Tarihi Anlamak (2)
Tarihi anlamada ikinci uğrak, onun ne gibi işlevlere sahip olduğunu ve tarih yazımında belli başlı biçimleri görmektir.
"Edebiyatın acımasız kuralıdır: Okur, yazarın ölüsüyle dans etmekten daha çok zevk alır." – Edgar Allan Poe"
"Edebiyatın acımasız kuralıdır: Okur, yazarın ölüsüyle dans etmekten daha çok zevk alır." – Edgar Allan Poe"
Tarihi anlamada ikinci uğrak, onun ne gibi işlevlere sahip olduğunu ve tarih yazımında belli başlı biçimleri görmektir.
Yıldızlara yürüdüm, hepsi bu mezar taşındaki bu söz Heidegger hakkında çok şey anlatır. O hayatı boyunca hakikati arayan bir düşünür olmuştur. Heidegger varoluşu felsefenin konusu haline getirerek felsefenin hayatın dışında olmadığını; bizzat dünya-içinde olduğunu anlatmaya çalışır. Hayatın içinde olan bizlerin hakikatin dışında kalamayacağımızı vurgulayan Heidegger; önceki filozoflarca kabul
Yıldızlara yürüdüm, hepsi bu mezar taşındaki bu söz Heidegger hakkında çok şey anlatır. O hayatı boyunca hakikati arayan bir düşünür olmuştur. Heidegger varoluşu felsefenin konusu haline getirerek felsefenin hayatın dışında olmadığını; bizzat dünya-içinde olduğunu anlatmaya çalışır. Hayatın içinde olan bizlerin hakikatin dışında kalamayacağımızı vurgulayan Heidegger; önceki filozoflarca kabul
Gerçeği hayallerinde aradı
Hayalleri gerçek oldu sonra
ve dünya gerçek bir yalan...
« Aşk harmanında savruldum
Hem elendim hem yoğruldum,
Kazana girdim kavruldum,
Meydana yenmeye geldim »
Tanrı insanın yüreğine hem iyilik duygusunu hem de kötülük duygusunu orantılı bir şekilde koymuştur. Bir insanın yüreğinde sadece iyilik olursa, kendini kötülüğe karşı savunamaz. Çünkü, kötülüğü bilmeyen ve o duyguya sahip olmayan insan, saf olur ve kolay kandırılır. Aynı zamanda kendini kötülüğe karşı da savunamaz. Tanrı'nın insan yüreğine
"Hayata dair konular yalnızca felsefecilerin, sosyologların, tarihçilerin kafa yorması gereken konular değil aynı zamanda; matematikçilerin, mühendislerin, biyologların da kafa yorması gereken konulardır."
Hani Mansur, Tanrıya aşkı son aşamasına varınca kendine düşman kesildi, kendini yok etti gitti. "Ben Tanrıyım" dedi. Yani "Ben yok oldum, Tanrı kaldı ancak." Bu söz, alçak gönüllüğün son derecesidir, kulluğun sonudur.
Kuantum fiziği ve makro dünya arasındaki bağlantıyı inceleyen bu metin, mikro ve makro etkileşimlerin benzeşmelerini ve farklılıklarını ele alıyor. Atom yapısının bu iki dünya arasında nasıl bir geçiş formu oluşturduğunu açıklayan yazı, kuantum dünyasının boyutsuzluğu ile makro dünyanın üç boyutlu zaman-mekan yapısı arasındaki temel farkları vurguluyor.
Biliyorum,bir serzenişten daha buruk bir şey senin iç çekişin.Hayallerinden vazgeçip, bütün varlığını “gözle görülemeyecek kadar küçük ve mutlak” parçacıklara adamanın pişmanlığını mı çekiyordun, açıkçası emin olamıyorum.
Kıta Avrupası modernleşmesinin öncülü özellikle burjuvazist ve merchantalist bir gelişimin ürünü olarak açıklanırken, ada Avrupasının modernleşmesindeki, aristokrasi inkar edilemez bir öneme sahipti. Hatta bütün batının doğu üzerindeki modernleşme etkisi söz konusu edilirken, Türk modernleşmesinin öncüleri de, Türk Sosyo-kültürel yaşamının en etkin sınıfının merkezinde ortaya çıkacaktı. Şüphesiz ki en
Bu metin, çelişkilerin hareketin kaynağı olduğunu ve varlıkları alan etkileriyle birlikte anlamanın önemini vurguluyor. Köleci bilinç ile kolektif ruh arasındaki farkı, alan etkilerinin nasıl oluştuğunu ve koreografik hareketlerin birbirine indirgenemez yapısını ele alıyor. Metin, atomik etkileşimlerden toplumsal dinamiklere kadar uzanan bir anlam arayışı sunuyor, varlıkları sadece kendileri olarak
Hepimiz et, kemik ve kan, hepimiz insanız. Üstelik istisnası yok, bir gün gelip hepimiz ölü insanda olacağız.
Kadın programlarını küçümseyenlerin kendine çeki düzen vermesini sağlayacak bir eser!
-Alec Sandır Newyork Post-
Bugünlerde kimse ne olduğunu pek bilmese de, insanların dillerinde olan o çılgın Kuantum fiziği(Parçacık Fiziği), onun teorisini kuran ünlü fizikçilerin bulgularının sonucunda ortaya attıkları felsefi sorulardan kaynaklanan bir felsefi akıma yol açtı. İşte aşağıdaki makalede, bu felsefe hakkında kısa bir giriş bulacaksınız!
Bu metin, öznel ve nesnel düşünce alanları arasındaki karmaşık ilişkiyi inceliyor. Yazar, kolektif bilinç ile bireysel bilinç arasındaki etkileşimi, özne-nesne dinamiğini ve bunların günümüz düzlemindeki yansımalarını felsefi bir bakış açısıyla ele alıyor. İnsan bilincinin nesnel dünyayla kurduğu ilişkide, öznel olanın nesnel olana indirgenemeyeceği vurgulanırken, insanın kolektif alana olan
Melisa Kesmez