Gerçeðin dili çok yalýn. -Euripides |
|
||||||||||
|
Saat 12.30 vurduðunda denetleme memurlarýndan Celal Saatçioðlu iþe baþladýðýndan beri her Salý yaptýðý gibi arka sokakta bulunan, altý adet masasý olan duvardan duvara çeþitli doða resimleriyle insanýn iþtahýný kabartan ve de en önemlisi yemek yerken kendisini izleme fýrsatý veren aynasý olan Kebapçýðlu Salonuna gitmek üzerine hazýrlandý. Acele etmeliydi, çünkü burasýnýn kendisi gibi müdavimleri çoktu ve bu yüzden adýmlarýný çabuklaþtýrdý. Ama arkasýndan sanki birisi sesleniyordu. Sesin geldiði yöne dönünce, O’na doðru koþan birisini fark etti. __Celal Bey, Celal Bey bekleyin lütfen… Bu kýsa boylu, göbeklice ve saçlarýnýn yanlarý sanki elle yolunmuþ gibi gözüken iki senedir hiç deðiþmeyen –bazen gömleðinin rengi deðiþiyordu- takým elbisesiyle Emin Gürbüz’dü. __Aaa Emin Bey siz misiniz bu ne acele böyle? Dedi Celal. Emin hýzlý bir þekilde koþtuðu için –tabi kendisini oranla- soluk soluðaydý. Elini Celal’in omzuna koyarak eðdiði baþýyla Celal’in gözüne koca bir ayý gibi gözükmüþtü bir an. Ýçin için güldüðünü gören Emin’de katýldý O’na nedenini bilmeden. __Yemeðe öyle deðil mi? __Evet, her Salý yaptýðým gibi Emin Bey __O zaman beraber gidebiliriz, deðil mi? __Neden olmasýn, yemekte bir arkadaþýn olmasý iyi olur dedi ve yürümeye baþladýlar. Emin samimiyetle girdiði Celal’in kolunda ona bir þeyler anlatýyor bazen de þen kahkahalar atýyordu, yalnýz Celal ne onu ne de umursuyordu ama saygýsýzlýk olmasýn diye bazen baþýný sallýyor veya evetlerle ona yalandan da olsa katýlýyordu. Bu sýrada salona gelmiþlerdi bile. Celal girer girmez gözlerini aynanýn yanýndaki masalara dikmiþ ve boþ olan iki masa görünce hemen köþedekine yerleþti. Emin ise O’nun bu davranýþýný anlamamakla beraber O’na uymakta gecikmedi. Celal oturur oturmaz aynadaki siluetini süzerek kravatýný düzeltirken O’nu tanýyan garson hemen gelmiþti. __Hoþ geldin Celal aðabey nasýlsýn? Dedi. Celal bir an kendisini izlemeyi býrakýp; __Sað ol sen nasýlsýn, bana her zamankinden olsun diyerek tekrar aynaya döndü. Garson alýþkýn olduðu bir tavýrla bir þeyler yazdý, ardýndan Emin’e baktý. Emin önce Celal’e baktý ama O’nun dikkati hala aynadaydý, o yüzden garsona dönüp; __Bana da aynýsýndan dedi sadece ve sipariþleri alan garson uzaklaþtý. Emin biraz bekledi sessizce ama Celal’in kendisini izlemekten, arada sýrada da tuzluklarý düzeltmekten baþka bir þey yaptýðý yoktu, dayanamayarak konuþmaya baþladý. __Ya Celal Bey þu dünyada ne adi insanlar var öyle deðil mi? __Evet, Emin Bey ne yaparsýnýz dünya böyle dedi Celal hiç baþýný çevirmeden. __Aman efendim dünya böyle deyip de boþ vermek olmaz, ben dayanamam adaletsizliðe dedi, Emin kasýlarak ve biraz da gururlanarak. Sonra devam etti yine kendisine izin vererek. Tam bu sýrada Emin’in arkasýndaki masaya üç kiþi oturdu ama O bunu önemsemeden devam etti söylemine. —Neyse efendim adil olmak lazým. Mesela þu sizin de arkadaþýnýz olan Sinan Bey var ya O’nu geçen gün süreceklerdi hani hatýrladýnýz mý? Celal aynaya bakmayý kesti yine __Hatýrlamaz mýyým Sinan benim en iyi arkadaþýmdýr. Ama bunun adaletle ne ilgisi var? __Caným oldu mu þimdi, sizce onun sürülmesini engelleyen kimdi? Dedi gülerek. __Yoksa siz miydiniz? Diye sordu kurnazca ama iþin aslýný biliyordu. Sinan müdürle tartýþmýþ, müdür de herkesin içinde onu süreceðini söylemiþti. Ama hiçbir þey olmamýþtý, çünkü Sinan’ýn Ankara’da ki büyük dayýsý bunu engellemiþ, müdürüyle yeðeninin arasýný düzeltmiþti ve bunu sadece Celal biliyordu. Þimdi ise Emin bunu kendisinin yaptýðýný söylüyordu. Sinan’a anlatmak ve biraz eðlenmek düþüncesiyle istifini bozmadan dinlemeye devam etti. __E tabi benim efendim kim olacak. Ama bu Sinan Bey’de affedersiniz çok patavatsýz. Dostu var düþmaný var, öyle her yerde müdür hakkýnda konuþulur mu? Hadi konuþtun ama bunu mesai dýþýnda yap bari gençlik iþte dil daha bir uzun oluyor dedi Emin. Bu sýrada garson çorbalarý getirmiþti. Celal her kaþýk alýþýnda aynaya bakýyor kendisini izliyordu. Emin ise hýzlý bir þekil de çorbayý içiyor, bir yandan da konuþmaya çalýþýyordu. __Aman Emin Bey yavaþ olun boðazýnýz da kalmasýn dedi gülerek. __Bir þey olmaz efendim diye cevap verdi Emin ama utandý biraz ve biraz daha dikkatli yemeye baþladý tabi konuþmaya da. __Neyse Celal Bey’ciðim bunlar bizim müdür Atilla’nýn kulaðýna gidince iþte o malum olay oldu. E tabi çeken var çekemeyen var dikkatli olacaksýn. Bu sýrada Celal içinden keþke çorbayý hýzlý içmesine mani olmasaydým diyordu. __Benim kulaðýma gelince hemen müdürün odasýna gittim. __Anlamadým, niye müdürün odasýna gittiniz ki, hem sizin Sinan’la pek öyle bir dostluðunuz yok benim bildiðim. __Doðru yok ama ne de olsa insan, herkes hata yapar gençken ben de öyleydim. O yüzden yardýmcý olmak lazým deðil mi efendim? Ýþte böyle efendim, o kadar sinirlenmiþim kapýyý çalmadan içeri daldým. Atilla denen o müdür ben içeri girince þöyle bir titredi, þaþkýn þaþkýn bana bakarken korktuðu her halinden belliydi. Sonra “Nasýl ne cesaretle bu odaya böyle girersiniz Emin Bey? “ diyerek bana bakýyordu. Bu sýrada kalkan çorba kâselerinin yerine kebap tabaklarý gelmiþti. Emin ilk anda kaþla göz arasýnda iki parçadan birisinin yarýsýný ve büyükçe bir ekmek dilimini aðzýna atmýþ ama küçük aðzý bunu alabilecek kapasitede olmadýðý için O’da eliyle bastýrma gereði duymuþtu. Bir an sürmüþtü bu durum çünkü Celal’in bir ara dolu gördüðü aðýz aniden boþalmýþtý, yenisini bekliyordu. Emin ise bir an soluklanýp konuþmaya devam etti. __Tabi ben öfkeyle karýþýk ona susmasýný ve beni dinlemesini söyledim. O ise aptal aptal suratýma bakýyordu. Ýyice kýzdým bu bakýþlara ve masasýnýn dibine kadar þöyle afillisinden masaya bir yumruk indirdim, oda da yankýlanan sesi Atilla’yý daha bir aptallaþtýrdý sanki. Sonra bu yaptýðýnýn doðru olmadýðýný söyledim. __Hangi yaptýðýnýn? __Ýþte O’da böyle sordu “Hangi yaptýðýymýþ?” “Hangisi olacak Sinan’ý sürmek istemeniz” dedim “Caným size ne ?”demez mi ben daha bir sinirlendim.” Ne demek beni ilgilendirmez O benim mesai arkadaþým, tamam biraz patavatsýz ama olsun çalýþkan iyi bir çocuktur.” O da bana “Ama bana hakaret eden birisine göz yumamam” diyerek lafýmý bitmeden aðzýma týktý hepsini iyice sinirlendim tabi.” Caným gençliðine verin O’da öðrenir zamanla, bizler yardýmcý olmalýyýz, öðretmeliyiz, olgun insanlar olarak onlara davranýþlarýmýzla örnek olmalýyýz. Ama siz, siz…” “ben burada asýlsýz suçlamalarla, hakaretlerle beni aþaðýlayan birisiyle çalýþmam, çalýþmasýna da izin vermem” kelimelerini duyunca ben de ipler koptu.””Hakaret mi ne hakareti az bile söyledi çocuk aslýn da seni þöyle iyi bir dövmeli“ diye baðýrdým, tam bu sýrada Emin kebabýn diðer parçalarýndan birisiyle pilavýnýn bir bölümünü önceki gibi midesine indirmiþti bile. Hem yemek yemek hem de konuþmak zor geliyordu ama iyi ki su vardý bu takviye O’na iyi geliyordu. Celal ise bir yandan O’nu dinliyor, bir yandan da kendisini izliyordu. __Sonra yine bir þeyler geveledi aðzýnda ama týktým o kelimeleri aðzýna ,”eðer bir mesai arkadaþým giderse ben de giderim ardýndan hem de sizi bir güzel dövüp öyle giderim dedim ve kapýyý çarparak çýktým. Ýþte sonrasý malum Sinan’ýn iþi hallolmuþtu. Tabi ben bundan sadece size bahsediyorum, umarým saklarsýnýz bunu bu tür þeylerle övünmek istemem de diyerek yemeðine devam etti ayný hýzla. __Tabi Emin Bey sýrrýnýz benimle güvende merak etmeyin siz diyerek baþýný salladý. Ama için gülüyordu. Emin ise kendisinden emin rahatça yemeðini yiyordu, tabi O’da arada sýra da aynaya bakmaya baþlamýþtý. Bu sýrada arka masa hesabý istemiþ kalkýyordu. Emin sandalyesini umursamazca kendisine doðru çekip tabaðýndaki kebabýn büyük bir parçasýný pilavýyla aðzýna koymuþ, eliyle de ekmek dilimini iteklemiþti. Bu sýrada gülen yüzünü kaldýrýnca gözü Celal’e takýlmýþ, O’nun ayaða kalkmýþ astýðý suratýyla ve iliklemeye çalýþtýðý ceketiyle arkasýnda bir yere baktýðýný fak etmiþti. __Aaa siz de mi buradaydýnýz Atilla Bey afiyet olsun dedi. Bunu duyan Emin öylece durdu bir an aðzýna týkýþtýrdýðý parçalarý unutmuþ kocaman açtýðý gözleriyle karþýna bakýyordu. Önce ayaða kalkmak istedi ama kýmýldamayan bacaklarý sadece titriyordu. Yüzü ise o her zaman ki kýrmýzýlýðýndan farklý bir hal almýþ yavaþ yavaþ da morarmaya baþlamýþtý. Elinden düþürdüðü çatalýn sesi, insanlarýn yemek yerken çýkardýðý sesler, konuþmalar, dýþarýda ki gürültü birbirine karýþmýþ, sonra ise kaybolmuþtu. Kulaðýnda Atilla sesi yankýlanýyor, kafasýnýn için de oradan oraya çarpýyordu sanki. Celal ise Emin’e telaþla bakýyor, O’ndaki bu anlýk deðiþimi fark edemiyordu. Emin bir anlýk bu durumun ardýndan sandalyesinden düþtü. Celal hemen Emin’in kravatýný çözdü, diðer masalarda ki insanlar etrafýnda toplanmaya baþladý ve herkes bir þeyler söylüyordu. Ama Emin’e herkes ayný þeyi söylüyordu “ATÝLLA” hem de baðýrýyor kahkaha atýyorlardý. O sýrada birisi O’nu yerden kaldýrdý ve hemen arkasýndan sarýlýp karnýna bastýrmaya baþladý ve üçünde sefer de Emin’in aðzýndan koca bir kebap parçasý fýrladý karþýya. Derin bir nefes alan Emin asýl kýrmýzýlýðýna kavuþtu ama bakýþlarý aynýydý ve sayýklýyordu: ATÝLLA, ATÝLLA BEY… Celal bunu duyunca “Aman Emin Bey sakin olun þaka yaptým efendim lütfen kendinize gelin, bakýn arka masa da Atilla Bey falan yok bakýn” dedi yaptýðý þakanýn sonucundan utanarak. Emin’in bakýþlarý düzeldiðini belli ediyordu. Sandalyeye oturup bir bardak su içti ve; __Ne þakasý anlamadým Celal Bey? __Evet, þaka efendim amacým birazcýk gülmekti o kadar __Ýyi de bununla ne alakasý var anlamadým __Ne alakasý mý þey ben zannettim ki Atilla Bey. __Ha olur mu caným sadece hýzlý yemenin sakýncalarý, sizi dinlemeliydim efendim dinlemeli. Siz de korktuðumu mu zannettiniz, nesinden korkacaðým O mendeburun dedi, dedi ama etrafýný kontrol etmeyi de unutmadý. Ardýndan saatine bakýp; __Ooo saatte bire geliyor efendim, isterseniz kalkalým dedi bu kez O da iyice süzdü kendisini ayna da, kravatýný düzeltti. __Tabi, siz nasýl isterseniz diyerek hesabý istedi Celal ve çýktýlar dýþarý beraberce garip garip kendilerine bakanlarýn arasýndan.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © çetin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |