..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Doðru þeritte olsanýz bile, olduðunuz yerde kalýrsanýz er geç ezilirsiniz. -Will Rogers
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Toplum > Yûþa Irmak




6 Mayýs 2024
Gülmek Ýçin Krala Aðlamak Ýçin Filozofa Gitmek  
Yûþa Irmak
Doðduðu zamanlarda tebessüm ediyordu Doðu, Batý ise hiçbir zaman vazgeçmedi kahkahadan. Sýrf bu yüzden perdeler diktirdi kahkahalarý giydirmek için ve alkýþlattý onu. Ciddiyet kadar komik bir þey yoktu! “Ciddi Olmanýn Önemi ” adlý oyunu seyredenler kýrýldý kahkahadan...


:EE:
Bakmayýn yaþadýðýma, yaþasam da bir kadavradan farksýzým bugünlerde. Evet, içim kan aðlýyor. Týpký büyük arabeskçimiz Müslüm Gürses’in bir þarkýsýnda: “Bütün duygularým aðýr yaralý” dediði yerdeyim…

Çoktandýr gülmüyorum. Kahkaha da atmýyorum. Hatta bir þeylere sevinemiyorum. Aslýnda manen mutluyum ama gülemiyorum. Ýçimdeki aðrýnýn bitmesi için her yolu denedim. Çok kere el uzattým ancak nafile! O sustu. Ben de sustum. Konuþmadý. Konuþmadým. “Ýnsan olan sözden illaki anlar” dedim. Ýlk hamleyi ben yapayým o beceremez ilkleri diye davet ettim. Ama kendim söyleyip kendim dinledim… Bir insanýn cevap alamamasý çok çirkin deðil mi sizce de? Herkesin zamaný kýymetli. Konuþmak istersen istersin, istemezsen istemezsin cevap vermek bu kadar zor olabilir mi?

***

Þimdi kimsenin olmadýðý -kim bilir belki de keþfedemediði- bir yerdeyim. Bir baþýmayým. Karþýmda bir göl; gölün etrafýnda aðaçlar… aðaçlarda kuþ sesleri, ot hýþýrtýlarý, böcek sesleri… toprak zemin ýslak ve hava hafiften soðuk. Motosikletime yüklediðim eþyalarý indirip çadýrýmý kurdum. Oltalarýmý çýkartýp yemlerini taktým. Ateþimi yaktým. Çayýn suyunu ateþe koydum. Görüþ alaným kadar düþüncelere dalmaya baþladým…
Kafamýn içi bulaþýk teli. Yüreðim teleme peyniri…
Bugün 30 Nisan 2024 salý. Saat 08:00.
Bir gün, bir geceyi burada geçirmeye geldim. Düþünmeye, okumaya, tefekkür etmeye, baþkaca þeyler düþünmeye ihtiyacým var…

***

Elime aldýðým yassý bir taþý gölün en uzak noktasýna fýrlattým. Taþ suya düþer düþmez, iç içe geçmiþ kadife halkalarýn yayýldýðýný gördüm. Ýþte bu “tebessüm” olsa gerek dedim.

Sonra biraz daha büyük bir taþý yakýn bir alana fýrlattým. Taþ suya düþer düþmez azgýn dalgalarýn gölün kýyýsýný dövdüðünü gördüm. Sonra bunu “kahkahaya” benzettim.
Tebessümle kahkahanýn birbirine ne kadar yakýn ve ne kadar uzak olduðunu fark ettim.

Doðduðu zamanlarda tebessüm ediyordu Doðu, Batý ise hiçbir zaman vazgeçmedi kahkahadan. Sýrf bu yüzden perdeler diktirdi kahkahalarý giydirmek için ve alkýþlattý onu. Ciddiyet kadar komik bir þey yoktu! “Ciddi Olmanýn Önemi ” adlý oyunu seyredenler kýrýldý kahkahadan…

Perde kapandýðýnda Oscar Wilde’ý ellerinin gürültüsüyle sahneye çaðýranlar, hak ettiðini düþünüyorlardý kahkaha tacýný. Oysa Wilde, “Oyun elbette beni de güldürdü ama bir tiyatro yapýtý eðlendirmesi yanýnda içimi sýzlatmazsa gecemi boþuna geçirdim duygusu verir bana” diyordu yanýndaki bir gazeteciye…

Ve Bernard Shaw yýllar sonra ayný duyguyu: “Bir komedi oynanýnca, izleyiciler gülmüþ mü, gülmemiþ mi beni hiç ilgilendirmez. Her budala bir topluluðu güldürebilir. Gülseler de, somurtsalar da kaç kiþinin içinin kaynadýðýna bakarým ben!” diyerek yaþadýðý hisleri paylaþýyordu yine baþka bir gazeteciyle…

Bugün ülkemde rüzgâr yerine Diazot Monoksit(N2O) esiyor sanki. Dev bir güldüren gaz odasýna dönmüþ deni dünyamýz! Heyyy! Sayýn kalabalýklar! Alkýþlarýnýz neden hep bu gülme gazýna! Milyonlarca insanýn elleri karnýnda, neþeli gebeler gibi hazýrlanýyorlar yavrulamaya. Peki ne doðuracaklar acaba?! Otobüsler, otomobiller, uçaklar, trenler, gemiler gülüþmelerle çýnlýyor, dikiz aynasýnda küçük diller oynuyor, vapur düdüklerini bastýrýyor gökyüzüne atýlan kahkahalar. Dikenli teller aþýlmýþ. Oksijenine azot sýzmýþ çoktandýr dünya havasýnýn. O renksiz, tatlý hoþ kokulu gaz sarhoþ ediyor zihinleri, sonra gülme isteði daha çok artýyor.

Ne sihir ama… Acý, keder ve eleme paydos. Aðrýlarýn hepsine duyarsýz kýlmýþ var olan sinirlerimiz… Uzun süre solunduðunda öldürüyormuþ insaný… Ne gam! Elbet bir gün herkes, hepimiz öleceðiz, belki bu da bir yan etki sayýlabilir týp dilinde… Istýrabý dindiriyor ya bir an! Yaþasýn insaný hayvandan üstün kýlan ve gökyüzüne fütursuzca atýlan kahkahalar! Yaþasýn da on sekiz çeþit gülme varken neden iki ayrý çehreyle yürümüþ büyük filozoflardan Demokritos ve Herakleitos? “Evlerden dýþarý adým atar atmaz, biri güler, diðeriyse aðlardý.” (Juvenal, X, 28) Ýki ayrý elekle elenirdi halk. Þu eski Yunanlýlar gerçekten tuhaf adamlar. Yedi Bilge’den Myson gülerdi tek baþýna bir köþeye çekilip. Görenler, “Niçin yalnýz baþýna gülüyorsun?” dendiðinde: “Yalnýz baþýma olduðum için!” dermiþ. Yine Aristippus, Sokrates’in meclisini terk edip krala yanaþtýðý için ayýplanmýþtý da kendini þu cümleyle atmýþtý sahile: “Bilgi sahibi olmak için Sokrates’e gidiyordum. Þimdi de gülmek için krala geldim!”

Peki sizi güldüren nedir asýl? Gerçekten çok merak ediyorum siz neye gülersiniz acaba? Ya da ne için gülüyorsunuz? Aðýz kenarlarýnýzýn simetrik hareket ederek göz çevrelerinizde çizgiler oluþturmasý gülmenin sahici olup olmadýðýný gösteren bir ayna. Bir insan gülüyorsa yapmacýk olmasý mümkün deðil. Eðer öyleyse hakikaten gülüyorsunuz demektir bu. Yoksa simetri bozulur, gerçekten gülmediðiniz ortaya çýkardý… Durun bir saniye! Niye güldüðünüzü tahmin edebiliyorum sanki… Sanýrým yere düþen birini gördünüz… Yahut aþýk olduðu bir kadýndan karþýlýk bulamamýþ sarhoþ birinin naralarýna, baðýra çaðýra söylediði yarým yamalak þarkýsýna gülüyorsunuz. Ya da aklýnýza Recep Ývediðin osuruðu gelmiþtir ona güldünüz. Ne bileyim iþte Cem Yýlmaz’ýn bel altý esprilerine… Belki de Einstein çýkardýðý dile de gülmüþ olabilirsiniz.

Eðlence Tanrýsý Comos, “Comique“likler yapýyordur belki de kim bilir… Belki de sýrf insan olduðunuz için gülüyorsunuzdur. Ne diyordu Bergson; “Komiðin Manasý Üzerine Bir Deneme“sinde: “Ancak insanlara ait olan þeyler komik olabilir. Mesela bir manzara güzel veya çirkin olabilir fakat komik olamaz.” Haksýz mý? Deðil elbet… Ýnsan mý var, perdeler de vardýr o halde! Bu gülmeyi bilen canlý, koparýr koparmaz çevreden ilgisini… Sessiz bir film izlemeye baþlýyorsunuz. Ýki komiðe dönüþüyor iki filozof, komediye dönüþüyor her bir trajedi. Lorel ve Hardy modern zamanlarýn temelini attý siyah beyaz küreklerle. “Komik denilen þey hakikatin zýddýdýr” dese de Bergson, hakikat bizatihi komedi oluyor deyip ve baþkasýnýn yerine bir türlü koyamayanlar devam ediyorlardý gülmeye…

Bir yerde okumuþtum. Nereden okudum aklýma gelmiyor ama þöyle diyordu: Gülmek, “Kül-mek”ten geliyor diyordu.. Öyle ya, ateþin olmadýðý yerde külün iþi ne? Sonra “Benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler çok aðlardýnýz,” diyordu adýna kurban olduðum Muhammed Mustafa(sas)… Sonra bizleri bilgiye çaðýrdý. “Güldüren de O’dur, aðlatan da O! Öldüren de O’dur yaþatan da O!” Kur’ân-ý Kerim’in Necm suresinde. Bu da bizleri sezmeye çaðýrdý. “Çok suyun ekinleri öldürdüðü gibi, çok gülmek de kalbi öldürür,” demiþti Hz. Ömer(r.a.). O da bizi daha çok sevgiye çaðýrdý.

Evet, doðu, doðduðu zaman hep tebessüm etmiþti. Hatta tebessümü, ibadet sayýp bir kazanç sayýyordu. Ýyilikten, iyiliklerden latifeler yapýlýyordu ama asla hakikate zýt düþmeden yapýlýyordu. Bir gün; “Ýhtiyarlar cennete giremez” demiþti Hz. Muhammed Mustafa yaþlý bir kadýna þirin sesiyle. Ýhtiyarý hüznün sardýðýný görünce: “Gençleþerek cennet bahçelerinde gezecekler,” dedi hemen tebessüm ederek…

Ah Doðu ve doðunun insaný… Kaba kahkahalarýndan ne zaman kurtulacaksýn acaba?
Ne zaman yakalayacaksýn tebessümü yeniden çok merak ediyorum bunu! Gösteri konuþmalarý daha ne vakte kadar eðlendirecek acaba seni? Lâtif olanýn kuluna latifeler yaraþýr bu doðru. Ama nükteyle nokta koymak gerek bazen derin ýrmaklara…

Ne ise… saat gecenin þuan ikisi. Bir tane balýk tutamadým daha… Ne diyelim? Allah kerim.

Kalýn saðlýcakla.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplum kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Hallerinden Memnun Cevherlerimiz
Birey mi, Bencil mi?
Elveda Bilgi Elveda Akýl
Nasýl Bir Ýnsansýnýz?
Milliyetçilik Üzerine Lakýrdýlar
Aklýmýn Çengeline Takýlanlar…
80’ler Ölebilir mi?
Nezakete Davet!..
Haberin Gerçek Yüzü ve Gerçeðin Önündeki Engeller
Ey Aðlamak Unuttuk Seni

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýþlenmemiþ Cevherler Ülkesi: Türkiye
Hakikati Hakikat Olduðu Ýçin Sevmek
Gidene Yol, Kalana Yer Vermek
Ýstanbul’u Düþünmek
"Bu Dünya Ýþi Oyundur Oyun"
Abdülhamid, Abdülhak Hâmid ve Karýndeþen Jack
Aðaç Deyip Geçme!
Bir Çýðlýk
Anýlarýn da Meskeni Var
Kendini Anlatma Þekli

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Gözbebeði Turþusu [Þiir]
Bir Hicran Naðmesi [Þiir]
Sakin Bir Acý [Þiir]
Geldim [Þiir]
Sözün Çiçeði [Þiir]
Sevgiliye Hasretle [Þiir]
Geceye Kâside [Þiir]
Benimle Ölür Müsün? [Þiir]
Beste-i Nigar [Þiir]
Bilemezsiniz [Þiir]


Yûþa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aþýðý! Yayýncý, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.