Atatürk'e Abdestsiz Dokunmak
"ne gariptir bu ülkedeki her güzel şeyin taşlanması...
ve Can Dündar'a Oscar ödülünü yakıştıranlara: Bir kez daha gurur duyarız...Neden olmasın?"
"Her yeni gün, ruhun sayfasına yazılmayı bekleyen bembeyaz bir şiirdir; cesaretin kalemin olsun."
"Her yeni gün, ruhun sayfasına yazılmayı bekleyen bembeyaz bir şiirdir; cesaretin kalemin olsun."
"ne gariptir bu ülkedeki her güzel şeyin taşlanması...
ve Can Dündar'a Oscar ödülünü yakıştıranlara: Bir kez daha gurur duyarız...Neden olmasın?"
Toplum beklenti içindeydi. Bu beklentilerinin gerçekleşeceği günleri, arada bir kadim futbol amigolarının maç tezahuratlarından esinlenerek uydurduğumuz sloganları haykırarak, şehirlerarası otobüsler dahil ulaşım araçlarının tümü kaptıkaçtı usuluyle çalıştığından olacak, akıllı uslu bekliyorduk.
İsrail sevdalısı gibi davrananlara karşı ve Davos'taki olayları İsrail'in lehine yorumlayanların ve de dünya gözünde değerimizin düştüğünü savunanlara karşı okuyucuları ve halkı bilinçlendirmek adına birkaç kelam ettim.
Sevgili Emine hanım’TÜRK ULUSUNA YAZDIĞIM AÇIK MEKTUP’başlıklı yazınızı yayından kaldırmış olmanızı anlayamadım. Oysa ki ben sizin gardarop Atatürk’cüsü olmadığınızı biliyorum. Zaten bizzat siz söylemiştiniz bunu bana.
Filistin de ise durum farklımı, hayır. Halkın seçimlerde Hamas'ı kurtarıcı olarak seçmesi ABD'nin yeniden demokrasi(!) ortamı oluşturmasına sebep oldu. Hamas'ın İsrail ile ilişkileri düzeltmesi gerekirken tam tersi bir durumun ortaya çıkması Filistin'i savaşın içine iyice çekti. ABD yine demokrasi(!) kılıcını çekip El-Fetih ve Hamas arasına yerleştirdi. Artık Filistin
Dün bu mektubu bana sayın Kotan yollamıştı.Emekli Orgeneral ve Atatürk’cü düşünce derneği başkanı sayın Şener Eruygur’un cezaevinde tansiyona dayalı geçirdiği kaza sonrasında hastaneye kaldırılmasının ardından paşamızı ziyarete giden Hasan Kotan beyin bu anlamlı mektubunu,Türkiye’nin geldiği noktayı net bir biçimde göstermesi bakımından burada yayınlama gereği hissettim.
Ülkemiz kendi kabuğunu kırmada ne yazık ki, Doğu Avrupa ülkeleri kadar başarılı olamadı. Sürekli devekuşu gibi kafamızı kuma sokup, “EN BÜYÜK TÜRKİYE!” sloganlarıyla yıllarca kendimizi avuttuk durduk. Dışarda ne olup bittiğini, hakkımızda ne tür planlar kotarıldığını, bunlara karşı ne tür önlemler alınması gerektiğini bir türlü göremedik ya da
Sindir nefsi alda,hilali koy kaşlarına,yüreğine yıldızları sığdır sığdırabildiğin kadar,varsın kayanlar kaysın karanlığa,bir yıldız bayrakta duracaksa razıyım o zor yarınlara,yeterki o bayrak dursun solmadan muamma başımızda...
Kuzey Irak Kürtleri ile Türkiye'nin ortak çıkarları var. Bütün sorun gerçeği görebilmekte.
Tarihsel süreç içinde toplumların yönetim biçimlerini incelerken, iki yönetici tipi gördüm; askeri yönetim ve siyasal yönetim... Dünyada gelişmiş, gelişmemiş, imparatorluktan site devletine, hatta eyalet yönetimine kas sisteminden klanlara kadar bütün yönetim biçimleri aynı; askeri ve siyasal...
TSK, Ülkemiz için var, değil mi?
TSK, silahlı saldırıya uğruyor mu?
TSK’ya saldırı, Ülkemize saldırı değil midir?
Bir ülkeye saldırıldığında; o ülke, kendini savunmak zorunda değil midir?
Devletler Hukuku’na göre kazanılan haklar var mıdır?
Saygın bir devlet adamı Ecevit 2005 yılının 16 Kasımında hayata gözlerini yummuştu hatırlarsınız. ..
Nisan 1960…
Ankara’nın üzerinde karabulutlar. Şehir, kasvetten simsiyah giyinen cenaze yakınları gibi; ilkbahara rağmen uçsuz bucaksız semalarında güneşe dair hiçbir emare yok. Yüzleri üşüten acı bir rüzgâr kin kusuyor ıslak kaldırımlara!
Barrack Hussein Obama'nın ABD Başkanlık seçimlerini kazanmasının akla getirdiği düşünceler.
Başbakan ile bir gazete patronu arasında oluşan sürtüşme vesilesiyle ülkenin bazı sosyopolitik gerçeklerine vurgu yapmak istedim.
Gelin isterseniz bu sefer el cevabı, Uganda da İsveç büyükelçiliğinin önünde yağda kızartılmış çöl faresinin, çiftini, 25 Uganda Şilingine satan Friedrich Nietzsche isimli Uganda köylüsünden alalım.
İyi günler bay Nietzsche, efendim ben sizi Almanya dan arıyorum...
... bu pisliğin diyalektiğinden kaynaklanan bir durumdur, oluşur ve yok edersin . Tıpkı ceset gibi ya gömersin yada yakarsın , tutup da saklamazsın . Bu toprağın nükleer atığı , pisliği “etnisite” üzerine demokrasi kurmaya çalışan aydınıdır , dergisidir , gazetesidir , sivil toplum kuruluşudur , partisidir . Bu
Yurttaşaların muzır dilekçeleri üzerine kaleme aldım.Eserleri savunmak başa düştü.