Yani buðday üreten grubun, sýðýr üreten grupla olan ittifaký içinde; buðday üreten grup, sýðýr üreten grubun hem buðday ÜRETÝCÝSÝYDÝ.

Hem buðday ekicilerin karþý gruba verdiði buðday karþýlýðýnda buðday ekiciler sýðýr üreten grubun sýðýr "TÜKETÝCÝSÝYDÝ". Kimse kâr etmek için üretmiyor, kâr etmek için tüketmiyordu. Böyle bir inþa yoktu.

Tüketicilik, doðada zorunlu saðlama yapmanýn yerine; dýþtaki gruplar arasý giriþmeler içinde karþýlýk olan karþýlýðýný ürettiren bir üreticilikti. Totem mesleði, totem grubun nüfusuna baðlýdýr. O nüfus en az ve en fazla bir totem meslek sahipliði yapmanýn nüfusudur.

Durumun bu olmasýyla, grup kolektif gücünün o totem alan içinde bir tane totem mesleði vardý. Totem grup ta bu nedenle sadece bir ihtiyacýn; sadece bir türlü olan zorunlu saðlatmasýný yapmanýn; yetenek ve kapasite sýnýrlýlýðýydý.

"Takas", sadece gruplar arasý, gruplar nezdinde; bir grubun içinde bir tek olan bu "gruplarla tek tek yetenek ve kapasite sýnýrlýlýðýný" takaslar bunlarý; "bir araya getiren entegre ediciliðiyle, ittifaktý".

Bu ilk aþamada totem gruplar, totem grup içinde; totem gruplarýn kendi eliyle kendi grubu için doðada yaptýrdýðý türlü türlü olan tüm zorunlu saðlatmalarýn, sadece birini bir tekini totem meslekli grubu eliyle yapabiliyordu.

Yani totem gruplar, totem meslekli üreten iliþkileriyle tüm ihtiyaçlarýný deðil de; ancak grubun bir tane ihtiyacýný üreten saðlatma karþýlamasýna dönüþebilmiþti.

Temas eden gruplarýn temasça takasý nedenle, bir grubun bir tek olan üreten iliþkisi; birçok grubun, birçok farklý üreten iliþkisi toplamýyla o grubun ve ittifakýn tüm ihtiyacýnýn karþýlanmasý olan entegrasyona, tümseliyordu.

Çünkü bir grubun doðada yaptýðý diðer tüm saðlatmalarý totem grup nüfuslu, totem grup yetenek sýnýrlýðý içinde olan zorunlu bir kýsýtlanmaydý. Tüm saðlatmalarý yapabilmek o grubun yeteneði dýþýndaydý.

Yani kolektif grup gücünün kiþisi kapasite içine yansýyacak olan karakteri de, o grubun bir mesleði nedenle ancak bir taneydi. Kiþiler ittifak içindeki gibi "birçok olan karmaþýk emek gücü karakterli donaným yansýmasýna" sahip olamýyordu.

Ama her bir grup saðlatmasý içinde olanlarýn grup ittifak takasý, kiþinin kendi grubu dýþýndaki diðer gruplarýn üreten saðlatmasý içinde olmalarýyla, artýk kiþiler her bir üreten gruplarla (toplumla), vardýlar.

Bir grup kendi totem mesleðini, yani grup içi üretim iliþkisini; karþý grup için de üretmenin yüklenicisi yapmasýyla toplumsal olmuþtur. Totem mesleði kendi grubu içinde kendi grubu için vardýr.

Totem mesleði sadece grubu için deðil de karþý gruplar için de karþýlýklý yüklenicilik olmasýyla toplumdan ayrýlýr. Totem mesleði toplum içinde toplumsal baðla sektördür.

Burada önemli olan bir grubun doðada yaptýðý tüm saðlatmalarýn birini kendi eðim alanýyla bir grup içinde bir "ÜRETEN SAÐLATMA olmasýydý." Üreten saðlatma, o grup içinde, o ürünle GARANTÝYÝ YA DA GÜVENCEYÝ oluþur.

Ýlk belirimiyle bir grup tekelinde olan o üretim, o ihtiyacýn karþýlanmasýna güvence ve garanti olmasý; gruplar arasý farklý kullaným ve farklý tüketim yapan SAÐLATMALARLA, GRUPLARIN BÝRBÝRÝNE ÇEKÝMÝYDÝ, ÇEKÝM BAÐLARINI OLUÞUYORDU.

Doðada yapýlan zorunlu saðlatmalarýn bir kýsmý grup içinde "üreten iliþkiyle" totem mesleði düzleminde saðlatma olmaya indirgenmiþti. Bir tane olan grup içi üreten iliþki, karþýdaki gruplar içinde farklý saðlatmanýn kullanýmý olmalarýyla birçoktular. Ayrý gruplar elinde ayrý üretimler olmakla çekim ve zorunlu takastýlar. Zorunlu bir üretim hareketiydiler.

Hem de sýðýr üreticilerinin, buðday ekicilere verdiði sýðýrlarýyla üreticiydiler. Üretim karþý grup için yapýlýyordu. Ve üretim yüklenicilikti. Buðday ekici grupta yetiþtirdiði buðdayý sýðýr üreten bir gruba vermekle üreticiydiler.

Tersten bakýnca sýðýr üreten grup, sýðýra karþý; karþý grubun buðdayýnýn tüketicisiydi. Ayný biçimde buðday ekiciler de kendi buðdaylarýna karþýlýk karþý grubun sýðýrýný tüketmekle tüketiciydiler.

Burada tüketenler asalak bir tüketiciler deðildi. Karþýlýk olan üretime karþý verileni tüketmeydi. Yani bir üretim karþýlýðý mütekabili olan denkliði vermekle "üreten tüketiciydi". Ve yine tüketilecek olan mukabili denklikte bir karþýlýðý vermekle "tüketen üreticiydiler".

Karþýlýk üreteni tüketmesiyle; karþýlýk tüketimi üretmesiyle birbirinde baðýmsýzlaþmayan bir sentezle organize oluþtu. Görülüyor ki temel saðlanmalar üzerinde kâr yapmak için tüketen, tüketmek için kâr yapan bir inþa ve inþaca mantýk inþanýn baþýnda hiç yoktur.

Bu mantýk ancak ve ancak kolektif üreten kolektif tüketen yüklenici inþayý; kolektif ilkelere göre üretimini yaptýrma sonrasýnýn belli noktalarda paylaþtýrmayý türlü türlü yollarla enfekte edip; sömürmesiyle olasýdýr.

Buðdayýn sýðýrla; sýðýrýn buðdayla olan baðýntý yükleniciliði içinde her bir grup diðerinin doðal ve zorunlu olurla hem üreticisi ve tüketici taahhüdüydü. Yani arz-talep, istif etme, stoklama, kýt bulunsun diye fazlasýný ve yetmeyecek kadar olacaðý denize dönmenin (nedret kuramýnýn) kâr yapma; ticarette bulunma; katakullileri deðildi. Böyle þey yoktu.