Eðer bir kelebeði sevebiliyorsak, týrtýllara da deðer vermemiz gerekir. -Antonie de Saint-Exupery |
|
||||||||||
|
Siz yirmi altý yýl devletin ortaokulu ve liselerinde, on yýl da dershanelerde Türkçe-Edebiyat öðretmenliði yaparsanýz sizde bir "yazým ve noktalama takýntýsý" oluþmaz mý? Bende oluþtu, hem de kronikleþti iyice. Neredeyse konuþurken bile "nokta,virgül,parantez aç,týrnak aç..."gibi sözleri söyleyesim geliyor. Bu konuda bir yerde yanlýþlýk yapýldý mý, hemen burnumu sokuyorum. Yarým saat kadar önce milliyetblog'dan rastgele bir blog açtým. Yazan arkadaþ benim de okuyup öðretmen olduðum eski eðitim enstitülerinin birinde Türkçe bölümü mezunlarýndan.Hangi eðitim enstitüsü, yazanýn adý ne,bunlar önemli deðil, gereði de yok. Böyle bir kiþinin yazým yanlýþý yapmamasý gerekir deðil mi? Oysa yanlýþlarý saymaya kalksam sayýsýný yazmaya ben utanýrým.O zaman yýllarca bu güzel dilin neyini öðrettin kardeþim? Bu bilgisayar çýktýðýndan beri dilimizin yazým,noktalama yönünden anasýný aðlatýyorlar. Býrakýn týrnakmýþ, konuþma çizgisiymiþ, þunu bunu; nokta. virgül; büyük harf, paragraf hak getire.Yanlýþlar konusunda uyarý ya da eleþtiri yaptýðýnýzda "Ben Türkçe öðretmeni miyim kardeþim?" azarýyla karþýlaþýrsýnýz. Býrakýn Türkçe öðretmeni olmayý, ilköðretim okulunu bitiren herkes dilinin yazým kurallarýný bilmeli, uygulamalýdýr. Konuþma, bir yetenek iþidir. Güzel konuþmayý çalýþarak, uðraþarak biraz öðrenebilirsiniz; ama konuþma yeteneðiniz sýnýrlýysa bu belli bir noktaya kadardýr. Oysa konuþtuðun dilin doðru yazýmýný öðrenmek öyle zor bir uðraþ da gerektirmez. Bilgisayarla yazmaya baþladýktan sonra gönderilen mesajlara, karþýlýklý yazýþmalardaki cümlelere bakýyorum da bu güzelim Türkçeye , özellikle gençler tarafýndan, ne kötülükler yapýldýðýný görüyorum. Cümlelerin sonundaki "kib,slm" gibi garipliklerin "kendine iyi bak,selam" anlamlarýna geldiðini neden sonra öðrendim. ......... Benim öðretmenlik yaptýðým yýllarda ortaokul diye anýlan, sonra ilköðretim okulu denilen okullarda öðrenciyi doðru yazým konusunda yetiþtirmek için þöyle bir uygulama yapardým: Ortaokul birinci sýnýfa gelen öðrenciye kompozisyon konularýnýn yazýmý için yirmi-otuz sayfalýk çizgisiz,büyük boy defter aldýrýrdým. Alýþsýnlar diye de sayfa altýna çizgili kaðýt koymalarýný önerirdim. Türkçe okuma parçalarýna uygun kompozisyonlarý bu deftere yazarlardý öðrenciler. Her yazýyý tek tek inceler, yazým ve noktalama yanlýþlarýný kýrmýzý kalemle iþaretler,düzeltirdim. Öðrenci bu defteri üç yýl kullanýrdý. Daha sonra bir derste yaptýðýmýz yanlýþlarý bulur, nasýl düzeltmemiz gerektiðini tartýþýrdýk. En çok yanlýþ da "de,da" larýn yazýmýnda yapýlýrdý. Öðrenci okulu bitirirken defterin ilk sayfalarý ile son sayfalarý arasýndaki fark apaçýk ortada olurdu. Bunlarý anlatýrken belki kýrk yýl önce okuduðum bir kitaptan aklýmda kalaný kýsaca anlatmak isterim: Ömrünün önemli kýsmý düþünce suçundan dolayý hapishanelerde geçmiþ ünlü þair Nazým Hikmet'in "1938 Harp Okulu Olayý" ile ilgili yargýlandýðý mahkemede geçer olay. Yakup adlý iþçi de sanýklardan biridir. Yakup sanýk sandalyesinde, jandarmalar iki yanýnda, mahkeme açýlýr.Yargýçlar girince herkes ayaða kalkar. O zamanýn deyimiyle mahkeme reisi,diðer yargýçlar oturur.Mahkeme reisinin ilk sözü "Satýrbaþý!" olur.Bu sözü duyan Yakup, olduðu yere küt diye devrilir. Yakup, zabýt katibine satýrbaþýndan baþlamasý için komut veren yargýcýn bu sözünü, kendisine idam cezasý verildiði,baþýnýn satýrla kesileceði þeklinde anlamýþtýr. Yakup, okuma yazmasý bile olmayan biridir,satýrbaþýndan ne anlasýn? Gelin ne olur biz anlayalým. ....... 1972 yýlýnda öðretmen olarak torbadan Muþ-Bulanýk-Karaaðýl'ý çektim.Büyükçe bir köy, yani eski nahiye Karaaðýl. Orasýyla ilgili anýlarýmý daha sonra yazacaðým; ama yukarýdaki konuyla ilgili olduðu için birini anlatmalýyým burada: Yirmiþer kiþiden oluþan iki sýnýf. Öðrencilerin çoðu o zaman tek caddesi olan ilçeleri Bulanýk'ý bile görmemiþler. Öðretmene susamýþ,öyle saf ve temizler ki...Oraya bir ortaokulun açýlmasý büyük nimet onlar için. Türkçe dersinde bazý dilbilgisi konularýný defterlerine de yazýyorlar. Ben, konuyu örneklerle anlatýyorum, sonra da defterlerine yazdýrýyorum. Bir süre sonra defterlere baktým. Pek çoðu konunun altýna "örnek" yazacaklarý yerde "ördek" yazmýþlar.Benim söylediklerimi anlamasalar diðer sözcükleri de yanlýþ yazarlar.Anladým ki bu öðrencilerin çoðu bu sözcüðü o zamana dek duymamýþlar."Ördek"ler "örnek" oldu; ama biz de epey yorulduk. Þimdi bu yazýmý okuyanlar þöyle düþünebilirler:"Aman caným,hoca da takmýþ kafaya.Anlaþýldýktan sonra öyle yazsan ne olur, böyle yazsan ne olur?" Ben de derim ki onlara: "Takýntý haline geldiðini belirttim ben; ama yine de haklý deðilsiniz.Bir yazýmda anlatmýþtým.Çorba, tasý tepenize dikseniz de, efendice kaþýkla içseniz de mideye gider.Gelin, biz kaþýkla içelim." Yazarken güzel dilimize saygý göstermeniz dileðiyle... 28 0cak 2010 Numan Kurt
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Numan Kurt, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |