"Yazmak, aslında ölmek için bir bahanedir; okumak ise bu bahaneyi ertelemenin en zarif yoludur." - Umberto Eco"

Deneme

Yapılacaklar...

Oğlunla bayram namazı...
Nietzsche'yi bir daha okumak...
Eski kasa Lada Niva almak...
En az üç gamzeden 'an' içmek...
Limon ağacının altında uyumak...

KİTAP İZLERİ

Çıplak ve Yalnız

Hamdi Koç

Hamdi Koç’un Hafıza Labirentinde Unutulmaz Bir Yolculuk: "Çıplak ve Yalnız" Hamdi Koç’un "Çıplak ve Yalnız" romanı, okuru daha ilk cümlesiyle yakalayan o nadir eserlerden: "Amcam
İncelemeyi Oku

Devasa Hareket

Gittikçe büyüyen parlak yaprakların arasında izliyordu, gökyüzünde devasa sıra sıra gökdelenler. Denizin altında bir tren, karlarda yürüyen bir gemi. Bir çiçek kırmızı, ayın ışığında parlıyor gökte. Bir deniz canlısı yüzüyor, kaldırımların üzerinde hızlıca. Yerin üzerinde dalga dalga sular, kelebekler yerin altında uçuyor.

Bir Buğulu Çay Sohbeti

Tam da bu an çayın berraklığı, Ankara’nın griliğini siler, harflerin ve sözcüklerin albenisi belirginleşir. Okumak yazmak bağlamında bir buğulu çay sohbeti başlar. Ankara’nın üşüyen yanları ısınır içinizde. Hayatı seversiniz. Gözleriniz ışıl ışıldır…
Ankara,08.01.2012 İ.K

Sevgi - Li Edebiyat

Meşgalemiz Edebiyat ise eğer sevgiyi ötelemek mümkün müdür?
Aksine eşitlikçi ve bizcil sevgi dolu bir selam, paylaşmaya dair nice nice güzellikler doğurur. Edebiyat da böyledir işte
bambaşka dünyalarla buluşturur.
Edebiyat insanlığa çok önemli bir misyon da yüklüyor peki bunun farkında mıyız? Bu

İstanbulu Düşünmek

Şimdi saat sabahın dördü. Hava sert. Rüzgar esiyor. Ha yağdı yağacak bir hava var gökyüzünde. Balkonum soğuk, bu soğukluk sanki onu hüzünlendirmiş, hani bir şeylerden korkup çekiniyormuş gibi bir ruh haline bürümüş

Ego Deneyi/mi

Merhaba özüm! Özünden kaybedenler sadece bir bedenden ibarettirler. Bizler ki yaratılmışların en yücesiyiz.
Unutmayalım ki gün gelecek tüm sesler kesilecek ve biz sadece amellerimizin sesini dinleyeceğiz. En yüce ses vicdanın sesidir o öyle bir sestir ki sessizliği bile sağır eder ve kötü kişileri kendi karanlığına gömer.

Güvercinlik Köyü Mezarlığı

Kavuş dayı, köyümüzün yıllarca otobüs şoförlüğünü yaptı. Herkesin kahrını çekti. Tüm köylünün eşyasını, malını gider şehirden alır ve getirip evine teslim ederdi. Yolcuların çoğu para vermezdi. Ama o yine de "canınız sağ" olsun der kimseden para istemezdi. Otobüsü de farklıydı dayımın. Arkadan bakınca önü görünürdü. Otobüsün içi dolar,

Soru İşareti

Soru bu, işareti bile var hem de çok güzel, harika bir işaret. Kafanızda eğer bir takım sorular varsa çeşitli konularda, işte o zaman soru işaretleri de gelip beyninizde yer ediyorsa, endişe etmeyin fazla, o soru işaretleri yazılı olmadığı için, bir kaç saniyede uçar gider... Soru sorulduğu zaman haliyle

Muhabbet İksiri Çay

Gün ışığının gözleri aydınlattığı gibi, çayın şuası da sözleri aydınlatır. Buğulu iklimlerde sohbet, daha bir kavi daha bir içtendir; engine açılmış bir yelkenli gibi süzülür gider. Çayın zarafeti, muhabbet edenlerin hâletlerine yansır. Mecliste, hodgâmlığa , kabalığa yer kalmaz. Nezaket ve nefaset ıtırı yayılır çayın buğusuyla beraber.

KİTAP İZLERİ

Nohut Oda

Melisa Kesmez

Melisa Kesmez’in ‘Nohut Oda’sı: Eşyaların Hafızası ve Kalanların Kırılgan Yuvası Melisa Kesmez, üçüncü öykü kitabı "Nohut Oda"nın başında, Gaston Bachelard'dan çarpıcı bir alıntıya yer veriyor:
İncelemeyi Oku
Başa Dön