Halk Meclisi Günleri
Her ay bir kez vatandaşın karşısına çıkıp yüzüne karşı hesap sorulan Başbakan olması gereken kıvama gelir: YURDUNA KUL OLUR.
"Bir günün ilk ışıkları gibi, her yeni düşünce hayatın karanlığını yırtar ve yaratıcılığın kapılarını aralar."
"Bir günün ilk ışıkları gibi, her yeni düşünce hayatın karanlığını yırtar ve yaratıcılığın kapılarını aralar."
Her ay bir kez vatandaşın karşısına çıkıp yüzüne karşı hesap sorulan Başbakan olması gereken kıvama gelir: YURDUNA KUL OLUR.
Bulursanız siz de yazın. Yazın ki anlaşılsın gerçekler. Dünya duysun da başka bir oyuncak bulsunlar kendilerine.
“..benim Kürtlerle derdim yok. Ben PKK’ya karşıyım” diyecek oldum.. Cevabımı aldım. “valla benim derdim var arkadaşım. Ben falanca şehirliyim.. Ailemden bir şehit verdim PKK’ya.. Şehirde de her yer PKK sempatizanı ve uyuşturucu satıcısı kabadayılarının eline geçti. İş aş-huzur kalmadı. Okullarda-sokakta çocuğumuz Türkçe konuşuyor diye azar işitip itilmeye başlandı.
"...Kısaca özetlemeye çabaladığım yukarıdaki açıklamaklarla demek istediğim şey odur ki;
TSK ardında olması gereken siyasi iradeye sahip olduğu gün, kendisine verilen ve kendisinden
beklenen görevleri hiç gözünü kırpmadan yapacak bilgi, tecrübe ve güce sahiptir...."
Bütün umutların tükenmeye başladığı bir dönemde Mustafa Kemal Atatürkün, Türk Milleti için bağımlı yaşamaktansa ölmek daha iyidir diyerek Samsuna çıkması ve bağımsızlık mücadelemizi başlatmasının yıldönümünü yaşıyoruz.
Bir ulusun dirilişinin başladığı 19 Mayısı yaşıyoruz.
Bazı konular zor konulardır.Üzerinde yazı yazmak kolay değildir.İşte bu da onlardan birisi.
http://www.izedebiyat.com/yazi.asp?id=87185 linkindeki Sayın Salih Zeki Çavdaroğlu'nun "" Elit "" Ler Cumhuriyeti JAKOBENİZM başlıklı yazısına yorumumu burada kısaca-ayrıca paylaşmak istedim.
Padişah devrinde olan olayların ki o da Tarihçiler ce henüz onaylanmıyor. Türkiye Cumhuriyetine yüklenmesi gariptir, hazindir, amaçlıdır.
Yazar ve sanatçı olmak her dönemde ve her ülkede zor olmanın ötesinde geri kalmış ülkelerde ateşten gömlek giymekle eşdeğerdir.
Osmanlı İmparatorluğunun Duraklama ve Gerileme dönemlerinde ordu herzaman gericiliğin ve tutuculuğun kalesi olmuştur. Yeniçeri ayaklanmaları ve isyanlar gavurlaşma olarak görülen modernleşme ve yenileşmeye karşı eylemlerdir. Atatürk sonrası Cumhuriyet döneminde de, ordu tarafından gerçekleştirilen askeri darbelerin genelde modernlik demokrasi karşıtı ve karşı devrimci bir yapıda olduğu gözlemlenmiştir.
Şahingöz,'ben zaten söylemiştim!'demeyi sevmez.Umarımki endişeleri gerçekleşmesin.
Yazıyı okuduktan sonra,katılıyorsanız;ülkesini düşünen,sorumluluk sahibi bir vatandaş olarak yazı metnini siyasilere göndermeye ne dersiniz!
Kişisel ve toplumsal körlüğün, sağırlığın ayyuka çıktığı bu çağda en önemli hastalığın duyarsızlık olduğunu düşünüyorum.
İnsan ya da toplum olarak duyarsızlığın temel sebebi neme lazım ya da adam sen de davranışıdır.
Halkı küçümsemekle, halkı güdülecek bir sürü gibi görmekle, herşeyin en iyisini ben bilirim, ben söylerim, ben yaparım mantığıyla bir yere varılamayacağı açıktır. Geçmişte bu ülkede askerler, anayasa ve demokrasiyi hiçe sayarak, çok ciddi ve onarılması olanaksız hatalar yapmışlardır. Bunlar "askeri" değil, "siyasal" hatalardır. Benzer hataların sürekli yinelenmesi ve
Mızıkacılar yanıldı. Kürt bölgelerinde DTP’nin çözümü dayatan siyaseti kazandı. Ama ne hikmetse ülkenin en büyük siyasi parti liderleri ve gazetecileri, yine bilindik mavallar okumaya başladılar. Sözgelimi son yirmi dört saatte, DTP’nin “kimlik siyaseti” üzerinden nemalandığı yorumları çoklukla dillendiriliyor.
Bir açılım meselesidir gidiyor. Kimi Kürt açılımı dedi kimi de Demokratik açılım. Adı ne konursa konsun destekleyenler de karşı çıkanlar da birbirlerine aynı gerekçelerle yükleniyor.
İktidara yakın olanlar muhalif olanlara Ortada bir şey yok. Olmayan bir şeye niçin karşı çıkıyorsunuz? diye hesap soruyor.
Alacağı kararlarda belirleyici unsur ne idi gerçekte? Yaşamın kendine özgü o akıp giden kurgusunda önüne çıkan “özel” şartların kendisini almaya mecbur bıraktığı tavır ve duruşları kendi derinliği içerisinde yaşattığı ve aslını sorarsanız kendisinin dahi tam olarak emin olamadığı o, olası kimlik sahiplenmelerinden acaba hangisine karşılık gelmekte idi? Yaşamdan
" Enflasyonda sürpriz düşüş......Türkiye İstatistik Kurumu, Ağustos ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Buna göre tüketici enflasyonu (TÜFE) yüzde 0.30 gerilerken, üretici fiyatlarında yüzde 0.42`lik artış görüldü. "....Gazeteler
Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkilerde yaşanan gerilim, İsrail’in Gazze saldırılarının hemen ardından başlamış ve Erdoğan’ın Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Peres’e “ Siz adam öldürmeyi çok iyi bilirsiniz.” Sözleriyle iyice tırmanmıştı. Asker sivil ayrımı yapmadan karşısına çıkan her hedefi vuran İsrail kuvvetlerinin bu gözü dönmüşlüğünden duyulan gayet haklı ve insani
Allah: “ Bilsem ki günah işlemeyeceksiniz ben günah işleyip tövbe eden kullar yaratırım.” der. İşte laiklik de budur. Kişiye günah işleme özgürlüğünü vermektir. Fakat bunu yaparken bireyi günah çukuruna düşürmek onun gözüne sürekli haram lokmaları da sokmak insan hak ve özgürlüklerine sığmasa gerek.
Şu işe bakın ki, dün halen Gazze sokaklarında kan, şiddet ve gözyaşı vardı. Yıkılan evlerin kenarlarında sinmiş, korkudan ağlayan çocukların hazin görüntüsü devam ediyordu.