 • İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) |
421
|
|
|
|
aşk konusunda bir adamın başarısızlığı... |
|
422
|
|
|
|
Son zamanlarda yaşadıklarımızdan aklı tavana vurmayan, fıttırmayan mı var? Amerikan başkanı nezle oluyor, biz zatürre oluyoruz... Hayır aramızda ki mesafede hayli uzak, biz niye zatürre oluyoruz onu da anlamış değilim... |
|
423
|
|
|
|
Bu, onu son görüşümdü. Ya da en azından, ben öyle olmasını umuyordum. Aynı gece, apar-topar evi terk etmiş; birkaç gün otellerde idare ettikten sonra, küçük bir daire kiralamıştım. Sessiz, sakin, olaysız ve en önemlisi Ege’siz, yirmi iki mutlu yıl geçirdim. Bir sabah kapı zilinin çalmasıyla, her güzel şey gibi, dingin ve mutlu yaşantım da bitti. O, gelmişti!
|
|
424
|
|
|
|
Bel kalın da Allah'a şükür kafa kalın değil. Gittim hemen aldım bir çift pantolon askısı. Takılırdı, takılmazdı diye uğraşır iken hanımdan ve çocuklardan da yardım alarak askıları taktım bir güzel. Oh be, ta çocukluktan beri hayalimdi bu pantolon askıları. Ortaokul sıralarında Gafur diye kilolu bir arkadaşım hep takardı da ben de ona imrenirdim hep. Aha işte şimdi benim de oldu askılı bir pantolonum. Ya da başka bir deyiş ile pantolonumda askı. İkisi de aynı kapıya mı çıkıyor diyorsunuz? Biliyorum canım ben de o kadarını... |
|
425
|
|
|
|
İbrahim’in ne ödeyeceği var ne de ödeyebileceği. Zaten ödeyecek parası olsa reklamlar izin vermez.
Kredi kartın mı var, derdin var!
|
|
426
|
|
|
|
''Biz sanki anaokulu kreş diploması mı gördük.'' |
|
427
|
|
|
|
İnanır mısınız şimdiye kadar hiç biri beni ne ısırdı, ne de tırmaladı. Ben de onları ısırmadım ve tırmalamadım çok şükür, aramız iyidir keratalar ile onu söyleyeyim. Hiç birine torpil yapmam, yemekler hep eşit şekilde dağıtılır ve yenir. Mekânımız Yaşar Bakkal. Sağ olsun Yaşar kardeşim çok emek verir kediciklere. |
|
428
|
|
429
|
|
|
|
Bir öyküde Kore Savaşı’nda Kuzey Koreli komünistlerle boğuşurken, konu değişir, onu birden seksen öncesi faşist avında bulursunuz.
…
|
|
430
|
|
|
|
Mahallemizde, bu konuda en hassas insan komşunun oğlu Hasan’dı. Kapının dışında hep beni mi beklerdi bilmem, sokağa adımımı atar atmaz görür, “Mehraba!” der siteme başlardı:
- Göz hakkı diye bir şey vardır, sana öğretmediler mi?
|
|
431
|
|
|
|
Yani sinek hızıyla
Ya sivrilere ne demeli
Onlar hem uçuyor hem sokuyor.
Sorarsanız cevaplarım
Sivrisinek uçuşuyla
Birde kör sinekler var
|
|
432
|
|
|
|
Neden tehlikeli olabilirler? Çünkü normalde yurdum insanı sabaha karşı saat beş sularında karısını kör bıçakla kovalamak suçundan ertesi gün çıktığı mahkemede, hâkimin “Söyle bakiim evladım karını neden kesmek istedin?” sorusuna karşılık, kara |
|
433
|
|
|
|
Her ne kadar, “Uzatmayalım, kısa keselim, vaktim de yok.” gibi ara nağmeler yapsa da çayını bitirmek bir yana hiç içmiyor, gitmek gerçek gündeminde yok ve susmaya da hiç mi hiç niyeti yok. |
|
434
|
|
|
|
'Ne mutlu Türk'üm diyene!' diye gerindi ve uyudu.
Hâlâ da uyuyor. Ne zaman uyanacağı da belli değil.
|
|
435
|
|
|
|
Ey ahali! ..Dom! ..Dom! ..Dom! ..
Diğneyvereem! ... Kulak vereem! .. Dom! ..Dom! ..Dom! ..
Şeherde bir iş geedi başımıza handaa! ..
Işıklar kövünden Bıcır İbram 'laa
Domalı kövünden Dom/Bay Mıstıfaa! …Dom!..Dom!..Dom!..
|
|
436
|
|
|
|
- Bu ne, demiş, beni açlıktan öldürecek misin? |
|
437
|
|
|
|
İşte düdüklü tenceremde kaynayan satırlarım ...
Simdi ve Yarın ' ın kulakları çınlasın . |
|
438
|
|
|
|
Babam yine geç vakit geldi pazardan; ertesi gün bayram. Yeni giysileri, ayakkabıları görmek için sabırsızlanıyoruz.
Özellikle ben, artık ayakkabısız bir bayram geçirmek istemediğimden bir an önce görüp rahatlamak istiyorum.
|
|
439
|
|
|
|
Başbakan kimleri arıyor telefonla? |
|
440
|
|
|
|
Herşey anneannemin ani ölümüyle başladı. Sapasağlam kadındı, laf aramızda dedeme rağmen, sonra bir gün aniden, ölüverdi. Hep dedem önce gider derken, gidiverdi anneannem. Bu olay yaklaşık sekiz sene öncesine denk düşer, yani dedemin hastalığının başlangıcına. |
|