Bağ-ı İrem'de Sevmek Seni...
Sakın bilme seni nasıl da sevdiğimi, benim ellerimde bile eskimesin ellerin. Kimse mükemmel değil evet sende değilsin...
"Sanırım 'ölümlülük' denen şey, aslında insanlığın en büyük 'erteleme' bahanesidir." - Douglas Adams"
"Sanırım 'ölümlülük' denen şey, aslında insanlığın en büyük 'erteleme' bahanesidir." - Douglas Adams"
Sakın bilme seni nasıl da sevdiğimi, benim ellerimde bile eskimesin ellerin. Kimse mükemmel değil evet sende değilsin...
Bu garipliğin bodrumunda gezinen mahlûkatların verdiği zehir misali fitneleri düşünün.
kafam karışık, çekip gitmelerim üzerimde, küsüp yenilgiyi kabullenip senden vazgeçtiğim gibi herşeyden vazgeçmek için cesaret arıyor gözlerimi karartıyorum.ama nafile beni sevene bir ömrü seninle sırtlanırım diyene kıyamıyorum...oda benim seni beklediğim kadar beni bekleyecek...ama ben senin beni acıttığın gibi acıtmamalıyım sevenimi...dağılmışım toplanamıyorum...
Her gün biraz daha uzaklaşıyor ve biraz daha yaklaşıyorsun kurtuluşa. Her gün biraz daha ayrılıyor ve biraz daha kavuşuyoruz aşkım. Unut ayrılığı, unut kayboluşu. Geçecek, de; geçmeli, de. Zaman, atın yelelerinde savrulup geçmeli hızla...
Tası tarağı; Tasarım...
Bir Arka Bahçe yolu gitti.
Daha, arkaik yaşamı sırtlanacak...
Annemin, dünyanın adaletsizliğinin en büyük isbatı olan acılarını, içimde taşımaya gücüm yetmedi çoğu zaman. Ve kendimi adadığım 'acılarla' o acıyı gömmeye çalıştım. Yoksa boğulacaktım...
Farkında olmadan da taktığım kelimeler, sözler, şarkılar. Kulağımda kıvamına eremeye çalıştığım caz, şarkım Telvin Trio’dan nefes...
Sözleri bana bestesi sana ait bir şarkı bu. Geçmişle geleceğin aranjmanı. Veda edilen mutsuzlukların son notası. Seni çok seviyorum, var mı dahası ?
Gök gözlerini arıyorum, sımsıcak bedenini, derin soluklarını. Gözlerimi açtığımda seni yanımda bulmalıyım. Üşüten gecelerde güneş gibi ısıtmalısın ruhumu. Oysa soğuğum. Güneşsiz kaldık sevgili… Sen soğuk gece vakitlerinde koğuştaki 22 kişiyle uyurke
Uyarı: Bu yazıyı okuyup da, vitamin haplarını çiçeklerine verenlerin yaşayacağı olası sağlık sorunlarından ben sorumlu değilim. Ne demiş atalarımız: “El ağzına bakan, sel ağzına yuva yapar. ” Ona göre. ”Demedi” demeyin.
Çünkü; Dünyadan ahrete götüreceğim tek hazinem…
Çilekeş ve ceht içinde geçen günlerim zindan hatıralarımda saklı...
Ahirette bana şahitlik edebilecek tek sermayem…
Dünya’ya kapalı ama Ahirete açık huzurlu, mutlu günlerimdi Medrese-i Yusufiye…
Lakin bir şey var ki insanoğlu çabuk unutuyor.
Oyunlar oynadım kalemimle, şekiller çizdim sonra, planlar yaptım adeta bir ajan gibi; yine de yazmaktan çok, her nasılsa yazamamayı gerçekleştirdim.....
Ölüm bizden uzak değil.
Ölüm hiç kimseden uzak değil.
Bir nefesçik canımız var hepimizin.
“Her canlı mutlaka ölümü tadacaktır” diyor, Yüce Yaradan.
Saçların olabilirdi mesela, tel tel güneş ışıklarını süs gibi takınmış, rüzgârın o narin ve delice sevişme isteğine, davetkâr sallantılarla cevap veren.
Güle güle Gülce! Sen şimdi yoldasın. Umarım güzel anılarla gidiyorsun buradan. En kısa zamanda yine gel. Eksik bıraktığım şeyleri tamamlamak istiyorum. Seni çok ama çok seviyorum.
Hayat üzerine abanır, çırpınmak ve onunla mücadele etmekten yorgun düşer bedenin: