Seçmenimizin, kesin olmayan sonuçlara göre yaklaþýk %51.8’inin (Aslýnda %38 ama bu lanet seçim sistemine göre) yani 21 milyon kiþinin FITRATI bir kez daha tescil edildi. Gerçi bu sayýlarda önceki seçime göre düþüþ olmasý sevindirici ama yine de az deðil elbette.

Bu yurttaþlarýmýzý… Ayakkabý kutularýndaki paralar, sýfýrlalanan milyon dolarlar, eurolar, evlerdeki kasalar, sayýsýz villalar, gemiler, gemicikler, gecebiten(*) gibi vakýflar, þirketler…

Doðanýn, kentlerin rant uðruna talaný… Konya ovasýnýn buðday üretmez duruma gelmesi… Sularýn yok pahasýna satýlmasý sonucu torunlarýnýn içme suyunu uluslararasý tekellerin insafýna býrakmasý…

Hayatýný, padiþahýn iki dudaðýnýn arasýndan çýkacak sözlere emanet etmek… Her türlü muhalefetin zorbalýkla, baskýyla bastýrýlmasý… Hukukun guguk olmasý… Haber alma, düþünce ve düþünceyi ifade etme özgürlüðünün yok edilmesi…

Ýktidar uðruna dinsel, mezhepsel, etnik farklarýn kaþýnmasýndan, çatýþmasýndan doðacak büyük tehlike… Kelle kesip, kestiklerinin ciðerlerini yiyenlere verilen destek vb… Hiçbiri, hiçbir þey ilgilendirmiyor.

Hepsine “Eyvallah” diyen, seçim sistemi sayesinde milli irade sayýlan bu fýtratýn, her soydan ve boydan ekonomik nemalanma, sosyolojik, psikolojik, arkaik, toplumsal psikiyatri, toplumsal genetik açýsýndan irdelenmesini iþin uzmanlarýna býrakýp milli iradenin(!) dýþýnda kalanlara bakalým.

Onlar, bu seçimde ne demek istedi?

%38,5 yani 16 milyona yakýn seçmenin muhafazakâr, siyasal Ýslama yakýn bir bölümü (MHP, BBP, SP oylarý) Ýhsanoðlu ile düþünsel bað kurduklarý, kariyerinden, diðeriyle kýyas edilmeyecek, yumuþak, saygýlý, nazik kiþiliðinden etkilendikleri için tercih etmiþlerdir ki bunlarýn oy toplamýnýn fazla olduðunu sanmýyorum. Aldýðý oylarý da kendi çabasýyla aldýðýný kabul etmek gerek. Çünkü sürekli baðýrýp çaðýran, tehdit eden, hýrçýn, dediðim dedik politikacý tipinin verdiði býkkýnlýk ve kurtulma isteði toplumda çok yoðundu.

CHP ve MHP’nin pat diye tabanlarýna dayattýðý adayý, kadrolarýn, tabanýn hemen baþ tacý edip onun için koþturmasý beklenemezdi doðal olarak.

Çoðunluðu ise içlerine sinmediði halde, çaresizlikten “Týpýþ týpýþ” gitmek zorunda kalanlar. Bu gerekçe, %9.8 yani 4 milyona yakýn oy alan Demirtaþ oylarýnýn bir bölümünü de kapsýyor. Politikasý inandýrýcý gelmese bile Demirtaþ’ýn sakin, saygýlý, düzgün, nazik kiþiliðinin bu oy kaymasýndaki rolü yadsýnamaz. Saygýn, özlenen, nesli tükenen bir politikacý kiþiliði sundu Demirtaþ.

%26 yani 14,5 milyonu seçmen sandýða gitmedi. “Bana ne, ben mi kurtaracaðým”cýlar, “Aaaa seçim mi varmýþ ayol, diyen lay lay lom”cularý çýkarýr ve geçersiz oylarý da sayarsak en az 12 milyon (Hadi itirazlara karþýn indirelim, 11 milyon seçmen diyelim) ne dedi?...

“Aptal yerine koymanýzdan, patronlarýnýzýn ve sizin dayatmalarýnýzdan, korku tacirliðinizden, göstermelik vatan, millet, Sakarya ve her renge saygýsýzca buladýðýnýz Atatürkçülük edebiyatýnýzdan, milliyetçiliðinizin her türünden, tavþana kaç, tazýya tut politikalarýnýzdan býkýp usandým. Politik entrikalarýnýzý, kirli pazarlýklarýnýzý yutmuyorum, hepinize lanet olsun, demokrasicilik oyununuzu oynamýyorum, artýk bensiz politika yapamazsýnýz!” dedi.

Ýhsanoðlu seçmeni içinde, muhafazakâr olmakla birlikle herkesin inancýna saygýlý, demokratik, daha adil bir düzeni özleyen, diktatörlük, vurgun talan karþýtý seçmenleri gözardý edemeyiz.
Bu durumda, dinsel, etnik, mezhepsel, cinsiyetçi ayrýmcýlýða, talana vurguna karþý olma temelinde, en kötümser tahminle 21 milyona karþý 27 milyon seçmen birleþiyor, deðil mi?...

Peki, hani milli irade nerede?...

Bu durumda, cumhurbaþkanlýðý seçiminin, asgari burjuva demokratik normlarýna göre ve etik olarak meþruluðu sorgulanmayacak mý?... Muhalif güçler, birbirini suçlamak, birbiriyle didiþmek yerine enerjilerini bu yöne kaydýrýrsa bu seçimin gayrýmeþruluðu saptanmaz mý?...

Bu gemi bu yükü kaldýrmaz hanýmlar, beyler!...

Afrika’dan deðerli maden ve maddeler(?) taþýyan gemilere, gemiciklere benzemez toplumsal gemiler.

Ya dümeni tutacak namuslu, kaptanlar ve mürettebat bulur, rotayý çizer yüzer gider, limana varýr ya da batar bu gemi hanýmlar, beyler!…

Batar!...

Elbette fýrtýna, bora olacak… Hava patlayacak… Gemi þiddetle sallanacak. Göze almak gerek. Göze almak zorundayýz, baþka gemimiz yok ki?...

Ýþte “Bu ahval ve þerait içinde” iyi kaptanlarý, iyi mürettebatý nasýl bulacaðýz?...

Hep birlikte kafa yoralým, yorumlarla düþüncelerimizi aktaralým.
Bundan sonraki yazýyý birlikte yazalým.

Bizde umut ve çare tükenmez. Yeter ki üretelim.

(*) Gecebiten: Çimler içinde birdenbire çýkýp büyüyen, çime benziyen, saçaklý kökler salarak çimleri öldüren bir ot çeþidi.)

11.08.2014
Vildan Sevil