Kendinden daha uyanýk insanlarý iþe aldýðýn zaman, senin onlardan daha uyanýk olduðunu kanýtlamýþ oluyorsun. -R. H. Grant |
|
||||||||||
|
Son yýlbaþýndan bahsediyorum. Bu kez yeni yýla girmek hiç kolay olmadý benim için. Eski yýlda tutsak kalacaðým diye ödüm koptu. … Taa ortaokuldan arkadaþ, kýrk yýl sonra ilk kez karþýlaþacaðýz; olacak ya, gelirken hediye de almýþ. Elindekine, “Bun ne?” dedim. Viskiymiþ. Þaþýrdým tabi, insan kýrk yýl görmediði arkadaþýna tutar viski mi alýr. Özrü de kabahatinden büyük: Hani benim ortaokulda dindersini karneye zayýf getirmiþim ya, iþte, mutlaka içki içiyordur, diye düþünmüþ. Yeni yýla bununla gir, diye de tembih etti. Kel baþa þimþir tarak misali gelse de, hediye hediyedir, aldýk kabul ettik. Ha o dindersi olayý mý? Aslýnda önemli deðil. Orta birdeyiz. Ýlk karneleri aldýk, çoðu arkadaþýn notu baþtan aþaðý spor totoyu andýrýyor. O sýralar daha televizyonlar yok gibi, varsa da bir iki kahvehanede. Biz ilgi odaðýyýz. Trenden indik köy meydanýna doðru ilerliyoruz. Herkes zayýflarý soruyor, “Kaç tane?”. Arkadaþlar önce kendi zayýflarýný söylüyorlar; üç tane, dört tane ama çok gerekliymiþ gibi benimkini de söylemeden edemiyorlar: - Mehmet’in bir tane ama, Dindersi! Üstelik hacý amcalardan biri de, “Bu heç eyi olmamýþ, hepsi zayýf olaydý da Dindersi eyi olaydý!” demez mi? Ýþte viskinin getiriliþ sebebi buymuþ; her dersi çalýþýp din dersini zayýf getiren çocuk büyüyünce içki içmeyecek de tarikat þeyhi olacak deðil ya, diye düþünmüþ olmalý. … Asýl sorun yeni yýl yaklaþýrken ortaya çýktý. Oðlan þiþeyi kaptý geldi. Nerden duydularsa kokusunun tahtakurusuna benzediðini duymuþlar. Bir yudum alýp arkasýndan çikolata sokuþturmazsan mide bulantýsýndan helak edermiþ adamý. Anlaþýlan bizimkiler viskinin adýný duyunca bilimsel araþtýrmalara dalmýþlar. Kapaðý açtým, bardaða dökmeðe çalýþýyorum. Akmaða hiç niyeti yok. Silkele, ýýh. Ýnadý inat, “Grev gözcüsü gibi”, “Ben bu þiþeden çýkmam!” diyor. Olacak gibi deðil. Kendi kendime de kuruluyorum yani. Ben bir þiþeden viskiyi çýkaramayacak kadar yeteneksiz miyim yahu! Haydi dökülmüyor neyse de çoluk çocuk alay etmeðe baþladý: -Sen yeni yýla bununla girmeyecek miydin? Kaldýn gitti, eski yýlda. … Bunun yerine bira filan içsek yeni yýla kabul edilir miyiz, dedim; o da olmuyor. Saat on biri geçmiþ. Malum saat on, içki satýþý son. Kanun böyle. Kaldýk mý yine inatçý viski þiþesinin eline. Bu arada çözüm aramaktayým. Bir an gelir gibi de oldu; “Bir býçak getirin!” dedim. Býçaðýn ucunu kapaðýn altýndan bir geçirirsin, týk koptu. Evet, yeni yýla giriyorum! Ardýndan çikolata ile dürte dürte bir dublesini hakladým. “Nasýl nasýl? Tahtakuru yer gibi mi?” sorularý eþliðinde ikinci dubleyi yarýladým. Duble dedimse de öyle çok bir þey deðil caným. Adý duble. Türk filmlerinde varsýl rölü oynayanlardan da bilirsiniz ya, bunun dublesi bardaðýn dibinde iki parmak. Ýkinci dublenin ikinci parmaðýný da halyol ediyordum ki, biri kumandanýn neresine dokunduysa ekranda nur yüzlü bir ihtiyar. Ama, aðzýndan çýkanlar öyle çok nurlu deðil: -Evlerine ateþler salsýýýn, yuvalarý yýkýlsýnýýýn! Aman aman, ilencin bini bir para. Bir ilenen adama bir de bardaðýn dibinde kalan son yuduma baktým. Hiçbir anlam veremedim. Hem iki duble viskinin kime zararý var. Tek sakýncasý, dýþarýdan alýndýysa döviz gider. Oysa durum öyle deðilmiþ; ben yeni yýla girememe telaþýndan anlamamýþým. O çýrpýna çýrpýna ilenen ihtiyar o ünlü Fethullah Hocaefendi Hazretleriymiþ. Ýlenilen de bizim Hazreti Tayyip. “Durun, siz kardeþsiniz!” diye baðýrmak geldi içimden, ama sustum; büyük adam bunlar, neyi paylaþamadýklarýný biliyor muyuz? Neyse, yeni yýla girerken keyifli de olmadý deðil. Þimdi buna bir duble daha iyi gider. Gereksiz bilgi olarak þunu da anýmsatayým ki, bizim Furunlu’da buna benzer beklenmedik keyifli durumlarda, “Amman Yavrum Çökelek!” derler. Neden derler, bilmem. Herhalde biri öyle uyduruvermiþ, gerisinin de hoþuna gitmiþ olmalý, söylenir gelir. Hem kamu malýný yaðmalamakla bizim köyün çökelek peynirinin ne ilgisi olabilir? … Bizim üçüncü duble de bitince sýra geldi, kalanýný bir dahaki yeni yýla saklamaða. Yalnýz kapaðý da bozduk, düzelmiyor da, viski nasýl saklanacak? Aklýma birden çocukluðumdaki gazyaðý þiþeleri geldi. O zaman elektrik yok; aydýnlanmada gazyaðý kullanýyoruz. Uçup yabana gitmesin, diye de þiþenin aðzýný darý sömeði ile sýkýca kapatýyoruz. Sömek dediðim tanelenmiþ darý koçaný. Gazyaðýný koruduðuna göre viskiyi de korur. Þöyle sýkýca yerleþtirdim mi, bir sonraki yeni yýla kalýr. “Getirin bir darý sömeði!” dedim. Ne deseler beðenirsiniz. Biz darý mý ekiyormuþuz, evde sömeðin ne iþi varmýþ. Ýkide bir darý kavurmasý yiyoruz ya diyecek oldum, o darýlarý da pazardan tanelenmiþ alýyormuþuz. Çok istiyorsam, arka bahçede bir hasýrlýk boþ yer varmýþ, özel viski darýsý ekebilirmiþim. Ohoo, ben darý ekeceðim de sömeði olacak da kuruyacak da tanelenecek de. Ölme eþeðim ölme. Ben eski yýlda mahsur kalýrým da yýllarca yeni yýla bensiz girersiniz. Ama ben hazýr darý sömeðinde ýsrarlýyým. Hanýma döndüm: -Senin o darý aldýðýn satýcý, darý torbasýný verirken, üstüne iki sömek koyup, “Yenge bunlar da bulunsun, bakarsýn viski miski içen olur.” demiyor mu? Bu nasýl esnaflýk, bu ne düþüncesizlik! Baktým bizimkilerin kaþlarý yukarý yukarý kalktý. Anlaþýldý, darýcýlýkta sömek hizmeti söz konusu deðil. Anlayacaðýnýz zor durumdayým, bu yýlý iyi kötü geçtik, gelecek yeni yýl tehlikede. Çaresiz “Bari bir çözüm yolu bulun.” der gibi boynumu bükmüþüm. Baktým oðlan bir plastik týpa buldu geldi. Bu yýllýk bununla idare edecek miþim. “Bunlarý nereden buldun?” dedim, “Çekmecede çok, sen darý sömeðinde ýsrar etmesen!” dedi. Bir dahaki yeni yýla da hazýrým anlayacaðýnýz. av.mehmetonder@hotmail.com
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |