Her allahýn günü, ayný saatte ayný dakikada o sokaktan geçerdi. Akþam dönüþü de dakik sayýlýrdý. Adam bir çocuk arabasýna, kapalý dört köþe cam tezgahý baþarýyla monte etmiþti.

Akvaryuma benzeyen cam tezgahýnda, ortalama elli, altmýþ civarý simit olurdu.Bir çocuðu gezdiren anne misali þevkatle hassas kullanýrdý küçük arabasýný.Ýki eli direksiyonda olan usta bir þoför gibiydi..Saðýna soluna bakmadan kýsa aralýklarla sýk sýk baðýrýrdý..

"Simit, Simit, Simit--

Ses tonu bir çok satýcýdan daha iyi daha da güzeldi.Bazý esnaflar, mahalleli kadýnlar onu Neþet Ertaþ a benzetirdi..Ses gerçekten benziyordu ama bu gövde kesinlikle aykýrýydý..Ellili yaþlar da olan adamýn, kýlýk kýyafeti, kýsa boyu, hacý sakalý ile tipik bir görüntüsü vardý..

"Simiit, Siimiiit, Siiimiiiitt"

Ses ne açak, ne de yüksek çýkardý. Robot gibi yürürdü, dümdüz hayal aleminde. Gündüz yatan çocuklar, yaþlý hastalar bu simitçinin sesinden hiç de rahatsýz olmazdý. Bazen sesler karýþýrdý..

"Huurrdaciiiiii"

"Simiit, Siimiiit, Siimiiiitt"

"Karpuza geel , Karpuzaaa geel"

Kamyonetle satýþ yapanlar ise ortalýðý sarsardý..Hoparlöden çýkan ses, kundakta ki bebekleri zýplatýrdý.Bir ses ise bir gün faciaya sebep olacaktý...Kamyonuyla bakkalýn önüne park eden satýcýnýn sesi sonuna kadar açýktý..

"Patlýcaaann biberrr domateesss, Patlicaaannnnnn"

Sanki bir el bombasý patlamýþtý.

Bir metre yukarýda, kümes gibi bir odada yatan, yaþlýlýktan kývranan tansiyon hastasý ihtiyar bu korkunç sesi duyduðunda anýnda beyin kanamasý geçirmiþti. Mahalle halkýnýn linç giriþiminden, son anda kýl payý kurtulan satýcý kamyonunu üç gün sonra ancak alabildi.Tabiki polis desteðiyle..

Ýþte bu simitçi diðerleri gibi deðildi..Sesi güzeldi.Saða sola bakarak mahallenin namusunu rahatsýz etmezdi. Sadece önüne bakardý..

"Simiit, Siimiiit, Siiimiiiiitt"

Bazen gülümserdi kendi kendine...Acaba ne düþünürdü ?.. Kendi kendine gülen bir manyak gibi görünse de aslýnda o çok þeyler görüyordu. Genlerinden gelen hayal aleminde. Kendi dünyasýnda kurduðu, bir simit yolculuðuna çýkmýþtý. Bu onun yoluydu. Onun "Ýpek" yoluydu. Çevrede ki binalarý, dükkanlarý, araçlarý, serserileri, camiden çýkan ihtiyarlarý görmüyordu. Bu adamý daldýðý derin düþünce onu bir zaman tünelinden geçiriyordu.

Tarlalarýn arasýnda, uzun kavak aðaçlarýnýn süslediði toprak yollardan geçiyordu.Simit arabasýyla. Güneþ altýnda kývranan, tarlada çalýþan akrabalarýný görüyordu. Koyun sürülerini izliyordu, gülümseyerek. Anýlarýyla,genleriyle, geçmiþiyle atalarýyla yürüyordu þehrin sokaklarýnda.

O belkide hedefini asýrlar önce belirlemiþti.

Bir yolda gidiyordu. Malazgirt ovasýnda bu yola adým atmýþtý. Yüzlerce yýl, binlerce kilometre yürümüþtü, tezgahýyla. Surlarýn önünde, mola vermiþti. Konstantin þehrinde. Pala kýlýçlarýn, pala býyýklarýn arasýnda, girmiþti þehre, tezgahýyla. Büyük bir cesaretle. Tezgahýný Viyana kapýlarýna kadar taþýmýþtý.

Sokaklar da yürürken bu uzun mücadelesini, azmini, zaferini düþünüyordu. Gülümsüyordu, haklý olarak. O bunu haketmiþti.

"Simitçi bey, iki simit lütfen"

Balkondan sarkan sepete iki simiti koyarken, kadýnýn sarkan göðüslerini hiç fark etmiyordu. Onun için, bol süt veren bir ineðin memelerinden hiç bir fark yoktu..

Mahalle halký bu simitçiyi severdi. Diðer satýcýlarý da severlerdi. Bu satýcýlar modern marketlerle mücadale ederdi. Tembel ev kadýnlarý özellikle bu satýcýlara hayrandý. Markete gitmek alýþveriþ yapmak için çaba sarf etmek gerekirdi.Televizyon izlemekten, dedikodu yapmaktan, dolma börek günlerinden enerjisini kaybeden bu kadýnlar sokaða çýkmazdý. Sadece sepet sarkýtýrdý.

Sabahlarý kahvaltý dahi hazýrlamaktan üþenen bazý kadýnlara poçacýlar servis yapardý. Simitçinin hasýlatý sabahlarý daha çok artardý. Mahalleler, sokak aralarý sabahtan akþama kadar seyyar satýcýlarýnýn oluþturduðu, dev bir orkestra eþliðinde çýnlardý..

Günde beþ vakit çýkan ezan sesi de araya ahenk katardý.S esler bir çok insaný rahatsýz etse de toplumun büyük çoðunluðunu sinir hastasý aþamasýna getirsede, yaþam kendisini tüm canlýlðý ile gösterirdi.

Bizim mahallede..

Evlerden duyulan televizyon da çýkan müzik, haber programlarýnýn çýðlýklarý, satýcýlara karýþtýðý zaman ses cümbüþü daha da çoðalýrdý..

"Simiit, Siimiiit, Siiimiiiit"

"Sooðaannn, patateesss"

" Kahrolsun PKK"

" Demirciii, demir aliyorr "

"Yaþasýn 23 Nisaannn "

"Karpuzaaa geeelllll "

"Çanakkale geçiilmeezzzz"

"Patatesss suðaaaan"

"Çocuklara Tecavüüüzzz"

"Simitttttt"

"Allahü Ekberr"

"Simiittttt"

"Sabrýmýz Taþmasýýnnnn"

"Simiiiiiitttttttt"

"Kahrolsun Ýsraaiiillll"

"Siimiiiitttttt"