Þiir, seçmek ve gizlemek sanatýdýr. -Chateaubriand |
|
||||||||||
|
Adam, iki saate yakýn yerinden doðrulamadý. Kalktýðýndaysa baþýna taþ düþmüþ gibi aðýr ve yorgun hissediyordu kendisini… Dün buluþmanýn gerçekleþmediði ikinci gün olmasý nedeniyle eve keman yayý gibi gergin dönmüþtü,… Bu gün daha çok gergin ve deve tekmesi yemiþ gibi dönecekti!... Ancak eve dönmeden önce, çarþýda karþýlaþtýðý bir olaydan söz etmeden geçmeyelim. Abdülrezzak’ ýn gözünü açan olay kýsaca þu þekilde geliþti: Kentin en iþlek caddelerinden birinde duvar dibinde boynu bükük iriyarý bir adama rastladý… Adam, ayakta duruyor, gelip geçen insanlar arasýndan gözüne kestirdiklerine bir þey diyecek olduðunu belli ederek yaklaþmaya çalýþýyordu. Kýrk - kýrk beþ yaþlarýnda, üstü baþý kir içinde ve sakallýydý!... Adam, Abdülrezzak’ ý beþ on metre ileriden görünce ilgilendi ve kollamaya baþladý. Abdülrezzak, adamýn tam önü sýra geçerken adamýn kendisine doðru uzattýðý kirli elinde kibrit kutusuna benzer minicik bir kitap gördü. Adam yalvaran bir ses tonuyla, “ Ýki evladýný Allah baðýþlasýn beyim!... Allah rýzasý için, kendin ve çocuklarýnýn hayýrlý rýzklarý için al bunu üzerinde taþý!...” Abdülrezzak aniden duraksadý ve adama dönerek, “ Nasýl biliysen üç evladým odugunu? ” diye sordu. Adam, özgüven dolu bir tavýrla, “ Ýtikadýn olursa sen de bilirsin!.. Al bunu, üstünde taþý!... Gönlünden ne koparsa ver! Sevaptýr aðam!...” dedi. Abdülrezzak, adama ters ters bakarken “ Has’tir ülen!...” dedi ve yoluna devam etti… Bir yandan yürürken, bir yandan da gün boyu adamýn önünden gelip geçen kadýnlý erkekli binlerce insandan en az yüzde yirmisinin iki çocuðu olabileceðini düþünüyor ve adamýn kazancý hakkýnda fikir jimnastiði yapmaktan kendini alamýyordu!... Bu fikir jimnastiðini dinlenmek için oturduðu parkta da yoðun bir þekilde sürdürdü… Parkta oturduðu tahta oturakta uygulama aþamalarýný da düþünerek, bankýn üstünde hesap bile yaptý. Bu iþe kendisini öyle kaptýrdý ki, ne kadar yürüdüðünün ayýrdýnda bile olmadý. Kafasýna taktýðý iþ, bindiði araçta da devam ederek eve varýncaya dek basbayaðý olgunlaþarak uygulanabilir bir projeye bile dönüþtü. Bu düþünce yoðunluðu nedeniyle Ümmühan’ dan aldýðý dersin etkisinden bile biraz olsun sýyrýlmýþ oldu!... Ev temizliðinden yeni dönmüþ olan Hatçe ile Ýrem dizi izlerken anne Güldane uyukluyordu, Abdülrezzak’ ýn geldiðinde… Samet ve Furkan da babalarýndan sonra girdiler kapýdan. Arkalarýndan Muhammed, Fatih ve Alpaslan ortaya çýktýlar. Ýkizler; Yýldýrým ile Recep zaten içerdeydiler. Ailenin bu denli kýsa bir zamanda bir arada olmasý sýklýkla izlenen bir durum deðildir genel olarak. Düzenli tencere kaynatýlamadýðý için her biri kafasýna göre daðýnýk bir halde olurlar, her biri bulduðuyla yetinirdi. Bu gün öyle olmadý!... Ümmühan, Abdülrezzak’ ýn yanýndan ayrýldýktan sonra bir alýþveriþ merkezinde iki üç parça gýda paketi hazýrlattý. Ýçinde sekiz on parça giysi olan bir de karton kutu… Ümmühan, Abdülrezzak eve gelmeden bir saat kadar önce bu paketleri býrakýp gitti… Ümmühan, Güldane’ ye bir de zarf verdi. Bu bilgi çocuklarýn arasýnda bir anda yayýlmýþtý. Bu nedenle babalarý eve geldiðinde her biri bir yerde deðillerdi… Ümmühan, Ýçinde para olan zarfý Güldane ’ ye verirken tokalaþtý; bir kaç kelime ile hal hatýr etti!... Kýzlarýn adlarýný öðrendi. Demek sensin, diye Hatçe’ yle ilgilendi!... Çocuklarýn adlarýný sordu ama, kendisini gizliyor gibicesine anneyle iki kýzý gördükten sonra evden ayrýldý… Abdülrezzak, içeri adýmýný attý ve hem oturma odasý, hem salon hem de çocuklarýn yatak odasý olarak kullanýlan odada volta atmaya baþladý, aðýr aðýr!... Aniden durdu ve “ Hele bi’ gelin öðüme.” dedi. Ve sürdürdü konuþmasýný: “ Yarýndan soðna Muhammet, Fatih ve Alpaslan da iþe çýkacaklar, haberiðiz ola!... Duymadýk!... Aðnamadýk, unutduk demeyin!... Yeri gelince ýþýklarda araba camý siliðiz, yeri gelince, ‘okula gidiiik kalem defter parasý , diye galabalýk köþe baþlarýna durun!...Yeri gelince de, Hacça’ yla Ýrem abaðýzýn aldýklarý sakýz, yara bandý, kaðat mendil gibi öteberi satacaksýz!... Bundan soðna ben de siziyle bereberim; göreceksiðiz babaðýzý!... Gerekirse, Samet ilen Furkan kapkaç, gasp gibi iþleri de becermeli! Bakýn ne diyem, ( Baþýný im ederek ) burayý iþletirsek anamavradým ossun kine holding sahabý oluruk! Bunuyçin, bu evde sofraya oturup kaþýk tutabilen hepiðiz para gazanacak, aðnaþýldý mý? Ben sizler için çabaliyem. Kendim için bir þey istiysem þerefsizim!... ” dedi. ……./…… Devam edecek
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mudi Beya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |