Hüzünlere
Rüzgarda sallanan
fener gibiyim. Etrafımı aydınlatıyorum ama kendim karanlıkta yaşıyorum
"Yeni bir başlangıcın sabahındayız; her gün, yaratıcılığın kapısını aralayan bir anahtar gibidir."
"Yeni bir başlangıcın sabahındayız; her gün, yaratıcılığın kapısını aralayan bir anahtar gibidir."
Rüzgarda sallanan
fener gibiyim. Etrafımı aydınlatıyorum ama kendim karanlıkta yaşıyorum
ne zormuş herşeyin yalan olduğunu öğrenmek ama yine de ona inanmayı istemek...
Birine yar dediyseniz ve ona ragmen gittiyse ne söylenebilirki ardindan,
Neler yasanir neler anlatilir,
Yar dön artik sen gideli ben gülmez oldum
Ve benim hayalim, senin ikliminde tek ve son mülteci olabilmek, çok görme bu arzu hâli ey muhayyel peri! Sen elif misali ben vav misali…
Sihirli pabuçların var olmayacağını biliyorum ama bu hayal benim hayatın sihirlerini yakalamamı sağladı.
İçinden akan sevgi selleri, ateş böceklerinin ısısıyla buharlaşıp gökyüzünde
buluşarak bembeyaz pamuk yığınları oluşturmuştu, o pamuk yığınlarına bağladığı
sarmaşıklarla yaptığı bir salıncağın üzerinde sallanıyordu sevdiğiyle
Of of... Ne güzel bir gün! İnsanın bir arabaya binip, kaçası geliyor; ama nereye? Tüm bahçeler gül dolu, lale dolu. Tüm şarkılar sevinç terennümlerinde... Şöyle akşamüstü kimse yokken, çırılçıplak denize girmek geliyor insanın içinden. Denizi kucaklamak, donsuz ve şortsuz bir balık gibi yüzesi geliyor insanın. Koşmak istiyor insan,
Havanın hali belli. Ya ben ! Sıcaklığına tutunmak istediğim zamanları beklerken ruhum üşüyor. Ard arda fırtınalar yaşıyorum. Oysa yağmur herkes için yağıyor
Gözlerimin içinden kopup gelen bir sabah uykususun. Yüzümün su görmemişliğinde, dudaklarımdaki çırpınan balıksın. Burnumdaki, deniz mağarasısın. Her nefes alışımda, içime dolan iyot kokususun. Gözlerimin açıklığında deniz dibi kumsalı, gözlerimin kapalılığında inci dolu sedeften saraysın. Sen masalları andıransın. Sen, bana masalları inandıransın. İnançsın, güvensin, vefasın ve merhametsin. İşte bu
Belki bende hiç bilmediğim bir yere, bildiğim ama şimdi öylece yattığım bir yerden geldim...
Yapmayı çok istediğim bir tasarımı paylaşmak istedim. Belki bu yazıyı okuyan ve parası olup tasarımın herhangi bir parçası hoşuna giden birisi çıkar ve en azından tasarım bir tasarı olmaktan kurtulur...
kimsesiz düşler yaşadım, paramparça yalnızlıklarımda ve sahipsiz gecelerde avuttum benliğimi, sırf sana inat sırf sensizliğe karşı...
Sana yazmadan duramıyorum, ey meçhul ve muhayyel iklimlerin perisi! Selâmımın ucuna bir gül iliştirip huzurundan ayrılıyorum.
İnsanlar en değerli şeylerini saklarmış; içimizde saklamaya çalıştığımız çocuk en değerli şeyimiz diyebilir miyiz o zaman?