Çocuklarýn eðitimi, zaman kazanmak için nasýl zaman yitireceðimizi bilmemiz gereken bir meslektir. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Evin içerisine daha adýmýný atar atmaz burnunu tutmak zorunda kalmýþtý. Adeta bir insan ahýrýna girmiþti. Ev bir leþhane gibi koku yayýyordu. Üç odalý evin her alaný eski, dökük sandalyeler, kýrýk çekyatlar ve yer yataklarý ile sarýlmýþtý. Yataklar, yastýklar, yorganlar duvarlar hemen her yer siyah, gri bir renk tonuna sahipti. Asýl hedefi olan yastýklarý kontrol ederken yastýk sayýsýndan ürkmüþtü. Yirmiye yakýn bir sayýda yastýk vardý. Bu evde acaba kaç kiþi yaþýyordu?..Ve bu yastýk altlarýnda sadece bitler ve pireler vardý. Tecrübeli hýrsýz þaþýrmýþtý. Yoksa bu insanlar yeni bir saklama metodu mu geliþtirmiþti?..Yahut zenginler gibi bir buzdolabýnýn içinde ki konservede ya da bir tencerenin içerisinde mi saklamýþlardý o hazineyi? Koþar adým mutfaða girdiðinde ise iyice þok geçirmiþti. Yarýsý tuvalet, diðer yarýsý mutfak olan bu bölümde deðil buzdolabý bir tencere dahi yoktu. Farelerin çýðlýklarýný duyuyordu. Birkaç tabak ve kaþýk da küf baðlamýþtý. Bu aletlerin uzun süredir kullanýlmadýðý belli oluyordu. Bu insanlar ne yiyiyordu? Yoksa bu ev yýllar önce terk mi edilmiþti? Ama daha bu sabah bu evden çýkan kadýnlarý, çocuklarý, erkekleri görmemiþ miydi? Yýllarýn tecrübeli hýrsýzý olduðu yere çöküp kalmýþtý. Koku alma duygusu onu boðuyordu. Dondurucu soðuklara, kýþ mevsimine raðmen bu evde bir sobada yoktu. Sadece kýrk ekran bir televizyon ile kýrýk kumandasý bir yaþam belirtisiydi. Nefes almak için dýþarý fýrladý. Evi terk etmiþti. Bir aðacýn dibine oturup sigarasýný yakarken evi seyrediyordu. Bekliyordu. Merakla, inatla, hiç býkmadan orada o soðukta oturup ev sakinlerinin dönmesi bekledi. Akþam üzeri hava kararýrken yaþlý iki kadýn ile üç erkek çocuðu eve girerken gördü. Çok geçmeden iki genç kadýnla yanlarýnda ki dört kýz çocuðu eve girdi. Bir süre sonrada iki genç adam evin kapýsýný çalarak içeri adým attý. Sonra yaþlý bir adam aðýr aksak yürüyerek eve geldi. Arkasýndan orta yaþlý bir adam sarhoþ bir halde naralar atarak sokaða girdi. O da evin kapýsýný çaldý. Sokaðýn baþýnda üç genç adam daha belirdi. Sanki hýrsýzýn kokusunu almýþlardý. Hýrsýza dikkatli bir sert bakýþlar fýrlatýp önünden geçip eve girdiler. Bir süre daha bekledikten sonra sokak hareketi azalmýþtý. Azýlý hýrsýz ayaða kalkarak, parmak uçlarýna basarcasýna bir balerin inceliðinde yürüyüp evin önüne tekrar geldi. Perde aralýklarýna bakarken sessizce yürüdü. Evin odalarýný görüyordu. Bir odada kadýnlar yer yataklarýnda, yorganlara sýký sýkýya sarýlmýþ bir halde soðuktan titrercesine uyumaya çabalýyordu. Diðer bir odada çocuklar yer yataklarýnda ikiþeri, üçerli sayýlarda birbirlerine sarýlmýþtý. Televizyonun olduðu odada ise erkekler kýrýk çekyatlara uzanmýþtý. Baþbakanýn ateþli bir söylevi izleniyordu. Bu evde kesinlikle insanlar yaþýyordu. Artýk bundan emindi. Ama nasýl yaþýyordu bunlar. Hýrsýzlarýn insanoðlu tarihinde vicdaný en yüksek bir kesime sahip olduðu sürekli söylenir. Hatta tarihte bazýlarýnýn bu özelliklerinden dolayý evliyalarý bile solladýðý bilinirdi. Bu hýrsýzda bunlardan birisiydi. Sonra koþar adým bir meyhaneye girdi. Durmadan içiyordu. Durmadan düþünüyor, sorguluyordu. Çok geçmeden baþka bir hýrsýz arkadaþýnýn selam vermesi ile irkilmiþti. Yeni gelen hýrsýz arkadaþýnýn bu durumuna þaþýrmýþtý. Neler oluyordu?..Gördüðü sahneleri arkadaþýna anlattý. Ona soruyordu. Bu evde yaþayanlar kimdi? Arkadaþý hangi eve girdiðini soruyordu. Mahalleyi evin bulunduðu sokaðý tarif edince arkadaþýnýn suratýnda acý bir gülümseme belirdi... O eve daha önce girmiþti. Girdikten sonrada o da arkadaþý gibi o aðacýn altýnda oturup ev sakinlerinin dönmesini beklemiþti. Sonra o da koþar adým meyhaneye girmiþti. Ertesi gün bir daha evin olduðu sokaða gelmiþti. Bir hafta boyunca da oralarda o insanlarýn izini sürmüþtü. Ev sakinlerini, takip etmiþti. Yaþlý adamlarý, gençleri kahvelerde, köþe baþlarýnda izlemiþti. Bu evde üç aile oturuyordu. Bir klan gibi yaþayan bir aileydi. Varoþlarýn yeni yaþam biçimi ve aile yapýsý oluþuyordu. Dede, amca gelinler, torunlar, oðullar hep beraber yaþýyordu. Erkekler iþsizdi. Elektrik kaçaktý. Su yýllardýr kesikti. Sabah olduðunda kadýnlar komþularýna zorla misafirliðe gidiyordu. Komþularýnýn yemeklerine zorla ortak olup karýnlarýný doyuruyordu. Çocuklar okulda arkadaþlarýnýn harçlýðýndan besleniyordu. Erkekler kahvelerde, kimi sokakta ýsmarlanan bir çay ya da bir simit ile karnýný doyurup günü geçiriyordu. Ýkram edilen bir sigara yahut bir þarap ekstra bir nimetti. Bu evde yýllardýr yemek piþmiyordu. Bu evde o yüzden o tencere yoktu.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Þenol Durmuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |