KÜFÜR

Bir insanýn baþkalarýna küfür etmemesinin, baþkalarýnýn da kendisine küfür etmemelerini beklemesinden daha esaslý bir gerekçesi olabilir mi? Bence olamaz! Haa! Ben baþkalarýna okkalý küfürler savurayým, onlar yutkunsunlar öyle mi? Bu hiç olmaz! Þiddetin þiddeti doðurduðu gibi; küfür, küfürleþmeyi getirir.
Bir baþka anlatýmla, birilerinin bir baþkasýna yönelik, “ Beþ para etmez!, namussuzun tekidir!” demesi, o kiþinin de kendisine ayný düzeysizlikte karþýlýk vermesini saðlar.
Küfür konusunda istisnalar da söz konusu olabilmektedir. Daha çok kýrsalda ileri yaþta erkeklerin ilkin belinden eline, elinden de diline düþen eksikli- gedikli yaþamýþ olduklarý cinselliklerini küfürle süslemeye yöneldikleri bilinir. Bunlara hoþgörü ile yaklaþýldýðý da doðrudur. Küfrün bir de eðlenme ve dalga geçme amacýyla özendirildiðinin de canlý tanýðýyým. Nasýl mý? Þöyle:
Çocukluðumun ve ilk gençliðimin önemli bir dönemini geçirdiðim bir Anadolu ilçesinde Keçe Bekir, Kýrbýyýk Kuzumaða, Hatapçý Abdullah, Ahçý Mehmet gibi ad ve ünvanlarla anýlan yaþlýlarýn küfürleriyle ün saldýklarýný bilirim! Ýlçede görev yapan kaymakam, savcý, yargýç gibi yönetici ve bürokratlarýn küfürleriyle ünlü bu yaþlýlarý huylandýrarak kendilerine küfür ettirdikleri ilçe halký arasýnda açýk açýk anlatýlýrdý!..
Artýk yaþamayan, küfürleriyle ünlenmiþ bu insanlar, kahvehanelerde sorulduðunda kaymakama, savcýya, yargýca nasýl sövdüðünü keyifle anlatýrken, dinleyenleri de arada bir kalaylamayý ihmal etmezlerdi…
Eksikli-gedikli yaþanmýþ cinselliðin tümden bitmesiyle aðýza sakýz edilen küfürlerle, eðlenmek ve dalga geçmek için özendirilen küfürler yanlýþ olsa da tehlikeli deðildir. Asýl tehlike, bir anlaþmazlýðýn ortaya çýktýðýnda saðduyudan uzaklaþýlarak küfrün hayasýzca sarf edilmesidir. Küfür hiçbir þeyi halletmediði gibi, yangýna körükle gitmeden baþka da bir iþe yaramaz doðrusu.
Kavganýn taraflarý birbirlerine küfür ediyor görünseler de, orada kullanýlan küfürler orada bulunan herkesedir. O bakýmdan toplumda küfrün ortadan kalkmasý için herkese görev düþer ama, en büyük görev bireye düþer. Birey düzelmeden toplum düzelmez…
Bir de bana göre küfrün estetiði olmalýdýr. Kaba-saba küfürler yerine içinde incelikli dokundurmalar taþýyan anlamlý sözler kullanýlmalýdýr. Bunun etkisi küfürden daha çok olacaðý gibi, insanýn baþýna dert de açmaz. Bizde kitap kuyruðu olmaz da, kitaba kulp takarak yazarýný hapse atmak vardýr. Öyleyse, var sayalým ki, maç bileti kuyruðunda beklemekteyiz. Önümüzdeki taraftar nasýrlý baþparmaðýmýza bastý, ne yaparýz? ‘ Vay! Ölüsünün, dirisinin, günde birisinin þurasýný buradan geldiðimin çocuðu seni! Ulan sen benim nasýrlý baþparmaðýma nasýl basarsýn!.., diye çok kaba küfürler kullansak mý, etkili olur, ayaðýmýza basaný utandýrýrýz? Yoksa, sýrtýna dürterek ‘ Beyefendi! Ayaðýmý ezdiniz! Ne kadar kibarsýnýz! , desek mi? Yinelemekte yarar var; küfrün de bir estetiði olmalýdýr! Küfür gibi kötü alýþkanlýklarýn, genel kabul görmüþ olumlu eðilimlere göre daha hýzlý yayýlýp yerleþtiði bir gerçektir. Küfür alýþkanlýðý, aðýza yapýþýr kalýr, yerinden temizlenmesi uzun zaman alýr. Bundan arýnmanýn bir yolu da, çevreyi deðiþtirmek, yani yaþadýðýmýz yeri deðiþtirmektir.. Ama bu her zaman olanaklý olamaz. Öyleyse kendimizi deðiþtirmek için adýmlar atýlabiliriz… Okuma alýþkanlýðý kazanmak, küfürsüz bir yaþam için önemli bir adýmdýr. Küfürsüz günlere!...