"Hemen yüzüne gül suyu seperek Leyla'yý ayýlttýlar." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Giderken bir muþtu gibiydiler” Böyle diyordu gönül insaný Erdem Bayazýt, sonsuzluða yürümeden önce. Ölmeden önce ölünüz emrine harfi harfine uymuþ diri yüreklilerden biriydi o. O bir Güneþçað savaþçýsýydý adý üstünde. O da gitti ve giderken o da sonsuzluktan haber veren bir muþtu gibiydi. Çünkü mýsra mýsra müjdelerinde yokluðu maðlup etmiþti hep ve sonsuzluða davet etmiþti herkesi. Çaðcýl insanýn çoðu zaman düþünmediði, hatta anti aging felsefeleriyle hafife bile aldýðý; ama aslýnda hakkýndaki soru iþaretlerinin mutlaka cevaplanmasý gerektiði ölüm gerçeði hakkýnda bakýn neler diyordu þâir: Kabuðunuza çekilin yorganýnýzý çekin üstünüze Kalsýn titrek ve mavi elleriniz Bekleyin geliyor ölüm usulca Usulca girer koynunuza. Biz çoðunlukla ölüm þairi olarak sadece Cahit Sýtký’yý biliriz. Elbette onun þiirlerinde ölüm temasý aðýrlýklý olarak iþlenmiþtir. Ama her þâir aslýnda diðer insanlardan mutlaka daha fazla ama kendi deðer ölçülerinin mütevazi sýnýrlarý içerisinde muhakkak ölümden bahsetmiþtir. Çünkü bengi bir yaþam isteyen þâirin ruhunu, þu kýsa ömür doyuramamaktadýr. Zira duygularýn hendesesinde hesaplar sonsuzluk ölçekli yapýlýr. Hele þâirler için boyutlar arasýnda her hangi bir sýnýr yoktur. Geçmiþle gelecek, baþka baþka ruh dünyalarýyla ölüm ötesi hayat, onlarýn yürek gezegenlerinde sarmaþ dolaþtýr.. Þairlerin hislerine herhangi bir sýnýr konulamaz. Aslýnda þiirin en birinci malzemelerinden olan söz sanatlarý ve bunlarýn içinde epey bir yekün tutan mübalaða sanatý, ruhun dizginlenemeyen sonsuzluk arayýþlarýnýn kelime düzleminde hafif bir yansýmasýdýr. En yenici þiirlerde bile þairlerin bu þuuraltý arayýþlarý kendini belli eder. Üstelik þiir, eski tarihlerden beri, hatta düz yazýdan da daha önceleri ebediliðin bir aracý olarak kullanýlmamýþ mýdýr? Binlerce yýl öncesinden bugüne kulaktan kulaða yayýlmýþ olan halk hikâyelerimiz, türkülerimiz ya da destanlarýmýz, hep þiir formlarýnda söylenmiþ sözlü ürünler deðiller midir? Hatta çocukluðumuzdan beri okul sýralarýnda, duvarlarda görmeye alýþýk olduðumuz bütün o yazýlar, manzum deðiller midir? Demek ki her insanýn ruhunda var olan sonsuzluk isteði, bir þekilde kalýcý eserler oluþturma emrini veriyor biyolojik yapýmýza. Beynin nöronlarý, ruh cevheri, kalbimiz ve bütün latifelerimiz el ele verirlerse eðer, ölümsüz eserler ortaya koyabiliyorlar. Eski çaðlardan beri insanlýk, ölümsüzlüðü þiirlerle yakalamaya çalýþmýþ. Aslýnda bu durum, basit bir biyolojik yapýya sahip olduðunu düþündüðümüz karýncalarýn ölüme karþý direniþiyle paralel bir refleksin ürünü. Bu biyolojik yanýmýzýn titrek bir dürtüsü kimilerine göre… Ama bir de çoðu zaman es geçtiðimiz, bizi o karýncadan tefrik eden sonsuzlukla ilintili bir yanýmýz vardýr ki, aslýnda bu veçhemiz, sonsuzluktan muþtularla yüklü mýsralarýn cevelan ettiði debisi yüksek bir ilham nehrinin yataðýdýr.. Her yürekte az çok sesi duyulur bu latifenin. Ama þâirler, bu yürek seslerini, karýnlarýndan konuþmasýný beceren insanlar gibi yüreklerinden konuþarak satýrlarýna dökmeyi baþarmýþlardýr. Ýþte bu þâirlerin en önemlilerinden birisi de Erdem Bayazýt’týr. O açýkça yürekten, çoðu zaman ruhtan konuþmasýný bilmiþtir. Þu aþaðýdaki mýsralar ruhun tatlý dilinden deðil de nereden süzülmüþtür? Dirilmek yeniden Yerin uyanmasý gibi kýmýldamasý gibi topraðýn Bulutlarý yarmasý gibi gün ýþýðýnýn Yaðmurun ansýzýn boþanmasý Binlerce kuþun bir anda parlamasý havalanmasý Erimesi gibi karlarýn ve buzullarýn Patlamasý gibi dal uçlarýnda tomurcuklarýn Her þâir ölümün farkýndadýr farkýnda olmasýna ama ölümden sonrasýnýn karanlýðýný her þâir aydýnlatamaz. Bunun için iman güneþi gerekir öncelikle. Amentüdeki imanýn þartlarýna inanan herkes, eðitimi ne olursa olsun ölüm gerçeðiyle bir þekilde baþa çýkabilmektedir ruh dünyasýnda. Ama ahirete inanmayan bir insan için ecel, tamamen yok oluþun adýdýr. Ölüm onun için bütün sevdiklerinden sonsuza kadar ayrýlýþýn, karanlýklara yuvarlanýþýn adýdýr. Ona göre, hayat aynacýðýnda yansýyan bütün ýþýklar, o aynanýn bizatihi kendi malýdýr. Aynadaki yansýmalar yok olduðunda, ayna da yok olmuþtur olacaktýr. Ya da ayna yok olduðunda o ýþýklar da yok olacaktýr. Ýþte bu önermelerde var olan paradokslara Erdem Bayazýt hiçbir zaman düþmemiþtir. O bir “Güneþçað savaþçýsýdýr” çünkü Aynadaki yansýmalar, güneþin ýþýnlarýnýn tecellisinden baþka bir þey deðildir ona göre.. Ve bizler de o ebedi güneþin maddi evren aynasýnda tezahür eden ýþýnlarýnýn farklý tonlardaki yansýmalarýndan ibaretiz. Aynanýn kýrýlmasý ya da bir þekilde yansýmalarýn kesilmesi, aslýmýzýn yok olmasý anlamýna asla gelmemektedir. Zaten aslýmýz, manamýz ve deðerimiz olan bütün renkler, ýþýklar o güneþin zatýnda sabittirler. Asla kaybolmamýþlardýr, kaybolmayacaklardýr da. O Sonsuz Güneþin “en güzel isim” ýþýnlarýnýn yansýmalarýndan ibaret olan düþüncelerimiz, duygularýmýz, yaþantýlarýmýz kýsacasý her þeyimiz, bâki kalacaktýr, asla hiçbir özelliðimiz yok olmayacaktýr. Yok olan aynalardýr, asýllar ise her zaman sabittir. Ve bir “Güneþçað savaþçýsý” asla yok olmayacaðýný çok iyi bilir. Ýþte asrýn Güneþçað Savaþçýlarýndan olan Erdem Bayazýt da aslýna, Güneþler Güneþinin sonsuzluðuna döneceðini çok iyi biliyordu. Ve her Güneþçað Savaþçýsý gibi o da sonsuzluk ülkesinin saraylarýna doðru yelken açmýþtý ardýnda þu bengi mýsralarý býrakarak, Þu bizim atýmýzdýr deniz hipodrom Nehrin yataðýný öp sen ey savaþçý Birikinti gölleri geç apartmanlarý geç kaldýrýmlarý Bir bir ayýkla mezarlarý. Güneþçað öncüleri yollarý tuttu dua erleri tuttu Yüzleri Mekke ülkesi gözleri Medine çeþmesi Elleri altýnçað mimarý Erdem Bayazýt, þiirleriyle, mefkuresiyle bilhassa sevap kazanmak cihetinden yaþamaya devam edecek etmesine ama bizler de onun þiirlerini, ideallerini yeni kuþaklara aktarmayý bir görev bilmeliyiz. Gençliðimizi geç olmadan Erdem Bayazýt gibi þâirlerimizin sevgi kokulu mýsralarýyla tanýþtýrmamýz gerekiyor. Çünkü sevgisizliðin, ahlaksýzlýðýn ve þiddetin yegane reçetesi, aþaðýdaki dizelerimde de ifade etmeye çalýþtýðým gibi Erdem Bayazýt misali þâirlerimizin sevgi kokulu mýsralarýnda saklý deðil, ayan beyan ortadadýr.. Her yarýnýn güneþi Bugünden ekilir unutma Ve her günü aydýnlatan Bir baþka þâirin ruhudur Güneþler ekilmeden topraða Filizlenmeyecek altýnçað Ve gülemeyecek, Kölemen kaderli bebeler Güneþçað savaþçýlarýnýn Sevgi kokulu mýsralarýyla tanýþana dek…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Oðuz Düzgün, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |