1 Mayıs'ın Yararları
																													Sendikaların bu yılki 1 Mayıs kutlama istekleri karşısında siyasal iktidarın tepkisi hakkında düşündüklerim
																											
"Gelecek, eskiden ne güzeldi, şimdi ise sadece bir sonraki teslim tarihi." – Woody Allen"
"Gelecek, eskiden ne güzeldi, şimdi ise sadece bir sonraki teslim tarihi." – Woody Allen"
																													Sendikaların bu yılki 1 Mayıs kutlama istekleri karşısında siyasal iktidarın tepkisi hakkında düşündüklerim
																											
Savaşın; işgali, öldürmeyi-öldürülmeyi, ganimeti, tecavüzü, hırsızlığı, vurgunu doğal kıldığı göz önüne alınırsa Fatih Altaylı’ya düşen görev sanırım Joseph Gobbels’in görevidir. Gobbelslik Fatih Altaylı’ya düşer mi bilinmez ama olası bir iç savaşta muhtemelen Fatih Altaylı kendisi için savaşçılardan güzel, alımlı insan hakları derneği üyesi kadınları; Ermeni ve Kürt kızlarından
"Türkiye'de oynanan "demokrasicilik oyununu" şu misalle daha güzel anlatabilirim: Ülkeyi bir gemi olarak düşünün, bu geminin biri gizli olmak üzere iki adet kaptan köşkü var, tabiiki iki de dümeni... Herkesin gerçek sandığı sahte dümenin kaptanını yolcularına seçtiriyorlar. Seçilen kaptan ucu boş olan sahte dümenin başına geçiyor ve hep
																													Aydın kimseler, bilinçli insanlarımız, esen her rüzgâra kendilerini kaptırmamalıdır; durulması gereken yerde kalarak, gerçeklerden yana taraf olup, objektif bir duruş sergilemelidirler. Her konuda gerekeni söylemesini bilmeli ve gerçeklerin yanında olmasını bilmelidirler. Gündemin kuyruğuna takılıp gidemezler; gündeme kendi damgasını vurmalı veya gündemi kendileri oluşturmalıdırlar.
																											
Eğer hukuk, hukukun üstünlüğünü egemen kılsaydı: Hiç ama hiç kimse 27 Mayıs darbesini gerçekleştirmeye cüret edemez, milletin hür iradesini yok sayamaz, milletin seçtiklerini deviremez, özel mâhkemeler kurup devletin 10 yıl başbakanlığını yapan Menderes’i ve arkadaşlarını emirle yargılatamaz ve emirle idâm kararı verdirip dârağacında sallandıramazdı... Bu ülkede, herkesten önce
																													Vicdanla iş yapmak, hırsla iş yapmaktan çok başka birşeydir. Bunu zeka ile yapmak ise çok başka bir meziyet gerektirir. Seçmek zorunda bırakıldıklarımızın, cebimizdekine diktikleri göz, bugün artık canımıza kast noktasına gelmiştir.
																											
																													Yazma,düşünme,söyleme…  
 Vururlar…  
 Her seferinde vurdular…  
 Herkesin tereddütsüz onaylayacağı bir fikrin yoksa sus…  
 Bırak boğazlansın hayat paramparça olsun…  
																											
																													“Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır. Bir at bir atlı kurtarır, bir atlı bir savaş kurtarır.”
																											
																													Hoca tavuk tüyünden yelpazeyi boşuna yapmamıştır.  
 Boşuna da satmamıştır.  
 O biliyordur yelpazenin çabuk dağılacağını.  
 O biliyordur kendisine sorulacak soruyu ve kendisinin  
 vereceği cevabı önceden hazırlamıştır.
																											
																													Benim kafama takılan asıl konu, ne değişimin sırrı, ne değişimin gücü; ben, değişim acaba geçmişte, toplumsal yüzümüzde oluşan “ben”leri yok etme konusuna ne denli etki yapabilir, onu anlama peşindeyim.
																											
																													Emperyalizmin ve destekçisi, satılmış veya gönüllü, ajanların çok yüzlülüklerine dair...
																											
																													Unutmayın ki gelecek neslin sağlığı, yeni yetişen hekim adaylarının elinde..
																											
																													Büyük yazarlar, ülkelerinde ikinci hükümet’ gibidirler.” Bu nedenle, hangi rejim olursa olsun önemsiz yazarları sever, asla büyük yazarları değil” demiş Aleksandr PUŞKİN yayınlanan bir röportajında.
																											
																													İlk yazım.  
 Okumaktan bir şey kaybetmezsiniz.  
 Severseniz müptelası olursunuz.  
 Sevmezseniz de ,  
 hmm saniyelerinizi iade ediyorum :)
																											
																													Günlerdir bütün gazetelerin birinci sayfadan verdiği bir haber; İsrail, esir edilen eri kurtarmak için elindeki tüm imkanları kullanıyor.En son okuduklarımdan birinde İsrail başbakanı "Er kurtarılana kadar Gazze'de kimseyi uyutmayın. Bomba seslerinden kimse gözünü kırpmasın" diyordu.
																											
																													Şunu öncelikle söyleyeyim ki, yazısından bahsedeceğimiz yazarın ne yaşantısıyla, ne de inancıyla ilgilenmiyoruz..
																											
																													Sanki, Mr.Scott ışınlama odasında, kahrolası enerji panelindeki düğmelerle oynaya oynaya ışınlama sistemini bozmuştu da,  
 Geçmişten günümüze, un çuvalı misali fırlatılıvermişti.  
 Dönüp şu Mr. Scott’ı esaslı bir şekilde haşlayacaktım ki,
																											
																													Hayat; tarihi satır satır okumak için çok kısa, ama hayatın doğru yön bulması için tarihten ders almak, onu doğru öğrenmek ve uygulamak bir o kadar da tarihin okunmasını zorunlu kılar.
																											
																													“Doha Tartışmaları” zıt fikirlerin özgürce aynı platformda dile getirilmesini sağlayan ve farklı düşünenler arasında hoşgörü ortamı oluşturan güzel bir program.
																											
Şermin Yaşar
 
					 
				