 • İzEdebiyat > Deneme > Düşler |
361
|
|
362
|
|
|
|
Tam doğru sarılıkta kısa saçlar ve tam doğru tonda güzel parfüm kokusu. |
|
363
|
|
|
|
sadece aklımdan gelip,geçenler |
|
364
|
|
|
|
Bile bile ölüme gitmek ne kadar korkunç olabilir ki |
|
365
|
|
|
|
Bir gün bir deprem olur… Ve aşk yatak değiştirir…
|
|
366
|
|
|
|
Günün yorgunluğuymuş, derslermiş, çekler-senetlermiş.. Hepsi portmantoya. “Şimdi biraz huzur” der, avludan kapıya yönelirsiniz. Kapıdaki sanat size hoş geldin der. Hoş ve safa geldin ey stresli kul! |
|
367
|
|
|
|
Belki daha ötelere, bir vakitlerin bozkır görünümlü ufuklarına savrulurum oradan, yeni günün telaşına kapılmış kerpiç damların üzerine; çayır kokusuyla girdiğin kaçamak düşlerime ya da. Yaklaştıkça gökkuşağına dönüşürdü gülümseyişin. Yine de zihnime kazınmış bir yüzün olduğunu söyleyemem sana.
|
|
368
|
|
|
|
Hani eskiler demişler ya, “önce refik sonra tarik.” Ben bu meçhul ve muhayyel yolda kalem ve kâğıdı seçtim kendime refik olarak. Bu mektuplar boyunca gizli ve aşikâr cümle hâllerime bu ikili şehadet edecektir.
|
|
369
|
|
|
|
tersten okuma çabası hayatın izlerini kitabelerde |
|
370
|
|
|
|
Kokusunu özleyen yağmur, mahzun mahzun yağar toprağa. Adını söyler o nadide perinin dala yaprağa.
|
|
371
|
|
|
|
Benim için artık geç oldu. Birazdan odama çekilip belki kitap okurum. Hadi sen de git artık. Çok geç olmadan, sokaklar iyice tenhalaşmadan, sokaklar ite ,uğursuza kalmadan evine git. Biliyorsun seni hiç görmedim. Hatta hiç karşılaşmadık. |
|
372
|
|
|
|
Dalgaların sesine karışmalı içimdeki sessiz çığlık. Rüzgar, yaprakları suyun üstüne ulaştırmalı bir de sevdaları.
|
|
373
|
|
|
|
Sözlerimin başlangıcında selâm sana muhayyel peri,
Dün yine ellerini düşündüm , o bembeyaz zambakları andıran dürüldüğünde gonca, açıldığında gül olan ellerini.Biraz hüzne büründüm biraz sevince gark oldum.
|
|
374
|
|
|
|
Doğumunla bebeğim,
Nur topu gibi yaşama sevincimle,
Ölümün arifesindeyim…
Bir damla gözyaşı kirpiklerimde,
Neden diye sorma, mutluluk işte
|
|
375
|
|
|
|
Fakat duygularına yenik düşen bir katilin işini iyi yapamaması gibi, benim de mezarlarımdan bazıları yarıldı ve bir ışık hüzmesi halinde çıkıverdi birkaç iyi adam ve kadın, hayatıma damga vuran. |
|
376
|
|
|
|
Şarkılar taç yapmıyor artık sevgilinin başına. Çünkü bilmiyor sevgiyi kendini sevdirenler…
Uçuk pembe olmuş dünyanın rengi. Uçan pembe mi, yoksa pembenin düşleri mi gören yok. Bir tren kalkıyor acı çığlıklarla gardan… İçinde pembenin kaçan fırsatları olmalı…
|
|
377
|
|
|
|
Hayat ne yapmadığın değil ne yaptığındır ne de olsa.. |
|
378
|
|
|
|
Yorganları yastıkları doladım bedenime. Üşüdüm çok üşüdüm. Ben sandım ki dışarıda kar yağıyor. Meğerse senin beyaz suretin içimde kar manzarası idi. İçimin titremesi ondandı, üşümem ondandı. Ne zamanki seni sımsıcak öptüm, içim ısındı. Yorgansız ve battaniyesiz o gece uyudum. Seni o gece bedenime doladım. Ben sarmaşık oldum, sen yüce bir ağaç oldun. Sana sarılarak mutluluktan göğe ulaştım. Seni sevdim ve güneşi bıraktım. Göğümü seninle doldurdum. Dört mevsimi senin çevrende dolanarak yaşadım. Ben seninle dünya kadar mutlu oldum. Üşümek yalnızlığımın buzdan akışıydı. Üşümek yorganlara sarılmamdandı. |
|
379
|
|
380
|
|
|
|
Göz yaşlarım birikseydi eğer bir yürek içinde,çoktan batmıştı ağırlığını taşıyamayıp suyun dibine… |
|