Cesur Yürekler Aranıyor...
Korkak ve sinmiş bir toplum yaratılarak, devrim yasalarını hiçe sayan gerici bir zihniyetin güdümünde, gerçekte nereye gittiği belli olmayan karanlık bir yolda ilerlemeye devam ediyor Türkiye.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Korkak ve sinmiş bir toplum yaratılarak, devrim yasalarını hiçe sayan gerici bir zihniyetin güdümünde, gerçekte nereye gittiği belli olmayan karanlık bir yolda ilerlemeye devam ediyor Türkiye.
Sağlı sollu düşler görüyorum. Önlü arkalı politik mecmualarda… Adım halk. Kalkıp dimdik duruyorum şu karavaşlar karşısında.
'11 Numara, yabancı erkeklerle ilişkiye girmek yok’ (Dalgamı geçiyorsun, tecritteyim, ne erkeği?)
Hücre arkadaşım 5 Numara Özge, yanındaki hücre arkadaşı 1 Numara Öktem ile birlikte tempolu bir biçimde bağırarak zıplıyorlar. ‘Baskılar, bizi durduramaz. Baskılar, bizi yıldıramaz.’
Zebanilerin başı mikrofondan, tatlı fakat otoriter bir tonda
Enteresan bir ülkedeyiz/ülkeyiz. Biri bir şiir okuyor mahküm ediyor bürokrasimiz, biri bir şiir okuyor başbakan yapıyor halkımız. Ne kadar da okumaya meraklıyız.
Bugün içinde bulunduğumuz politik ve toplumsal durumumuz Türkiye’de bizzat yaşayan bir çok insanın düşündüğünün aksine pek de iç açıcı değil. Tabi bunu onlara anlatmak bu gerçeği düzeltmenin tek yolu aslında. Türkiye’de seçimler yaklaşıyor ve yurtdışında Televizyonlar ve gazeteler aracılığıyla bu maratonu takip ederken Türkiye’nin bazı gerçeklerine gülmek, bazılarına
Yazdım,
Okundum,
Kopyalandım,
İletildim,
Saklandım,
Yıllardır özellikle yeşil sermayeler tarafından dolandırılan, paraları lüp lüp edilen vatandaşların, halen bu çetelere nasıl olup da güvenerek birikimlerini veriyor olmaları ise gerçekten şaşırtıcı geliyor bana.
Anayasa halkoylamasını, ülkemiz için yol ayrımı olarak görüyorum. Dileğim, vatandaşlarımızın siyasi görüşleri, oy verdikleri parti ne olursa olsun; Neden evet, neden hayır diyeceklerini bilerek oy kullanma ları. Oylanacak maddeleri etraflıca incelemeleri…
Şu işe bakın ki, dün halen Gazze sokaklarında kan, şiddet ve gözyaşı vardı. Yıkılan evlerin kenarlarında sinmiş, korkudan ağlayan çocukların hazin görüntüsü devam ediyordu.
Allah hepinize akıl, fikir ve vicdan versin. Ama nerde. Fikir belki bir nispet te, akıl ve vicdanın zerreciği olamaz sizlerde. Siz olsanız olsanız ya sapık, şizofren ya da insan görünümünde dünya üzerine inmiş ve insanları nasıl bir birine düşürtüp kırdırtırız diye niyetler taşıyan dünya dışı ruhsuz yaratıklarsınız. Evet
Bütün umutların tükenmeye başladığı bir dönemde Mustafa Kemal Atatürkün, Türk Milleti için bağımlı yaşamaktansa ölmek daha iyidir diyerek Samsuna çıkması ve bağımsızlık mücadelemizi başlatmasının yıldönümünü yaşıyoruz.
Bir ulusun dirilişinin başladığı 19 Mayısı yaşıyoruz.
Li himber zulm û zorê hatin, rewşek him Îslamî ye û him jî însanî ye.
Kişisel ve toplumsal körlüğün, sağırlığın ayyuka çıktığı bu çağda en önemli hastalığın duyarsızlık olduğunu düşünüyorum.
İnsan ya da toplum olarak duyarsızlığın temel sebebi neme lazım ya da adam sen de davranışıdır.
Sayın Melih Aşık’ın Milliyet Gazetesi’ nde ‘’2009 ‘un Şeyleri’’ başlıklı yazısını örnek alarak
ben de kendimce, 2009 yılını ‘’ en bi şey’’ ledim
Bir açılım meselesidir gidiyor. Kimi Kürt açılımı dedi kimi de Demokratik açılım. Adı ne konursa konsun destekleyenler de karşı çıkanlar da birbirlerine aynı gerekçelerle yükleniyor.
İktidara yakın olanlar muhalif olanlara Ortada bir şey yok. Olmayan bir şeye niçin karşı çıkıyorsunuz? diye hesap soruyor.
Hayatınız boyunca hiç aç kaldınız mı? Öyle bir kaç saatliğine açlıktan bahsetmiyorum… Şöyle 24 saat boyunca aç kalıp da kurt gibi acıktığınız ve bulduğunuz her şeyi yiyebilecek kadar iştahlı olduğunuzu düşünün...
Büyük bir komplo teorisidir yaşam;
doğru bildiklerin yanlış,yanlış bildiklerin de dogrudur çoğu zaman.
Gelin isterseniz bu sefer el cevabı, Uganda da İsveç büyükelçiliğinin önünde yağda kızartılmış çöl faresinin, çiftini, 25 Uganda Şilingine satan Friedrich Nietzsche isimli Uganda köylüsünden alalım.
İyi günler bay Nietzsche, efendim ben sizi Almanya dan arıyorum...
M. Kemal Sayar