Herkese Kötü Bir Rüya Gibi Gelecek
Karamsar gelecek tahminlerine bir destek de bendenizden...
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Karamsar gelecek tahminlerine bir destek de bendenizden...
“ ...Bir ülkenin çok zengin kralı varmış. Bu kral dört eşliymiş. Kral ilk eşini hiç sevmediği gibi, ona çok kötü davranır ve üzermiş. Hatta yüzünü bile görmediği de olurmuş..."
Elimde içki şişesi, senaryodan bağımsız kusmaya gittiğim sahilde kendime bir maske buldum. Artık roller değişmişti, maskesi olan tek adam bendim. Ve başrolünü üstlendiğim bu film midemi bulandırıyordu.
Reşat Nuri Güntekin
Dünya ne kadar küçüldü değilmi? Bak, bir tıklama ile hemen herşey ekranda.
Oysa daha dün (ya da hala) köyünden kalkan bir insan bir şehire gittiğinde ne hisseder, nasıl hareket eder, ne yapar...
İşte, dedem de bunlardan biri, isterseniz Ankara'yı onunla birlikte gezelim, onun gözüyle
Dilencilerin dejenere ederek kullandığı bir kelimenin aslında basit bir kullanım hatası olmadığını anlatan bir gezi yazısı...
Yer: İzmit. Tarih 17 Ağustos 1997. Saat 03.00 Omuzumda basın çantası varken ve dışarıda bulunduğum bir anda başladı sarsıntı. Depremin ilk fotoğrafı ve enkazda küçük bir kız çocuğu... Adı Merve... "Sesimi duyan var mı?" çığlıkları arasında kayboluverdi her şey...
PTT’de öylesine bir gün işte… PTT, ne iş yapar diye sorarsanız. Mektup taşır. Telgrafınızı ulaştırır.
Başlık Parası günümüzde de acı bir yara olan bir konu. Burada zaten evli olan Rüstem'in güzel bir kız almak için çıktığı yol ve bu yolda başına gelenler anlatılmaktadır.
Hoşlandığı değil. Sevdiği ve sevmediği şeyler olmuştu hep. Karşı olduğu ya da karşısında olan; yanında olduğu ya da yanında olan şeyler. Hangi ressamı seveceğini; hangi müziği dinlemesi gerektiğini bilir. Hangi yazarları okuması gerekiyorsa o yazarın kitaplarını okur. Kimi yazarların kitaplarını, sadece hakkında fikir sahibi olmak için sayfalarını çevirmekle
Islattım güzelce saçlarını, tiksinmedim – orada burada parça parça kalan saçlarını. Makas ağır zaten ama, büyüdü de büyüdü elimde. Yüzümü görmesin diye de başımı eğdim omuzlarının arkasına, omuzlarımın arasına. İki elimle sıkıca kavradım, yine de sivri ucu aşağı sarktı. Tenine değdirerek makasın bir bacağını, yürütüp boynunda dolandım.
Engin Geçtan