Kuran’dan uzak yaþayan insanlarýn, hayatlarýnýn her anýnda yanýlgýlara ve hatalara sürüklenme ihtimali çok yüksektir. Çünkü bu tür insanlarýn olaylara bakýþý, toplumun deðer yargýlarý ile sýnýrlýdýr. Din konusunda konuþurken bile, Kuran’dan ziyade kulaktan dolma bilgilerle ve geleneksel deðer yargýlarý ile bilgi verirler. Kuran’da bildirilen hükümleri görmezden gelerek atalarýnýn dinine uyarlar ve þirk içinde yaþarlar.
Ne zaman onlara: "Allah'ýn indirdiklerine uyun" denilse, onlar: "Hayýr, biz, atalarýmýzý üzerinde bulduðumuz þeye (geleneðe) uyarýz" derler. (Peki) Ya atalarýnýn aklý bir þeye ermez ve doðru yolu da bulamamýþ idiyseler? (Bakara Suresi, 170)
Hurafeler dinini yaþayan bu insanlar ‘Ýslam þiddeti ve öldürmeyi emreder, kadýný ezer, Müslüman olmayana düþman olur… ’ gibi telkinlerle insanlarý zehirlerler. Ýnkâr eden çoðu insan da, Kuran bilgisi olmayan, hurafeleri din diye yaþayan ve teblið eden kiþilerin Ýslam’ý temsil ettiðini düþündükleri için onlarýn yaptýðý her þeyi Ýslam dininin gerekleri zannederler.
…
Hurafeleri kabul edenlerin oluþturduðu din, yaþanmasý ve uygulanmasý zor olduðundan pek çok insan dünya hayatýnýn çekici süsüne dalmýþ, ayrýntýlarla içinden çýkýlmaz bir hal alan dinden uzaklaþmýþ ve böylece Ýslam’a büyük zarar verilmiþtir. Kuran’la alakasý olmayan uygulamalarý mecbur kýlan, Allah’ýn haram kýlmadýðýný haram sayan insanlarýn dine verdiði zarar tartýþmasýz çok büyüktür. Allah kullarýna zorluk dilemediði halde insanlar her ibadeti zorlaþtýrmýþ; bu yüzden namaz, oruç, abdest gibi çok önemli ibadetler dahi insanlar tarafýndan terk edilmiþtir.
…
Ancak son yýllarda, cehaletin ve bilgisizliðin dine verdiði bu zararýn, Allah’ýn izniyle artýk son bulmaya baþladýðýný açýkça görmekteyiz. Ýnsanlarýn hurafelerden sýyrýlýp dini en doðru kaynaðýndan ‘Kuran’ý Kerim’den’ öðrenmeye baþlamasýyla doðru olduðu sanýlan yanlýþlar bir bir ortaya çýkmaya baþlamýþ, dini, zorlayýcý ve baskýcý bir kýlýfa sokan zihniyetin yerini, Allah’ýn ayetlerini okuyan ve anlayan insanlar almaya baþlamýþtýr.
Bu deðiþimin sonucunda ise Ýslamiyet’in hýzla yayýldýðýna ve Müslümanlar tarafýndan da samimiyetle yaþanmaya baþladýðýna mutlulukla þahit olmaktayýz.
…
Ben, cinleri ve insanlarý yalnýzca Bana ibadet etsinler diye yarattým. (Zariyat Suresi, 56)
Dünyaya geliþ amacý sadece Allah’a kul olmak olan insanlarýn, bu gerçeði hatýrlamasý ve bu doðrultuda yaþamasý þüphesiz her Müslüman’ýn arzusu olmalýdýr. Bunun için de her Müslüman teblið ibadetini Kuran’ý rehber alarak yapmalý ve Ýslam’ýn tüm dünyaya yayýlmasý için çaba sarf etmelidir. ‘Herkesin dini kendine’ mantýðýndan sýyrýlýp Allah’ýn emrini yerine getirmeli ancak bunu yaparken güzel söz ve güzel ahlaktan asla vazgeçilmemelidir.
Allah'tan bir rahmet dolayýsýyla, onlara yumuþak davrandýn. Eðer kaba, katý yürekli olsaydýn onlar çevrenden daðýlýr giderlerdi. Öyleyse onlarý baðýþla, onlar için baðýþlanma dile ve iþ konusunda onlarla müþavere et… (Ali Ýmran Suresi, 159) Ayetten de açýkça anlaþýlacaðý gibi bir Müslüman teblið yaparken mutlaka yumuþak davranmalýdýr. Kaba ve tehditkâr bir üslupla yapýlan teblið fayda yerine zarar getirir. Unutulmamalýdýr ki hidayeti veren Allah’týr. Sen þiddetle arzu etsen bile, insanlarýn çoðu iman edecek deðildir. (Yusuf Suresi, 103) Öyleyse Müslüman’a düþen sadece öðütle hatýrlatmadýr.
(Bu,) Bir Kitap'týr ki onunla uyarman için ve mü'minlere bir öðüt olmak üzere sana indirildi…(Araf Suresi, 2) ayetine uyarak tüm insanlarý Kuran’la uyaralým inþaAllah…
Altuð ÖZTÜRK