Gerçek sanat, gizlenmesini bilen sanattýr. -Anatole France |
|
||||||||||
|
Beþ gün sonra. Yüksek binalar güneþi engellese de masmavi, tabak gibi gökyüzünün bir kýsmýný görebiliyordu. Hýzlý hýzlý yürüyordu sanki bir randevuya yetiþmek ister gibi. Aslýnda tabii böyle bir þey yoktu, bu telaþ tamamiyle iradesi dýþýndaydý. Ýþ arýyordu, saða sola bakýnýyordu... Birkaç yere sormuþ hepsinden de ayný cevap gelmiþti: Elemana ihtiyaç yok! Karþýlaþtýðý insanlarýn yüzleri gülmüyordu, sanki bir þeyden korkar ve kaçar gibiydiler, hareketlerinden stres içinde olduklarý kolayca anlaþýlýyordu. En sakin yüze sahip olan, önüne açtýðý kirli bezin içindeki birkaç liranýn sahibi þu çingene dilenciydi. Maskesizdi, gülümser gibiydi, sakindi, rahattý, merakla saða sola bakýyor ve “Allah rýzasý için, Allah rýzasý için” sözlerini tekrar edip duruyordu. Erkekli kadýnlý insanlarýn çoðunun yüzleri maskeliydi, az da olsa onun gibi maskesiz dýþarý çýkmýþ olanlar da vardý. Karþýsýndan gelen yanyana yürüyen iki bayana çarpmamak için biraz saða çekilince orta yaþlarda, kýsa boylu bir adamýn omzuna dokundu. -Pardon, deyip yoluna devam etti. Adam öfkelendi, eliyle Bekir'in kolunu yakaladý. Bekir mecburen durdu. -Yolda yürümeyi de bilmiyorsan þehirde ne iþin var? Sosyal mesafeye uymadýðýn gibi maske de takmamýþsýn. -Pardon dedim, acelem vardý özür dilerim. Adam söylenmeye baþladý, bir sýkýmlýk caný vardý ama belaya girmeye deðmezdi. Onun için söylenenlere aldýrýþ etmedi, yoluna devam etti. Adam, sesi daha iyi duyulsun diye maskesini indirip arkasýndan baðýrdý: -Ayý oðlu ayý! Bu kadarýna da tahammül edemezdi; çünkü bu sözde rahmetli babasýna da hakaret vardý. Geri döndü, gerindi ve sað yumruðu adamýn yüzünde patladý. Yumruðunun yarýsý boþa gitse de adam, yarým metre kadar geriye düþüp yere kapaklandý. Aðzýndan kan akýyordu. Ýki kiþi adamla Bekir'in arasýna girdi. Kavga önlenmiþti, adam yerden kalkmaya çalýþýyordu, sesi çýkmýyordu, Bekir yoluna devam etti. Bütün maðazalar kapalý olmasýna raðmen ortalýk insan doluydu. Kaldýrýmlar hýnca hýnç. Asýk suratlý, kayýtsýz bakýþlý insanlar... Kavga ettiði adamýn, sosyal mesafe dediði kurala uymak bu þartlarda ne mümkündü! Caddede birkaç otomobil, aðýr aðýr ilerliyor. Az ötede bir polis otosu park etmiþ, yanýndaki iki polis gelen geçenleri inceliyor. Arada durdurup soru sorduklarý insanlar da var. Bekir, polislerin yanýndan geçerken hemen bir polis eliyle iþaret edip durdurdu. -Delikanlý masken nerede? -Benim maskem yok. Hiçbir yerden alamadým, eczanelerde de satýlmýyor. -Maskesiz dolaþmak yasak, hem sen terörist de olabilirsin. Evet evet, sen bir teröriste benziyorsun. Kimliðini ver ve arabaya bin. Birkaç dakika sonra Bekir, karakolda sorguya çekiliyordu. Yaþadýklarýný anlattý, ona inandýlar. Hatta polisler, kendileri için söyledikleri lahmacunlardan ikram ettiler. Önümüzdeki Cumartesi ve Pazar günü sokaða çýkma yasaðý konabileceðini, o nedenle þimdiden tedbirli davranmasý gerektiðini söylediler. Bir polis, Bekir tam oradan ayrýlacaðý sýrada: -Bir dakika bekle, deyip yan odaya gitti ve biraz sonra elinde beþ maske ile gelip birini Bekir'e taktý, dördünü de yedekte bulunsun diye ona verdi. Bekir, lahmacunlarý yerken de maskeleri alýrken de çok utandý. Aklýna hep babasýnýn “Oðul, hak etmediðin bir malý sakýn alma. Alýn terinle kazandýðýn senindir. “ sözü geldi. Babasýnýn nasihatleri bu kadar deðildi tabii: Oðul, dürüst ol, namuslu ol, doðru yolda ol, kibar ol, fedakar ol, çalýþkan ol, merhametli ol, saygýlý ol, vefakar ol, cefakar ol, sabýrlý ol, sýrdaþ ol, ol ol ol... ama illaki insan ol oðul insan ol... Karakoldan çýkar çýkmaz Bekir, elini cebine attý, paralarýný çýkarýp saydý: 4 lira 50 kuruþ. Her gün ekmekten baþka bir þey yemediði halde 17 lira 25 kuruþtan geriye bu kadar kalmýþtý. Ýki gün bu parayla alabileceði kadar yiyecekle idare edecekti. Ne alabilirdi ki, iki ekmekten baþka? Öyle yaptý, karþýsýna çýkan ilk fýrýndan iki ekmek alýp eve döndü. Zaten gökyüzü de kurþun rengine bürünmüþtü, yani her an yaðmur yaðabilirdi. (Devam edecek...)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |