Öküzün rengini dýþýnda, insanýn rengini içinde ara. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Su içindeki balýða yüzmeyi öðrendi deme kavramý olur mu? Ýþte emperyalist süreç içinde emperyalistlerin yeryüzüne duhul etmiþlerdi, Zaten emperyalizmin alemlere sokulmalarýyla bu durum emperyalistlerin alem içinde olmalarýydý. Zaten alem olan alem içinde olan ganimetle olan birine de üreten ittifakýn çevresinde olanlar anlamýna gelen ön ittifaklý yaratýlýþýn alem tanýmlarý, emperyalistlere bom boþ gelecekti. Emperyalist benden öte olmayan benim dýþýmdadýr demekle alem sözcüðünü de sistem dýþýna uçuracaktý. Alem sözünü inanca dek gaip alemine, yeryüzü olmayan öteki aleme, gökyüzü alemine atfedecekti. Eski kavramlarý þimdiki zaman içinde yeni anlamýyla kullanmanýn üçüncü bir nedeni de kolaycýlýktý. Bu kolaycýlýk bilinenden bilinmeyene faydacýlýk olup, hýzlý sonuç almaydý. Ýnsanýn bilinci uzun zaman içinde söylem olan kategorize edici kalýplar içinde, yeni olaný çok kolay öðrenme yapýyordu. Köleci sistem üreten meslek sahibi ilah kavramýný ve tekil kiþi olmakla kiþi olarak belirmesi topluma göre geriletilmekle kolektif tüzeli olan ilah kavramýný silmek istiyordu. Ýlah kavramýndaki öðrenilmiþ geri baðlaþýmlý geri çaðrýþmalý anlamlandýrmalar El öðretisi için hazýr biçilmiþ kaftandý. Eski öðrenme, öðretme kalýplarýný yeni anlamýyla El anlamýný telkin etme iþinde kolay kabul edilir yapýyordunuz. Ýlah kolektifti yani tüzel kiþilikti. El kolektif yani tüzel deðil tamamen tekil kiþi hüviyeti olan psikolojiydi. Bu yol El için akýlcýydý. Tarihi bilinç bakýmýndan sakattý. Ama bir taþla iki kuþ vurmaydý. Eski kalýplarýn içini boþaltýp yeni anlamla dolduruyorsunuz. Böylece boþaltýlanla geçmiþi unutturuyordunuz. Doldurduðunuz anlamla da hýzlý bir köleci öðreti bilinçli bir bilgi ediniyordunuz. Bu efendilerin iþine gelen yoldu. Kýsacasý içinde oynamalarý yapýlan eski kavramlarýn geri çaðrýþým etkisi köleci manaya karþý oluþan tepkisel dirençleri bir hýzlý þekilde kýrýyordu. Ýlk ittifaký kavramlarda yapýlacak dönüþmeler nedenle köleci sistemin El ahit uygulamalarý hýzlý sonuç alacaktý. Eski kavramlar anlama zamanýný kýsaltýyordu. Anlaþýlma zamaný kýsalan öðrenme de hýzlanýyordu. Ýþte bu süreç eski kavramlara yeni anlam vermesi iþinde etkin oluyordu. Bu þu demekti. Dað, taþ; dere, tepe aþarak korkarak; bin bir zorluða uðramakla gideceðiniz hýrsýzlýk, çetin ve meþruiyet siz yoldu. Çetin ve meþruiyet siz olan bu talancý, yaðmacý yol; ganimet fikriyle meþrusu yapýlmýþtý. Talana uðramanýn bilinen, tanýna gelen mazi sel bir geri baðlaným çaðrýsý oluþmuþtu. Bu çaðrýþým içinde korkma korkutma vardý. Korkutan çaðýrma üzerinde fey elde ediliyordu. Fey mantýðý da çetin olan zor olan savaþma mantýðýný da kolaylýkla ganimet denen zorbalýða çeviriyordu. Çetin durum böylece zaman zaman saf dýþý edilebilmiþti. Talan kavramýný üretmeyen barbarlýðý inanç mantýðý içinde ganimet olarak söylediniz. Böylece ganimet söylemiyle barbarlarýn talancý mantýðý geri hortlamýþtý. Siz de zaman zaman talancý mantýktaki korkutan sürecin geri baðlaným çaðýrmasýndan yararlanýyordunuz. Ganimet sunan hýrsýzlýk yaðmasýný ganimet anlayýþlý meþruiyet ile daha hýzlý, daha az zamanda ve kimi kez adeta zahmetsiz bir þekilde en az yorulmayla yapacaktýnýz. Üstelikte El ’in bu talancý meþru yolu, hýrsýzlýðý korkusuzca yapacaðýnýz bir sürece dönüþmeydi. Tüm mesele bu yolu ilah görünümlü iradenin geri baðlaným çaðrýþýmlarýyla ganimeti El yolu olukla tanýmlayabilmekti. Ýlah yolunu oluþan anlama anlatma kalýplarý olan yol daha az enerji ile az zamanda daha çok anlama anlatma iþini ortaya koyuyordu. Gök söylemli kavramýn insan bilincinde oturmuþ ve iþler leþmiþ alan etkisi rüzgarýyla oluþan anlama, anlatým akýþý vardý. Ýþte yaðmurla da iliþkilenen yeni gök kavramý, yaratýlýþ döneminin ortaya koyduðu, içi boþaltýlan eski gök kavramýnýn rüzgârý içine yeniyi konmaktý. Böylece gök ve gökler kavramý, içi alemlerle ve bizler için rýzk bekleme kapýsý olmakla (köleci mantýða uygun olarak üretilmeyen hazýr) nimetlerle doluydu. Koyun, et, süt, bal vs. üreten, yün eðirip; ip bükmüþ kumaþ dokuyan çoban mesleði olan gök kavramýndan hareketle þimdi; eti, sütü, kumaþý göklerde rýzk olarak, nasibi olarak göðün kararý olarak bekleyen, enfekte bir illüzyonlu mantýk içine gelmiþtik. Halbuki siz ýsý hareketini silindir içinde git gel yapan piston hareketiyle; önce dairesel harekete, sonrada düz harekete çevirmeden; fosil enerjiyi patlamalý bir donaným içinde itme tepkisi ile sürekli doðrusal bir harekete çevirmeden; yerin çekim gücünü saniyede 11,23 km’lik hýzla alt etmeden bunlara iliþkin rýzklara, nimetlere, nasiplere ulaþmanýn kararý olanaksýzdý. 11, 23 km’lik hareket enerjisini yer ivmesine karþý veya yerçekimini yenecek sürekli bir itme hýzýna eriþtirmeden, göðe çýkma yararlanmasý ortaya koymanýz olanaksýzdýr. Böyle olduðu gibi göðe çýkma olanaðýnýn kararýný nasibini gökte beklemek te olanaksýzdýr. Yine bizler üretmeden gökteki nimetler de (çobanlarýn ürettiði ürünler de) bize verilmemekle bize verilmiþ nimet olmuyordu. Ýlahi kavramlardan aparýlan gerçek izahlar ancak böyle saçma sapan oluyordu. Doðada bulunan elma bize verilmiþ nimet deðildi. Her bir var oluþ türlü var oluþun kendi rekabetçi dinamik atýlýmýydý. Eðer aðýlda doðan oðlak kadar oðlaðýn ýrmakta otu (nasibi) bitseydi. Biz çoðaldýkça doðada elmalarýn, armutlarýn, koyunlarýn sayýsý da bize göre nasip olarak ritmik artmasý gerekirdi. Var mý böyle bir þey? Varsa eðer insanlar açlýktan niye ölüyordu? El yerdeki ve gökteki tüm nimetleri yararlanalým diye bize verdiðine göre Musa Ay'a bakýp duygulanmak dýþýnda, Ay'ýn nimetlerden yararlanmadan gitmiþti! Eðer biz çalýþýp çabalamadan Ay’a gidemiyor verilen nimetlerden yararlanamýyorsak; biz çalýþýp çabalayýp Ay’a gittikten sonra Nasýl olur da El yerdeki gökteki nimetleri size verdim der? Biz göðe gittikten sonra El yerdekilerini ve göktekileri size nimet olarak verdim dese kaç yazar? Demese kaç yazar? Gökte de yerde de size nimet verdim demek, doðru ve yeterli deðildi. Üstelik Ay’a gitme gibi bu tür nimetlerde fayda saðlama her kesin rýzkýný verdim deme kolaycýlýðý kadar basit deðildi. El ’in rýzk olarak verdim dediði çoðu þeyler bir kiþinin beþ kiþinin üstesinde geleceði bir beceri asla deðildi. El bunlarý bilmiyordu. El kolektif aklý bilmiyordu. El kolektif aklý, kolektif gücü bilseydi dilediðime dilediðim kadar rýzk veririm de vermem de kimse karýþamaz demezdi. Otomobil, uçak, trans Atlantik, ameliyat, bilgisayar rýzký vs. ancak ve ancak toplumsal kapasiteli yetenek içinde toplumsal hafýzalý toplumsal tasarýmlarla ortaya konabilirdi. Üstelik doðada olan bir buðdayýn üretimi bile kolektif birim zaman içinde kolektif güç ortaya konmadan rýzk olukla üretilememiþti. Ýþin garibi El, Enuma Eliþ te anlatýlan yerin ve göklerin nimeti deyimindeki yer sözünde sadece Sümer’i, Sineer’i anlamak yerine, tüm yeryüzünü anlamýþtý. Gök deyiminde de sadece çoban Akatlarý anlamak yerine kendi oluþma zamanlarýndaki dilin anlatýmýyla El, tüm yýldýzlý göðü anlamakla maval okumuþtu. Gök yerde çobanlarýn elinde olan et, süt gibi nimetleri ve yer denen Sümerli tarýmcýlarýn elinde olan buðday, ekmek gibi tarým ürününe yerdekileri ve göktekileri size nimet olarak sunan El ‘e þükredin diyordu.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |