"Küle deðil, ateþe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar |
|
||||||||||
|
YILLARIN ÖTESÝNDEN Deðiþik konularda söyleþirken sýk sýk kullandýðýmýz bir söz vardýr:"Þimdiki aklým olsaydý..."deriz.Þimdiki aklýmýz o zaman olsaydý ne yapardýk bilinmez; ama bu cümleyi kullanmaktan da ayrý bir zevk alýrýz.Ben de diyorum ki bugünkü gibi düþünebilseydim ortaokulun ilk yýllarýndan baþlayarak günlük tutardým.Öðrencilerime de bunu sürekli önerdim.Anýlar aklýmda bölük pörçük kalmaz,daha canlý,daha ayrýntýlý belirirdi.Köyünden ayrýlýp ortaokul okumak için Nevþehir gibi bir kente giden,ilk kez bir kent görüp orayý dünyanýn merkezi zanneden birinin yani benim anlatacaklarým var.Bugünün gençlerinden okuyanlar olursa bizlerin hangi koþullarda eðitim gördüðümüzü kendi durumlarýyla karþýlaþtýrarak daha iyi anlarlar. Ýlkokul beþinci sýnýfý bitirdiðim halde bir yýl daha okudum o þirin,baðlýk bahçelik Topayýn köyünde.Aðabeyimin yanýna göndermiþlerdi beni.O yýl maddi durum iyi deðil diye bir yýl geciktirilmiþti ortaokula gidiþim.O köyün baðlarý,bahçeleri,bir de eli öpülesi yengemin göçmen sobasýnda yaptýðý sýcak peynirli kömbeler hep aklýmdadýr. Ortaokula gittiðimde beþ kiþi bir evde kalýrdýk.Andýkça hep gözlerimin yaþardýðý iki güzel insan,aðabeyim Yusuf Kurt,yine aðabeyim kadar yakýn olduðum Nasuh Çelik.Ýkisi lisede okurlardý.Ýzzet Ünlütürk öðretmen okulunda,þimdi nerelerdedir hiç bilmediðim arkadaþým Yaðmur Kaya ile ben de ortaokuldaydýk.Aðabeyim daha sonra öðretmen okuluna geçiþ yaptý.Þimdi elimde o günlerin tanýðý bir fotoðraf var.Baktýkça duygulanýrým.Aðabeyimin yoðun bakýmdaki hali,iki kelime olsun konuþamayýþýmýz,Nasuh aðabeyi de tedavisi sýrasýnda,saçlarý dökülmüþ haliyle bir düðünde görüp kendimi tutamayýp aðlayýþým gelir aklýma.Keþke derim,o fotoðrafta bize o güzel yemekleri yapan,hakkýný ödeyemeyeceðim Hacý Ebe de olsaydý.Ýki yýl yemeðimizi piþirdi o nurlu kadýn.Hep Hacý Ebe dediðimiz için adýný bugün de bilmem.Þimdi iki yaprak düþtü o fotoðraftan. Kafamýzda sarý þeritli okul þapkasý Gezeriz Aval aval sokaklarda O küçük Anadolu kenti Bize sanki dünyanýn merkezi Levhalarý okumak en büyük zevkimiz Sinemaya gitmek Ýki filmi üst üste seyretmek Numarasýz koltuklarda Sadece cumartesi öðleninde Serbest Ayhan Iþýk,Fatma Girik Orhan Günþiray,Göksel Arsoy Ve de Türkan Þoray Hiç unutamadýðým Ahmet Tarýk Tekçe,Erol Taþ Ýkisi de kalleþlikle Arkadaþ Anlatýrdýk bu filmleri Yazýn köye geldiðimizde Ekin tarlalarý yanýnda "Esas oðlanla kýz,sonunda kavuþtular..." Diye diye Baþka il,ilçelerde okuyan Arkadaþlara Ýki göz yerde beþ genç,bir de ebemiz.Günde en az sekiz ekmek yeriz.Kýþ gelince Hacý Ebe'nin kocasý Koca Mehmet dede de gelir yanýmýza.Sayýmýz çoðalýr,çoðalýr da yarýya düþer ekmek sayýsý.Niye mi? Girdiði savaþlarý, olaylarýn baþýný sonunu kaybederek anlatan dedemiz sýk sýk "Öhö,öhö!" diyerek aðzýndan çýkanlarý oturduðu mindere silerdi de ondan.O yaþtaki adam bir de geceyarýsý kalkar turþu küpüne elini daldýrýp turþu yerdi.Tuvalete gitmek için kalktýðýmýzda da bize yakalanýrdý.Ara sýra babalarýmýz gelirdi üç beþ kuruþ harçlýk vermek için.En çok da Nasuh aðabeyin babasý Aþýr emmiye hayret ederdim.Köyden Nevþehir'e,bizim yanýmýza gelince hemen yatar,yattýðý ile de uyuduðu bir olurdu. Köyümüzün bu kentte okuyan gençleri,tatillerde köye ayný minibüsle gelir giderdik.O zamanlar köyden Nevþehir'e vasýta bulmak zordu.Çevre köylerden gelip orada okuyanlarla da tanýþýr kaynaþýrdýk.Hayatýn sýkýntýlarýný çok çekmiþ,hapishanelerde yatmýþ,genç denebilecek yaþta yitirdiðimiz Osman Çoban da o zaman ortaokulda okurdu.Ayný yaþlardaydýk.Ne bilsin ortaokul çocuðu siyaseti,þunu bunu.Sinemaya ve o zamanýn magazin dergisi "Ses" dergisine çok meraklýydý.Babasý Sait amca kaðnýya koþtuðu eþek arabasýyla üzüm satardý bizim köylerde.Osman'ý da (Osmanlý) burada bir iç burukluðu ile anmak istedim.Gençliklerinde onun gibi idealist düþünenlerin çoðu sonradan müteahhit oldular.Düþman olduklarý sýnýfa geçtiler; ama Osman hiç deðiþmedi.Yoksul geldi,yoksul gitti. Sözünü ettiðim bu beþ kiþi,bir de ebemiz iki yýl bir arada kaldýk.Ýkinci yýl Askerlik Þubesine yakýn bir evde,teneke toplayan Küsmez Aða'nýn evinde oturduk.Futbol hastasý bir albay vardý þube baþkaný.Akþam üzeri bizleri þubenin bahçesinde toplar,takým kurardý.Bizim Yaðmur Kaya'nýn top oynayýþýný da çok beðenirdi. Ortaokul üçüncü sýnýfta yine rahmetli aðabeyim,ben ve arkadaþým Mehmet Deveci (Mehmet Ali) ayný evde kaldýk.Aþçýmýz da rahmetli Hakký dayýmdý (Çavuþ).Kara örtü bir evde oturuyoruz.Evin iki odasý var.Gece yatýnca evin üstünü örten aðaçlar çatýr çatýr ediyor.Zamanla yaðmurun suyu sýza sýza bu aðaçlarýn uçlarýný çürütmüþ. Yer sofrasýný kurmuþuz.Öðle yemeði.Ayný kabýn içindeki patatesi kaþýklýyoruz.Yanýnda soðan eksik olur mu hiç.Bizim M.Ali'yi býraksan adam sabah kahvaltýsýnda çayýn yanýnda da soðan yiyecek.Bir çatýrtý.Tavanýn ortasýnda elektrik kablosunun ve ucunda ampulün bulunduðu direk yerde.Çürüyen ucundan kopup tam üstümüze düþtü.Hakký dayým,ben ve M.Ali, üç tarafa yattýk.Direk çürüyen ucuyla tek taraflý tabana düþtüðü için kurtardýk.Hakký dayým: -Aman uþaklar,direðe dokunmayýn,ýslak,elektrik çarpar,diye baðýrýyordu. O gece öbür küçük odada yattýk.Orasý da farklý deðildi.Direklerin ucu çatýr çatýr ettikçe gel de uyu. Ortaokulu bitirdiðim yýl polis kolejine baþvurmak istedim.Baþvuruyu yapabilmek için de devlet hastahanesinden heyet raporu almam gerekiyordu.Ayrýca baþvuru için yaþým küçük geldi.Zaten bir yaþ küçük yazýlmýþým.O yýl bir çarþamba günü Hacýbektaþ'tayýz.Yaþýmý büyütmek için mahkemeye gireceðiz.Hacýbektaþ'ýn pazarý o gün olmadýðý için babam kim varsa ilçede bulmuþ getirmiþ.Ýki þahitten biri rahmetli Ömer amca (Ömer Köksal,Recep'in,Ahmet'in babasý).Hakimin odasýna girdik.Sýra þahitlere gelince hakim,Ömer amcaya sordu: - Bu delikanlýnýn adý ne? -Bilmem ki hakim bey,Asým mýydý,Yusuf muydu? Hakim güldü,bu saf,temiz adamýn yanýtýna: -Peki,sen adýný bilmediðin birinin yaþýný,doðduðu tarihi nasýl bileceksin? Ömer amcam kara kara düþünürken hakim de kararý yazdýrarak yaþýmýzý bir yaþ büyüttü.Kayseri'ye rapor almak için aðabeyimle gittik; ama gözümüz bozuk olduðu için raporu alamadýk,polis de olamadýk. ........... Yazmak,hep yazmak istiyorum.Bu yazýnýn baþýnda dediðim gibi o yýllardan beri günlük tutabilseydim neler yazardým neler.Fransýzlarýn çok sevdiðim bir atasözleri var:"Gençlik bilseydi,ihtiyarlýk yapabilseydi" derler.Yine de olaný biteni,aklýmda az çok tutabildiklerimi elden geldiðince yazacaðým.Bazen de üzülürüm.Niye köyümdeki yaþlýlardan eski hikayeleri dinleyip not almadým diye. Bir manþet okudum bugün Gazetenin birinde Þöyle diyordu: "Altý yüz liraya köle düzeni" Kimdi bunlar biliyor musunuz Bir kömür ocaðýnda Yerin iki yüz metre altýnda O ocaðýn yüzü kömür karasý On dokuz öleni Ey hayat,bu mu kanunun,adaletin Gelir mi dersiniz bir gün Deðiþtirecek Bu düzeni ............ 11 Aralýk 2009 Numan Kurt
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Numan Kurt, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |