Büyük Direniş.
Büyük bir komplo teorisidir yaşam;
doğru bildiklerin yanlış,yanlış bildiklerin de dogrudur çoğu zaman.
"Kitaplar, uyuyamayanların rüyalarıdır." - Neil Gaiman"
"Kitaplar, uyuyamayanların rüyalarıdır." - Neil Gaiman"
Büyük bir komplo teorisidir yaşam;
doğru bildiklerin yanlış,yanlış bildiklerin de dogrudur çoğu zaman.
Türkiyede medya denince nedense, İstanbul merkezli yayın yapan, gazeteler, televizyonlar akla gelir.
Oysa artık giderek güçlenen yerel medya İstanbuldan yayın yapan ve ulusal medya olarak adlandırılan medya yapılanmasına karşı kafa tutmaya başlamıştır.
Gelin isterseniz bu sefer el cevabı, Uganda da İsveç büyükelçiliğinin önünde yağda kızartılmış çöl faresinin, çiftini, 25 Uganda Şilingine satan Friedrich Nietzsche isimli Uganda köylüsünden alalım.
İyi günler bay Nietzsche, efendim ben sizi Almanya dan arıyorum...
Biz durmadan yazıp çiziyoruzya, e-posta yollayıp sormuş benim takunya libidocusu gericim, cihad mı hortladı diye...
A.B.D den yönettiği sitesinde,Cumhuriyet başsavcısına ruh hastası diyebilecek kadar rejim düşmanı olan ve şeriatın ateşli savunuculuğunu yapan bu kişiye şimdi soruyorum!Burç Acar nerelerdesin?
Sene 1970. Yaşar Kemal ile Âşık Veysel, Beşiktaş’ta yürürken, aşırı bir yağmura yakalanırlar. Sığınacak yer ararken hemen karşısındaki Yaşar Kemal’in kadim dostu Şemsi Yastıman’ın saz dükkânına girerler. Sırılsıklam olmuş iki dostunu karşısında gören Şemsi Yastıman, espriyi patlatır: “Hey Yarabbim! İki insan yaratmışsın, bir tek göz vermişsin. Yaşar Kemal
Sevgili Emine hanım’TÜRK ULUSUNA YAZDIĞIM AÇIK MEKTUP’başlıklı yazınızı yayından kaldırmış olmanızı anlayamadım. Oysa ki ben sizin gardarop Atatürk’cüsü olmadığınızı biliyorum. Zaten bizzat siz söylemiştiniz bunu bana.
Şimdi siz karar verin ve banada söleyin bakalım benim güzel ilçem Bayındır için yapılan ilkler nelerdir? Ve bu ilk ne zaman yapılmıştır ? Yapılmadıysa neden yapılmamıştır ? Yoksa sizin ağlamalarınıza güvenen vatandaştanmı ?yada ustasından ağlamasını öğrenemeyen siz yöneticilerdenmi ? Yazımın başında sölediğim gibi “ Duygusallığa bağlı olan bu
Değişimin bir yanı düş, diğer yanı gerçek..
Değişimin az gerçek yanını yaşayan insan, nasıl atlatacak, değişim rüzgarının şok etkisini?
Bugünlerde gündemdeki “in” konu, Türkiye açısından “Irak’ın Kuzeyine”, Iraklılar açısından “Kürdistan Federe Bölgesi’nin sınır hatlarına yapılacak kapsamlı bir müdahale. “Out” konular ise “demokrasi, özgürlük, eşitlik, gelir dağılımındaki eşit(siz)likler vb.”
Zaman zaman artık bir şeylere farklı bakmamız gerektiğini farkederiz. Çoğu zaman doğru düşünmüşüzdür...
Toplum beklenti içindeydi. Bu beklentilerinin gerçekleşeceği günleri, arada bir kadim futbol amigolarının maç tezahuratlarından esinlenerek uydurduğumuz sloganları haykırarak, şehirlerarası otobüsler dahil ulaşım araçlarının tümü kaptıkaçtı usuluyle çalıştığından olacak, akıllı uslu bekliyorduk.
Ülke ve ulus olarak başımızdaki onca sorun yetmiyormuş gibi, bazı çevrelerin, üstelik de bazı batılı düşünürlerle birlikte, yeniden Osmanlı diye tutturmaları karşısındaki görüşümü dile getirmek istedim. Geçmişte Osmanlı'nın varlığından ne hayır gördük ki, yokluğundan yakınalım.
Yeni yüzlü ile tanıdığımız kişiler ve kişinin kendisinin aday koyduğu demokrat kişi hatta onu destekleyenler. Acaba sonuç ne olur?
Ortadoğu,ABD,dünya barışı ve geleceğimiz üzerine eleştirel bir yaklaşım...
Sanat alanımızda özellikle resim dalında dönen oyunların, artık bu alanda etik davranışların yerini gruplaşmalara ve isim kayırmalara bıraktığını görüyoruz...
Ankara’ya gitmek için tüm vesaitler dolu… Bu saatten sonra kendi aracınız yok ise ancak yürümek durumundasınız… Yürümekten korkan; bu yola hiç çıkmasın zaten arkadaşlar…
Bir süredir yaşanmakta olan Dünya ekonomik bunalımı vesilesiyle, nüfus artışı sorununa kısa bir değinmede bulundum.
TSK, Ülkemiz için var, değil mi?
TSK, silahlı saldırıya uğruyor mu?
TSK’ya saldırı, Ülkemize saldırı değil midir?
Bir ülkeye saldırıldığında; o ülke, kendini savunmak zorunda değil midir?
Devletler Hukuku’na göre kazanılan haklar var mıdır?