..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Cumhuriyet fikir serbestliði taraftarýdýr. Samimi ve meþru olmak þartýyla her fikre saygý duyarýz. -Atatürk
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Güven ve Güvensizlik > Emine Piþiren




13 Nisan 2011
Ürü Ürü, Nereye Kadar, Durmuyor ki Kervan!..  
Emine Piþiren
Ve fýrtýna sonrasý geliþen sorunlarýmýzý çorap söküðü gibi yaþar, aðýr faturalar ödemek zorunda kalýrýz. Öncelikle akýl ve ruh saðlýðýmýz bozulur. Bozuldu mu, ne iþte, ne okulda ne de toplumun içinde baþarýlý ve mutlu günlerimiz olur. Hüzünden öte duygularý yüklenip, piþmanlýklarý sýrtlayarak, güven kayýplarý yaþarýz.


:BJGD:

Toplumdaki yaþantýmýzý; bizim dýþýmýzdaki insanlarla da ortak kararlar alýp, yaþamýn rengini verip, þekillendiriyoruz ve sevgiyle zamaný paylaþýyoruz, hatta yalnýzlýklarýmýzý da. Belki de “yalnýzlýk korkusu” sarýnca benliðimizi hiç istemediklerimizle de yaþamaya zorluyoruz kendimizi.
Gerek iþ, gerekse okul yaþantýmýzda olduðu gibi toplumun en küçük topluluðu olan ailemizin de düzenini, saðlýklý yürütemezsek, geleceðimize mutlu taþýyamazsak, rüzgâr ekip fýrtýna biçeriz.

Ve fýrtýna sonrasý geliþen sorunlarýmýzý çorap söküðü gibi yaþar, aðýr faturalar ödemek zorunda kalýrýz. Öncelikle akýl ve ruh saðlýðýmýz bozulur. Bozuldu mu, ne iþte, ne okulda ne de toplumun içinde baþarýlý ve mutlu günlerimiz olur. Hüzünden öte duygularý yüklenip, piþmanlýklarý sýrtlayarak, güven kayýplarý yaþarýz. Neye güven, kime güven? Sorularýna en iyi yanýtý ikili birlikteliklerimizde sýklýkla tesadüf etmiyor muyuz?
Uzun süre birlikte yaþadýðý arkadaþýndan ayrýlmak isteyen bir bayan arkadaþýmý geçende ziyaret ettiðimde sordum:

“Nasýl gidiyor hayat?”

“Eh, fena deðil, bildiðin gibi iþte, sýradan ve sýkýcý…”

“Anlýyorum. Ya iliþkin?”

“Ha, o mu? O çoktan bitti.”

Bir aydýr þehir dýþýndaydým ve arkadaþýmýn yaþamýndaki deðiþikliði yeni öðreniyordum. Bittiðini duyunca oldukça þaþýrmýþtým. Zira fýrtýnalý, gel-gitli birlikteliði uzun yýllara dayalýydý. Erkek arkadaþýyla kýsa süreli ayrýlýklar sonrasý, tehdit ve “ya benim ya kara topraðýn olursun” sözleri sonrasý “korku” birliktelikleri devam ederdi. Onunla ne zaman þimdiki gibi kahve molasý versem, hep þikâyet eder, yakýnýrdý birlikteliðinden ve sistemden.

Ne emniyete ne de adalete sýðýnýrdý. Nedenini, niçin ini sorduðumuzda da;
” bir kaç kez karakolluk olduk, polisler yumruðundan þiþ ve morarmýþ gözlerimle beni deðil de eski meslektaþlarýný tutarak, bir de çay ikram ettiler. Tabi sonra da ‘aile kavgasý’ adý altýnda baþlarýndan savdýlar. Adalete gelince, uzun süren asliye hukuk, sulh hukuk davalarýna tanýðýz, hangisi kýsa sürede neticeleniyor ki? Bir de milyarlarca avukatlara yaðdýrýyorsun, deðil mi? Çarem yok katlanýyorum, senin anlayacaðýn bir kaç sakinleþtirici alýp yaþamaya çalýþýyorum. Çünkü çok korkuyorum ölümden, öldürülmekten. Ya oðluma bir þey yaparsa, diye de korkum, gün geçtikçe daha da fazlalaþýyor.”

Arkadaþýma “onu seviyorsun belli, aksi halde sen bu duruma mutlak bir çözüm bulurdun” dediðimde arkadaþým yüzüme buruk, hüzünlü tebessümlerle bakmýþtý. Uzun bir süre öylece sessizliðini sürdürürdü. O anda anlýyordum ki arkadaþým, yaþadýðý saðlýklý bir aþk deðildi. O sadece þizofren bir aþkýn gölgesinde kalmýþtý.
Oysa þimdi o birlikteliðinin, artýk bir tarih olduðunu söylüyor, ardýndan mutlu ve muzip bir ifadeyle þaka gibi gülümsüyordu. Bu gülüþü sahte deðildi, aksine özgürlüðün dayanýlmaz hafifliðini de yansýtan bir gülüþtü.
Sevinmiþtim onun adýna.
“Hayret, bunu nasýl baþardýn, ondan çok korkuyordun!?” diye sorduðumda; anlatmaya baþladý.

“Bir gün oðlum eve bir köpek getirmiþti. Küçük bir süs köpeðiydi. Önce oðlumu payladým. Bana sormadan, kendi baþýna hareket etmesine sert tepkiyle karþýlýk vermiþtim. Bir yandan da kuþku kaplamýþtý içimi ve çok deðerli bir terrieri hangi parayla almýþ olabilir, acaba çaldý mý, ihtimalleri ile onu suçlamýþtým. (-sobanýn yanýnda kývrýlmýþ yatmakta olan siyah beyaz benekli küçük köpeði iþaret ederek-) Oðlum þu süs köpeðini, iki ay önce beþ tane yavru yapmýþ arkadaþýnýn köpeðinin yavrusu olduðunu, ondan gönül rýzasý aldýðýný, söyleyince çaresiz köpeði kabullendim.”

Merak etmiþtim. Bizim köpeðimiz Pamuk öldüðünden beri evimize baþka köpek almayý düþünmemiþtik. Onu ilk kez kaybettiðimizde nasýl üzülmüþtük. Beþ saat sonra üstü baþý çamurlu, tüylerinde iri iri dikenlerle eve geldiðinde de ne çok sevinmiþtik. Sordum:

“Köpeðin asýl sahibiyle görüþüp öðrenseydin gerçeði”

“Sormam mý þekerim. Hemen o gün telefon açýp öðrendim. Neyse, daha sonra köpekler hakkýnda kitaplar okuyup, evdeki yeni konuðumuza alýþmaya çalýþtýk. Hani annelerimiz hep bize þunu derlerdi, ‘Isýracak köpek diþini göstermez’ Ýnan arkadaþým bu çok doðru. Köpeðimiz olur olmaz her þeye her harekete havlamakta. Evimizin penceresine kuþ konsa havlýyor. Kapý zilimiz çalsa havlýyordu. Allah’tan evimiz müstakil de konu komþu rahatsýz olur, endiþelerimiz yok.”

Arkadaþým az önceki sohbetimizin içeriðinin dýþýna çýktýðýný düþünürken, o devam etti:

“Neyse, ben kahvelerimizi piþireyim, kahvelerimizi yudumlarken o köpeðin bizim Hayri ile olan birlikteliðimize nasýl nihayet verdiðini anlatýrým.”

Baharýn tüm cemrelerine tanýk olan gözlerim, þimdi “gri güvercinler” gibi öbek öbek yaðmur bulutlarýna uzanmýþtý. Güneþ arada bir çýkýp bir kaybolurken gökyüzünde, yaðmur tanecikleri camdan süzülüyordu. Köþede uyumakta olan siyah beyaz küçük süs köpeðine çevirdim bakýþlarýmý, yüreðim acý bir sýzýyla yanmaya baþladý, yerimden kalkýp onu okþamak, sevmek içimden geçtiði halde kendimi zor tutuyordum. Aklýmdan çýkmayan Pamuðum gibi hiç bir köpek gönlümdeki boþluðu dolduramazdý.
Kahveler geldiðinde arkadaþým heyecanla kaldýðý yerden konuþmasýný sürdürdü:

” Köpek geldiðinden beri benimki bu köpek gitmeli, gitmezse kendisinin gideceðini söyleyip durdu. Görsen köpek nasýl gözüme þirin geldi. Kendi ellerimle besliyor, oðlumun okulda olduðu zamanlarda da çiþ için ben dolaþtýrýyordum. Bana iyicene alýþtý mý bu köpek!.. Hatta yatak odamýza da biz uyurken geliyor, ayakucumuza deðil de, yavaþça ayakucumuzdan sokulup, aramýza yatýyordu. Tabi bu durum benim sayýn köpekten tiksinen, havladýðýnda kaçacak delik arayan “tüylü hayvan fobisi” olan adamýmýn “ya o ya ben” tercihi sonrasý bende “tabi ki köpek” dedim.”

Arkadaþým anlatýrken bende kahkahayý koyuverdim. Gözlerim yaþarana kadar gülmüþtüm. Süs köpeklerinin yapýlarýný bilirdim. Yerde deðil ev sahibinin yattýðý yumuþak yatak tercihlerini nasýl usulca uyguladýklarýna da hiç yabancý deðildim.

“Demek bu kadar kolay oldu ha!”

“Evet, ertesi gün valizini topladý ve çekti gitti. Saðda solda ‘o köpek evden gitmeden o eve asla girmeyeceðim’ diye söyleniyormuþ. Sanki çok umurumda. Ayrýca oðlum, artýk okuldan eve erken geliyor. O kötü arkadaþlarýna takýlmýyor. Senin anlayacaðýn þu minik köpek bizim yaþantýmýzda aktif rol oynadý. Kýrk yýl düþünsem, aklýma gelmezdi bir köpek, bizim ayrýlýðýmýza neden olacak, diye.”

“Hayýrlýsý olsun. Senin adýna sevindim. Ruh saðlýðýn bozuluyordu. Zaten ýsýracak köpek diþini göstermezmiþ ya, gerçekten doðru. Hani Aziz Nesin’in bir hikâyesi vardý anýmsar mýsýn?”

“Hangi hikâyesi o?”

“Köpeðe sormuþlar: Niçin havlayýp duruyorsun?-Yürekliliðimden! Demiþ köpek.- Öyleyse gerin niçin gelip gidiyor?
Köpek yanýtlamýþ soruyu:- Korkumdan! Seninki de öyleydi sanýrým. Seni kaybetme korkusundan seni tehdit ediyordu.”
“Evet, arkadaþým, aynen öyleymiþ. Boþu boþuna korkmuþum. “

“Ürümesini bilmeyen köpek de sürüsüne kurt getirirmiþ, ama seninki bir küçük süs köpeði getirmiþ. Neyse ki, bu minik zarar vermiyor aksine sevgi çoðaltýyor.”

Arkadaþýmdan ayrýldýðým saatlerde yaðmur dinmiþti. Limon çiçeklerinin taze kokusu alaca karanlýða kavuþmuþ havayý sarmýþtý. Derin derin soludum baharýn havasýný. Ve iki gün önce geldiðim, portakal, limon bahçelerinin kokusuna benzettiðim lacivert Akdeniz’i düþündüm. Oradaki dosta ne zaman “ya bu çok kötü, bu çok iyiymiþ” dediðimde,”hayat bu” sözlerini anýmsayýnca dostun sözlerine özlemle iç geçirdim.
Yaþamda mutluluklarýmýza, sevinçlerimize, mutsuzluklarýmýza, üzüntülerimize neden olacak tercihlerimizi yaparken de seçeneklerimizi bazen saðlýklý kullanmayýp acele kararlar veririz. Sonrasýný düþünmeden aldýðýmýz bu kararlar sonucunda þayet yalnýzlýk ve felaket yaþanýrsa biz insanlar buna bir ad vermekteyiz. “Kader” diye…
Hayýr, efendim. Kader deðildir.
Ölüm ve doðum dýþýnda doðadaki her insan kendi iradesiyle tercihini yaþar.
Tabi savaþlarý yöneterek tarihin sayfalarýnda deðiþikliklere neden olan, insan olmayan o dev emperyalist köpeklerin diþlerinden Allah hepimizi korursa,
“Yalnýzlýk kader deðil bir tercihtir.”
Bizler hep konuþur, dertleþiriz kendi aramýzda. Kanýksarýz olaylarý ve kiþilerin yanlýþlýklarýný da bir süre sonra kabulleniriz. Kabullenmeyenler de kendi kendilerine “Ýt ürür kervan yürür” diyerek teselli bulur sanki. Bu keþmekeþlikte, bu baþýboþlukta aklýma gelince ülkemin sorunlarý, çýrpýnan devrimci gönülleri, üzüntü yanýma kar kalýyor. Söyleniyorum kendimce;

” Ürü ürü, nereye kadar, durmuyor ki kervan” diye, Ýda’nýn batýsýndan çekilen günün ardýndan…

Sevgiyle…

Emine PÝÞÝREN/Akçay



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn güven ve güvensizlik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ee, Bal Tutan Parmak Yalarmýþ...
Peki, Hasta Adam Mýyýz Gerçekten?
Domuz Gribi Bir Senaryo Olmasýn?
Peki, Hasta Adam Mýyýz Gerçekten?

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Deðerli Yazým Dostumuz Sayýn...
Yarým Somun Yemek Ýçin Orospuluk
Entellektüel Kadýnlar Nasýl Bir Erkek Arar?
Yoksa Canýnýz Hoþaf mý Çekti?
Allah'ýn Laneti Üzerlerine Olsun!..
Her Ýkisi de Bir Þairin Asil Yüreðine Sahiptiler
Eh, Burasý Türkiye
Atatürk'e Duyulan Bu Öfke, Bu Nefret Nedendir?
Havada Bok Kokusu Var Baba
Siz Böyle Yanmýyor Musunuz? - 2 -

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Adamdan Saymýþýz [Þiir]
Ah Ulan Istanbul! [Þiir]
Çekinme Söyle [Þiir]
7. Didim Þiir ve Þairler Buluþmasý [Þiir]
Yaðmur Kuþu Suskunluðu [Þiir]
Hangi Dua Ýle Sana Gelelim? [Þiir]
Ýsterdim [Þiir]
Davetsiz Konuk - 1 - [Þiir]
Madem ki... [Þiir]
Git Demene Gerek Yok [Þiir]


Emine Piþiren kimdir?

Yazmayý, okumayý ve birikimlerimi paylaþmayý seven biriyim. Edremit'in yerel bir gazetesinin köþe yazarýyým. Bazý web sayfalarýnda da edebiyat adýna paylaþýmlarým yayýnlanmaktadýr. Sevgi ve ýþýk sizle olsun.

Etkilendiði Yazarlar:
Mehmet Emin Yurdakul, Nazým Hikmet, Aziz Nesin, Victor Hugo, Balzac, Leo Buscaglia, Eric Frrom, Irvýn Yalom, Dale Carneige, Doðan Cüceloðlu, Haluk Yavuzer...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.