|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katýlýmý |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
23 Nisan Palavrasý
Ýsa Kantarcý
Eleþtiri > Türkiye
23 Nisan palavrasý
Hemen kýzacaksýnýz, baþlýðý görünce…
Ama iþin rengini sonra anlayacaksýnýz.
23 Nisan bir bayram mý? Bayramsa eðer?
Þekersiz, çikolatasýz, tatlýsýz.. bayram olur mu?
Ver eline Türk bayraðý çocuðun, 23 Nisan kutlasýn, müzikle dans etsin.
Ben bu numarayý yemiyorum, çocuðum olsa asla katmam bu saçma kutlamaya.
Sebep þu: Çocuða çocukça muamele yok, sevgi, þefkat yok, neden çocuklara þeker, çikolata vs, daðýtmazlar, çakal þ
[DEVAMI]
|
|
|
• ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Toplumbilim |
61
|
|
|
|
Size göre para dediðiniz þey nedir? Bilinmez bir dehliz mi? Çok izafi bir kavram mý? Yoksa para her þeyi mi!? Sanýyorum birine “para ne iþe yarar” dediðiniz zaman her insanýn ruh haletine göre deðiþik tepkiler alýp bunu kendi dünyalýk görüþ ve kavramlarýnýzla nazar aldýðýnýz tepkiler ile karþýlaþtýrýp inanýlmaz kaotik cevaplarla karþý karþýya kalýyorsunuzdur. Lakin aþaðýda da serlevha edeceðim büyük düþünürlerin cevaplarýda sizinkilerden farksýz deðildir… Yeryüzünde vedahi dýþýnda hayatlarýný idame ettiren küçük büyük bütün canlýlarý rýzýklandýran Allah’(cc) baþkasý deðildir. Rýzýklandýrma iþini kendi garantisi altýnda tutan yüce mevlamýz, kâinatýn her karesine bir nimet sofrasý sermiþ ve canlýlarý da bu ziyafete davet etmiþtir. Bu ziyafetten, her canlý istifade ettiði gibi biz insanlar da istifade etmekteyiz. |
|
62
|
|
|
|
HIZIRBEY ÝLÝ - DEVREK - HAMÝDÝYE
|
|
63
|
|
64
|
|
|
|
Ýki gözüm önüme aksýn ki, benim Türk Dil Kurumu’nun verdiði fetvadan haberim olmadý. |
|
65
|
|
|
|
Sümer Uygarlýðýnýn erkeði, Ana Tanrýçalarýn onayý ile yavaþ yavaþ devlet yönetiminde söz sahibi olmaya baþlarken, diðer taraftan avlanmak, tarým araçlarýndaki yenilik, resim yazýlar ve heykelcilikte de büyük bir ilerleme kaydetmiþti. |
|
66
|
|
|
|
Özellikle Orta Çaðda, tek tanrýlý dinlerin hüküm sürdüðü dönemlerin bilançosunu tarafsýz þekilde inceleyecek bir kurum olsa, bu dini yapýlarýn tarihte yaþanan tüm savaþ, katliam ve çatýþmalarýn bir numaralý organizatörleri olduklarý çok net bir þekilde anlaþýlacaktýr. |
|
67
|
|
|
|
Dünyanýn herhangi bir bölgesinde gerek doðal yapýda gerekse toplumsal yaþamda deðiþikliklerin meydana gelmesinde, bölgelerin coðrafi, iklim, yeraltý ve yerüstü ekonomik kaynaklarý birinci derecede büyük bir etkiye sahiptir. Ýkinci derecede ise, bölgede yaþayan insanlarýn nüfus oranlarý, ekonomik, siyasi, dini ve sosyal olarak yürütmüþ olduklarý faaliyetler belirlemektedir. |
|
68
|
|
|
|
Bir devlet yapýsýnda toplumun güvenli, saðlýklý ve mutlu yaþamasý, insanýn ve de devlet yönetenlerinin kendi ellerinde olduðu halde, dünya toplumlarýnýn büyük bir çoðunluðu neden mutsuz, saðlýksýz ve sürekli sorunlarla boðuþarak yaþamaktadýrlar? |
|
69
|
|
|
|
Ýnsanýn, düþünen bir hayvan olmasýný býrakýn, azýcýk düþünen bir varlýk olsa dünyada bu kadar insan savaþlarda birbirine silah çeker miydi? Kardeþ kardeþi kan davasý güderek öldürür müydü? Hemcinsler birbirleri ile sapýk iliþkilere girer miydi? Ýnsan tam bir düþüncesizlik abidesi oluverir zaman zaman, bundan da gizli bir gurur duyar bazý kereler...
|
|
70
|
|
|
|
Güçlü uluslarýn arasýna sýkýþmýþ olan etnik kümeler tarihsel geliþim ve evrimsel aþamalara ayak uyduramadan günümüze kadar kabileler veya aþiretler halinde geldiler. Bunun böyle olmasý ve etnik gruplarýn geri kalmýþlýðýnýn baþlýca nedenleri çok katý gelenekler ve þeriatçý törelerle korunan sýnýrlý bireysel ve toplumsal iliþkiler, tarým, avcýlýk ve hayvancýlýk düzeyinde sürdürülen kapalý ekonomik feodal yapý, büyük toprak sahipleri, beyler, aþiret reisleri, þeyhler, pirler, tarikatlardýr Bu tür kapalý kümelerde sanayi ve maden üretimi yoktur. En önemli emtia arazi, toprak, hayvan sürüleri ve tarým alanlarýdýr. |
|
71
|
|
|
|
Tüm bunlarýn yaþanmasýnda, Aleviliðin gerçek var oluþ tarihini ve Alevilerin sosyolojik yapýlarýný inceleyip, açýða çýkaran bir siyasi yapýnýn olmayýþý birinci olumsuz etkendir. Ýkincisi Alevilerin kendi baþlarýna baðýmsýz örgütlenmeleri, özellikle çoðu sol siyasi düþünceler tarafýndan adeta ayýp, gereksiz görülmesidir. Alevi sorunu bilinçli olarak sürekli görmezden gelinip geri plana itilmesi, Alevilerin milliyetçi ve Þiilik gibi ýrkçý yapýlara sempati beslemelerine neden oldu. |
|
72
|
|
|
|
Alfred Jarry, Kral Übü karakteriyle, hýzla übüleþen bireylerin kimliklerine de göndermeler yapar. Kitle psikolojisinden, burjuvaziye, süslü sloganlar altýna saklanan vahþi kapitalizme kadar bir dizi renkli ve bir o kadar çetrefil olgularý, ustalýkla bir birine baðlayarak bize çok renkli bir kolaj sunar. Onda, izleyiciye her þeyi hazýr lop verme alýþkanlýðý yoktur. Okuyucu ya da izleyiciyi öykünün içine davet eder. Anlama, düþünme ve üzerinde kafa patlatmalarý için zorlar. Elinde kamçýsýyla, kürek mahkumlarýnýn tepesine dikilen zebaniler misali kýrbaç yerine kullandýðý kelimelerle zihnimizi kýyasýya dövmekten hiç çekinmez. |
|
73
|
|
|
|
ZONGULDAK BÖLGESÝ’NDE MEDENÝYETÝN ÝLK FÝLÝZLENDÝÐÝ ÝLÇEMÝZ: 7500 YILLIK DEVREK’ÝN ESKÝÇAÐ TARÝHÝ ÜZERÝNE |
|
74
|
|
|
|
Baudrillard'ýn gizemli dünyasýna uzaktan bakan körlere baston.... |
|
75
|
|
|
|
Osmanlý devlet yapýsý dine dayalý olmasýna raðmen hiçbir zaman Nazi Almanya’sý gibi ýrkçý-faþist, apartheid bir kimliðe bürünmemiþtir. Öyle olsaydý Harem'deki kadýnlar baþta olmak üzere, devlet kademelerinde, orduda ve mecliste Rum, Ermeni, Yahudi, Arap, Kürt, Arnavut, Çerkez, vs kökenli kiþilere, bürokratlara, paþalara, komutanlara ve milletvekillerine izin verilir miydi? |
|
76
|
|
|
|
Peki, köy enstitüleri kapatýlmasaydý ve bu hayal devam ediyor olsaydý, þimdiki yaþantýmýza ne tür yansýmalarý olabilirdi? Ýþlenilmemiþ toprak, kullanýlmamýþ su, okumayan çocuk ve genç, üretim yapmayan fabrika kalýr mýydý? Özelleþtirme belasý ülkemizin dört bir yanýný kaplamýþ olur muydu? Yeteneksiz siyasetçiler elinde heba olmuþ bir ulus mu olurduk? “Babalar gibi satarým” zihniyeti mi aþýlanýrdý halka, yoksa üretim içinde eðitim þiarý mý? Varoþ kelimesini biliyor olur muyduk acaba? Ya da terör belasýný? Geliþmiþliðini, kalkýnmýþlýðýný saðlamýþ köyler boþaltýlmak zorunda kalýr mýydý? Ya da köyden kente göç ihtiyacý? Töre cinayetleri ya da berdelleri mi okurduk gazetelerin üçüncü sayfalarýnda? Yolsuzluk, hýrsýzlýk, gasp gibi toplumsal yaralar mý açýlýrdý zihinlerde? Paralý eðitime gerek mi kalýrdý? Ya da eðitimde uçurum yaratan dershanelere? Ulusal kültürümüze ve deðerlerimize sahip çýkmalýyýz diye haykýrmamýza ne lüzum kalýrdý? Zaten kültürümüzü yitirip yabancýlaþmamýþ olurduk. |
|
77
|
|
|
|
Piþmiþ yemeðin icadýyla, insanýn fizyolojik yapýsýnda meydana gelen deðiþimler, her þeyden önce insanýn zekâ yapýsýný daha çok geliþtirmiþtir.
Çünkü insan beslenmek için yiyeceklerini piþirmeden tükettiði dönemlerde, mide bunlarý çok geç ve zor eritip sindirmekte idi. Yiyeceklerden alýnan kalori ve vitaminler midenin sindirme döneminde tükenmiþ oluyordu. |
|
78
|
|
|
|
Sabantoy, ekinlerin büyümeðe baþladýðý, topraðýn yeþerdiði ve tabiatýn yeniden canlandýðý, baharýn uyandýðý dönemi temsil eder. Etimolojik olarak saban, tarlada öküzlerin çektiði ve insan kuvveti ile bastýrýlarak tarlanýn sürülmesine yarayan bir tarým aletidir. Genel adý karasabandýr. |
|
79
|
|
|
|
Felsefede birbiriyle çatýþan iki temel görüþ. |
|
80
|
|
|
|
Uluslararasý hukuk ve Birleþmiþ Milletler Soykýrým Sözleþmesi kapsamýnda bir olayýn veya eylemin “soykýrým” tanýmýna girmesi veya soykýrým sayýlabilmesi için “edimsel eylemin” (actus reus) yaný sýra, “amaçsal ögenin” (dolus specialis) de var olmasý gerekmektedir. Tehcirde böyle bir öge yoktur. |
|
|
|