalde, kullanmayýn metroyu!” dedi. Kullanmýyoruz amcacým, senin için rahat olsun. Yarý ingilizce yarý türkçe, melez bir dil kullanan, benden daha uzun süre aynaya bakan ve benden daha fazla alýþveriþ seven bir erkeði kullanmýyorum, kullanmayacaðým da. Bana bakýp, pek beðenip, sonra da ben bununla baþedemem diyen bir adamý da istemiyorum. Bana aþýk olduðu halde, bunu söyleyemeyen, duygularýný ifade edemeyen bir adamý da istemiyorum. Açýklama yapmak, dialog kurmak yerine, köþe bucak kaçan adamlarý da istemiyorum. En komiði de, normal “erkek” kavramýný unutan ve özelliklerini her geçen sene kaybeden bu ýrkýn eski halini özleyip, kalan saðlarý mumla aramak. En kliþesini söylüyorum, Tarýk Akan, Gülþen Bubikoðlu filmlerini düþünün. Oradaki Tarýk Akan, gelir kardeþim, “Seviyorum kýzým seni!” der. Kýz yüz vermezse nasýl ikna edeceðini bilir, eski sevgilileri ortaya çýkýnca kýzýn peþine düþer ve yanlýþ anlaþýlmayý ortadan kaldýrmak için kendini paralar. Ne bileyim biz bunlarla büyüdük valla. Maçoluk deðil istediðim ama an geldiðinde de, “ Kardeþim bu hatun benim, 50 kiþinin arasýna da salsam bana sadýktýr, hatta ben onla girerim o 50 kiþinin arasýna, aslanlar gibi de eðlenirim, ne korkacaðým, neyim eksik” diyecek bir adam da istemiyor deðilim hani. Masada hesap istemekten, sipariþi kendim söylemekten, arabayý servise götürmekten, barda yanýmdaki kýzlara bodyguardlýk yapmaktan sýkýldýmmmm. Beðendiðim adamlarýn metroseksüel çýkmasýndan sýkýldým, korkup kaçmalarýndan sýkýldým, futbolu sevmenin bana bu denli negatif geri dönmesinden, bir sürü arkadaþým olduðu için kesin benden sýkýlýr bu kýz denmesinden çokkkk ama çokkk sýkýldým. Geneline bakýldýðýnda, yeni jenerasyon erkeklerden sýkýldým ben. Yok mu kardeþim tanýdýðýnýz bir Tarýk Akan?
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ESRA BAYKAL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |