DEVLET NE YAPACAK?
     Yaþar Nuri Öztürk’ün karþýsýnda “Hocam, Hah! Hah! Hah!...” diyen Saba Tümer’in kahkahalarý hiç durmaz! “Aðza bak aðza… Tring, tiring..”diye tespih çeviren Akasya Duraðý’nýn üç kaðýtçýsý Kadir’i, ‘Yemekteyiz’ programýnýn çýlgýn konuklarýný, evlenmek için ev, araba, arsa sözcüklerinin ortalýkta dolaþtýðý evlenme programlarýný, ‘Seksenler’ dizisinin nostalji rüzgarýný, “Öyle Bir Geçer Zaman Ki”nin büyüyen Osman’ýnýn yaptýðý kavgayla, maçlarýn özetleri ve tartýþma programlarýnýn özgürsüzlüðünü yandaþ medyanýn ekranlarýnda artýk APO’da izleyerek ortak olacak!
     Evet, Apo Ýmralý’da þov dünyasýnda uyuduðumuz programlarý ne kadar ilgi gösterir bilinmez ancak yandaþlarýyla televizyon kanalý vasýtasýyla þimdi daha yakýn mesafede olacaðý da aþikardýr.
     Neyse bu gündem son sürat devam ededursun, ilaç katýlým payýnýn düzenlenmesi için toplanan Meclis, emekli vekiller için ilaç gibi zam yaparak Aralýk 2020 tarihine kadar maaþlarýný 7 bin 750 TL’ye çýkarttý! Haberiniz var mý yok mu bilinmez ama sizi gündemle meþgul ederken ‘gaydýrý guppak cemilem’ diyerek yað gibi geçip gitti! Þunun þurasýnda Sayýn Baþbakan’ýn 2071’den önce hedef gösterdiði 2023’e de sanki ne kalmýþtý ki?
     Memurlar 2013’te ne aldý? Daha doðrusu biber gazýnýn gölgesinde ne verildi de kabul etmek zorunda kaldý? Yüzde 6’lýk bir zam! Sahi unutuyordum ya! Ýktidarýn hakkýný yemeyelim! Nasýl olduðu ve tespitine pek inanmadýðým enflasyon farkýný da verdiler! Tam tamýna %0,38’lük bir enflasyon farký! Memur baþýna 1,25 TL Yani çay ve simit parasý. Verilen bu zamlarý memurlar Kamu-Sen aracýlýðýyla Maliye Bakanlarýna geri göndermiþler. Malum bütçemize kaynak lazým! Kaynak dedim de aklýma geçenlerde telefonuma düþen bir mesaj geldi. Oðlumun Bursa Tophane End. Meslek Lisesi Aile Birliði’nin cep telefonundan (nosu bende saklý) geliyor, mesaj aynen þöyle; “Tarihi 14.01.2013 Saat: 17:19:54 Sayýn Velimiz, Devlet ödenek göndermediði için temizlik ve güvenlikte çalýþtýrdýðýmýz personelin maaþýný ödemede zorlanýyoruz. 30 TL desteðinizi bekliyoruz.” Diyor. Evet, “Devlet Ödenek Vermediðinden” sözü beni yaraladý. Yahu düþündüm, bu devletimiz milyonlarca dolarý Libya ve Özgür Suriye için harcamadý mý? Ýktidarýn “Tablet Bilgisayar Projesi”ni yaygýnlaþtýrmaya çalýþtýðý bir ortamda, böyle bir duruma anlam veremedim.
     Gündem önemli bir süreç içinde týkýr týkýr iþliyor…
     Devlet-Ýmralý görüþmeleri sürecinde; neler konuþuluyor? Ne gibi kararlara doðru yol alýnýyor? Bunu her vatandaþýn bilmesi gereken bir bilgi edinme hakký olduðuna inanýyorum.
     Görüþmelerin “Barýþ” adýna yapýldýðý söyleniyor. Evet, “Barýþ” sözcüðü bu kavramý anlayanlar için çok önemlidir. Kim istemez ki barýþý? Tabi ki barýþý isteyen kadar istemeyenlerde olacaktýr. Kimler mi istemez? Amaçlarýna ulaþamayanlar, daha çok talebi olanlar, terörden nemalanan terör odaklarý, silah tüccarlarý ile ülkeleri parçalamak isteyen emperyalist devletler, barýþý maalesef istemezler.
     Peki, silahlarýn gölgesinde “Barýþ” nasýl saðlanacak, saðlandýðýnda uzun süre güncelliðini koruyacak mý? Sorularý arasýnda:
     PKK ne istiyor?
     Türkiye ne istiyor?
     “Barýþ” iki ülke arasýnda masaya oturulduðu gibi mi yapýlacak? Kimler muhatap olacak ve bu anlaþmalara kimler imza atacak? Muhalefetçe “Devlet terör örgütü ile masaya otururmuymuþ!” Tartýþmalarý arasýnda görüþmeler baþladý bile…
     Kulaklarýmýz geliþmelerde…
     Tarihte ülkeler arasý bir çok anlaþma bulunmakta. Hatta öylesi var ki; tarih kitaplarýnda okuduðumuz “Sevr Antlaþmasý” ile “Lozan Antlaþmasý”nýn tarihleri ile maddelerini ezberleyerek notlarýmýzý yükseltmede önemli etkenlerdi.
     Sevr Anlaþmasýna göre Osmanlý batýlýlarca sýkýþtýrýlarak parçalanma aþamasýna gelmiþti. Bu durumu kabul etmeyen Atatürk, silah arkadaþlarýyla yaptýðý mücadele ile Türk halkýný da arkasýna alarak büyük yürek ve yokluklar içinde yapýlan Kurtuluþ Savaþý’nýn kazanýlmasýndan sonra Lozan Antlaþmasý ile baðýmsýz bir Türkiye Cumhuriyetinin önü açýlmýþtý.
     Ancak her anlaþma, ülkelerce dünyanýn konjoktürel geliþmesine göre uygulanmýyor. Nasýl mý? Örneðin Ankara Antlaþmasý’ný da sýnavlarda çalýþmýþsýnýzdýr. Belki tarihini ve kimler arasýnda imzalandýðýný da hatýrlarsýnýz. Bu antlaþmanýn II. Bölümü’nün 7. Maddesinde; “… sýnýr bölgesinde yaðmacýlýk ya da eþkýyacýlýk yapmak üzere bir ya da birkaç silahlý kiþinin hazýrlýklarda bulunduðunu öðrendiklerinde, bunu karþýlýklý olarak ve ivedilikle birbirine bildireceklerdir.” Denilmektedir.
     Ve Irak ABD’ce parçalandý. Irak’ýn kuzeyinde “Irak Kürdistan” adý altýnda Barzani yönetiminde federe bir yapý oluþtu. Yýllýk 15 milyar dolarý aþan ve bini aþkýn þirketimizin bulunduðu Kuzey Irak’ta ekonomik iliþkilerimiz de üst düzeyde. Irak’ýn bölünmesini istemediðimiz ve zaman zaman bürokratik sorunlar yaþadýðýmýz Maliki yönetimindeki Merkezi Irak’la yukarýdaki maddeye göre herhangi bir önlem için ne gibi giriþimlerde bulunduk? Irak, sýnýrýmýzda silahlanan ve sýnýr ihlali yapan PKK için neler yaptý? Biz neler yaptýk? Ýþte size ince iki soru.
     Þimdi biz devlet olarak karþýmýza “Barýþ” için, kimleri muhatap aldýk? Yýllardýr Türkiye’ye dost görünüp, Ortadoðu’nun duayen ülkeleri ile bizi parçalamanýn hesaplarýný yapanlarýn görüþleri nelerdir? Onlarda bu süreçte muhatap olacaklar mý? Ýþte size bir deðil birçok bilinmeyenli denklem!
     Apo’ya verilen veya almak istemediðini belirttiði televizyon vs. bunlar olayýn magazin yönü! Asýl olan ülkenin baðýmsýzlýðý ve bütünlüðüdür. Bunun önemini kavradýðýmýzda, ne istediðimizi biliyoruz demektir. Ýktidarýn yapmasý gereken de; milletine bu konuda açýk ve sarih olmasýdýr. Gizli kapaklý yapýlacak gidiþattan, halk sorumlu olmayacaktýr…
Ertuðrul Erdoðan
Ocak 2013/Bursa