Kabaca donatmam lazým akrebin kýkýrdak dokusundaki
mesafesi kayýp gemilerimi Ýris.
kuytularýný sarp kayaçlarda gizleyen aktý saklý fanilerle.
faustu kabarelerde arayan boþ bir çocuða sordum: yaram,
demek kapatýlamayacak bir þeydir.
demir raylarýn üzerine yaðmur damlasý düþsün isterse
býkar ki eflatun imgelerin soðuk bir yer kabuðuna düþüþünden
Saint Petersburg rahipleri.
Akrebi seven bir çocuk bilirdim, azami ölçümlerle
on üç, bilemedin on beþ. Yoðunlaþtýðým
koltukaltýndaki benzersiz duruþ rayihadýr çayýmda
sakin bir suya atýlýp ayýn
düþe dönüþmesini beklerim ayaküstünde beklediðim
yerçekimi gibi.
yýrt kelebeklerin kanatlarýnda bulduðun suretimi Ýris
kanatsýz arkadaþlar gelecek bak gece ecelin rahminde belirince
sahipsiz melekler saldýracak tarihten,
fýþkýracak yeni bir tarih eski yerleþimlerin lehimlenmiþ
lenflerinden. Vahþi yerliler seni yerinden edecek.
Durma, yazlýk bir operet gibi düþün
tenimdeki deðinilmemiþ deðerini.
Aklýna al, çýlgýnca savur saçlarýný, acýyla bütünleþ,
karanlýkla kardeþ ol ulaþmak için akrep zehrine
Durma; yeniliþim sökmektir siyahý içimden
          Ey gece mavisine bulanýk Juliet
asfaltlýyorum yolsuz uzaklarýmý taþmak için kendi suretimden!


Bir laneti içer gibi kendime hakim, içime çektim
Seslerdeki keder dolu yüzün nesneleþmemiþ duruþunu
Bir akrebin kuyruðuna iliþtirdim
Harbe kaðýt kalemle eþlik ettim ve yenildim
Düþüncenin mastarlarýna.
Sentetik bir satýrbaþý gibi konaklýyorsun ifademde
               Ey Juliet.
Her yanýmda yazgýsýz Pazar gazeteleri
Yanýldým, imparatorluðun mührü sonunda belgelendi.
Kitaplar, sanatlar, akþamlarý suareler arasýnda
Velhasýl yalýnayaklý bir tek kiþilik oyun bu Pazar
Okuduðum sýcak mecmua.
Kollarýmdan sýcak kanlý akrepler geçmekteler,
Klarnetçi dualarýyla korunurum belli ki.
Þimdi, sonunda sesini duymalýyým
     Kefesinde nefesini taþýyan terazinin
Þimdi uyandýrmalýyým platin yalnýzlýðýndan ruhumu
En son uykusuna dalana deðin.

Meþin bir iskele üstüne týrmandý aksýran göðüs kafesin
Kefesinde binlerce kelebek ölüsü, mezar taþlarý taþýyan
Bir terazi içinde, kalp sanýlan yerde
Bir soru çalkalanmaktadýr savaþlar ve sükunlar gibi
Kendimde: - yaþlandýðýnda halklarý öldürür, halkalarý
Öldürür, her þeyi öldürür. Saklanma, çýk ve
Nostalji kokan edebiyat duvarlarýnýn arasýndan bak.
Aç kapýný; savaþlara girdiðin, denizaltýlarý yenip,
Tarihi yenip huzurunda diz çöktüðün kim?
Serseri bir imparator gibi içki kadehlerini aramýþ
Bak o. Yenilmiþ, her yengiden sonra yenilmiþ romeo’n
               Ey nefesi kulaðýmda konaklayan Juliet!
Ne kýzdýðýmdan, ne yalvardýðýmdan bu portre böyle,
Ister acý, aðrýt ister kanamakta zaten iç organlarým.
Ýmparatorlarla savaþ, krallarý yen,
     Sancýlarýný plastik hayallere týk!
Terkedip saldýramayacaksýn
               Ey Juliet!
Vahþi yerlilerle kaldýracaðýz ölümlü yerlerinin cenazesini.

Sýrçadan bir köþke karþý oturduðum yerdir rýhtým Ýris.
Yalýtýlmýþ bir odadayým oysa ki;
Kanatlarýný kýranlardýr imparatorlar kelebeklerin
Asilerin saltanat hýrslarýdýr bu çaðda onlarý ayakta tutan.
Emeli olmayan, kandýrýlmýþ çocuklarla saðladýklarý
Eskiye hakaret, yalandan devrim.
Sesinin yankýyla bütünleþtiði bir zaman
Kývamýndaki akrebin kýkýrdak dokusunu düþün,
Nasýl bu kadar kolayca Juliet olduðunu düþün
Kemerini çözük bekleten Romeo’nun karþýsýnda.
Ama yine de sadece düþün.
Sahipsiz sahiller belki senin yüzyýlýnýn peþindedir.
Ipýslak þehirlerde bul kendini, saklan,
Kimse bulamasýn sonunda özünde basite indirgediðin
Karmaþýk yüz çizgilerini.
Safsaklanmýþ bir çocuk deðilsin, deðiþik –cenin var içinde
Sahipsiz, romeo’dan bir materyal.
Daðlarýn ve ovalarýn ardýnda kalan canavardýr
Cenin, istikrarsýz bir laðým faresi gibi içinde oynaþan.
Býrak herþeyi, þeytana dosta dizeler yolla,
               Tenimin deðmediði yerdir dudaðýndaki kývrýmýn ey Juliet!
Senin acýlarýna karþý gelen güç mü varmýþ, kim?
Uzayan bir madde var içinde, gitgide farklýlaþan,
Tarihin yaptýðýný tarihe yapan kim
               Ey Juliet!
Sende sana ait kalmayan tüm kaplanlarýn
Gözünün içindeki nefreti anlat bana. Çünkü
Anladýðým yalnýzca, kaðýdýn ve kalemin göze geldiði
Tahta vagonlarla kilisenin önünden geçen trenlerle karþýlaþtým ilk defa!

En son o kilisede sabahladým. Üç gibiydi saat.
Duvarlardan içeri aksý vuran mavi silüetiyle aydý.
Sabahlara kadar ayin sesleridir kulaðýmdaki
Kýkýrdak dokuya yapýþan. Sahte imzaya tutulmuþ
Bir senedin mührü vardýr ellerinde Ýris
Gölgede kývrýlan, serenat kalpli, romantik aþýk!
     Eldeðmemiþ sultan, saltanatýn ve asaletin.
Býrak kendini sultan!
Bil ki, yalnýzca devrim görmemiþ, gayri-siyasi kahramanlardýr
Býraktýðýnda Bir hap gibi sinsice kursaðýma dolanan.
Ardýnda ipucu býrakmaya müsait bir cinayet senin aþkýn
               Ey Juliet!

Gözbebeklerindeki laneti ilahi bir duman sanan.